);

Single Blog Title

This is a single blog caption

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Edirne Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü tarafından 6.9.2005 günlü tutanak düzenlenmiş; Keşan Vergi Dairesi tarafından düzenlenen 3.1.2006 günlü tahakkuk fişinde ise, davacı şirket adına Tüketiciyi Koruma Kanunu’na göre 2.857,84YTL para cezası verildiği belirtilmiştir.

Hukuk Bölümü 2008/126 E., 2009/241 K.

“İçtihat Metni”

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Edirne Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü tarafından 6.9.2005 günlü tutanak düzenlenmiş; Keşan Vergi Dairesi tarafından düzenlenen 3.1.2006 günlü tahakkuk fişinde ise, davacı şirket adına Tüketiciyi Koruma Kanunu’na göre 2.857,84YTL para cezası verildiği belirtilmiştir.

Keşan Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğü’nün 25.1.2006 gün ve (01) sayılı kararında, Mustafa Tuncel-Tuncel Emlak İnş. Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. nin de aralarında bulunduğu yedi kişi hakkında 8 Temmuz 2004 tarih ve 25162 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 8.7.2004 tarihinde zorunlu uygulamaya giren TS 11816 “Emlak Komisyonculuğu Hizmetleri-Genel Kurallar Standardının 1.1.1.-1.1.2.-1.1.8. maddelerine aykırılığı, Edirne Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’nün 06-07 Eylül 2005 tarihli tutanakları ile tespit edildiği, Emlak Komisyonculuğu yapan kararda adı geçenlerin her birinin ayrı ayrı 4822 sayılı Kanun’la değişik, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasına istinaden aynı Kanunun 25. maddesinin 6. fıkrası gereğince 2.857,84 er YTL idari para cezası ile cezalandırıldıkları belirtilmiştir.

Dilekçe ret kararları verildikten sonra yenilenen dava dilekçesi ile Tuncel Emlak İnşaat Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından idari para cezası ile ilgili işlemlerin iptali istemiyle Keşan Kaymakamlığı ve Keşan Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne karşı idari yargı yerinde dava açılmıştır. (İdare Mahkemesinde ilk dava 16.1.2006 tarihinde açılmıştır.)

EDİRNE İDARE MAHKEMESİ; 13.7.2006 gün ve E:2006/2097, K:2006/1942 sayı ile, davanın, davacı şirket tarafından 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu hükümleri uyarınca yapılan idari para cezası tahakkukunun iptali istemiyle açıldığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun muhtelif maddelerinden söz ederek Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihinden itibaren idari para cezalarına karşı açılan davaların, Kabahatler Kanunu kapsamında olduğu ve idari yaptırım olarak para cezası öngören kanunlarda itiraz yeri olarak idare mahkemeleri gösterilmiş olsa dahi görüm ve çözümünün adli yargı yerlerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle, idari para cezasına yönelik iş bu davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

M. T. ve Tuncel Emlak İnşaat Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından para cezası nedeniyle Keşan Kaymakamlığı’na karşı 10.2.2006 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

KEŞAN SULH CEZA MAHKEMESİ; 13.2.2006 gün ve E:2006/108 Müt. sayı ile, Keşan Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğü’nün 25.1.2006 tarih ve 01 Karar sayılı kararı ile, 8 Temmuz 2004 tarih ve 25162 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 8.7.2004 tarihinde zorunlu uygulamaya giren TS 11816 “Emlak Komisyonculuğu Hizmetleri-Genel Kurallar Standardının 1.1.1.-1.1.2.-1.1.8. maddelerine aykırılığının Edirne Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’nün 06-07 Eylül 2005 tarihli tutanakları ile tespit edildiği, Emlak Komisyonculuğu yapan Ramazan Koyuncu’nun 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasına istinaden aynı Kanunun 25. maddesinin 6. fıkrası gereğince 2.857,84YTL(ikibinsekizyüzelliyeditürklirası, seksendörtyenikuruş) idari para cezasının kaldırılması Mahkemelerinden talep edilmiş ise de; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 26/2 maddesinde, “Bu kanunda düzenlenen her türlü idari para cezası, idari niteliktedir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içersinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz ve zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İtiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararlar kesindir” denildiği, ilgili kanunlara göre iptal davasının idare mahkemelerinde açılmasının icap ettiği gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

M. T. ve Tuncel Emlak İnşaat Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından para cezası nedeniyle Keşan Kaymakamlığı’na karşı10.2.2006 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

KEŞAN ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATI İLE); 2.3.2006 gün ve E:2006/32, K:2006/37 sayı ile, “Davaya bakmak görevinin İdare Mahkemesinin görevine girmesi karşısında mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,…

…” karar vermiş; bu karar, YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ’nin; 19.7.2006 gün ve E:2006/8103, K:2006/8766 sayılı kararı ile, temyiz olunan kararın hüküm fıkrasındaki 1. paragrafının çıkarılarak yerine “Davaya bakma görevi Sulh Ceza Mahkemesine ait bulunduğundan mahkemenin görevsizliğine” sözcük dizisinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu biçimi ile onanmasına karar vermiştir.

Bunun üzerine dosyanın gönderildiği Keşan Sulh Ceza Mahkemesi, itiraza konu idari para cezası usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine karar vermiş; bu karara yapılan itiraz üzerine Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, itirazın idare mahkemesince incelenmesinin icabettiği gerekçesiyle itiraza konu kararın ortadan kaldırılmasına ve Keşan Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizliğine karar vermiş; bunun üzerine KEŞAN SULH CEZA MAHKEMESİ; 10.4.2007 gün ve E:2007/231, K:2007/192 sayı ile, muteriz Tuncel Emlak İnşaat Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekilinin dilekçesi ile, idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemelerince yapılan yargılamalar sonunda mahkemelerinin 2006/661 Esas, 2007/108 Karar sayılı kararı ile muteriz vekilinin itirazının reddine karar verildiği, muteriz vekilinin 12.3.2007 havale tarihli dilekçesi ile Mahkemeleri kararına itiraz ettiği, itiraz üzerine dosyanın Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.3.2007 tarih ve 2007/246 D.iş sayılı kararı ile, “Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 19.7.2006 gün ve 2006/8766 sayılı ilamında, davaya bakma görevinin Sulh Ceza Mahkemesine ait olduğu belirtilerek düzeltilerek onama kararı verilmiş ise de; bu karardan sonra 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesindeki değişiklik sonucu 4077 sayılı Kanun’un 26/2 maddesi tekrar uygulama kabiliyeti kazandığından, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı geçerliliği kaybettiğinden Mahkemelerinin 14.2.2007 tarih ve 2006/661 Esas 2007/108 sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, CMK’nun 271/2 maddesinin görevsizliğine, Edirne İdare Mahkemesinin görevli olduğuna” karar verildiği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 19.7.2006 gün ve 2006/8766 sayılı ilamında davaya bakma görevinin Sulh Ceza Mahkemesine ait olduğu belirtilerek düzeltilerek onama kararı verilmiş ise de; bu karardan sonra 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesindeki değişiklik sonucu 4077 sayılı Kanun’un 26/2 maddesi tekrar uygulama kabiliyeti kazandığından, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı geçerliliğini kaybettiğinden Mahkemelerinin görevsizliğine, Edirne İdare Mahkemesi görevli olduğundan dosyanın muterizin başvurusu halinde Edirne İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Bu karar gereği Sulh Ceza Mahkemesince dava dosyası İdare Mahkemesine gönderilmiş ise de; Edirne İdare Mahkemesi, bu şekilde idari dava açma gibi bir usulün öngörülmediği gerekçesiyle esas kaydının kapatılarak dosyanın Keşan Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Bunun üzerine KEŞAN SULH CEZA MAHKEMESİ; 20.3.2008 gün ve Değişik İş:2008/209 sayı ile, Edirne İdare Mahkemesi’nin 22.6.2007 tarih ve 2007/561 Esas, 2007/782 Karar sayılı kararı ile, esas kaydının kapatılmasına, dosyanın Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği, Edirne İdare Mahkemesi’nin 18.2.2008 tarihli yazısı ile dosyanın Mahkemelerine gönderildiği, itiraz eden vekilinin 10.2.2006 tarihli dilekçesi ile Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak müvekkili aleyhine 25.1.2006 tanzim tarihli idari para cezasının iptalini talep ettiği, Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce( Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) yapılan yargılama sonucunda 2.3.2006 tarihli, 2006/32 Esas, 2006/37 Karar sayılı ilamı ile, Edirne İdare Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 19.7.2006 tarih ve 2006/8103 Esas, 2006/8766 Karar sayılı ilamı ile, davaya bakma görevinin Sulh Ceza Mahkemesine ait bulunduğundan Mahkememizin görevsizliğine sözcük dizininin yazılmasına ve kararın bu biçimde düzeltilerek onanmasına karar verilerek dosyanın Mahkemelerine gönderildiği, Mahkemelerince yapılan yargılama sonucunda 14.2.2007 tarih ve 2006/661 Esas, 2007/108 Karar sayılı ilamı ile, itirazın reddine karar verildiği, iş bu karara itiraz edilmesi üzerinde Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.3.2007 tarih ve 2007/246 Değişik iş kararı ile, kararın ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin görevsizliğine, davaya bakmaya Edirne İdare Mahkemesinin görevli olduğuna karar verildiği ve dosyanın Mahkemelerine gönderildiği, Mahkemelerince yapılan yargılama sonucunda 10.4.2007 tarih ve 2007/231 Esas, 2007/192 Karar sayılı ilamı ile Mahkemelerinin görevsizliğine, Edirne İdare Mahkemesinin görevli olduğundan başvuru halinde dosyanın Edirne İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Edirne İdare Mahkemesi’nin 13.7.2006 tarih ve 2006/2097 Esas, 2006/1942 Karar sayılı ilamı ile, davaya bakmaya adli yargı görevli olduğundan davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararın 13.9.2006 tarihinde kesinleştiğinin bildirildiği, Edirne İdare Mahkemesi’nin 10.7.2006 tarih ve 2006/2317 Esas, 2006/2359 Karar sayılı ilamı ile, Mahkemenin 13.7.2006 tarih ve 2006/2097 Esas, 2006/1942 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği ve karar kesinleştiğinden incelenmeksizin ret kararı verildiği, işbu ret kararının 17.6.2006 tarihinde kesinleştiğinin bildirildiği, Edirne İdare Mahkemesi’nin 2006/2097 Esas ve 2006/2317 Esas sayılı dosyaları ile Mahkemelerinin iş bu dosyasının taraflarının, konusunun aynı olduğu ve Edirne İdare Mahkemesi ile Mahkemeleri arasında karşılıklı görevsizlik kararı verildiği, her iki Mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi kapsamında görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, bu nedenle, Mahkemeleri ile Edirne İdare Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından dosyanın adli ve idari yargı arasındaki görev uyuşmazlığının çözümü için 2247 sayılı Kanun’un 19. ve devamı maddeleri gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 2.11.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesindeki “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, Keşan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.4.2007 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Edirne İdare Mahkemesi’nce esas kaydının kapatılarak dosyanın geri gönderilmesi üzerine bu kez Keşan Sulh Ceza Mahkemesi, 20.3.2008 günlü kararı ile, Edirne İdare Mahkemesi’nin 2006/2097 Esas ve 2006/2317 Esas sayılı dosyaları ile Mahkemeleri dosyasında verilen kararlar arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğunu belirterek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Keşan Sulh Ceza Mahkemesi’nce yapılan başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olacağından, Edirne İdare Mahkemesi’nin E:2006/2317 sayılı kararı, görevsizlik değil, incelenmeksizin ret kararı olması nedeniyle Keşan Sulh Ceza Mahkemesi’nin yukarıda sözü edilen görevsizlik kararları ile Edirne İdare Mahkemesi’nin E:2006/2097 sayılı kararı arasında ve her iki yargı yerinde de davanın taraflarından olan Tuncel Emlak İnşaat Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Keşan Kaymakamlığı yönünden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 4077 sayılı Yasa’nın 19. maddesine aykırılık nedeniyle, aynı Yasanın 25. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

23.2.1995 tarih ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 6.3.2003 tarih ve 4822 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 19. maddesinde, tüketiciye sunulan mal ve hizmetlerin; ilgili bakanlıklar tarafından Resmi Gazetede yayımlanarak mecburi uygulamaya konulan standartlar dahil olmak üzere uyulması zorunlu olan teknik düzenlemeye uygun olması gerektiği belirtilmiş; 25. maddesinde cezalar düzenlenmiş; 23.1.2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 477. maddesiyle 26. maddesi değiştirilerek, “25 inci maddenin birinci, dördüncü, yedinci, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu fıkralarındaki idarî yaptırımlara Bakanlık tarafından, diğer fıkralarındaki idarî para cezalarına mahallî mülkî amir tarafından karar verilir.

Bu yaptırımlara ilişkin kararlar, kararı veren makam tarafından yedi gün içerisinde ilgilinin mensup olduğu meslek kuruluşuna bildirilir.

Bu Kanun hükümlerine göre verilen idarî yaptırım kararlarına karşı 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulur. Ancak, idare mahkemesinde dava, işlemin tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde açılır. İdare mahkemesinde iptal davası açılmış olması, kararın yerine getirilmesini durdurmaz” denilmiştir. 5728 sayılı Kanun hükümleri 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

4077 sayılı Yasa’nın 26. maddesinde yer alan düzenleme karşısında, para cezalarına karşı yapılacak itirazların görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olacağının kabulü gerekir.

Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde,” (1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır”; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

Bu duruma göre, incelenen uyuşmazlıkta, dava konusu edilen idari para cezasına ilişkin yasa kuralı değiştirilmiş ve yeni düzenleme 8.2.2008 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olduğuna göre, görev kuralının geçmişe etkili olacağı yolundaki genel hukuk ilkesi karşısında, 4077 sayılı Yasa’nın 19 ve 25. maddelerine göre verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesinin 19. madde kapsamında görülen başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ

: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Keşan Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19. madde kapsamında görülen BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Edirne İdare Mahkemesi’nin 13.7.2006 gün ve E:2006/2097, K:2006/1942 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.11.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.