ÖZET: Davacı idare tarafından, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul ve kurumlarda 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi uyarınca geçici personel statüsünde çalışan davalıya sehven ödenen aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneğinin davalı tarafından iade edilmemesi nedeni ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme yapılan tutarın işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2014 / 797 KARAR NO : 2014 / 954 KARAR TR : 17.11.2014 | ÖZET: Davacı idare tarafından, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul ve kurumlarda 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi uyarınca geçici personel statüsünde çalışan davalıya sehven ödenen aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneğinin davalı tarafından iade edilmemesi nedeni ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme yapılan tutarın işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
Vekilleri : Av. P. T. (Adli Yargıda)
Av.S. G. & Av. N. T. (İdari Yargıda)
Davalı : A. G.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Tire İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul ve kurumlarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi uyarınca geçici personel statüsünde çalışan davalıya sehven 09.01.2012 tarihinde 2011 yılının tamamına ilişkin olarak topluca 1.777,53 TL aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneği ödemesinin yapıldığını, geçici personel olarak istihdam edilen personele aile yardımı ve çocuk yardımı ödemesi yapılmasına dair bir hükmün bulunmadığını, Tire ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 10.12.2012 tarih ve 9118 sayılı yazısı ile sehven ödemede bulunulan tutarın 20.12.2012 tarihine kadar Tire Malmüdürlüğü veznesine yatırması gerektiği hususunun davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalının 17.12.2012 tarihli dilekçesi ile kendisine sehven ödenen meblağı iade etmeyeceğini bildirdiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, 1.777,53 TL’nin 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.
TİRE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.07.2013 gün ve E: 2013/54, K:2013/473 sayılı kararında : “…Tüm dosya kapsamına göre dava konusu uyuşmazlığın idari işlemlerin geri alınması ve buna dayalı işlemlerden doğan dava niteliğinde olduğundan idari yargıyı ilgilendirmesi, idari yargıda görülmesi ve idari yargıda çözülmesi gerektiğinden ve dava şartlarının re’sen mahkemece her aşamada gözetilmesi gerektiği ve 6100 s. HMK 114/b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş.” şeklindeki gerekçeyle görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar vermiş, davacı vekili 10.10.2013 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunmuştur.
TİRE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 25.02.2014 tarih ve E:2013/54 K:2013/473 sayılı kararı ile; “Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 5236 sayılı Yasa ile eklenen ek 4.madde gereğince HUMK’ nun 427. maddesi uyarınca kararın temyize konu bölümünün 1.822,00 TL’yi geçmemesi durumunda karar kesindir. Dosyanın tetkikinde anılan kararın temyize konu olan tutar 1.822,00 TL nin altında kaldığından buna göre temyiz talebinin reddine” dair karar vermiş, karar davacı vekiline 17.03.2014 tarihinde, davalıya 07.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, kararın, 5521 sayılı Yasa’nın Geçici 1. Maddesi gereğince halen yürürlükte olan 5521 sayılı Yasa’nın 8.maddesi gereğince tefhimden itibaren 8 günlük yasal sürede taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili bu kez aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.
İZMİR 3. İDARE MAHKEMESİ: 20.06.2014 tarih ve E:2014/582 sayılı gönderme kararında “… 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14.maddesinin 3.fıkrasının (a) bendinde; dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı, 15.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde ise; adli ve idari yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasında idari dava türleri sayılmış olup bunlar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemler hakkında açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardır.
Dava konusu olayda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Adem Gürel isimli şahsa karşı haksız ödeme yapıldığı gerekçesi ile istirdat davası açıldığı, bu dava türüne idari yargılama usulünde yer verilmediği anlaşıldığından, söz konusu davanın idari yargıda görülme imkanı bulunmamaktadır.
Davacı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Adem Gürel’e karşı ilk olarak Tire Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, anılan mahkeme tarafından E:2013/661, K:2013/473 sayılı ve 17/7/2013 tarihli kararı ile, uyuşmazlığın idari yargıda çözülmesi gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine davacı tarafından görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. Maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.
Yargı merciince, önceki görevsizlik kararma ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanı içerisinde bulunmadığı ve davanın önceki görevsizlik kararı veren asliye hukuk mahkemesinin görev alanı içerisinde kaldığı sonucuna varıldığından, yukarıda hükmüne yer verilen 2247 sayılı Kanun uyarınca, görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmak gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir karar verilmesine kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı idare tarafından, Tire İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul ve kurumlarda 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi uyarınca geçici personel statüsünde çalışan davalıya sehven ödenen aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneğinin davalı tarafından iade edilmemesi nedeni ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.777,53 TL’nin 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasında, “1. (Değişik: 10/6/1994 – 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:
- a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 – 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
- b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
- c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” hükmüne yer verilmiştir.
İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanı sıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, davanın, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re’sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eyleminden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış 2577 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde belirtilen davalardan biri olmayıp; davacı tarafından, sehven yapılan ödemenin davacı kuruma iadesine karar verilmesi istemiyle gerçek kişi aleyhine açılan dava olması karşısında, idari yargının görevine giren bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.
Buna göre, davacının, tazminat istemiyle gerçek kişi aleyhine açtığı davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevlidir.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 3.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.07.2013 gün ve E:2013/54, K:2013/473 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 3.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.07.2013 gün ve E:2013/54, K:2013/473 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
| Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ | Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU | Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |