);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET  : Davacının, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına dayanan ve tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazın tescilinin gerçekleştirilmesi, bu mümkün olmazsa taşınmaz ve bina bedelinin ödenmesi istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO     : 2014 / 623

KARAR NO  : 2014 / 889

KARAR TR   : 13.10.2014

ÖZET  : Davacının, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına dayanan ve tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazın tescilinin gerçekleştirilmesi, bu mümkün olmazsa taşınmaz ve bina bedelinin ödenmesi istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : İ. Ç.

Vekili             : Av. D. Ö.

            Davalı            : Gebze Belediye Başkanlığı

Vekilleri         : Av.T. D., Av. M. T.

 

O  L  A  Y       :-Davacı vekili dava dilekçesinde; Gebze Belediye Başkanlığının, Gebze ilçesi, Mustafa Paşa Mah, 83 pafta, 321 ada, 91 parsel 7 kümeevler de 400m2 yeri üzerindeki gecekonduyla sattığını, parasını da aldığını;  satıldığı tarihten itibaren müvekkilinin taşınmazı zilyet edindiğini,  tapu yerine geçmek üzere kendisine tapu tahsis belgesi verilmiş olduğunu,  elektrik ve suyu bağladığını, binanın ve arsanın vergisini ödediğini, ancak bugüne kadar tapunun verilmediğini; bu nedenle taşınmazın adlarına tescili için dava açmak zorunda kaldıklarını, üzerindeki 2 katlı binanın da adlarına tescilini istediklerini, taşınmazın üzerindeki gecekondunun tescili mümkün görülmezse taşınmazın ve üzerindeki gecekondunun bugünkü değerinin ödenmesini istediklerini,  fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, taşınmaz için 8.000 TL üzerindeki bina için de 2.000 TL, dava tarihinden itibaren yasal faiz istediklerini, dava dilekçelerini bilirkişi raporuna göre ıslah edeceklerini ifade ederek sonuçta tekraren; Gebze ilçesi Mustafa Paşa Mah. Beylikbağı mevkii 7 küme sokağında 83 pafta, 321 ada, 91 parseldeki 400 m2 taşınmaz ve üzerindeki gecekondunun  adlarına tesciline; bu mümkün görülmezse, 400 m2 yerin ve üzerindeki 2 katlı binanın bugünkü değerinin,  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmaz için şimdilik 8.000 TL,  bina için 2.000 TL’nin, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte  ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı İdare vekili, birinci savunma dilekçesinde, idari bir işlem ile tesis edilen ve sahibine ancak kişisel bir hak sağlayan, mülkiyet hakkı tesis etmeyen, ayni hak tesis etmeyen tapu tahsis belgesine dayalı olarak ancak idari yargıda dava açılabileceğini ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi; 9.1.2013 gün ve E:2012/472, K:2013/9 sayı ile, davanın idari yargının görev alanında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu kararın temyiz edilmesi üzerine, YARGITAY 14.HUKUK DAİRESİ;9.5.2013 gün ve E:2013/4953, K:2013/7084 sayı ile,  davanın, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde rayiç değerin tahsili isteğine ilişkin olduğu; davalı Belediye vekilinin, görev ve esas yönünden davanın reddini savunduğu;  Mahkemece, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 05.11.2012 tarihli 2012/140 Esas 2012/223 sayılı kararı doğrultusunda ihtilafın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın yargı yolu bakımından reddine karar verildiği; Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi hükmü gereğince tapu kayıtları üzerinde mülkiyet değişikliğine neden olacak bu gibi davaların adli yargı yerinde incelenip sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle; temyiz olunan hükmün bozulmasına, karar vermiştir.

GEBZE 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:24.12.2013 gün ve E:2013/487 sayı ile, bozma ilamına uyulmasına ve mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.

Davalı vekilinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki 6.1.2014 günlü dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun tespit ve değerlendirme işlemleri başlıklı 8. maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14.maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğunun hükme bağlandığı; aynı Yasanın 10. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre, hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verileceği; tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceği; aynı Yasanın 13. Maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde; hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği; gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükme bağlanmış; 14. maddesinde ise bu kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapıların ayrıntılı olarak düzenlenmiş olduğu;  anılan yasa hükümlerine göre, idarenin, hak sahibi olduğu saptanan kişilere tapu vermek, şartları taşımayanların tapularını resen iptal etmek konusundaki yetkisinin, idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanıldığı ve bu yolla kurulan mülkiyetin de Medeni Kanun hükümleri dışında idari bir işlemin icrası niteliğini taşıdığı;  dava dilekçesine göre, davalı belediyeye ait taşınmaz üzerinde davacı tarafından yapılan gecekondu için 2981 sayılı Yasadan yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun kabul edilerek davacıya tapu tahsis belgesi verildiği, gecekondunun bulunduğu arsanın bedelinin davacı tarafından ödendiği, davacı tarafından tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliğini koruduğundan bahisle yapı ve taşınmazın adına tescilinin, bu mümkün olmazsa bedelinin tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; davalı idare tarafından ise, davacının gecekondusunu 290 ada, 15 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapmasına karşın tapu tahsis belgesinin 321 ada, 91 parsel sayılı taşınmaz için düzenlendiği, bölgede imar planı ve parselasyon işlemi yapılmadığından davacının tapu tahsis belgesine dayalı olarak bir hak ileri süremeyeceği, ayrıca tapu tahsis belgesi düzenlenirken tespit formunda gecekondunun “tek katlı yığma konut” olarak belirtildiği, dava dilekçesinde ise “2 katlı” yapının değerinin istenilmesinin çelişki olduğu bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığının ileri sürülmekte olduğu; bu durumda, davacının dava açmaktaki asıl amacının, taşınmazın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adına tescilini sağlamak değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca tapu tahsis belgesine dayalı olarak gecekondusunun bulunduğu taşınmazın tescilinin gerçekleştirilmesi, bu mümkün olmazsa zararının tazmini olduğundan, davacının talebinin 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde idari Yargı yerlerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Yasanın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

            Başkanlıkça 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin 3. fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun        Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun”un imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşaatı devam etmekte olan tüm yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair başvuru, tespit, değerlendirme, uygulama esasların belirlemek amacını taşımakta olduğu, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve korunması mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara uygun olarak hak sahibi olduğu belirlenen kişilere verilmesine olanak sağladığı; bu Yasa’nın 8. maddesinde, imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondular için tespit işlemleri yapılacağı, bu tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa ve arazilerdeki inşaatına Kanunun 14 üncü maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu; 9.maddesinin (b) fıkrasında, arsa bedelinin ilgili kuruluşa peşin veya engeç 4 yıl içinde oniki eşit taksitle, bu Kanun hükümlerince çıkarılacak Yönetmelikte belirtilen esaslara göre ödeneceği; 10. maddesinin (a) fıkrasında, Tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği hususlarının düzenlenmiş olduğu;  anılan Mevzuat uyarınca yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda, öngörülen koşullara uygunluğu saptanan ilgililere arsa veya hisse tahsis etmek ve bunlar adına tapuya tescil ettirmek, koşulları taşımayanların istemlerini ise reddetmek yetkisine sahip olan idarenin söz konusu uygulama işlemlerinin, kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı nitelik taşıdığı;  Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; uyuşmazlık, davalı idarenin kamu gücünü kullanarak res’en ve tek taraflı olarak tesis ettiği idari nitelikteki işlemlerinden kaynaklandığından, bu işlemlere ilişkin denetimin idare hukuku kurallarına göre idari yargı yerinde yapılmasının gerektiği gerekçesiyle; Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/487 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 13.10.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Gebze İlçesi, Mustafa Paşa Mahallesi, 83 pafta, 321 ada, 91 parsel sayılı taşınmaz ile anılan taşınmaz üzerindeki gecekondunun davacı adına tescili, bu mümkün olmazsa taşınmaz ve bina bedeli olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 10.000 TL’nin faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

2981 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun”un “Tespit ve değerlendirme işlemleri” başlıklı 8. maddesinde; tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14.maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu hükme bağlanmış;  aynı Kanunun 10. maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre, hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verileceği; tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceği belirtilmiş; Kanunun 13. Maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde; hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği; gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükmüne yer verilmiş; 14. maddesinde ise, bu Kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Bu hükümlerle, 2981 sayılı Yasa kapsamında yer alan taşınmazlarda bulunan gecekonduların nasıl tespit edileceği, tespit sonrasında ne tür işlemler yapılacağı açıklanmış; hak sahiplerince alınan tapu tahsis belgesinin sonradan tapuya dönüştürüleceği öngörülmüş; Yasa hükmünde ifade edilen, ” tapu vermek” şeklindeki bu yetki idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının,  Kocaeli İli Gebze İlçesi Mustafa Paşa Mah. 83 pafta 321 ada 91 parselde bulunduğunu iddia ettiği 400 m2 taşınmaz ve üzerindeki gecekondunun adlarına tescilini, mümkün görülmezse 400 m2 taşınmaz için 8000 TL ve gecekondu için de 2000 TL bedelin ödenmesini talep ettiği görülmüş; bu davaya ilişkin olarak, davalı İdarece verilen cevap dilekçesinde ise; davacının davaya dayanak olarak ileri sürdüğü tapu tahsis belgesi alabilmesi için gecekondu için belirlenen arsa bedelinin tamamının ödenmediği;  bu nedenle geçersiz hale geldiği; tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesinin gerektiği; oysa dava konusu tapu tahsis belgesinde 321 ada 91 parsel sayılı taşınmazda bulunan gecekondu için davacıya tapu tahsis belgesi verilmişken, dava konusu gecekondunun Hürriyet Mah. 2028 Sok. No:14 adres, 290 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğu; davacı 321 ada 91 parsel sayılı taşınmaz için tapu tahsis belgesi almışken gecekondusunu 290 ada 15 parsel sayılı taşınmazda yapmış olduğu; davacının tapu tahsis belgesi verilen yerden faklı bir yerde inşaat yapmış olması ve bu yer için tapu talebinde bulunmasının, 2981 sayılı Kanun ve Yargıtay kararlarına göre mümkün olmadığı ve davacının tapu talep edilemeyeceği; dava konusu gecekondunun bulunduğu 290 ada 15 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın, yine tahsis belgesindeki 321 ada 91 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda imar planları ve ıslah imar planları bulunmadığı ve bu nedenle tapu kaydı oluşturulmasının, tapu talep edilebilmesinin usulen mümkün olmadığı; davacının sadece tapu tahsis belgesine dayanarak tescil talebinde bulunduğu; tapu tahsis belgesinin varlığı yanında ancak ve ancak diğer şartların da gerçekleşmiş olması halinde idarenin tapu verme vaadinde bulunduğu; tapu tahsis belgesine dayalı olarak, tapu talebini dile getirebilmesi, bir hak olarak ileri sürebilmesinin ön şartı olan 3194 Sayılı İmar Kanunu 18. maddesi gereğince imar planı ve imar uygulaması gerçekleşmediğinden, davacının hak talep etmesinin mümkün olmadığı, çünkü davacının geçerli bir tahsis belgesine de sahip bulunmadığı; yine davacının tescil olmazsa taşınmazın bedelinin ödenmesini talep etmesinin de mümkün olmadığı, zira taşınmazın bedelinin talep edilebilmesi için davacının malik olmasının gerektiği;  dava konusu taşınmaz incelendiğinde, tapu tahsis belgesi verilirken tespit formunda davacıya ait gecekondunun ” 1 katlı yığma konut ” olduğu, ölçü krokisinde ise söz konusu gecekondunun 3,3×6,5=21,45 m2 olduğunun tespit edildiği;  ancak davacının, tapu tahsis belgesinden farklı bir yerde yapmış olduğu 2 kat+çatı katlı kaçak, ruhsatsız binanın bedelini istediği;  imar mevzuatına aykırı olan ve tapu tahsis belgesi alanı dışında bulunan, hiçbir yasal dayanağa dayalı olarak yapılmamış bu bina nedeniyle davacının her hangi bir talepte bulunamayacağı ve davanın reddinin gerektiği savunulmuştur.

Davacının taşınmaz üzerindeki temel iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı; hak sahipliğinin tespitinin ise idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği açıktır.

Bu durumda,  2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmaz ile anılan taşınmaz üzerindeki gecekondunun tescilinin gerçekleştirilmesi, bu mümkün olmazsa taşınmaz ve bina bedeli olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 10.000 TL’nin faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi yönündeki davacının isteminin, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde, idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile davalı idare vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idare vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2013 gün ve E:2013/487 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 13.10.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT