);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : İzmir Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinde gardiyan (sivil memur) olarak görev yapan davacının, 17.4.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen adalet hizmet tazminatının ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile hak ettiğini ileri sürdüğü adalet hizmet tazminatının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı davanın, ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS     NO  : 2015 / 610

KARAR NO : 2015 / 857

KARAR TR  : 28.12.2015

 

ÖZET : İzmir Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinde gardiyan (sivil memur) olarak görev yapan davacının, 17.4.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen adalet hizmet tazminatının ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile hak ettiğini ileri sürdüğü adalet hizmet tazminatının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı davanın, ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

            Davacı             : A.K.

Vekili              : Av.G.A.Y.

            Davalı             : Milli Savunma Bakanlığı

            Vekili              : Av.S.K.

O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sivil memur olarak İzmir Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinde gardiyanlık yaptığını, yaptığı görev itibariyle “askeri yargıda görev yapan kişi” olarak kabul edilmesi gerektiğini; davacının “İzmir Askeri Hastanesi Psikiyatri Tutuklu koğuşunda infaz Koruma Memuru (Gardiyan) olarak Hizmet vermekteyim. Görevim icabı tutuklu koğuşunda görev yaptığım için halen Askeri Ceza ve Tutukevinde görev yapan benim gibi İnfaz Koruma memurlarının almış olduğu adalet hizmetleri tazminatını tam olarak almamaktayım. Benim gibi mağdur olan meslektaşlarımın mağduriyetinin giderilmesi için Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin 29 Haziran 2011 tarihli ve GENSEK NO: 2011/1224, Esas No: 2011/538, Karar No: 2011/905 sayılı karar ile Adalet Hizmetleri tazminatının tümünün ödenmemesi işleminin iptaline karar verilmiştir.  Yukarıda söz konusu örnek kararı gereği benimde mağduriyetimin bir an önce giderilmesi ve geriye dönük olarak Adalet Hizmet Tazminatının ödenmesini arz ederim.”demek suretiyle 8.11.2013 tarihinde idareye müracatta bulunduğunu; davalı idarece,  “Maliye Bakanlığı görüşüne göre “Genel İdari Hizmetler Sınıfına dahil “Gardiyan” kadrosunda istihdam edilen ve Asker Hastaneleri bünyesindeki Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinin tutuklu hasta koğuşunda görev yapan sivil memurlardan idari yargıda dava açmış bulunanlardan davaları sonuçlanmayanlar ile dava açmamış olanlara anılan yargı kararları esas alınarak Adalet Hizmetleri Tazminatının ödenmesine imkan bulunmadığı değerlendirilmektedir. Tarafınıza Adalet Hizmetleri Tazminatı ödeneceğine ilişkin mahkeme kararı mevcut olmadığından söz konusu tazminatın ödenmesi imkanı bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle davacının başvurusunun 23.11.2013 gün ve 1437-185 sayı ile reddedildiğini belirtmek suretiyle bu işlemin iptali ve hak ettiği adalet hizmetleri tazminatının müstahak olduğu tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

            ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ: 1.10.2014 gün ve Gensek No:2013/4617, E:2014/7, K:2014/1361 sayılı kararında “… Anayasanın, Askeri Yüksek idare Mahkemesinin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157 nci maddesinde “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” hükmü bulunmaktadır.

Askeri Yüksek idare Mahkemesinin görevlerini belirleyen, 1602 sayılı Askeri Yüksek idare Mahkemesi Kanununun 2508 sayılı Kanunla değişik 20 nci maddesinde, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır” hükmü, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21 nci maddesinde de, 20 nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlemi ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek idare Mahkemesinde çözümlenip karar bağlanacağı hükmünün yer almaktadır.

  Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek idare Mahkemesinde bakılabilmesi için;

  1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması,
  2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekir.

 İzmir Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinde gardiyan olarak görev yapmakta olan davacının asker şahıs olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı,  burada açıklığa kavuşturulması gereken husus dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığıdır.

Kuruluş Kanunu gerekçesinde de belirtildiği üzere, asker kişinin statü bakımından farklı konumu, askeri hizmetin kendine özgü kurallarla yürütülmesi ve bu nedenle asker kişiyi ilgilendiren, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin, söz konusu statü farklılığını ve askerlik mesleğinin değişik yapı ve koşullarını bilen, bu koşulların içinde yaşayan uzman bir kuruluş tarafından yapılmasının amaçlandığı,  Anayasada ve Mahkemenin kuruluş kanununda asker kişileri ilgilendiren ve askeri makamlarca tesis edilen tüm işlemler değil de yalnızca askeri hizmete ilişkin olanlardan söz edilmesinin anlamlı olduğu, konuya bu açıdan yaklaşıldığında, Devlet Memurları Kanununda statüleri belirlenmiş olan personel hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli olsalar bile askeri hizmete ilişkin işlem tesisinin istisnai ve oldukça sınırlı sayıda olduğu sonucuna varılacağı; çünkü, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının statülerini belirleyen 926 sayılı Kanunun kapsamını belirleyen 1. maddesinde bu kanunun subaylar, astsubaylar, Harp Okulları, Fakülteler, Yüksek Okullar ve Astsubay Okullarında öğrenim yapan öğrenciler hakkında uygulanacağını, TSK’nde görevli sivil kişilerin KENDİ ÖZEL KANUNLARINA TABİ OLDUKLARINI açıklıkla belirtmektedir.

 Türk Silahlı Kuvvetlerinin, askeri hizmetin ve askerlerin tanımını yapan, hizmetin yürütülme koşullarını tüm mesleklerden farklı bir konumda düzenleyen, askerlere özgü disiplin ve hiyerarşi esaslarını saptayan 211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 1, 2 ve 3 ncü maddelerinin de keza sivil memurları kapsam dışı bıraktığı,  bu nedenledir ki, sivil memurlar hakkındaki idari işlemlerin istisna olarak “askeri hizmete ilişkinlik” vasfı taşırlar.

 Keza, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun TSK’nde görevli memurlara uygulanmayacak maddeleri belirleyen 232 nci maddesi bu kapsamda yalnızca çalışma saatleri hakkındaki 99 ncu, günlük çalışma saatlerinin tespiti hakkındaki 100 üncü, günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmette çalışma saat ve usulünün tespiti hakkındaki 101 nci, fazla çalışma ücreti hakkındaki 178 nci ve görevden uzaklaştırmaya yetkilileri belirleyen 318 nci maddelerini saydığı, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin herhangi bir ayrık hüküm içermemektedir.

 Öğretide ve Uyuşmazlık Mahkemesi ile AYİM içtihatlarında genel kabul gören görüşe göre; idari işlemin görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılmasının gerektiği,  eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğu, daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin; idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir.

 Bu kapsamda bir işlem Askeri makamlarca asker şahıslar hakkında tesis edilmiş olsa bile, bu işlemin Askeri makamlar dışındaki bir başka kamu kurum ya da kuruluşunca kendi personeli hakkında tesis edilmiş olan işlemden nitelik yönünden herhangi bir farkı bulunmuyorsa, bu işlem Askeri hizmete ilişkin bir işlem olmayıp, bu işleme ilişkin davaların görüm ve çözüm yerinin de AYİM değil genel idari yargı yeri olmasının gerektiği,  başka bir anlatımla bir idari işlemin askeri hizmete ilişkin olabilmesi ve yargısal denetiminin AYİM’de yapılabilmesi için, işlemin yargısal denetiminde askerlik mesleğinin gereklerini yakından bilmenin önem taşımasının gerektiği,  açılan iptal davasında, asker kişi hakkında tesis edilen işlemden doğan dava ve onun çözümüyle varılacak sonuç ile, aynı durumdaki sivil kişi hakkında aynı işlemden doğan dava ve onun çözümüyle varılacak sonucun farklı olmaması halinde davanın çözüm yerinin AYİM değil Genel İdari Yargıdır…” şeklindeki gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ: 18.3.2015 gün ve Gensek No:2014/4901, E:2015/501, K:2015/434 sayı ile, karar düzeltme isteminde bulunan davacının sebeplerinin yerinde görülmemesi, taleplerinin kararda karşılanmış olması, düzeltilmesi istenen kararda çelişki olmadığı gibi kararın kanuna ve usule uygun bulunması nedeniyle, karar düzeltme isteminin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle bu kez genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 4 İDARE MAHKEMESİ; 6.5.2015 gün ve E:2015/654 sayı ile, idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, askeri hizmete ilişkin idari işlemler, idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir ki; dava konusu işlemin asker kişi olan davacının, askeri ihtiyaç ve gerekler ile görev yerlerinin özelliklerinin dikkate alınarak, görev yerinin belirlenmesine yönelik bir işlem olması sebebiyle askeri hizmete ilişkin bulunduğunu, bu itibarla, asker kişiyi ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin bulunan davanın görüm ve çözüm yerinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dosyanın 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargının belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.12.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada genel idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki sözlü, AYİM Savcısı  Halit ÜNKAZAN’ın davada askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, İzmir Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinde gardiyan (sivil memur) olarak görev yapan davacının, 17.4.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen adalet hizmet tazminatının ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile hak ettiğini ileri sürdüğü adalet hizmet tazminatının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş;

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” denilmiştir.

Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

Davacının 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır.

Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

Dava konusu işleme ilişkin mevzuat incelendiğinde; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152’nci maddesi;

” I – Zamlar

  1. a) Niteliği ve çalışma şartları bakımından güç olan işlerde çalışanlara iş güçlüğü zammı,
  2. b) Hayat ve sağlık için tehlike arz eden hizmetlerde çalışanlara iş riski zammı,
  3. c) Sayıştay’a hesap vermekle yükümlü olan saymanlarla, vezne açığından malen sorumlu olan veznedar ve diğer görevlilere mali sorumluluk zammı,
  4. d) Temininde, görevde tutulmasında veya belli yerlerde istihdam edilmesinde güçlük bulunan elemanlar için temininde güçlük zammı ödenir.
  5. Tazminatlar:

Görevin önem, sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi, kadro ünvan ve derecesi ve eğitim seviyesi gibi hususlar göz önüne alınarak bu Kanunda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının,…

G- ADALET HİZMETLERİ TAZMİNATI

“Yüksek Mahkemeler, Yüksek Seçim Kurulu, Sayıştay, İl ve İlçe Seçim Kurulları, Adli, idari, Askeri Yargıda (ceza infaz kurumlan ve icra müdürlükleri personeli dahil) görevli bu Kanuna tabi personelden;

  1. a) Genel idare Hizmetleri Sınıfında bulunanlar için % 180 ine,
  2. b) Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunanlar ile Teknik Hizmetler Sınıfında olduğu halde bu sınıfın özel hizmet tazminatından yararlanamayanlar için % 56 sına,
  3. c) (a) ve (b) sıralarında sayılanlar dışında kalan hizmet sınıflarında bulunanlar için kendi hizmet sınıfları için öngörülen tazminatlara ek olarak ayrıca % 22 sine,
  4. d) Cezaevi Müdürü, İnfaz  ve  Koruma Baş memuru,  İnfaz ve Koruma Memurlarına ayrıca % 10 una,

H- Bu kanunda belirtilen hizmet sınıflarında olup da yukarıdaki bölümlerde yer alan tazminatlardan yararlanmayan personelden;

  1. a) Yardımcı Hizmetler Sınıfına ait kadrolarda bulunanlar için % 45 ine,
  2. b) Diğer hizmet sınıflarına ait kadrolarda bulunanlar için % 50 sine, kadar, bu nispetleri aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca belirlenecek esas, ölçü ve nispetler dahilinde yukarıdaki tazminatlar ödenir.

Hizmetin niteliği itibariyle birden fazla özel hizmet tazminatı verilmesi gereken durumlarda bu tazminatlardan fazla olanı ödenir. Mülki idare Amirliği Özel Hizmet Tazminatı, Emniyet Hizmetleri Tazminatı, Din Hizmetleri Tazminatı ve Adalet Hizmetleri Tazminatı (C ve G bölümlerinin (c) bentlerinde sayılanlar hariç) ödenenlere özel hizmet tazminatı ödenmez.” hükmü,

“III – Ortak Hükümler:

Bu zam ve tazminatların hangi işi yapanlara ve hangi görevlerde bulunanlara ödeneceği, miktarları, ödeme usul ve esasları ilgili kurumların yazılı isteği ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca bütün kurumları kapsayacak şekilde ve 154’üncü madde uyarınca katsayının Bakanlar Kurulunca değiştirilmesi durumu hariç yılda bir defa olmak üzere hazırlanır ve Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur…” hükmüne amirdir.

657 sayılı Devlet     Memurları Kanununun 152’nci maddesine göre “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar”ın Bakanlar Kurulu’nca 17.04.2006 tarihinde 2006/10344 sayılı kararla kararlaştırılarak 05.05.2006 gün ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve bahse konu Bakanlar Kurulu Kararının 1’inci maddesinin:

“(1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile aynı Kanunun ek geçici 9’uncu maddesi kapsamına giren kurumlardan aylık alanlara, bu Kanunun 152 nci maddesine göre 2006 yılında;

  1. a) Ödenecek “İş Güçlüğü, İş Riski, Temininde Güçlük ve Mali Sorumluluk Zammı”, bu Karara ekli I sayılı Cetvelde, … hükmünü;

Bakanlar Kurulu Kararının 6’ncı maddesinde “Zam ve tazminatların ödenebilmesi için I, II, III sayılı cetvellerde gösterilen personelin kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmetleri kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapması zorunludur. ” hükmünü,

Karara ekli I Sayılı Cetvelin İş Güçlüğü, İş Riski, Temininde Güçlük ve Mali Sorumluluk Zammı:

(A) GENEL İDARE HİZMETLERİ BÖLÜMÜ

İş                      İş             Tem.          Mali

Güçlüğü        Riski         Güçlük      Sorum.

