);

Single Blog Title

This is a single blog caption

SULAMA BİRLİĞİ TARAFINDAN ÇİFTÇİ ADINA SULAMA ÜCRETİ TAHAKKUK ETTİRİLMESİ YARGI MERCİİLERİNİN UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE BAŞVURMALARI 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 127 ] 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK… [ Madde 14 ] 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK… [ Madde 19 ] 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]

Hukuk Bölümü 2004/47 E., 2004/71 K.

 

  • SULAMA BİRLİĞİ TARAFINDAN ÇİFTÇİ ADINA SULAMA ÜCRETİ TAHAKKUK ETTİRİLMESİ
  • YARGI MERCİİLERİNİN UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE BAŞVURMALARI
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 127 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK… [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK… [ Madde 19 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]

 

“İçtihat Metni”

O L A Y:Malatya- Doğanşehir İlçesi Sulama Birliği Başkanlığınca, 2002 yılı için Meclis tarafından saptanan “Bitki Ücret Listesi”nde belirlenen “cazibeli sulama ücreti” tarifesine göre, davacının pancar üretimi yaptığı 14 Dekarlık arazisi için 65.800.000.-TL. ücret hesaplanmıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin Çığlık Köyü- Değirmenocağı mevkiinde bulunan arazisini, kadimden beri kaynak suların birleşmesiyle oluşan Çankaza deresinden ve bizzat kendi imkânlarıyla yaptığı bent vasıtasıyla suladığını; sözkonusu taşınmazın Sulama Birliğine ait DSİ kanalından 2 Km. uzakta olduğunu ve bu kanal suyunu kullanmadığı gibi taşınmazın civarında sondaj ve keson kuyunun da bulunmadığını; Sulama Birliğine yetkilerini devretmeden önce DSİ tarafından adına herhangi bir ücret tahakkuk ettirilmediğini; Birlik tarafından hiçbir emek ve maddi katkı yapılmaksızın ve hiçbir hizmet sunulmadan borç tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, müvekkili adına tutulan borç kayıtlarının iptaline ve adının borç listesinden silinmesine karar verilmesi istemiyle, 1.4.2003 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

DOĞANŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİ; 17.12.2003 gün ve E:2003/141, K:2003/324 sayı ile, davalı Birlik vekili beyanında, DSİ.’nin hem kaynak sularından hem de sulama suyundan sulama ücreti alınacağı yönündeki yetkisinin yasal düzenleme ile Sulama Birliğine devredilmiş olması nedeniyle ücret talep edildiği ve davacının taşınmazını kaynak sularından yararlanarak sulamasına bir itirazlarının olmadığı belirtilerek davanın reddinin talep edildiği; tanık A.A. beyanında, davacının taşınmazını kendini bildiğinden beri Çankaza deresinden gelen su ile suladığını DSİ kanalından su almadığını belirttiği; tüm dosya kapsamı ve deliller değerlendirildiğinde, Danıştay 8. Dairesinin içtihatlarına göre Sulama Birlikleri, 1580 sayılı Belediye Kanunu uyarınca kurulan ve organlarının oluşumu ve denetimi konusunda aynı Yasaya tabi olan kamu tüzel kişiliğine sahip kamu kurumu niteliğindeki bir mahalli idare olduğundan işlem ve eylemlerine karşı açılacak olan iptal ve tam yargı davalarının, 2577 sayılı İYUK.’nun 2. maddesi uyarınca idari yargıda görülmesinin gerektiği; açılan davanın da kamu tüzel kişiliğine sahip bir mahalli idare olan Sulama Birliğinin üyeleri olan çiftçilere sulama suyu verilmesi ve ücret tahakkuk ettirilmesiyle ilgili olup idari eylemden kaynaklandığı anlaşılan tam yargı davası niteliğindeki davanın görüm ve çözümünün idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, Birlik tarafından müvekkili adına sulama ücreti tahakkuk ettirilmesi ve borç işleminin iptali istemiyle, 16.2.2004 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

MALATYA İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 17.3.2004 gün ve E: 2004/279 sayı ile, Birlikler, yerel yönetimlerin kendilerine kanunla verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurdukları kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar olmakla birlikte, yürüttükleri hizmete ilişkin bazı işlem ve eylemlerinin kamusal yetkilerin kullanılmasından değil özel hukuk ilişkilerinden de doğabileceği, olayda davacının Birliğe ait sulama suyunu kullandığından bahisle tahakkuk ettirilen sulama ücretinin vergi ve benzeri mali yükümler niteliğinde olmaması, maliyet-kâr hesabı gözönünde bulundurularak her yıl belirlenen ücret tarifesine göre alınması karşısında, Birlik ile davacı arasındaki ilişkinin özel hukuk alanındaki bir borç- alacak ilişkisi olduğunun kabulü ile sulama ücretinden doğan davanın özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, ancak daha önce bu yargı yerince görevsizlik kararı verildiği ve kesinleştiğinden bahisle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına,bu konuda karar verilinceye değin işin incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Z.Nurhan YÜCEL, Sinan TUNCA, Abdullah ARSLAN ve H.Hasan MUTLU’nun katılımlarıyla yapılan 01/11/2004 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;

-İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, kaynak suyundan yararlanan çiftçi adına sulama ücreti tahakkuk ettirilmesi işleminin iptali isteminden ibarettir.

Anayasa’nın “Mahalli İdareler” başlıklı 127. maddesinin son fıkrasında “Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezi idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir…

…” kuralına yer verilmiş; 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 133. maddesinde “Belde ve köyler, vilayet idarei hususiyeleri kendilerine kanunlarla verilen mecburi veya ihtiyari vazifelerin bir veya bir kaçını müşterek tesisat ve idare ile ifa için birlik tesis edebilirler.” hükmü yer almış ve aynı Yasa’nın 138. maddesinde ise ” Birlikler hükmi şahsiyeti haiz amme müesseseleridir. Vazifelerini ifa ettikleri mahalli idarelerin bu vezaifi ifa hususunda haiz oldukları hukuk ve salâhiyeti haizdirler…

…” denilmiştir.

Davalı Doğanşehir Sulama Birliği de, anılan yasal düzenlemelere göre kurulmuş, kamu tüzel kişiliğine sahip bir yerel yönetim birimidir.

Davalı Birlik vekilince, davacının kullanmakta olduğu kaynak suyundan sulama ücreti tahakkuk ettirilmesinin, DSİ tarafından Sulama Birliklerine devredilen yetkiye dayandığı ileri sürülmüştür.

6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Umum Müdürlüğün vazife ve salâhiyetleri sayılmış; 24. maddesinin birinci fıkrasında, tesislerin meydana getirilmesi için yapılacak tüm masrafların 25. maddede yazılı esaslar dairesinde bu tesislerden yararlananlar tarafından ödeneceği hükme bağlanmış; 25/b. maddesinde, sulama tesislerinde yıllık amortisman taksitlerini 24/c. maddesine göre belirlenmiş sınırlar içinde kalan arazi sahiplerinin ödeyeceği, 26. maddesinde ise, tesislerin işletme masraflarının yararlananlar tarafından ödeneceği öngörülmüş; işletme ücretlerinin tabi olacağı hükümleri düzenleyen 28. maddede, taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesislerle ıslah işleri ve gemi işletme tesislerinden ücret alınmayacağına, buna karşılık tam sulama işletmelerinde her arazi sahibinin sulayacağı arazi yüzölçümünün belirlenen ücretle çarpımı suretiyle hesaplanacak meblağı ödemekle yükümlü olduğuna işaret edilmiş; 31. maddede tahakkuk esasları düzenlenerek, tahakkuk eden ücretlerin ödenmemesi halinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunacağı belirtilmiştir.

Buna göre, sulama tesisleri işletme ücretinin, su aboneliği sözleşmesi benzeri herhangi bir sözleşmeye dayanmayıp, tahsilinde 6183 sayılı Yasa hükümlerine tabi kılınmış olması nedeniyle bir kamu alacağı niteliğini taşıdığı açıktır.

Sözüedilen sulama tesislerini devralan Sulama Birliklerinin Tüzüğünde de, sulama ücretlerinin 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre cebren tahsili konusunda idareye yetki tanınmış olduğuna göre, uyuşmazlığa konu edilen sulama ücreti tahakkuk işleminin, idarece kamu gücüne dayalı re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen bir idari işlem niteliğini taşıdığı kuşkusuzdur.

Bu durum karşısında, Sulama Birliklerince çiftçi adına sulama ücreti tahakkuk ettirilmesinden doğan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a. maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nin başvurusunun reddi gerekmektedir.

SONUÇ :Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Malatya İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nce yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 01.11.2004 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.