);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Asker kişi sanık hakkında, askeri suç olmayan, askeri suça bağlı bulun-mayan “iftira ve başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak” suçları  nede-niyle  açılan kamu davasının, sanığın yar-gılama aşamasında disiplinsizlik nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verilmek suretiyle askeri mahke-mede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

                 T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

CEZA BÖLÜMÜ

ESAS    NO  : 2014 / 15

KARAR NO  : 2014 / 15

KARAR TR   : 01.04.2014

ÖZET: Asker kişi sanık hakkında, askeri suç olmayan, askeri suça bağlı bulun-mayan “iftira ve başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak” suçları  nede-niyle  açılan kamu davasının, sanığın yar-gılama aşamasında disiplinsizlik nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verilmek suretiyle askeri mahke-mede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı           : K.H.

            Yakınanlar    : 1-Ö.M.

                                     2- E.K.

Sanık             : S.K.

OLAY             :  Hilvan İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli sanık Uzm. J. V. Kad. Çvş. S.K.’ün, 23.3.2011 günü, “Urfa Gündem” isimli internet sitesinde, “Telefon Sinyalleri Astsubay’ın Kurtarma Planını Deşifre Etti” başlıklı, Şanlıurfa İlinde meydana gelen kasten adam öldürme suçuna ilişkin olarak şüpheli bulunan üç kişinin olay sırasında Hilvan İlçesinde bulunduklarına ve yol üstünde araçlarının lastiğinin patladığına dair sözde bu sırada devriye görevi yapmakta olan Ast. Bçvş. İ.Y.’ın gerçeğe aykırı tutanak düzenlediği ve bu tutanağa dayanılarak şüphelilerin önce serbest bırakıldıkları ancak daha sonra telefon sinyallerinden şüphelilerin ifade edildiği gibi olay anında Hilvan İlçesinde değil de, Şanlıurfa İlinde olduklarının belirlendiği ve İ.Y.’ın olay günü devriye görevinin olmamasına rağmen Hilvan İlçe Jandarma Komutanı yakınan J. Yzb. Ö.M.’nun imzasını taklit etmek suretiyle kendisine görev yazdığının belirtildiği haberin altında, haber ile ilgili yapılan ilk yorumda, “cinayeti işleyen şahıslar karakol komutanı İ.Y.’ı aradık-larında kendisine sahteden devriye yazmıştır. İlçe Jandarma Komutanının da haberi vardır, bu olayda 300,000 TL’yi ikisi paylaşacaktı. Olaydan bilgim vardır. Ancak adımın açıklanmasını istemiyorum, bende o ilçe jandarmada astsubay olarak görev yapmaktayım”, ikinci yorumda, “bu ilçe Jandarma Karakol komutanı İ.Y. o şahıslarla Hilvanda bulunan Opet petrolde birlikte kuzu kesip alem yapıyorlardı, yanlarına ilçe Jandarma Komutanı Yüz-başı Ö.M.’nu da alıyorlardı, kadın da getiriyorlardı” ve son yorumda, “… olayda adı geçen bölük komutanı yüzbaşı Ö.M.’nun da parmağı vardı bu işte, sadece her şeyi yaptırırım ama paranın nerden geldiğini de söylemem diyordu, ikisi işbirlikçidir”  denilmek suretiyle, aynı Komutanlık emrinde görevli yakınan J. Üçvş. E.K. ismi ile yapılan yorumları, Bozova İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde  geçici görevli bulunduğu sırada, İlçe merkezinde bulunan Jasmin İnternet Kafe isimli işyerinden, yakınan Ö.M. ile aralarında bulunan husumet nedeniyle yazdığı, böylece, iftira ve başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçunu işlediği ileri sürülerek, yakınan Ö.M.’na karşı eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 267/1, yakınan E.K.’a karşı aynı Kanun’un 268/1-5.  maddeleri delaletiyle 267/1, 58 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.9.2012 gün ve E:2012/303, K:2012/196 sayılı  iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

HİLVAN ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 17.4.2013 gün ve E:2012/338, K:2013/93 sayıyla; asker kişi sanığı, asker kişilere karşı işlendiği ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

  1. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 20.11.2013 gün ve E:2013/2095, K:2013/1076 sayıyla; asker kişi sanığa yüklenen eylemlerin, askeri suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı ve sanığın yargılama aşamasında disiplinsizlik nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verilerek Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği, böylece askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle, sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 01.04.2014 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa’nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Kadir ALBAYRAK’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Anayasanın  “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür.  Bu   mahkemeler;  asker   kişiler   tarafından   işlenen  askerî  suçlar  ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

            Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle  “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu’nun “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan “Genel Görev” başlıklı 9. maddesinde; “Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

“Askeri suç” ise, öğretide ve uygulamada;

  1. a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu’nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,
  2. b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu’nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,
  3. c) Türk Ceza Kanunu’na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin “… ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması …” tümcesi Anayasa Mahkemesi’nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, asker kişi sanığı, asker kişilere karşı işlediği ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, sanığa yüklenen eylemlerin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu’nda bu suçlara ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle “askeri suç” olmadığı kuşkusuzdur. Sanığın yargılama aşamasında disiplinsizlik nedeniyle Türk Silahlı Kuvvet-lerinden çıkarılmasına karar verilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği de, dosya içinde mevcut Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığının 1.10.2013 gün ve PER.:1270-49008-13 sayılı yazısı ve ekli belgelerden anlaşılmaktadır.

353 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Hilvan Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev-sizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Hilvan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.4.2013 gün ve E:2012/338, K:2013/93 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.04.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU