);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Maddi hasarlı trafik kazası sonucu düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 205

            KARAR NO : 2015 / 221

KARAR TR  : 6.4.2015

ÖZET : Maddi hasarlı trafik kazası sonucu düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

Davacılar        : 1- Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü      (Adli Yargıda İtiraz eden)

                            2- Sağlık Bakanlığı                          (İdari Yargıda Davacı)

Vekilleri          : Av. H.A.

Davalı             : 1- Hasımsız                                       (Adli Yargıda)

                          2- Erzurum Valiliği

                             Erzurum Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü (İdari Yargıda)

O L A Y          : İtiraz eden/davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü adına tescilli 25 LS 122 plakalı ambulans içinde acil tıbbi müdahale gerektiren hasta var iken ve tepe lambaları ile uyarı ışık ve sirenleri açık halde seyir halindeyken, geçiş üstünlüğünü ihlal eden 25 AH 178 plakalı araç ile çarpışmıştır. Olayın meydana geldiği yerde, trafik lambaları olay anında çalışır halde değildir.

Somut olaya ilişkin olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ekinde yer alan “Kaza Özeti” başlıklı raporda, ambulansımızın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 71-a” maddesini ihlal ettiği iddia edilmiştir.

Bilindiği üzere, Karayolları Trafik Kanunu’nun 71.maddesinin a fıkrası “Geçiş üstünlüğüne sahip araçlar öncelik sırasıyla şunlardır: a) Cankurtaran araçları, yaralı veya acil hasta taşıyan araçlar…” ifadesine haizdir.

Aynı Kanun’da geçiş üstünlüğü, görev sırasında, belirli araç sürücülerinin trafik kısıtlama veya yasaklarına bağlı olmamaları” biçiminde tanımlanmaktadır. Keza Mezkur Kanun’a dayalı olarak çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Geçiş Üstünlüğü Bulunan Araçların İşaretini Alan Araç Sürücülerinin Uyacağı Kurallar” başlıklı 142.maddesinde “ Geçiş üstünlüğü bulunan bir aracın duyulur veya görülür bir işaretini alan ve araç sürücüleri bu araçların kolayca ilerlemelerini sağlamak için taşıt yolu üzerinde yer açmak, gerekiyorsa durmak ve bu araçlar tarafından tamamen geçilinceye kadar beklemek mecburiyetindedirler. Bir kavşakta iken böyle bir işaret alan araç sürücüleri derhal kavşağı boşaltmak ve gerekiyorsa emniyetli bir mesafe uzaklaştıktan sonra geçişi engellemeyecek şekilde durmak ve geçiş üstünlüğüne haiz araçlar tamamen geçinceye kadar beklemek mecburiyetindedirler.” denmektedir.

Somut olayda 25 LS 122 plakalı ambulansımızın içinde acil tıbbi müdahale gerektiren bir hasta ve yakını bulunmak suretiyle, trafik kurallarına uygun biçimde seyir halinde iken, 25 AH 178 plakalı araç sürücüsünün tedbirsiz ve dikkatsiz bir biçimde söz konusu kazanın oluşumuna tek başına ve tümüyle kusurlu olarak neden olduğu açıktır. Hal böyleyken kaza sonrası hazırlanan trafik kaza tespit tutanağı ekinde yer alan “Kaza Özeti” başlıklı raporda, ambulansımız şoförüne kusur izafe edilmesi anlaşılır değildir.

Yerleşmiş Yargıtay İçtihatları, gerek mevzuat gerekse Emniyet Genel Müdürlüğü’nün süregelen uygulamalarında geçiş üstünlüğüne sahip araçların hangi koşullarda geçiş üstünlüğüne sahip olduğu hangilerinde olmadığı açıkça ortadayken, dava konusu tutanak ve ekinde yer alan rapor ile kusur izafe edilmek, açıkça hukuka aykırı olmakla birlikte kabul edilemez niteliktedir.

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; itirazımızın kabulü ile yasalara aykırı olarak düzenlenen trafik kaza tespit tutanağı ve ekinin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini saygılarımla arz ve talep ederim.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Erzurum 2.Sulh Ceza Hakimliği: 18.09.2014 gün ve D.İş: 2014/144 sayı ile; “İtiraz eden vekili itiraz dilekçesinde kısaca; meydana gelen trafik kazasında görevli personellerce tanzim olunan trafik kazası tespit tutanağının düzeltilmesinin talep edildiği,

Dosyanın incelenmesinde; söz konusu trafik kazasında itiraz edene herhangi bir idari para cezası düzenlenmediği,

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27.maddesinde “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir.” Şeklinde düzenleme dikkate alınarak itiraz eden vekilinin trafik kazası tespit tutanağının düzeltilmesine ilişkin talebin Hakimliğimiz görev yetkisinde bulunmadığı, söz konusu taleplerin idari yargı tarafından inceleme konusu yapılması gerektiği, dolayısı ile görev yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan itiraz üzerine Erzurum 1.Sulh Ceza Hakimliği 13.11.2014 gün ve D.İş:2014/567 sayı ile özetle; “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kurulup ve İşleyişi Hakkında Kanunun “Kararlar arasındaki çelişmelerin giderilmesi” başlıklı 30. maddesi “Uyuşmazlık Mahkemesi Bölümlerinin kararları arasındaki çelişmeler. Genel Kurulca verilecek ilke kararları ile giderilir. … Görev konusundaki ilke kararları; Uyuşmazlık Mahkemesini ve bütün yargı mercilerini, hüküm uyuşmazlıkları dolayısıyla verilecek esasa ilişkin ilke kararları ise yalnız Uyuşmazlık Mahkemesini bağlar.” hükmünü taşımaktadır.

Bu hükme göre, Uyuşmazlık Mahkemesinin kendisi dahil tüm yargı mercilerini bağlayıcı nitelikteki kararlan, sadece, bölümler arasındaki çelişmelerle ilgili olarak Genel Kurul’un vereceği görev konusuna ilişkin ilke kararlarıdır. Bunun dışındaki kararlar, sözü edilen türden bir bağlayıcılık taşımamaktadır.

Özel Kanunlarla çözümü, Sulh Ceza Mahkemelerine bırakılmış, idari yaptırım veya tedbir niteliği de bulunmayan bu belgenin adli veya idari yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görülmesi sırasında, o mahkemelerce değerlendirilecek bir tutanak olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın iptali isteminin, bu açıdan da Sulh Ceza Hakimliği’nde görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, ileride görülecek uyuşmazlıklarda, bir idari işleme veya adli yargının görev alanına giren konularda bir mahkeme kararma konu edildiği taktirde, ilgililerce idari işlem veya adli merciilerce verilen kararın kanun yolu incelemesinde, itirazların ileri sürebileceği belge olduğundan ve maddi hasarlı trafik kazasının iptali ve kusur oranının yeniden belirlenmesi talebinin Sulh Ceza Hakimliği’nin görevleri arasında bulunmadığından Erzurum II Sağlık Müdürlüğü vekili Av. Hamza Atan’ın Erzurum 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 18/09/2014 tarih ve 2014/144 D. İş sayılı kararma yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir.” demek suretiyle Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü vekilinin itirazının reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı Sağlık Bakanlığı, Erzurum Valiliği Erzurum Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü’nü davalı olarak göstermek suretiyle aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Erzurum 2.İdare Mahkemesi: 20.01.2015 gün ve E:2014/1232 sayı ile özetle; “maddi hasarlı kaza tespit tutanağı, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olup, idari işlem niteliği de bulunmayan bu belgenin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda, davacı vekili tarafından; maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağına itirazen açılan ve idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmayan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğunu belirterek” 2247 sayılı Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve olumsuz görev uyuşmazlığı hakkında bir karar verilinceye kadar dava dosyasının incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.4.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olup, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik” başlığını taşıyan 83. maddesinde, “Trafik kazalarına;

  1. a) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca,
  2. b) Kazanın oluş nedenlerini, iz ve delillerini belirleyerek trafik kaza tespit tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca el konulur.

Trafik zabıtasının görevli olmadığı veya bulunmadığı karayollarında meydana gelen kazalarda trafik kaza tespit tutanağı mahalli genel zabıtaca düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.

