);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında davalı idare ile imzalanan arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi gereğince davalı idareye devredilen, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde yer alan yapının bedeli yerine enkaz bedeli ödenmesi nedeniyle, yapı bedeline esas olmak üzere  açılan tazminat davasının, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO       : 2014 / 1035

KARAR NO : 2015 / 2

KARAR TR   : 26.1.2015

ÖZET : Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında davalı idare ile imzalanan arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi gereğince davalı idareye devredilen, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde yer alan yapının bedeli yerine enkaz bedeli ödenmesi nedeniyle, yapı bedeline esas olmak üzere  açılan tazminat davasının, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

Davacı             : Ş. Y.

Vekili               : Av. M.D.

Davalı             : Mamak Belediye Başkanlığı

Vekili              :Av. Y.O. T.

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde; Anayurt-Gülseren Mahalleleri kentsel dönüşüm yenileme gecekondu ve gelişim proje alanı içerisinde yer alan arsa sahipleri uygulama esaslarının, Mamak Belediye Başkanlığı’nca belirlendiğini; bu esaslar doğrultusunda müvekkilinin maliki bulunduğu Mamak ilçesi, Anayurt Mahallesi 37627 Ada, 7 parselde bulunan 358,17 m2 yüzölçümlü arsasını daire karşılığı Mamak Belediyesine devretmeyi kabul ettiğini; bunun üzerine davalı ile müvekkili arasında Arsa ve Tesis Karşılığı Konut Sözleşmesi imzalandığını; arsanın mülkiyetinin davalıya devredildiğini;  358,17 m2 arsa üzerinde müvekkilinin ev ve müştemilatından oluşan tesisleri bulunduğunu; sözleşmeye göre tesisin, müvekkili tarafından elektrik, su, doğalgaz ilişikleri kesildikten sonra boş olarak davalıya teslim edilmiş olduğunu; yukarıda belirtilen uygulama esasları doğrultusunda, Mamak Belediye Başkanlığı Emlak İstimlak Daire Başkanlığı Kıymet Takdir Komisyonunun 360 Analiz no’lu raporuyla 7.573,50 TL yapı bedeli tespit edildiğini; müvekkiliyle akdedilen Arsa Ve Tesis Sözleşmesi’nin 2. maddesinde yer alan Hak Sahibi Ş.Y.’in Alacakları başlıklı bölümünün 2. paragrafında ise özetle; sözleşme gereği 1 adet brüt 127 m2’lik, 1 adet brüt 115 m2’lik daire verilmesi noktasında müvekkiliyle anlaşıldığını;  buna göre müvekkilinin toplam arsa yüzölçümü 358,17 m2 olduğundan bu payının 375 m2’ye tamamlattırıldığını ve eksik olan 16,833. m2 X 450 = 7.573,50 TL müvekkiline borç çıkarıldığını; yukarıda tespit edilen 7.573,50 TL ise, davalı tarafça yine aynı sözleşmede belirtildiği üzere, 360 sayılı ANALİZ RAPORU YANLIŞ OLARAK DEĞERLENDİRİLEREK ve GERÇEK BEDEL MÜVEKKİLDEN GİZLENEREK tespit edilen 3.588,17 TL’den düşüldüğünü ve müvekkilinin 3.985,33 TL borçlandırılmış olduğunu;  Kıymet Takdir Komisyonunca Belirlenen gerçek bedelin müvekkilden gizlendiğini; müvekkilinin bedel konusunda hataya düşürüldüğünü, müvekkilinden gizlenen, daha sonra haricen öğrenilen Kıymet Takdir Komisyonu raporu ile belirlenen bina, müştemilat ve ağaç bedelleri davalı tarafça ödenmediğinden işbu davayı açmanın zaruri hale geldiğini ifade ederek; müvekkile ödenmeyen tesis, müştemilat ve ağaç bedellerinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 15.000 TL’sinin faiziyle beraber davalıdan tazmin edilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuştur.

ANKARA 15.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:10.6.2014 gün ve E:2013/457 sayı ile,  davanın alacak davası olarak açıldığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde sözleşme gereği alacak davası açılmasının mümkün olmadığını bildirerek kamulaştırma işleminin hukuka aykırı olduğunun düşünülmesi halinde idari yargının görevli olacağını bildirdiği, davanın kamulaştırma işlemine yönelik dava olmadığı, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri gereğince alacak davası olarak görüldüğünün anlaşıldığı gerekçesiyle; yargı yolu itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “(…)5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı” başlıklı 73. maddesinde; Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyelerinin kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini uygulayabileceği, Büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin her ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm imar işlemleri ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmaya büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğu, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında haklarının verileceği, 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedellerinin verileceği veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabileceği, bu kapsamda bulunanlara Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile işbirliği yapılmak suretiyle konut satışı da yapılabileceği, enkaz ve ağaç bedellerinin arsa veya konut bedellerinden mahsup edileceği, Belediyenin, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan uygulamalar yapmaya yetkili olduğu; bu Kanunun konusu ile ilgili hususlarda Başbakanlık Toplu Konut İdaresine 2985 sayılı Kanun ve diğer kanunlarla verilen yetkilerin saklı olduğu hükümleri yer almıştır.

2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun “İskan Sahalarının Tespiti, Kamulaştırma Ve Kadastro” başlıklı 4. maddesinde; “Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar; büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanır. Belediyeler ve valilik tarafından üç ay içerisinde onaylanmayan planlar Başkanlık tarafından re’sen onaylanır. Belediyeler, valilik veya Başkanlık tarafından onaylanan bu planlar; askı, ilan ve itiraza dair kararlar da dahil olmak üzere 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeler ve ilgili kamu kurumlan tarafından yapılacak tüm işlemler Başkanlık tarafından re’sen yapılmak suretiyle yürürlüğe konur.

Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Uygulama ve öğreti’de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler idari işlem olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8’inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, bu projeler uyarınca tesis edilen imar uygulamaları, konut tahsisi ve satışı, kamulaştırma, arsa payı tahsisi gibi bireysel işlemler, “idari işlem” niteliği taşımaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının paydaşı olduğu taşınmazın bulunduğu yerde davalılardan Mamak Belediyesi ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri çerçevesinde “Anayurt- Gülseren Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi”ne ilişkin olarak hazırlanan 25.11.2011 tarihli protokolün imzalandığı, Mamak Belediye Meclisinin 05.11.2011 günlü, 664 sayılı kararıyla Uygulama Yönetmeliğinin hazırlandığı, protokol gereği anılan bölgenin Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca 775 sayılı Kanun uyarınca Gecekondu Önleme Bölgesi olarak ilan edildiği, bölgede kamulaştırma yapılabilmesi amacıyla Mamak Belediye Encümeni kararı ile kamu yararı kararı alınarak kaymakamlıkça onaylandığı, 03.08.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla proje alanında kalan taşınmazların Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildiği, anılan düzenlemeler uyarınca davacı ile arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme gereği davacının devrettiği hissenin verilecek olan konut alanından az olması nedeniyle eksik olan hisse miktarı için hesaplanan bedelden yapısı için hesaplanan enkaz bedeli düşüldükten sonra davacının ödemesi gereken miktarın belirlendiği, davacı tarafından, yapısına karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan yapı bedelinin ödenmesi gerekirken enkaz bedeli ödenmesinin öngörüldüğünden bahisle yapı bedelinin ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının, belirlenen enkaz bedelinin arttırılmasını değil, yapının bedelinin ödenmesini istemesi karşısında; uyuşmazlığın, bedel artırımı niteliğinde olmayıp, Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında kalan davacının taşınmazının kamulaştırılması sırasında yapının enkaz bedelinin mi maliyet bedelinin mi ödenmesi gerektiği noktasından kaynaklandığı, dolayısıyla, 2981 sayılı Yasa ve kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarına ilişkin mevzuat hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Her ne kadar, proje kapsamında davalı idare ile davacı arasında arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi imzalanmış ve sözleşme ile davacıya ait yapının enkaz bedelinin ödeneceği yolunda anlaşma sağlanmışsa da, sözleşmenin niteliği incelendiğinde, sözleşmenin, Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında kalan taşınmaz üzerinde 2981 sayılı Yasa uyarınca davacının hak sahibi olduğu yapısına karşılık konut tahsisi amacıyla tesis edildiği, idarenin üstün hak ve yetkilerinin bulunduğu bir sözleşme olduğu, dolayısıyla tarafların serbest iradeleri ile anlaşmaları niteliğinde olmayıp, idari sözleşme niteliği taşıdığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın sözleşmeye dayalı alacak davası olarak nitelendirilmesine de olanak bulunmamaktadır. Diğer taraftan, davalı idarece kamulaştırma işleminden vazgeçilerek sözleşmenin feshedildiği de belirtilmiş bulunmaktadır.…”  gerekçesiyle 2247 Sayılı Yasanın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; “(…)Dava dosyasının incelenmesinde; davacının paydaşı olduğu taşınmazın bulunduğu yerde davalılardan Mamak Belediyesi ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri çerçevesinde, kentsel dönüşüm ve konut edindirme amacıyla “Anayurt – Gülseren Mahallesi Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi”ne ilişkin olarak hazırlanan 25/11/2011 günlü protokolün imzalandığı, Mamak Belediye Meclisinin 05/11/2011 günlü, 664 sayılı kararıyla Uygulama Yönetmeliğinin hazırlandığı, protokol gereği anılan bölgenin Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca 775 sayılı Kanun uyarınca Gecekondu Önleme Bölgesi olarak ilan edildiği, bölgede kamulaştırma yapılabilmesi amacıyla Mamak Belediye Encümeni kararı ile kamu yararı kararı alınarak kaymakamlıkça onaylandığı, anılan düzenlemeler uyarınca davacı ile arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesinin imzalandığı, imzalanan sözleşme ve yukarıda anılan mevzuat hükümlerine göre, davacının kentsel dönüşüme tabi alanda bulunan 358,17 m2 lik arsa payına karşılık 127 ve 115 m2 lik konut isabet ederken, üzerindeki yapının tesisi- enkaz bedelinin 7.573,50 TL olarak takdir edilmesi ve arsa payının konut payına isabet etmesi gereken 375 m2 den düşük olması nedeniyle hesaplanan 3.985,33 TL farkın davacı tarafından ödenmesi şartı ile konut sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır.

Davacı, konut sözleşmesi imzalandıktan sonra, sözleşme kapsamında konut hakkı için kendisine düşen ödeme miktarının hesabında dikkate alınan, 360 Analiz nolu, “Kentsel Yenileme Projesi Kıymet Takdir Raporu” nda belirlenen gecekondu niteliğindeki yapının tesis ve enkaz bedelinin; Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Gelişim Proje Alanı Uygulama esaslarına ilişkin 2 kararındaki esaslara ve hakkaniyete uygun yapılmaması nedeniyle eksik ödenen tesisi ve enkaz bedelinin faizi ile ödenmesini dava etmektedir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun kentsel dönüşüm ve gelişim alanına ilişkin 73. maddesinde: “ Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili resim ve harçların dörtte biri alınır.

Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilân edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az ellibin metrekare olması şarttır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır.” hükmü yer almaktadır.

Anayasa’nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1 -b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Uyuşmazlık, davalı idarenin 5393 sayılı Yasa’nın 73. maddesinde yer alan düzenleme gereğince hazırladığı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinin uygulanması sırasında sözleşme öncesi, gecekondu önleme alanında bulunan davacıya ait gecekondu vasfındaki yapının tesisi ve enkaz bedelinin Belediye Meclis kararı doğrultusunda takdir edilmesine ilişkin işlemden kaynaklanmaktadır.

Davalı idarenin yetkili organının kamu gücünü kullanarak, res’en ve tek taraflı olarak tesis ettiği işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarardan kaynaklandığından; söz konusu zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Bu nedenle Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/457 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.” yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 26.1.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,  Ankara İli, “Anayurt-Gülseren Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi” kapsamında davalı idare ile imzalanan arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi gereğince davalı idareye devredilen, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde yer alan yapının bedeli yerine enkaz bedeli ödenmesi nedeniyle yapı bedeline esas olmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 15.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

03.07.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı” başlıklı 73.  maddesinde; “(Değişik: 17/6/2010–5998/1 md.) Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca bu yönde karar alınması şarttır.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir.

            Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.

            Büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin her ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm imar işlemleri ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmaya büyükşehir belediyeleri yetkilidir.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları içinde yer alan eğitim ve sağlık alanları hariç kamuya ait gayrimenkuller harca esas değer üzerinden belediyelere devredilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların dörtte biri alınır.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları verilir. 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedelleri verilir veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabilir. Bu kapsamda bulunanlara Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile işbirliği yapılmak suretiyle konut satışı da yapılabilir. Enkaz ve ağaç bedelleri arsa veya konut bedellerinden mahsup edilir.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında kendilerine 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yapılacak alt yapı ve rekreasyon harcamaları, proje ortak gideri sayılır. Belediyelere ait inşaatların proje ortak giderleri belediyeler tarafından karşılanır. Kendilerine ayrı ada veya parsel tahsis edilen gayrimenkul sahipleri ile kamulaştırma dışı kalan gayrimenkul sahipleri, sahip oldukları inşaatın toplam metrekaresi oranında proje ortak giderlerine katılmak zorundadır. Proje ortak gideri ödenmeden inşaat ruhsatı, yapılan binalara yapı kullanma izni verilemez; su, doğalgaz ve elektrik bağlanamaz.

            Dönüşüm alanı sınırı kesinleştiği tarihte, bu sınırlar içindeki gayrimenkullerin tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilmek üzere tapu sicil müdürlüğüne, paftasında gösterilmek üzere kadastro müdürlüğüne bildirilir. Söz konusu gayrimenkullerin kaydında meydana gelen değişiklikler belediyeye bildirilir.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak tesisi ve terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır. (İptal ikinci , üçüncü, dördüncü cümleler: Anayasa Mahkemesi’nin 18/10/2012 tarihli ve E.: 2010/82, K.:2012/159 sayılı Kararı ile)

            Belediye, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan uygulamalar yapmaya yetkilidir.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanması sırasında, tapu kayıtlarında mülkiyet hanesi açık olan veya ayni hakları davalı olan taşınmazlar doğrudan kamulaştırılarak bedelleri mahkemece tayin edilen bankaya belli olacak hak sahipleri adına bloke edilir. Belediye kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulama alanında bulunan taşınmazların kamulaştırılması sırasında veraset ilamı çıkarmaya veya tapudaki kayıt malikine göre işlem yapmaya yetkilidir.

            (Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Büyükşehirlerde büyükşehir belediye meclisinin, il ve ilçelerde belediye meclislerinin salt çoğunluk ile alacağı karar ile masrafların tamamı veya bir kısmı belediye bütçesinden karşılanmak kaydıyla kentin uygun görülen alanlarında bina cephelerinde değişiklik ve yenileme ile özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları yapılabilir. Cephe değişikliği yapılacak binalarda telif hakkı sahibi proje müelliflerine talep etmeleri hâlinde, değiştirilecek cephe veya cephelerin beher metrekaresi için bir günlük net asgari ücret tutarını geçmemek üzere telif hakkı ödenir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi hâlinde, büyükşehir belediyesi içindeki ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde bu fıkrada belirtilen iş ve işlemleri yapabilir.

(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Bina cephelerinde değişiklik ve yenileme ile özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları için yapılması gereken iş, işlem ve yetkilendirmeler, kat maliklerinin arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karara göre yapılır.

(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Büyükşehir belediyelerince, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen alanlar ile 5366 sayılı Kanuna göre yenileme alanı ilan edilen alanlarda veya bu Kanunun 75 inci maddesine göre kamu kurum ve kuruluşları ile protokol yapmaları hâlinde, büyükşehir belediye meclisi kararı ile, yıkılan ibadethane ve yurtların yerine veya ihtiyaç duyulan yerlerde ibadethane ve yurt inşa edilebilir.

            Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamındaki işler, kamu idareleriyle 75 inci madde çerçevesinde ortak hizmet projeleri aracılığıyla gerçekleştirilebilir.

            Bu Kanunun konusu ile ilgili hususlarda Başbakanlık Toplu Konut İdaresine 2985 sayılı Kanun ve diğer kanunlarla verilen yetkiler saklıdır.” hükmü yer almış;  bu Kanunun işaret ettiği 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun ” İskan sahalarının tespiti, kamulaştırma ve kadastro ” başlıklı 4. maddesinde; ” (Değişik: 5/5/2004 – 5162/2 md.)

            (Değişik birinci fıkra: 24/7/2008-5793/7 md.) Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar; büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanır. Belediyeler ve valilik tarafından üç ay içerisinde onaylanmayan planlar Başkanlık tarafından re’sen onaylanır. Belediyeler, valilik veya Başkanlık tarafından onaylanan bu planlar; askı, ilan ve itiraza dair kararlar da dahil olmak üzere 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeler ve ilgili kamu kurumları tarafından yapılacak tüm işlemler Başkanlık tarafından re’sen yapılmak suretiyle yürürlüğe konur.

Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusuna ilişkin olarak davalı idarece verilen cevap dilekçesinde; Mamak Belediyesi sınırlarında bulunan Gülseren-Anayurt mahallelerinde, imarlaşmanın çeşitli sebeplerle gerçekleşmemesi ve mevcut yapılaşmanın sağlıklı olamaması nedeniyle Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi uygulanmasına karar verildiği;  Belediye ve T.C. Başbakanlık’ Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri çerçevesinde Projeye ilişkin olarak hazırlanan 10/08/2010 tarihli protokol imzalandığı  ve Belediye Meclisinin 05/11/2011 tarihli ve 664 sayılı kararıyla Uygulama Yönetmeliği hazırlandığı; Mamak Belediye Encümeninin anılan bölgede kamulaştırma yapılabilmesi için 29/11/2011 tarihli ve 1917/2054 sayılı “kamu yararı” kararı almış olduğu, bu kararın Mamak Kaymakamlığınca onaylandığı;  2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27nci maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 16/07/2012 tarihli kararı ile anılan bölgede bulunan taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmiş olduğu, 03/08/2012 tarihli ve 2012/3421 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı;  Belediyece kamulaştırma işlemlerine başlanıldığı, uzlaşma görüşmelerinin halen devam ettiği; Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde, daire sözleşmesinin hangi koşullarda yapılabileceğinin düzenlendiği; buna göre; (b) Arsa miktarı 50 m2 ve daha büyük olan hisse sahipleri ile proje alanında üretilecek konutlar karşılığı sözleşme yapılabileceği, (c) İmarlı arsası üzerinde yapısı olan arsa sahipleriyle hisse miktarına bakılmaksızın proje kapsamında üretilecek konutlar karşılığı sözleşme yapılabileceği, (d) Tapusuz yapısı olanlar ile tapu tahsis belgesi olduğu halde yapılacak araştırma sonucu hak sahibi olamayacağı belirlenen vatandaşlara talep etmeleri halinde; proje kapsamında satışa esas üretilecek konutlardan enkaz bedelleri Belediyece peşinata sayılarak TOKİ’ye borçlanma suretiyle öncelikli konut alma hakkı tanınacağı, (e) Tapu tahsis belgesi olup hali hazırda yapı sahibi olanlar ile yapılacak tespit neticesinde mevzuat uyarınca yapılacak kesinti sonucunda kalan hissesine uygun olarak konut sözleşmesi yapılacağı ve bu kapsamda tapu tahsis belgesine istinaden daha önce arsa bedeli ödeyenlerden ayrıca bir bedel talep edilmeyeceği, arsa bedeli hiç ödemeyenler veya eksik ödeyenlerinse borçlandırılacağının hüküm altına alınmış olduğu; anılan hükmün (f) bendinde ise vatandaşlarla hangi koşullarda borçsuz konut sözleşmesi yapılabileceğinin düzenlendiği; (g) bendinde ise, … Proje alanı içinde yer alan enkazlara ait bedeller hak sahiplerinin borçlarından düşülecektir. Buna rağmen borcu kalmazsa artan enkaz bedeli kendisine nakit olarak ödenecektir.” hükmünün yer aldığı; anılan Yönetmelikte vatandaşların hangi koşullarda daire sahibi olabileceklerinin yasal takdir yetkisi kullanılarak İdareleri tarafından belirlenmiş olduğu;  vatandaşın talep ettiği daireyi alabilmesi için hissesinin yeterli olmadığı durumda ise kişilerin eksik arsa payı için borçlandırılarak daire karşılığı sözleşme imzalandığı; Kentsel Gelişim ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında idarelerince yürütülen kamulaştırma işlemlerinde, yukarıda anılan yasal hüküm uyarınca gecekondu sahiplerine enkaz bedeli ödenmekte olduğu; yani enkaz bedelinin hak sahiplerinin borçlarından düşüldüğü; nitekim, Proje alanında vatandaşların sahip olmaları istenilen arsa miktarı düşük tutulduğundan, gecekondu için verilecek bedelin enkaz bedeli olmasının hakkaniyete uygun olduğu;  bu durumda dahi vatandaşların piyasa “fiyatının yarısının da altında bir bedelle daire sahibi olabildikleri; gecekondu sahibi vatandaşlara yapı bedeli ödenebilmesinin ancak, vatandaşların daha fazla miktarda hisse sahibi olmaları halinde mümkün bulunduğu; ayrıca, anılan Yönetmelik uyarınca imzalanan konut karşılığı sözleşmelerin, klasik Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile mukayese edilemeyeceğini;  çünkü, Kat Karşılığı Konut Sözleşmelerinde devredilecek arsa payı karşılığında kişilere yalnızca hakları olan dairelerin teslim edildiği, ancak proje alanında yalnızca konut yapılmadığı, aynı zamanda yapılacak konutlarda ikamet edecek vatandaşların ortak kullanımına hizmet edecek, rekreasyon alanları, ticaret merkezleri, okul, ibadet, park alanları, sosyo-kültürel tesis alanları, alt yapı hizmeti, istinat duvarları, asansör, çevre düzenlemesi gibi hizmetlerin sunularak daha çağdaş yaşam alanına kavuşmalarının sağlanacağı; açıklanan nedenlerle, idarelerince, daire karşılığı sözleşme yapılabilecek vatandaşlardan istenilen arsa miktarı benzer uygulamalarla kıyaslandığında daha az ve hakkaniyete uygun olup, tamamen vatandaşı koruyucu mahiyette olduğu;   vatandaşın istediği daire tipine arsa miktarının yetmemesi halinde, eksik arsa payı karşılığında her m2 için 450,00 – TL borçlandırılması yoluna gidildiği; bu şartlarda dahi vatandaşların piyasa koşullarının çok daha altında bir bedelle daire sahibi olduğu; Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde, davacı ile aynı konumda olan yani tapulu gecekondulara uygulanacak esasların belirlenmiş olduğu; sözleşmenin yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlandığı ve davacı tarafın da bu sözleşmeyi kabul ederek imzaladığı; davacının Anayurt Mahallesinde 1357 m2 alanlı 37627 ada 7 numaralı parselde 358,17 m2 hissesinin, verilecek olan 1 adet brüt 127 m2 ve 1 adet brüt 115 m2 3+1 konut karşılığına isabet eden toplam 375 m2 hisseden 16,83 m2 eksik olduğunu (375m2- 358,17 m2 = 16,83 m2);  eksik olan hisse miktarı 16,83 m2 x450,00 TL=7.573,50 – TL bedelden,  360 Analiz nolu tesisi için takdir edilen 3.588,17 – TL, enkaz bedeli düşüldükten sonra (7.573,50 TL – 3.588,17 TL = 3.985,33 TL) ödeyeceği toplam bedelin 3.985,33 – TL. olduğu;  Proje Alanına ilişkin olarak hazırlanan Protokol ve Yönetmelik uyarınca İdarelerince yürütülen kamulaştırma işlemi çerçevesinde yapılan uzlaşma görüşmelerinde, davacıyla yukarıda hesaplanan bedel üzerinde anlaşılmış olduğu; davacıdan sahip olması istenilen arsa miktarı düşük tutulduğundan, gecekondu için verilecek bedelin enkaz bedeli olmasının hakkaniyete uygun olduğu,  bu durumda dahi piyasa fiyatının yarısının da altında bir bedelle daire sahibi olabileceği; bu nedenlerle, Proje kapsamında hazırlanan Protokol ve Yönetmelik doğrultusunda başlatılan kamulaştırma işlemleri çerçevesinde yapılan görüşmelerde davacı ile tüm hususlarda anlaşılması üzerine uzlaşma sağlanmış olduğu, daire sözleşmesi imzalandığı, gecekondusu enkaz bedeline sayıldığı ve tapu devri de yapıldığı; davacı ile imzalanan daire sözleşmesinin her iki tarafın da özgür iradesiyle tanzim edilmiş olduğu, taraflar çekince koymaksızın tüm hususlar üzerinde anlaşıldığı; bu halde, taraflar arasında uzlaşma sağlanıp, kamulaştırma işlemleri kesinleşmiş ve tapu devri de yapılmış olduğundan, huzurdaki davanın konusunun kalmadığı, savunulmuştur.

Davacı vekili tarafından, müvekkilinin, Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında kalan Anayurt Mahallesi imarın 37627 ada 7 numaralı parseldeki 358,17 m2 hissesi ve bu taşınmaz üzerinde bulunan gecekondusu karşılığında imzalanan konut sözleşmesine istinaden ödeneceği taahhüt edilen enkaz bedelinin bina bedeline tamamlanması gerektiği iddiasıyla, şimdilik 15.000 TL.nin ödenmesi istemiyle  dava açıldığı; Danıştay Başsavcısı tarafından, davanın, 2981 sayılı Yasa ve Kentsel Dönüşüm ve Gelişim alanlarına ilişkin mevzuat hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekçesiyle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı görülmüştür.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Anayasanın 125’inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Bu durumda; davalı Mamak Belediyesi ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri çerçevesinde “Ankara İli, Mamak İlçesi, Anayurt ve Gülseren Mahalleleri Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi”ne ilişkin olarak hazırlanan 10.08.2010 tarihli protokolün imzalandığı, Mamak Belediye Meclisince Uygulama Yönetmeliğinin hazırlandığı, protokol gereği anılan bölgenin Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca 775 sayılı Kanun uyarınca Gecekondu Önleme Bölgesi olarak ilan edildiği, bölgede kamulaştırma yapılabilmesi amacıyla Mamak Belediye Encümeni kararı ile kamu yararı kararı alınarak Kaymakamlıkça onaylandığı, davacı ile arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereği davacının yapısı için hesaplanan enkaz bedelinin davacıya tahsis edilen konuta isabet eden paya karşılık gelen miktardan düşüldükten sonra davacının ödemesi gereken miktarın belirlendiği, bu arada 19.3.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla proje alanında kalan taşınmazların Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildiği, anılan protokol gereği kamulaştırma işlemlerinin davalı Mamak Belediyesince yürütüldüğü, dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı; dava konusu uyuşmazlığın, Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında davalı idare ile imzalanan arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi gereğince davalı idareye devredilen, davacının paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde yer alan yapının bedeli yerine enkaz bedeli ödenmesi nedeniyle, yapı bedeline esas olmak üzere  tazminat isteminden  kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Mamak Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Mamak Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.6.2014 gün ve E:2013/457 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 26.1.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet Ali

DURAN

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT