);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET  : Uzman Çavuş olarak görev yapmakta iken sözleşmesi feshedilen davacının, 3269 Sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca sivil memur olarak atanması ve anılan görevini yaparken sivil memur olarak atandığı görevinden 5434 Sayılı Kanun’un 39.maddesinin (ç) fıkrası gereğince emekliye sevk edilmesi işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın, ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2015 / 175

KARAR NO  : 2015 / 273

KARAR TR   : 4.5.2015

ÖZET  : Uzman Çavuş olarak görev yapmakta iken sözleşmesi feshedilen davacının, 3269 Sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca sivil memur olarak atanması ve anılan görevini yaparken sivil memur olarak atandığı görevinden 5434 Sayılı Kanun’un 39.maddesinin (ç) fıkrası gereğince emekliye sevk edilmesi işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın, ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı            : O.S.

Davalı             : Milli Savunma Bakanlığı

Vekili              : Av. A.Y.

O L A Y         : Davacı dava dilekçesinde özetle; 31.8.1992 tarihinde sözleşmeli Uzman Çavuş olarak göreve başladığını, 31.12.2013 tarihi itibariyle sözleşmesinin feshedildiğini, 14.05.2015 tarihine kadar çalışmak kaydıyla 6000 Sayılı Kanun uyarınca 3 üncü P.Eğt.Tuğ.Erkan.Bşk.Mrk.Ş.(İşl.Me.) sivil memur olarak atandığını ve 02.01.2014 tarihinde de yeni görevine başladığını, sivil memur olarak çalışmaya başladığının 28 inci gününde 3’üncü P.Eğt.Tug.K.’lığının 14 Ocak 2014 tarihli MRK.Ş.58634058-1210-39-14/sayılı ve Uzman Erbaşlıktan Sivil Memurluğa Geçirilen Personel konulu emri ile; 19 Haziran 2010 tarih ve 6000 Sayılı Kanun ilgi gösterilmek suretiyle, sivil memur olarak atandığı görevinden 5434 Sayılı Kanun’un 39.maddesinin (ç) fıkrası gereğince emekliye sevk edilmesine karar verildiğini, söz konusu kararın 29.01.2014 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini ve 21.03.2014 tarihi itibariyle de kurumdan ayrıldığını, atama emrinde ayrılması gereken tarihin 14.05.2015 olduğunu, buna rağmen bir yıl öncesinden işsiz kalıp mağdur olduğunu belirterek 3’üncü P.Eğt.Tug.K.’lığının 14 Ocak 2014 tarihli MRK.Ş.58634058-1210-39-14/sayılı işleminin iptali ile yoksun kaldığı mali haklarının işlem tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve işine geri iade edilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 5.İdare Mahkemesi: 17.06.2014 gün ve E:2014/950, K:2014/737 sayılı kararı ile özetle; “Dosyanın incelenmesinden; Antalya 3.P.Eğt.Tuğ.Erkan.Bşk.Mrk.Ş. emrinde sivil memur olarak görev yapan davacı tarafından, 5434 sayılı Kanunun 39.maddesinin (ç) fıkrası gereğince emekli edilmesine dair 3’üncü P.Eğt.Tug.K.’lığının 14 Ocak 2014 tarihli MRK.Ş.58634058-1210-39-14/sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, Kanun maddesi uyarınca, emekli işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin, kamu görevlisi olan davacının görev yaptığı yer olan Antalya ilinin yargı yetkisi yönünden bağlı bulunduğu Antalya İdare Mahkemesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” demek suretiyle 2577 sayılı Kanunun 15.maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Antalya İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli yargı yerinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görev itirazında bulunmuştur.

ANTALYA 3.İDARE MAHKEMESİ: 30.10.2014 gün, E:2014/919 sayılı kararı ile özetle; “Dava dosyasının incelenmesinden; davacının sivil memur olarak görev yaptığı, 3’üncü P.Eğt.Tug.K.’lığının 14 Ocak 2014 tarihli MRK.Ş.58634058-1210-39-14/sayılı işlemiyle emekli edilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan davada, emekliliğe dair bulunan dava konusu uyuşmazlığın askeri hizmete ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20.maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları uyuşmazlık konusu olayda birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle davalı idare vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin, askeri idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI: “Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanı, Anayasanın 157. maddesindeki düzenlemeye paralel olarak, 1602 sayılı AYİM Kanununun 20. maddesinde, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlardır. ” şeklinde ve 21. maddesinde de; “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelere göre; bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için;

1.İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması ya da uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması,

2.Dava konusu idari işlem veya eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir.

“Asker kişiyi ilgilendirme” koşulundan, davacının 1602 sayılı Kanunun 20. maddesinde sayılan hizmette veya görevden ayrılmış asker kişilerden olması anlaşılabileceği gibi, işlemin “bir asker kişi gözetilerek” tesis edilmesi durumunda, davacının bu asker kişiden hareketle menfaat ihlali iddiasında bulunan kişilerden (asker kişinin eşi, annesi, babası, çocukları vs.) olması halinde de söz konusu koşulun gerçekleştiği kabul edilmektedir.

İşlem tarihinde TSK bünyesinde Devlet memuru olarak göreve devam eden davacının 1602 sayılı Kanunun açık hükmü karşısında “asker kişi” olduğu konusunda tereddüt bulunmayıp; açıklığa kavuşturulması gereken husus, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığıdır.

Uyuşmazlık Mahkemesi ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yerleşik kararlarında ve öğretide belirtildiği üzere; bir idari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti açısından “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılmalıdır. Eğer bir idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme göre tesis edilmişse, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. İdarece asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler gözetilerek tesis edilen idari işlemler, askeri hizmete ilişkin işlemlerdir.

3269 sayılı Kanun hükümleri gereği yaş haddi nedeniyle uzman erbaş sözleşmesi feshedilip “emekli aylığına hak kazandığı tarihe kadar’’ Devlet memuru olarak göreve devam ettirilen davacının emekli aylığına hak kazandığı tarihte zorunlu olarak emekliye sevk edilmesi işleminde askeri mevzuatın uygulandığı, emeklilik işleminin davacının askeri geçmişi (uzman erbaş statüsü) gözetilerek tesis edildiği açıktır. Nitekim davacının emekli aylığına hak kazandığı tarih belirlenirken, davacının uzman erbaş statüsünde icra ettiği görev süresi de nazara alınmaktadır ki, esasen bu süre davacının emeklilik hakkını elde etmesi için geçen sürenin büyük bölümünü oluşturmaktadır. Öte yandan, davacı hakkında tesis edilen işlemin isteğe bağlı emeklilik işlemi değil 3269 sayılı Kanunda yer alan özel düzenlemeden kaynaklanan zorunlu emeklilik işlemi olması da, işlemin askeri hizmet gereklerine göre tesis edildiğini göstermektedir (Davacının emekli aylığına hak kazandığı tarih 5434 sayılı Kanuna göre tespit edilmekle birlikte; davacının emekli aylığına hak kazanmasını müteakip resen emekliye sevk edilmesi işlemi 657 sayılı Kanundaki genel düzenlemeye değil 3269 sayılı Kanundaki özel düzenlemeye tabi olduğundan; davacının emekli aylığına hak kazandığı tarihin 5434 sayılı Kanuna göre tespit edilmesi, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığını tek başına belirleyecek bir husus değildir.) Açıklanan tüm bu hususlar ışığında, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu değerlendirilmiştir.

Bu itibarla; mevzu davada Anayasanın 157. ve 1602 sayılı Kanunun 20. maddesinde öngörülen idari işlem/eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi nedeniyle, davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanı içerisinde olduğu anlaşılmakla; davalı idarenin talebi doğrultusunda olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılarak, Antalya 3.İdare Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Kanunun 10, 12 ve 13. maddeleri gereğince, Antalya 3.İdare Mahkemesinin 23.10.2014 tarih ve 2014/937 Esas sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, mevzu davada ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA” karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13.maddesine göre Danıştay Başsavcılığı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “… 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun “Hizmet Süresi” başlıklı değişik 5. maddesinin 1. fıkrasında, uzman erbaşların iki yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla sözleşme yaparak göreve başlayacakları, müteakip sözleşmelerinin, bir yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla azami kırkbeş yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabileceği, bu maddeye 6000 sayılı Yasanın 26. maddesiyle yapılan eklerle, yaş sınırı nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak olanlardan isteklilerin, merkezi yönetim bütçe kanunlarında yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın, Milli Savunma Bakanlığı, MSB ANT Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil) kadrolarında emekli aylığına hak kazandıkları tarihe kadar Devlet memuru olarak istihdam edilecekleri, atama işlemlerinin yaş sınırının dolmasından önce tamamlanacağı ve atanılan görevin aylık ve diğer mali haklarına göreve başlanılan tarihten itibaren hak kazanılacağı hüküm altına alınmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, sözleşme ile Türk Silahlı Kuvvetleri emrinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken, 45 yaş sınırı nedeniyle sözleşmesi feshedilen ve 6000 sayılı Yasa ile, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5. maddesine eklenen hüküm uyarınca, Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında istihdam edilmek üzere, 20.11.2013 tarihinde Antalya 3. Piyade Eğitim Tugayı Erkan Bşk. Mrk. Ş. emrine sivil memur olarak atanan davacının, 3269 sayılı Yasa’daki düzenleme gereği re’sen emekli edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davanın konusunu oluşturan 3269 sayılı Yasa’daki özel düzenleme gereği yapılan emekliye sevk işleminin tesisinde, askeri mevzuat uygulanmış ve davacının askeri geçmişi gözönüne alınmıştır.

Bu durumda olayda, Anayasa’nın 157 nci ve 1602 sayılı Kanun’un 20 nci maddesinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleştiğinden, davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevine girdiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı düşünülmektedir…” şeklinde görüş bildirmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 4.5.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Nihat POLAT’ın davada askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Uzman Çavuş olarak görev yapmakta iken 31.12.2013 tarihinde sözleşmesinin feshedilen davacının, 14.05.2015 tarihine kadar çalışmak kaydıyla 3269 Sayılı Kanunun 5 nci maddesi uyarınca Antalya 3 üncü P.Eğt.Tuğ.Erkan.Bşk.Mrk.Ş.(İşl.Me.) sivil memur olarak atanması ve anılan görevini yaparken 3’üncü P.Eğt.Tug.K.’lığının 14 Ocak 2014 tarihli MRK.Ş.58634058-1210-39-14/sayılı ve Uzman Erbaşlıktan Sivil Memurluğa Geçirilen Personel konulu emri ile sivil memur olarak atandığı Antalya 3 üncü P.Eğt.Tuğ.Erkan.Bşk.Mrk.Ş.(İşl.Me.) görevinden 5434 Sayılı Kanun’un 39.maddesinin (ç) fıkrası gereğince emekliye sevk edilmesi işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

            Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

            1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

Anılan Yasa’nın değişik 21. maddesinin birinci fıkrasında “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.” denilmiştir.

            İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

3269 sayılı Uzman Erbaş Kanun’un Amaç başlıklı 1. maddesinde;

 “Madde 1 – Bu Kanunun amacı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin erbaş kadrolarında devamlılık arz eden teknik ve kritik görevlerde, yetişmiş personel ihtiyacını karşılamak maksadıyla istihdam edilecek uzman onbaşı ve uzman çavuşların temini, hizmet şartları görev ve hakları, yükümlülükleri, astsubay sınıfına geçirilmeleri ile ilgili esas ve usulleri düzenlemektir.”

Anılan Kanunun Kapsam başlıklı 2. 2addesinde;

“ Madde 2 – Bu Kanun Türk Silahlı Kuvvetleri erbaş kadrolarında istihdam edilecek uzman erbaşlarla, bunları istihdam edecek ve bunların istihdamı ile ilgili birlik, kurum ve kuruluşları kapsar.”

Aynı Kanunun Hizmet Süresi başlıklı 5. maddesinde ise ;

 “Madde 5 – (Değişik madde : 10/02/2004-5085 S.K./3.mad)  Uzman erbaşlar; iki yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla sözleşme yaparak göreve başlar ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler. (Değişik cümle: 19/06/2010-6000 S.K/26.mad.) Bunlardan;

  1. a) İstihdam edildikleri kadronun görev özelliklerine göre sınıf ve branşları ile ilgili sağlık nitelikleri uygun olanların,
  2. b) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında malul olanlardan istekleri, bilgi ve tecrübelerinin sınıfı için faydalı olması ve fiziki noksanlıklarını kapatabilmesi şartıyla mensup olduğu kuvvet komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Genelkurmay Başkanlığınca uygun görülenlerden, istihdam edilecekleri kadronun sağlık niteliklerini taşıyanların, müteakip sözleşmeleri, bir yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla azami kırkbeş yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabilir. (Ek cümle: 19/06/2010-6000 S.K/26.mad.) Yaş sınırı nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak olanlardan istekliler, merkezi yönetim bütçe kanunlarında yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın, Milli Savunma Bakanlığı, MSB ANT Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil) kadrolarında emekli aylığına hak kazandıkları tarihe kadar Devlet memuru olarak istihdam edilirler. (Ek cümle: 19/06/2010-6000 S.K/26.mad.) Atama işlemleri yaş sınırının dolmasından önce tamamlanır ve atanılan görevin aylık ve diğer mali haklarına göreve başlanılan tarihten itibaren hak kazanılır. (Ek cümle: 19/06/2010-6000 S.K/26.mad.) Bunların uzman erbaşlıkta geçen hizmet süreleri 2/2/2005 tarihli ve 5289 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak suretiyle, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. (Ek cümle: 19/06/2010-6000 S.K/26.mad.) Bu fıkra uyarınca atama işlemine tabi tutulanlara 16 ncı maddenin ikinci fıkrasında yer alan ikramiye ödenmez. (Ek cümle: 19/06/2010-6000 S.K/26.mad.) Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Bu yaş sınırının beş yıl fazlası uzman erbaşların askerlik çağı sonudur. Barışta ve seferde bu süreye kadar yedeğe ayrılmış uzman erbaşlar yaşı en genç olanlardan başlamak üzere hizmete çağrılabilirler.” hususları belirtilmiştir.

Olayda, Uzman Çavuş olarak görev yapmakta iken sözleşmesi feshedilen davacının, 6000 Sayılı Kanun uyarınca Antalya 3 üncü P.Eğt.Tuğ.Erkan.Bşk.Mrk.Ş.(İşl.Me.) sivil memur olarak atanması ve anılan görevini yaparken 3’üncü P.Eğt.Tug.K.’lığının 14 Ocak 2014 tarihli MRK.Ş.58634058-1210-39-14/sayılı ve Uzman Erbaşlıktan Sivil Memurluğa Geçirilen Personel konulu emri ile sivil memur olarak atandığı Antalya 3 üncü P.Eğt.Tuğ.Erkan.Bşk.Mrk.Ş.(İşl.Me.) görevinden 5434 Sayılı Kanun’un 39.maddesinin (ç) fıkrası gereğince emekliye sevk edilmesi işlemin iptali istemi olduğu anlaşılmıştır.

 3269 sayılı Kanunun hükümleri gereği yaş haddi nedeniyle uzman erbaş sözleşmesi feshedilip “emekli aylığına hak kazandığı tarihe kadar’’ Devlet memuru olarak göreve devam ettirilen davacının emekli aylığına hak kazandığı tarihte zorunlu olarak emekliye sevk edilmesi işleminde askeri mevzuatın uygulandığı, emeklilik işleminin davacının askeri geçmişi (uzman erbaş statüsü) gözetilerek tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Ayrıca davacının emekli aylığına hak kazandığı tarih belirlenirken, davacının uzman erbaş statüsünde icra ettiği görev süresi de nazara alınmakta olup,  bu süre davacının emeklilik hakkını elde etmesi için geçen sürenin büyük bölümünü oluşturmaktadır. Öte yandan, davacı hakkında tesis edilen işlemin isteğe bağlı emeklilik işlemi değil 3269 sayılı Kanunda yer alan özel düzenlemeden kaynaklanan zorunlu emeklilik işlemi olması da, işlemin askeri hizmet gereklerine göre tesis edildiğini göstermektedir.

            Buna göre, davacı hakkında emeklilik hizmet süresinin sonunda emekliye sevki yönünde re’sen tesis edilen işlemin, idarece; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri ve hizmet gerekleri göz önüne alınarak değerlendirildiği ve bu işlemin yargısal denetimi sırasında da bu hususların dikkate alınacağı açık olduğundan, davacı hakkında tesis edilen idari işlem askeri hizmete ilişkin bulunmaktadır.

            Belirtilen açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleştiği görüldüğünden, davanın görüm ve çözümü Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Antalya 3. İdare Mahkemesince verilen kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ASKERİ İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Antalya 3.İdare Mahkemesi’nin 30.10.2014 gün, E:2014/919 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.5.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT