2247 SAYILI YASA’NIN 19. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI İŞ KANUNU (4857) Madde 92
Hukuk Bölümü 2008/172 E. , 2008/242 K.
- 2247 SAYILI YASA’NIN 19. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
- İŞ KANUNU (4857) Madde 92
“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : M.Ö.
Vekili : Av. Ö.A.K.
Davalı : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Vekili : Av. B.D.
O L A Y : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü’nün 20.1.2006 gün ve 1331 sayılı işlemi ile, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/2 maddesine muhalefet edildiğinin tespit edildiğinden bahisle 108. maddesine dayanılarak aynı Kanunun 107/a maddesine göre davacı adına idari para cezası verilmiştir.
Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
ANKARA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 31.5.2006 gün ve E:2006/38 İtiraz, K:2006/38 İtiraz sayı ile, itiraz eden vekilince, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü’nce verilen idari para cezası kararının iptalinin istenildiği, celp olunan itiraz konusu karar ve eklerinin tetkikinden, bu kararın itiraz edene 20.1.2006 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 14.3.2006 tarihinde yapıldığı, itiraz konusu idari para cezası kararının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 108. maddesi doğrultusunda verildiği, 108/2 maddede ise, bu Kanuna göre verilen cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edileceği, itirazın idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağı, itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğunun belirtildiği, bu hükmün yürürlükte olduğu, Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği, dolayısıyla görev yönünden yürürlükte olan ve sadece 4857 sayılı İş Kanunu’na göre verilen idari para cezaları ile ilgili olan 108. madde hükmünün uygulanması gerektiği anlaşıldığından görevsizlik kararı vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Davacı vekili, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 12. İDARE MAHKEMESİ; 3.3.2008 gün ve E:2006/1649 sayı ile, davacı vekili tarafından, müvekkiline 4857 sayılı Kanun’un 92/2. maddesine aykırı davrandığından bahisle, aynı Kanunun 108 ve 107/a maddeleri uyarınca 7.144.-YTL para cezası verilmesine ilişkin 20.1.2006 tarih ve 1331 sayılı işlemin iptali istemiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na karşı dava açıldığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun muhtelif hükümlerinden söz ederek, 8.2.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 578. maddesinin (öö) bendi ile, 4857 sayılı İş Kanunu’nun idari para cezalarında idare mahkemelerini görevli kılan 108. maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı, yapılan bu düzenleme ile, İş Kanunu’nda, idari para cezalarına karşı açılan davalara bakmaya görevli yargı yerini belirleyen herhangi bir hüküm kalmadığı, bu itibarla, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca verilen idari para cezalarına karşı açılan davaların görüm ve çözümünde görevli yargı yerinin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27. maddeleri uyarınca belirlenmesi gerektiği, dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 4857 sayılı Kanun’un 92/2. maddesine aykırı davrandığından bahisle, aynı Kanunun 108. ve 107/a maddeleri uyarınca 7.144,00YTL para cezası verilmesine ilişkin 20.1.2006 tarih ve 1331 sayılı işleme karşı Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin E:2006/38 itiraz sayılı dosyasında açtığı davanın, anılan Mahkemenin 31.5.2006 tarihli ve K2006/38 sayılı kararı ile, idari para cezalarına karşı açılan davanın idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine, para cezasının iptali istemiyle 22.6.2006 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile dava açıldığının anlaşıldığı, bu durumda; davacıya İş Kanunu’nun 92/2 ve 108. maddeleri uyarınca 7.144,00YTL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümüne, Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27. maddeleri uyarınca sulh ceza mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, görev yönünden Mahkemelerince incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 13.10.2008 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.
İdare Mahkemesi dosyasından Sulh Ceza Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 15.5.2008 gün ve E:2008/172 sayılı yazı ile, Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nden 31.5.2006 gün ve E:2006/38 İtiraz, K:2006/38 İtiraz sayılı görevsizlik kararına ilişkin dosyanın gönderilmesinin istenilmesi üzerine anılan Mahkemece gönderilen 20.5.2008 gün ve E:2006/38 İtiraz sayılı yazıda, 2006/38 İtiraz sayılı dosyanın 8.11.2006 tarihinde temyiz edilmesi üzerine Yargıtay’a gönderildiği ve halen iade edilmediği belirtilmiştir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince görev uyuşmazlığına konu edilen Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 13.10.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.