);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Meslek Lisesinde usta öğretici olarak görev yapan davacı tarafından, haksız olarak görevine son verilmesi nedeniyle talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacağının ödenmesi istemiyle açılan davada, davacının davalı kurumda 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre çalıştığı, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu sıfatla çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla, davanın 5510 sayılı Kanunun 101.maddesindeki özel düzenleme gereğince ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO       : 2015 / 97

KARAR NO : 2015 / 114

KARAR TR   : 2.3.2015

 

ÖZET : Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Meslek Lisesinde usta öğretici olarak görev yapan davacı tarafından, haksız olarak görevine son verilmesi nedeniyle talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacağının ödenmesi istemiyle açılan davada, davacının davalı kurumda 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre çalıştığı, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu sıfatla çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla, davanın 5510 sayılı Kanunun 101.maddesindeki özel düzenleme gereğince ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı             :G.E.

Vekili              :Av.Ö.Ö. & Av.P.Y.Ö.

Davalı             :Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili              :Av.H.G.

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Konya İMKB Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Müdürlüğü’nde 15.05.2011 tarihinden itibaren usta öğretici olarak çalıştığını, iş akdinin 31.12.2013 tarihinde feshedildiğini, sözleşmesinin bu tarih itibariyle yenilenmediğini, iş akdinin feshine dair herhangi bir fesih ihtarı tebliğ edilmediğini, müvekkilinin işyerinde fazla çalışma yaptığını, milli ve resmi bayramlarda da tümüyle çalıştığını, çalıştığı süre boyunca hiçbir zaman yıllık izin kullanmadığını ve bu çalışmalarına karşılık ücretlerini alamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları ve diğer talepleri saklı kalmak kaydıyla, kıdem tazminatının şimdilik 100,00 TL’sinin ve tahakkuk tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte, ihbar tazminatı alacağının şimdilik 100,00 TL’sinin ve tahakkuk ve tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte, 2.000,00 TL fazla mesai (hafta sonu çalışması dahil) alacağının şimdilik 100,00 TL’sinin ve tahakkuk tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte, 5.000,00 TL milli ve dini bayram, resmi tatil çalışmasından şimdilik 100,00 TL’sinin tahakkuk tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte, yıllık izin ücreti alacağının şimdilik 100,00 TL sinin tahakkuk tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemi ile adli yargıda dava açmıştır.

            Konya 1. İş Mahkemesi;  30.05.2014 gün ve 2014/32 Esas, 2014/339 Karar sayılı kararında aynen; “…Toplanan delillerden davacının davalı İdarenin nezdinde usta öğretici olarak çalıştığı, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre taraflar arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisi olmayıp idare hukuku ilişkisi olduğu, idare hukuku ilişkisinden doğan uyuşmazlığın çözüm yerinin de idari yargı olduğu anlaşıldığından dava yargı yolu yanlışlığı nedeniyle usulden reddi gerekmiş” şeklindeki gerekçesi ile davanın yargı yolu yanlışlığı nedeniyle usulden reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 7.Hukuk Dairesi: 16.10.2014 gün ve 2014/10846 Esas, 2014/18961 Karar sayılı kararı ile; kararın onanmasına hükmetmiş; verilen karar 1086 sayılı Yasa’nın Geçici 2. ve 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 sayılı Yasa’nın 440.maddesi gereğince kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istemle; bu kez İdari Yargı yerinde dava açmıştır.

Konya 2.İdare Mahkemesi; 10.12.2014 gün ve 2014/1486 Esas sayılı kararında aynen: “Davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tanımlanan şekliyle, memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi kapsamında bulunmadığı, imzaladığı iş sözleşmesine istinaden idareyle arasında hizmet ilişkisi kurulduğu, bu şekilde usta öğretici olarak geçici görevli statüde çalışmakta iken, iş akdinin haksız feshedilmesinden dolayı kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacağı gibi iş mevzuatından kaynaklanan talepleri gözetildiğinde ve davacının statüsü dikkate alındığında, bu davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, 05/05/2014 günlü ve E:2014/522, K:2014/560 sayılı kararı da bu yöndedir.” denilmek suretiyle Konya 1.İş Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vererek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 2.3.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinden 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Konya İMKB GMK Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde usta öğretici olarak çalışan davacının işine, 31.12.2013 tarihinde sözleşmesi yenilenmeyerek son verildiği iddiası ile, feshedilen iş sözleşmesine binaen kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tazmini istemi ile açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı  Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan  Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

  1. A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)
  2. B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davanın, davacı Gürkan Erçin’in 15.05.2011-31.12.2013 tarihleri arasında Konya İMKB GMK Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde usta öğretici olarak çalıştığı, 31.12.2013 tarihinde işine son verildiği belirtilerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında bulunan 04.01.2012, 01.01.2013 tarihli hizmet sözleşmeleri ile yine dosya kapsamında bulunan 06.02.2014 tarihli Sigortalılık Tescil ve Hizmet Kaydı Cetveli içeriğinden, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile iş akdinin feshedilmesi nedeni ile talep ettiği diğer alacak haklarının doğduğu tarih itibari ile 506 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu kapsamında çalıştığı tespit edilmiştir.

Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücretinin tazmini, iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu ve gerek işe alındığı tarihte yürürlükte olan 506 sayılı Kanun, gerek idarece işine son verildiği tarihte yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesi hükmü uyarınca bu uyuşmazlıkta İş Mahkemelerinin görevli bulunduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan bu nedenlerle, Konya 2.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Konya 1.İş Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 2.İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Konya 1.İş Mahkemesi’nin 30.05.2014 gün ve 2014/32 Esas, 2014/339  Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

         Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

      Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT