SIVIL KIŞI SANIK HAKKINDA AÇILAN KAMU DAVASININ, ANAYASA, 353 VE 5271 SAYILI YASA’DA YAPILAN DEĞIŞIKLIKLER NEDENIYLE ADLİ YARGI YERINDE GÖRÜLMESININ GEREKTIĞI
Ceza Bölümü 2013/11 E. , 2013/14 K.
- SIVIL KIŞI SANIK HAKKINDA AÇILAN KAMU DAVASININ, ANAYASA, 353 VE 5271 SAYILI YASA’DA YAPILAN DEĞIŞIKLIKLER NEDENIYLE ADLİ YARGI YERINDE GÖRÜLMESININ GEREKTIĞI
“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : K.H.
Sanık : O.B.
O L A Y : Solhan İlçesi Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği karşısında bulunan iki ayrı markete 14.10.2010 günü yapılan silahlı saldırı olayıyla ilgili olarak hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, geçici köy korucusu olan sivil kişi sanık O.B.’un evinde yapılan aramada bir adet MKE MOD45 KF MKE 1-22 sayılı el bombasının ele geçirildiği, bombanın sanığa koruculuk göreviyle ilgili olarak tevdii edilmediğinin anlaşıldığı, sanığın bu suç eşyasını izinsiz surette muhafaza ettiği, böylece tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 174/1,53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Solhan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.11.2010 gün ve E:2010/310, K:2010/47 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.
SOLHAN ASLİYE CEZA MAHKEMESİ:22.12.2011 gün ve E:2010/57, K:2011/55 sayıyla; yargılama aşamasında yapılan soruşturma sonucunda, suça konu eşyanın Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle “askeri eşya” olduğu, bu durumda söz konusu eşyanın kaybedilmesi halinde 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 130. maddesinde düzenlenen “hizmete mahsus eşyanın kaybedilmesi” çalınması halinde ise, 131. maddesinde düzenlenen “askeri eşyanın çalınması” suçlarının oluşacağı,o halde ele geçen silahın “askeri eşya” ve sanığın geçici köy korucusu olması nedeniyle yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 1.3.2012 gün ve E:2012/526, K:2012/88 sayıyla, sivil kişi sanığı, ileri sürüldüğü gibi “askeri suç” işlemiş olsa dahi yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahke-memize gönderilmiştir.
Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 24.9.2012 gün ve E:2012/27, K:2012/27 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL, A. Zeki LİMAN’ın katılımlarıyla yapılan 11.03.2013 günlü toplantısında;
I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa’nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Hulusi Gül’ün davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu’nun “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan “Genel Görev” başlıklı 9. maddesinde; “Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
“Askeri suç” ise, öğretide ve uygulamada;
a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu’nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,
b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu’nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,
c) Türk Ceza Kanunu’na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.
Sanığın sivil kişi olması nedeniyle 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.
5530 sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilen 353 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde, “Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır”;
5918 sayılı Yasa’yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır”;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 145. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz”denilmiştir.
Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemeleri durumunda adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.
Olayda, sanığa yüklenen eylemin iddianamede nitelendirildiği üzere Türk Ceza Kanunu kapsamında bulunan “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması” ya da adli yargı yerince nitelendirildiği üzere “askeri suç” olduğu kabul edilse dahi, sivil kişi sanık hakkında açılan davanın yukarıda anlatılan nedenlerle her halde adli yargı yerinde görülmesinin gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Solhan Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Solhan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2011 gün ve E:2010/57, K:2011/55 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.03.2013 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.