S- No KADRO (GÖREV) UNVANI       Zammı           Zammı       Zammı      Zammı

1       Müsteşar:

  1. a) Başbakanlık Müsteşarı          :          2000                  –              2500               –
  2. b) Diğerleri                                :          1800                  –              2200               –

30     İnfaz ve Koruma Başmemuru    :            700                600             600               –

31     İnfaz ve Koruma Memuru         :            600                600             500                –

1- Bu bölümde yer alan görev unvanları Genel İdare Hizmetleri Sınıfı dışındaki sınıflarda yer alsa dahi bunlara bu bölümdeki zamlar ödenir. “ hükmünü,

Karara ekli III Sayılı Cetvelin Adalet Hizmetleri Tazminatı:

“F. ADALET HİZMETLERİ TAZMİNATI.

Yüksek Mahkemeler, Yüksek Seçim Kurulu, Sayıştay, İl ve İlçe Seçim Kurulları ile adli, idari ve askeri yargıda (Ceza İnfaz Kurumlan ve İcra Müdürlükleri personeli dahil) fiilen görev yapan memurlardan;

1- Genel İdare Hizmetleri Sınıfında bulunanlardan;

a-Anayasa Mahkemesi Genel Sekreter Yardımcısı            :180 …,

f- İnfaz ve Koruma Başmemurları ile İnfaz ve Koruma Memurlarından;-1-4 üncü dereceli kadrolara atanmış olanlar…………………………..: 100

-1-4 üncü derecelerden aylık alanlar…..…:  75

-5-9 uncu derecelerden aylık alanlar……..:  66

-Diğer derecelerden aylık alanlar ………..:  64

… “ hükmünü içermektedir.

Anayasanın 145 nci maddesi “Askeri Yargı” yı düzenlemekte; 156 ve 157 nci maddeleri ise Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile ilgili hükümler öngörmektedir. 1632, 353, 1600 ve 1602 sayılı Kanunlarla da anılan Anayasal hükümler doğrultusunda, genel olarak “askeri ve askeri idari” yargıyı ihtiva eden hükümlere yer verilmiştir. “Askeri yargı” hizmeti Türk Silahlı Kuvvetlerinin ifa ettiği “askeri hizmet” in ayrılmaz bir parçası olup, askeri hizmet gerektirdiği için bu yargı düzeni tesis edilmiş bulunmaktadır. Askeri yargı düzeni içerisinde görev yapan devlet memurlarına yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca ödenmekte olan “adalet hizmetleri tazminatı” da, anılan özellikli kamu hizmetinin (askeri yargı hizmetinin) bir karşılığıdır. Askeri yargı yerlerinde görev ifa eden devlet memurlarına (askeri yargı kalemlerinde çalışanlara) ve buna bağlı olarak Askeri Ceza ve Tutukevlerinde görevli (infaz koruma memuru) kimi devlet memurlarına ödenmekte olan bu tazminatın kendisine de tam olarak ödenmesi gerektiğini öne süren davacı hakkında işlem tesis edilirken, çalıştığı yerin (Askeri Hastane) ve ifa ettiği görevin (Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisinde gardiyanlık) “askeri yargıda” devlet memurlarınca ifa edilen görevle paralellik gösterip göstermediği,  dolayısiyle askeri hizmete ilişkinlik unsurunu taşıyıp taşımadığı irdelenecektir. Dolayısiyle, davada askeri kural ve gerekler yönünden değerlendirilebilecek olan bu husus dikkate alındığında “askeri hizmete ilişkinlik” unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; Anayasanın 157 ve 1602 sayılı Kanunun 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşullarının birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından, davanın görüm ve çözümünde askeri idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Bu kabul uyarınca, İzmir 4. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesinin 1.10.2014 gün ve E:2014/7, K:2014/1361 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ASKERİ İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 4. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi’nin 1.10.2014 gün ve E:2014/7, K:2014/1361 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN