ÖZET : İdari eylem mahiyetinde olmayan ve haksız fiil teşkil eden idare faaliyetinden kaynaklanan tazminat davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2014 / 1136 KARAR NO : 2014 / 1177 KARAR TR : 29.12.2014
| ÖZET : İdari eylem mahiyetinde olmayan ve haksız fiil teşkil eden idare faaliyetinden kaynaklanan tazminat davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : S. V.
Vekili : Av. İ.Ö.
Davalı : DSİ Genel Müdürlüğü (DSİ 16.Bölge Müdürlüğü / Dargeçit)
Vekilleri : Av. M. F.A. (Adli Yargıda)
Av. B.A. (İdari Yargıda)
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Mardin İli, Dargeçit İlçesi, Safa Mahallesi, 310 ada, 17 parsel bağ vasfındaki taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, davalı kurumun, Ilısu barajı çalışmaları nedeniyle yapılan Dargeçit İlçesi, Ilısu Köyü arsasındaki yol kamulaştırması sonucu söz konusu taşınmazın bir kısmının kamulaştırıldığını, kamulaştırma işlemi ve fiili yapılırken kamulaştırma sahası dışında kalan yaklaşık 3000 m² lik alana da el atıldığını ve bağ vasfında olan taşınmazın tüm bağ omçalarına kökten yok edilerek zarar verildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin fiili el atma tarihi olan 15.06.2011 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi işletilerek davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır
Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi; 21.01.2014 gün ve E:2013/33, K:2014/29 sayılı kararında özetle; “…davanın, idarenin haksız eylemi nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası niteliğinde olmadığı, idarenin haksız eylemi sonucunda uğranılan zararların tazminine ilişkin açılan davalarda İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi uyarınca idari yargının görevli olduğu, davacının idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açmasının gerektiği, mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, taraflarca temyiz talebinde bulunulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.
Mardin İdare Mahkemesi: 20.11.2014 gün ve E:2014/1103 sayılı kararında özetle; “açılan davanın idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1 maddesinde belirtilen dava türlerinden olmayıp, müdahalenin men’i (el atmanın önlenmesi), müdahaleyi oluşturan kısımların kal’i ile yıkıntıların kaldırılması temelinden kaynaklanan ve bunların doğal sonucu olan tazminat istemine ilişkin olduğu sonucuna varılmış olup, davanın adli yargı düzeninde yer alan bir dava türü olması nedenleriyle uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle 2247 sayılı Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane Topuz, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının mülkiyetinde bulunan Mardin İli, Dargeçit İlçesi, Safa Mahallesi, 310 ada, 17 parsel bağ vasfındaki taşınmazın yaklaşık olarak 3000 m²lik kısmına fiili olarak el atılması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan ve Fen Bilirkişisi tarafından tanzim edilmiş olan, davaya konu yere ilişkin düzenlenmiş 01.11.2013 günlü raporda özetle, dava konusu parselin mahalline aynen uyduğunu ve bağ ve tarla vasfı ile tapuda kayıtlı olduğunu, yüzölçümünün 38796,28 m² geldiğini, davacının davalı idare tarafından el atıldığını iddia ettiği kısmın yüzölçümünün 2913,66 m², dava konusu parsele el atılan kısımlar dışında kalan taşınmazın yüzölçümlerinin ise 7481,09 m² ve 28401,53 m² geldiğini belirtmiştir.
Dosya kapsamında yer alan ve Ziraat ve Mülk bilirkişileri tarafından tanzim edilmiş olan, davaya konu yere ilişkin düzenlenmiş 13.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle, dava konusu taşınmazın 2913,66 m²lik kısmının davalı idare tarafından kamulaştırılmadan yol olarak kullanıldığını ve yol yapılarak bozulan taşınmaz üzerindeki omçaların değerinin de 22.933 TL olarak tespit edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
İdarece yol yapımı gibi bir bayındırlık hizmetinin görülmesi için ihtiyaç duyulan bazı maddelerin davacının taşınmazından alındığı davacının taşınmazına geçici olarak fiilen el konulduğu, idarece usulüne uygun olarak alınmış bir karar olmaksızın ve bir bedel ödenmeksizin davacının taşınmazının geçici olarak işgal edildiği, davacı tarafından, idarenin bu eylemi nedeniyle arazisindeki bağ omçalarının zarar gördüğünden bahisle bu zararın giderilmesi için dava açıldığı anlaşılmıştır.
İdarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Olayda, davacının mülkiyetinde bulunan taşınmazın yaklaşık olarak 3000 m²lik kısmına davalı idare tarafından fiili olarak el atıldığının bilirkişi raporlarıyla saptanması karşısında; idarenin bir haksız fiilinin bulunduğunda kuşku bulunmamaktadır.
6098 sayılı Borçlar Kanununun 49. ve müteakip maddelerinde haksız fiilden doğan davalar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 683. maddesinde ise el atmanın önlenmesi davaları düzenlenmiştir. Bu tür davaların adli yargı düzeninde yer aldığı tartışmasızdır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Bu durumda açılan davanın, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olmayıp, müdahalenin men’i (el atmanın önlenmesi), müdahaleyi oluşturan kısımların kal’i ile yıkıntıların kaldırılması temelinden kaynaklanan ve bunların doğal sonucu olan tazminat istemine ilişkin olduğu ve davacının taşınmazının bir bölümüne davalı idarece fiilen el atılmak (kamulaştırma yapmadan yol geçirmek; bağdaki üzüm kütüklerini kökünden sökmek) suretiyle haksız fiilde bulunulduğu anlaşılmış olup, davanın adli yargı düzeninde yer alan bir dava türü olması nedenleriyle uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Mardin İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Mardin İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.01.2014 gün ve E:2013/33, K:2014/29 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.12.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
| Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ | Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU | Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |