);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada vazife gereği içinde bulunduğu askeri aracın kaza yapması sonucunda yaralanan davacı tarafından, meydana gelen trafik kazası sonucu oluştuğunu iddia ettiği 100.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi olmak üzere toplam 150.000 TL zararın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 988

            KARAR NO : 2014 / 1032

KARAR TR  : 17.11.2014

ÖZET: Askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada vazife gereği içinde bulunduğu askeri aracın kaza yapması sonucunda yaralanan davacı tarafından, meydana gelen trafik kazası sonucu oluştuğunu iddia ettiği 100.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi olmak üzere toplam 150.000 TL zararın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

            Davacı           : D. K.

           Vekili              : Av. M. S.A.

            Davalı            : T.C. İçişleri Bakanlığı

            Vekili             : Av. H. A. İ.   (Adli Yargıda)

 

            O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, Jandarma Uzman Çavuş olarak Bitlis İl Jandarma Komutanlığı, Tatvan Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken Samsun Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında 11 Mayıs 2009 – 19 Haziran 2009 tarihleri arasında açılacak olan 2. Dönem Uzman Erbaş Sıhhiye Elemanı Kursu’na katılmakla görevlendirildiğini, görev emri gereği Tatvan Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığınca kursa katılacak personele idare tarafından araç tahsisi yapılmadığını, kursa katılacak tüm personelin kurs görecekleri yere kendi imkanlarıyla intikal ettiklerini, davacı Jandarma Uzman Çavuş D.K.’nın kendisi gibi Tatvan Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığında görevli olan ve yine kendisi gibi Samsun Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında 11 Mayıs 2009 – 19 Haziran 2009 tarihleri arasında açılacak olan 2. Dönem Uzman Erbaş Sıhhiye Elemanı Kursu’na katılmakla görevlendirilmiş olan arkadaşlarından Jandarma Uzman Çavuş M.T.’nun sahibi olduğu ve Jandarma Uzman Çavuş K. T.’ın ise kaza sırasında sevk ve idare etmekte olduğu 31 YB 486 plakalı araçla görev yeri Samsun’a intikal halinde iken anılan aracın 10 Mayıs 2009 tarihinde yaptığı tek taraflı kaza sonucunda davacının ağır yaralandığını, sürekli iş gücü kaybına uğradığını, bu nedenle de meydana gelen kazada maddi ve manevi olarak büyük kayıplara maruz kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL maddi, 50.000 TL de manevi olmak üzere toplam 150.000 TL tazminatın olayı tarihi olan 10.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi: 03.04.2013 gün, E:2012/1102, K:2013/428 sayı ile özetle, “19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110’uncu maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacı tarafından Mahkememizde 23.10.2012 tarihinde açılan bu davanın görev ve çözüm yerinin mahkememiz olmayıp adli yargı yeri olduğu sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

Bu karara karşı yapılan Karar Düzeltme başvurusu üzerine,  Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Daire Başkanlığı; 18.09.2013 gün, E:2013/1172, K:2013/986 sayı ile özetle, karar düzeltme isteminin reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

            Davacı vekili aynı istemle bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi: 03.07.2014 gün ve E:2013/558, K:2014/360 sayı ile özetle, “.HMK’nun 3. maddesi Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olup, davaya konu uyuşmazlığın İdare Mahkemesi’nin görevinde olduğu anlaşıldığından yargı yolu itibari ile mahkememizin görevsizliğine, bu nedenle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, taraflarca temyiz talebinde bulunulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane Topuz, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un Olumsuz Görev Uyuşmazlığı başlıklı 14.maddesinde;‘’Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.’’ hükmü, 15.maddesinde; ‘’Olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyaları, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra, ceza davalarında doğrudan doğruya diğer davalarda ise taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir ve görevli yargı merciinin belirlenmesi istenir.’’ hükmü yer almakta olup, Kanun maddesinde belirtildiği üzere, olumsuz görev uyuşmazlığından bahsedebilmek için evvela adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu şekilde verdikleri yargı yoluna ilişkin görevsizlik kararlarının kesin olması veya kesinleşmiş olması gerekmektedir.

Dava dosyalarının incelenmesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi’nin 03.04.2013 gün, E:2012/1102, K:2013/428 sayılı kararında açıkça davanın görev ve çözüm yerinin adli yargı yeri olduğu sonucuna varıldığı belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiş olup, Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi: 03.07.2014 gün ve E:2013/558, K:2014/360 sayılı kararında ise, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu belirtilmiş olmakla birlikte, açıkça askeri idari yargı merciinin görevli olduğuna işaret edilmemiş olmakla beraber; olayın askeri personelin karıştığı trafik kazasından kaynaklandığı dikkate alındığında, görevsizlik kararında açıkça zikredilmeyen görevli yargı yerinin askeri idari yargı yeri olabileceği de değerlendirilebilecektir. .

Öte yandan uyuşmazlığa konu olaya bakıldığında, davanın konusunun 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davası olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin yerleşmiş içtihatlarından, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu tür davalarda adli yargı yerinin görevli olduğuna karar verildiği anlaşılmış olmakla, usul ekonomisi bakımından davanın esastan incelenmesinin hakkaniyete daha uygun olacağı değerlendirilerek, netice itibariye usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile AYİM Savcısı Halit ÜNKAZAN’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada vazife gereği içinde bulunduğu aracın kaza yapması sonucunda yaralanan davacı tarafından, meydana gelen trafik kazası sonucu oluştuğunu iddia ettiği 100.000 TL maddi ve 50.000 TL de manevi olmak üzere toplam 150.000 TL zararın olay tarihinden itibaren işlenecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “ İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu yasadan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” denilmiş olup, geçici 21.maddesinde ise “ Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz. ” denilmiştir.

Belirtilen yasal düzenleme karşısında, 2918 sayılı Kanun’un Geçici 21.maddesi nazara alındığında, davacının, uyuşmazlığa konu olaya ilişkin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açtığı tarih 29.01.2013 olup, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun’un 110.maddesinin 1.fıkrasının göreve ilişkin hükmü yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda veya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bir dava bulunmadığından, 2918 sayılı Kanun’un 110.maddesinin somut olaya uygulanacağı tartışmasızdır.

Bununla birlikte, belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasa koyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa’nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa’ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.07.2014 gün ve E:2013/558, K:2014/360 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT