);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin zararının idarece giderilmesi istemiyle açtığı rücuen tazminat davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği  hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO       : 2014 / 769

KARAR NO    : 2014 / 821

KARAR TR     : 14.07.2014

ÖZET : Sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin zararının idarece giderilmesi istemiyle açtığı rücuen tazminat davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği  hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : A. Sigorta A.Ş.

Vekili             : Av. F.P.

Davalı           : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. M.B.                 (Adli Yargıda)

                         Av. A.F.                  (İdari Yargıda)

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete 0001-0210-03992030 nolu Tüm Oto Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan Partner Otomotiv ve Ticaret A.Ş.’ye ait Fırat Sönmez’in sevk ve idaresindeki 34 AB 4450 plakalı aracın 14.02.2012 tarihinde, İstanbul Avcılar D-100 karayolu istikametinde seyir halinde iken yolun sol kısmındaki çukura girmesi nedeni ile tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini;  kazanın yolun gerekli bakım ve onarımından sorumlu olan davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığını;  davacı şirkete vaki hasar ihbarına müteakip yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 19.04.2012 tarihli ekspertiz raporuna istinaden sigortalıya 1.392,16 TL hasar tazminatının 30.04.2012 tarihinde ödendiğini; 1.392,16 TL’lik rücu alacağı için davalı idareye başvuruda bulunduğunu, davalı idare tarafından bu talebinin 04.06.2012 reddedildiğini belirterek; 1.392,16 TL’nin ödeme günü olan 30.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsili istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

İSTANBUL 7. İDARE MAHKEMESİ: 25.09.2012 gün ve E:2012/1169 K:2012/1352 sayılı kararında “… 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6099 sayılı Kanunu’nun 14. maddesi ile değişik 110. maddesinde, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının, (işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil) adli yargıda görüleceği hükmü getirilmiştir.

Anılan mevzuat hükmü uyarınca 2918 sayılı Kanundan doğan sorumluluk davalarının, hizmet kusuru veya kişisel kusur ayrımı yapılmaksızın, adli yargı mercilerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinde; bakılmakta olan davanın davalı idarenin yol bakım görevini yerine getirmemesine bağlı hizmet kusuru nedeniyle oluşan zararın tazmini istemiyle açıldığı görülmekte olup, 2918 sayılı Kanun ile davalı idareye getirilen sorumluluğun yerine getirilmediği iddiasından kaynaklanan davanın yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca adli yargı mercilerinde çözümlenmesi…” gerekçesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Verilen karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine; İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 06.02.2013 gün ve E:2013/187 K:2013/1839 sayılı ilamı ile itirazın reddi ile görevsizlik kararının onanmasına karar vermiş ve onama kararına karşı yapılan karar düzeltme talebinin de aynı mahkemece 04.09.2013 gün ve E:2013/11201 K:2013/11057 sayılı kararı ile reddedilmesi ile görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargıda dava açmıştır.

İSTANBUL 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.04.2014 gün ve E:2013/511 K:2014/191 sayılı kararında ; “… Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06.05.2013 gün E:2013/2277 K:2013/6380 sayılı kararı ve yine aynı dairenin 18/04/2013 gün E:2013/2089 K:2013/5786 sayılı ilamlarında olduğu gibi 2577 sayılı idari yargılama usulü yasasının 2/b maddesine göre idari yargıda tam yargı davası olarak açılması gerekir. 2918 sayılı yasanın 110. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı bu nedenle adli yargının görevli olmadığı…” gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dava konusu miktar dikkate alınarak kesin olarak karar vermiştir.

Davacı vekilinin talebi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 14.07.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde,  olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyaların incelenmesinden; şirkete sigortalı vasıtanın 14.02.2012 tarihinde İstanbul Avcılar D-100 karayolu istikametinde seyir halinde iken, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiği, meydana gelen hasarın davacı sigorta şirketince sigortalıya ödendiği, trafik kazası tespit tutanağına göre yolun bakımından sorumlu olan davalı idarenin  kusurlu olduğu ileri sürülerek 1.392,16TL rücuen tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2014 gün ve E:2013/511 K:2014/191 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

 

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2014 gün ve E:2013/511 K:2014/191 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.07.2014 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT