);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Tazminat istemiyle gerçek kişi aleyhine açılan davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğu hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO    : 2014 / 935

KARAR NO : 2014 / 979

KARAR TR  : 17.11.2014

 

ÖZET : Tazminat istemiyle gerçek kişi aleyhine açılan davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğu hk.

    K  A  R  A  R

Davacı           : T.C. M.E.B.

Vekilleri         : Av. P.T.  (Adli Yargıda)

                          Av.S.B.   (İdari Yargıda)

Davalı            : S.H.

 

O L A Y       : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Tire ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul ve kurumlarda 657 sayılı devlet memurları kanununun 4/C maddesi uyarınca geçici personel statüsünde çalışan davalıya sehven 09.01.2012 tarihinde 2011 yılının tamamına ilişkin olarak topluca 1.416,51 TL aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneği ödemesinin yapıldığını, geçici personel olarak istihdam edilen personele aile yardımı ve çocuk yardımı ödemesi yapılmasına dair bir hükmün bulunmadığını, Tire ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 10.12.2012 tarih ve 9118 sayılı yazısı ile sehven ödemede bulunulan tutarın 20.12.2012 tarihine kadar Tire Malmüdürlüğü veznesine yatırması gerektiği hususunun davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalının 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile kendisine sehven ödenen meblağı iade etmeyeceğini bildirdiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, 1.416,51 TL’nin 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: 17.07.2013 gün ve 2013/52 Esas, 2013/472 Karar sayılı kararında özetle: “Tüm dosya kapsamına göre dava konusu uyuşmazlığın idari işlemlerin geri alınması ve buna dayalı işlemlerden doğan dava niteliğinde olduğundan idari yargıyı ilgilendirmesi, idari yargıda görülmesi ve idari yargıda çözülmesi gerektiğinden ve dava şartlarının re’sen mahkemece her aşamada gözetilmesi gerektiği ve 6100 s. HMK 114/b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş.” şeklindeki gerekçeyle görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar vermiş, davacı vekili 10.10.2013 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunmuştur.

Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: 25.02.2014 tarih ve 2013/52 Esas, 2013/472 Karar sayılı kararı ile; “Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 5236 sayılı Yasa ile eklenen ek 4.madde gereğince HUMK’nun 427.maddesi uyarınca kararın temyize konu bölümünün 1.822,00 TL’yi geçmemesi durumunda karar kesindir. Dosyanın tetkikinde anılan kararın temyize konu olan tutar 1.822,00 TL nin altında kaldığından buna göre temyiz talebinin reddine” dair karar vermiş, karar davacı vekiline 17.03.2014 tarihinde, davalıya 04.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, kararın, 5521 sayılı Yasa’nın Geçici 1. Maddesi gereğince halen yürürlükte olan 5521 sayılı Yasa’nın 8.maddesi gereğince tefhimden itibaren 8 günlük yasal sürede taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili bu kez aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

İzmir 5.İdare Mahkemesi: 30.04.2014 tarih ve 2014/493 Esas sayılı kararı ile; “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1.maddesinde idari dava türleri, a) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

  1. b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tanı yargı davaları,
  2. c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olduğu belirtilmiştir.

İdari yargı yerlerinde görülen idari dava türleri, idari işlemlerin iptali istemiyle bu idari işlemi tesis eden idarelere karşı açılan iptal davaları ile yine idari eylem ve işlemlerden dolaya kişisel hakları muhtel olanlar tarafından, bu idari eylem ve işlemi gerçekleştiren idarelere karşı açılan tam yargı davaları olup, her türlü davada davanın idareye karşı açılması gerekmektedir.

Dava konusu uyuşmazlığın ise, Tire Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okul ve kurumlarda 4/C pozisyonunda görev yapan davacıya sehven fazladan yapılan ödemenin iade edilmesi istemiyle Sadettin Hanay’a karşı açılmış bir alacak davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel bir şahsa karşı açılan davada davalıya (Sadettin Hanay’a) fazladan yapılan ödeme işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü adli yargı yerine ait bulunmaktadır.” denilmek suretiyle; 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir karar verilmesine kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı tarafından davalıya sehven ödenen 1.416,51 TL aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneğinin davalı tarafından iade edilmemesi nedeni ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.416,51 TL’nin 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasında, “1. (Değişik: 10/6/1994 – 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

  1. a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 – 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
  2. b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
  3. c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” hükmüne yer verilmiştir.

İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanı sıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

            Bu durumda, davanın, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re’sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eyleminden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış 2577 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde belirtilen davalardan biri olmayıp; davacı tarafından, sehven yapılan ödemenin davacı kuruma iadesine karar verilmesi istemiyle gerçek kişi aleyhine açılan dava olması karşısında, idari yargının görevine giren bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

            Buna göre, davacının, tazminat istemiyle gerçek kişi aleyhine açtığı davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevlidir.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 5.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  İzmir 5.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.07.2013 gün ve 2013/52 Esas, 2013/472 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

      Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT