);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Sulama beyan sözleşmesi gereğince sulama kullanım bedelini yatıran davacının, tarlalarına su verilmemesi nedeniyle meydana gelen zarar ile ödediği sulama kullanım bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesi istemiyle davalı sulama birliğine karşı açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO       : 2015 / 166

KARAR NO : 2015 / 272

KARAR TR   : 04.05.2015

 

ÖZET: Sulama beyan sözleşmesi gereğince sulama kullanım bedelini yatıran davacının, tarlalarına su verilmemesi nedeniyle meydana gelen zarar ile ödediği sulama kullanım bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesi istemiyle davalı sulama birliğine karşı açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

 

Davacı             : B.U.

            Vekillleri         : Av. M.T. & Av. M.A.Ü.

Davalı             : Kayacık Sulama Birliği

Vekilleri          : Av. C.T.   (Adli Yargıda)

                         Av. E.K.        (İdari Yargıda)

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Kilis İli, Elbeyli İlçesi, Merkez 326, 327, 328 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, 2011 yılı Mayıs ayında mısır ektiğini, davacının mısır ekmeden önce davalı birlik başkanı ile su vereceği konusunda garanti ve taahhüt aldığını, bu hususta 31.05.2011 tarihinde alacağı su için birliği 3.000,00 TL para yatırdığını, ancak davalı birliğin verdiği taahhüdü yerine getirmediğini ve ödemiş olduğu parayı da alamadığını, ektiği mısırların tamamının çimlenmediğini, bu konuda tespit yaptırdığını toplam zararın 19.000,00 TL olarak tespit edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 19.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:12.09.2013 gün ve E:2012/705 K:2013/490 sayılı kararında; “…Dava konusu edilen tazminata konu olayın davalı birliğin kusurlarından kaynaklandığının iddia edildiği, bu durumda davalı kurumun aleyhine açılan davanın idari yargının görevine girdiği ve davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu, davaya İdari Yargı Mahkemesinde bakılması gerektiği ve İdare Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla…” şeklindeki gerekçe ile dava konusu ihtilafın İdare Mahkemesinin görev alanına girdiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar vermiş, verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP 2. İDARE MAHKEMESİ: 07.01.2015 gün ve E:2013/1736 sayılı gönderme kararında; “…davacı ile davalı idare arasındaki uyuşmazlığın; genel hükümlere tabi katılım payı alacağından ve su kullanım hizmet bedelinden kaynaklandığı, idare hukuku kuralları içerisinde alınmış bir karar yada eylemden kaynaklanmadığı dolaysıyla özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan davalarda da davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı yerleri olduğu…” şeklindeki gerekçe ile, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilene kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 04.05.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sulama beyan sözleşmesi gereğince sulama kullanım bedelini yatıran davacının, tarlalarına su verilmemesi nedeniyle meydana gelen zarar ile ödediği sulama kullanım bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesi istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 168. maddesinde; “ Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.” denilmek suretiyle devletin doğal kaynakların aranması ve işletilmesi hakkını kanunla belli esaslar ve süreler için gerçek ve tüzel kişilere devredilebileceği kabul edilmiştir.

18.12.1953 tarih 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Umumi hükümler” başlıklı 1. maddesinde;“ (Değişik: 11/10/2011 – KHK – 662/49 md.) Bu Kanunun amacı; yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek ve/veya bunlardan çeşitli yönlerden faydalanmak maksadıyla bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere; Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip, merkezi Ankara’da bulunan özel bütçeli bir kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemektir…”

“Vazife ve salahiyetleri “ başlıklı  2. Maddesinde; “ Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğünün vazife ve salahiyetleri şunlardır:

  1. a) Taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek;
  2. b) Sulama tesislerini kurmak, sulama sahalarında mevcut parsellerin tamamını veya aksamını gösterir harita ve planları yapmak veya yaptırmak ve icabı halinde kadastrosunu yaptırmak