Karayollarında meydana gelen ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşması halinde ve fiil başka bir suç oluşturmuyorsa adli kovuşturma yapılmaz ve Türk Ceza Kanununun 565 inci maddesi hükmü uygulanmaz.

Trafik kazalarında yolun trafiğe kapandığı hallerde; trafik zabıtası veya genel zabıta; iz ve delilleri kaybolmayacak şekilde işaretledikten ve gerekli işlemleri yaptıktan sonra, karayolunu trafiğe açmaya yetkilidir.

 Karayolunun trafiğe kapanmasına ölümlü ve hayati tehlike yaratan yaralanmalı kazalar neden olmuş ve bu kaza can, mal ve trafik güvenliğini etkiliyor ve başka bir yoldan geçiş verilemiyorsa Cumhuriyet savcısının gecikeceğinin anlaşılması halinde, gerekli işaretlemeler yapılıp araç ve ölüler kenara alınarak durum bir tutanakla tespit edildikten sonra yol trafiğe açılır.

Trafik zabıtası, usul kanunlarına göre görevlendirilirse, trafik kazalarında bilirkişilik yapar.

Trafik kazaları, kaza tahkik memurluğu, bilirkişilik ve bunlarda aranacak şartlar ile diğer esaslar yönetmelikte gösterilir.” hükmü;  “Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 110.maddesinde, “ (Değişik: 11/1/2011-6099/14 md.)

            İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

            Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü;  “Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki” başlıklı 112.maddesinde, “ (Değişik: 12/7/2013-6495/20 md.)

Bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği hâller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.

Bu Kanunun 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı “100 ceza puanını doldurmak” eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.

Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.

Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.

Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazalarıyla ilgili suçlarda 25/10/1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümleri saklıdır.” Hükmü, yine aynı Yasanın  “Suç ve ceza tutanakları” başlıklı  114.maddesinde “– (Değişik: 18/1/1985-KHK 245/13 md.; Değiştirilerek kabul: 28/3/1985-3176/13 md.)

(Değişik birinci fıkra : 3/5/2006 – 5495/3 md.) Bu Kanunda yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında yetki sınırları içinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile Ulaştırma Bakanlığının ve Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili birimlerinin il ve ilçe kuruluşlarında görevli ve yetkili kılınmış personelince tutanak düzenlenir.

          Birkaç trafik suçunun bir arada işlenmesi halinde her suç için ayrı ceza uygulanır.

          (Değişik fıkra: 3/11/1988 – 3493/48 md.) Yargı yetkisine giren suçlarla ilgili tutanağın bir sureti ilgili mahkemeye 7 iş günü içinde gönderilir.

          (Mülga dördüncü fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)

          (Mülga beşinci fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)

          (Mülga altıncı fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)

          (Mülga yedi ve sekizinci fıkralar: 3/11/1988 – 3493/48 md.)

          Bu maddenin uygulanmasına ait usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

          (Ek fıkra: 3/7/2003-4916/32 md.) Trafik para cezaları kredi kartı ile de ödenebilir. Kredi kartı ile yapılan tahsilatın saymanlık hesaplarına aktarılma süresi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.” hükmü yer almıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayanılarak çıkarılmış bulunan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Trafik Kazalarına EI Konulması” başlıklı 154. maddesinde, “Trafik kazalarına el konulmasında aşağıda gösterilen esas ve usuller uygulanır.

  1. a) Trafik kazalarına;

1) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca,

2) Kaza nedenlerini, iz ve delillerini belirleyecek “Kaza Tespit Tutanağı” düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca (polis veya jandarma), el konulur.

Trafik zabıtasının görev alanı dışında kalan yerler ile el koyamadığı durumlarda, trafik kaza tespit tutanağı, örneğine uygun olarak mahalli zabıta tarafından düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.(…)” denilmiş;  aynı Yönetmeliğin, “Trafik Kazalarına ilişkin işlemler” başlıklı 156. maddesinde de, “ (Değişik:RG-21/3/2012-28240)

Trafik kazaları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde aşağıdaki usul ve esaslar uygulanır.

  1. a) Trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmesi

1) Örneğine uygun olarak; kaza yerinin durumu, iz ve deliller, kazaya karışan sürücüler, varsa ölü veya yaralılar, hasar veya zarar, gün ve saat ile gerekli görülen diğer hususlar belirtilmek üzere düzenlenir ve olay yerinin durumu bir krokide gösterilir. Tutanağa kazazedelerin olay yerindeki ölüm veya yaralanma durumu işlenir.

Trafik Kazası Tespit Tutanağı; soruşturma evrakına eklenmek, dosyasında saklanmak ve sayısına göre taraflara verilmek üzere yeter sayıda düzenlenir.

Trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmesi ile tutanakta yer alan bilgilerin bir veri tabanında toplanmasına ve bu bilgilerin ilgili taraflarla paylaşımına ilişkin usul ve esaslar Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenir.

2) Trafik kazası tespit tutanağı düzenlemeye 154 üncü maddenin (a) bendi gereğince trafik zabıtası ve genel zabıtanın görevli personeli yetkilidir.

Tutanaklar en az iki görevli tarafından düzenlenir. Hafif yaralanmalı veya hasarlı kazalarda tek görevli tarafından rapor şeklinde de düzenlenebilir.

Ancak, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait araçların karıştığı trafik kazalarında bir askeri temsilcinin bulundurulması mecburidir.

3) Tutanak düzenleyenler, tutanakta taraflar için kusur oranı belirtmeksizin sadece kazanın oluşumunda kimin hangi trafik kuralını ihlal ettiğini belirtirler.

4) Karayolu üzerinde ölüm veya yaralanma ile sonuçlanıp, olay yerindeki iz ve delillerin tespit ve değerlendirilmesi sonucunda trafik kazası olduğu anlaşılan durumlarda; kazaya karışan taraf veya unsurlardan birinin, birkaçının ya da tamamının olay yerinden ayrılmış olması halinde de trafik kazası tespit tutanağı düzenlenir.

5) Önceden meydana gelmiş veya olay yerinden kaldırılmış araçların karıştığı ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan kazalar için trafik zabıtası ve genel kollukça hasar tespitine dair kazaya karışanlara verilmek üzere tutanak veya rapor düzenlenmez. Bu durumlarda hasar tespitleri ilgililerin sigortalarına veya yetkili mahkemelere başvurmaları suretiyle yapılır.

Ancak;

Can, mal ve trafik güvenliğini etkileyen veya yolun trafiğe kapandığı maddi hasarlı trafik kazalarında, kazaya karışanların kazanın oluşuna göre iz ve delilleri işaretleyerek, mümkün olduğu takdirde olay yerinin fotoğraflarını çekerek araçlarını en yakın ve uygun yerlere çekmeleri,

Karayolu üzerinde birden fazla sayıda aracın karıştığı sadece maddi hasarla sonuçlanan ve tarafların bu Yönetmelik çerçevesinde Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı düzenlemediği trafik kazalarında; taraflara ait araçlardan en az birinin olay yerinde bulunması ve olay yerindeki iz ve delillerden kazanın oluşumu ile o yerde meydana geldiğine kanaat getirilmesi,

hallerinde görevlilerce trafik kazası tespit tutanağı düzenlenir.

  1. b) Kaza istatistikleri

Kazaların nedenlerini tespit etmek ve alınacak tedbirlerin belirlenmesinde kullanılmak üzere, trafik kazası tespit tutanaklarındaki bilgilerden yararlanılarak, kazaya el koyan birimlerce örneğine uygun istatistik formu düzenlenir.

Düzenlenen istatistik formları, her ilde şehiriçi trafik denetleme şube müdürlüklerinde toplanarak, il genelinde değerlendirmesi yapıldıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderilir.” Hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

            Bu düzenlemelere göre, maddi hasarlı kaza tespit tutanağı, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olup, idari işlem niteliği de bulunmayan bu belgenin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda, davacı tarafından; yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağına itirazen açılan ve idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmayan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Erzurum 2.İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Erzurum 2.Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 2.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Erzurum 2.Sulh Ceza Mahkemesince verilen 18.09.2014 gün ve D.İş:2014/144 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.4.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT