);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 104

            KARAR NO             : 2015 / 121

KARAR TR  : 2.3.2015

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

 

Davacı            : A.Sigorta A.Ş.

Vekilleri         : Av. A.O. İ.& Av. S. İ.& Av. K.İ.

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. C. S.      (İdari Yargıda)

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından sigortası yapılan 07 APP 10 plakalı aracın 01.09.2011 tarihinde, Sakarya Bulvarı istikametinde seyir halinde iken sağ şeritte yola dökülen (kaygan sıvı) mazot ve motor yağının etkisiyle yolun kayganlaşması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, davalı idarenin söz konusu kazada kusurlu ve sorumlu olduğunu, kaza sonrası meydana gelen 2.673,80 TL zararın 24.11.2011 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bunun üzerine Antalya 7.İcra Dairesinin 2012/4257 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalı idarenin Antalya 7.İcra Dairesinin 2012/4257 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, davalı idarenin kusur oranına isabet eden 2.670.79 TL asıl alacak ile temerrüt tarihinden takip tarihine kadar asıl alacağa işlemiş 281,84 TL faiz olmak üzere toplam 2.952,63 TL’nin tahsili ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: 10.07.2013 gün, E:2013/391, K:2013/310 sayılı kararı ile özetle; “davacı şirkete sigortalı aracın davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğundaki yolda gerekli onarım ve bakımının tam ve eksiksiz yerine getirilmeyerek hasarlanmasına neden olunduğu ve davalının hizmet kusurunda bulunulduğu iddiasına dayanılarak açıldığı, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklandığı, davanın açıklanan niteliği itibariyle 2577 İYUK’nun 2/b maddesi uyarınca idari yargının görev alanında kaldığı anlaşılmaktadır.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Antalya 3.İdare Mahkemesi: 19.12.2013 gün ve E:2013/1167, K:2013/1374 sayı ile özetle; “dava dilekçesinde tazminat talebiyle Antalya Büyükşehir Belediyesine önceden başvuru yapıldığı belirtilmiş olmakla birlikte davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı açıldığı, ancak önceden bu kuruma karşı başvuruda bulunulup bulunulmadığının belli olmadığı, Karayolları Genel Müdürlüğü savunmasında ise bu konuda bir açıklama yapılmadığından kazanın meydana geldiği yolun kendi sorumluluklarında olmadığının belirtildiği görülmüştür.

Bu durumda önce hizmet kusuru olduğu düşünülen kuruma başvurulmadı ise bu yol tamamlanmak, başvuruldu ise hangi kuruma ne zaman ne şekilde başvurulduğu ve ne şekilde yanıtlandığı hususları açıkça belirtilmek suretiyle dilekçenin hazırlanması gerektiğinden bu usule uygun olmayan dilekçenin reddi gerekmektedir.” demek suretiyle dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15.maddesinin 1.fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla, 3 üncü ve 14 üncü maddeye uygun şekilde düzenlenerek “yeniden dava açılmak üzere” reddine şeklinde karar vermiştir.

Davacı vekili tarafından süresi içerisinde dava dilekçesi yeniden düzenlenerek idari yargı yerinde aynı istemle dava açılmıştır.

Antalya 3.İdare Mahkemesi: 23.01.2014 gün ve E:2014/101, K:2014/126 sayılı kararı ile özetle; “2918 sayılı Kanun’un 110. ve geçici 21. Maddesinde yapılan söz konusu değişikliler sonrası, Karayolları Trafik Kanunu’na dayalı olarak açılan sorumluluk davalarında Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihi sonrasında açılan davalarda adli yargı mercileri görevli olduğundan, anılan istemle, 01.10.2013 tarihinde açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargının ”olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan itiraz üzerine Antalya Bölge İdare Mahkemesi 23.05.2014 gün ve E:2014/1355, K:2014/1485 sayılı kararı ile özetle; hükmün onanmasına karar vermiş, karar düzeltme istemi üzerine 26.11.2014 gün ve E:2014/2485, K:2014/3526 sayı ile karar düzeltme isteminin reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.3.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Yasa’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacı vekilinin istemi üzerine, idari yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyasına ilişkin evraklar da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirket tarafından sigortası yapılan 07 APP 10 plakalı aracın 01.09.2011 tarihinde, Sakarya Bulvarı istikametinde seyir halinde iken sağ şeritte yola dökülen (kaygan sıvı) mazot ve motor yağının etkisiyle yolun kayganlaşması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, davalı idarenin söz konusu kazada kusurlu ve sorumlu olduğunu, kaza sonrası meydana gelen 2.673,80 TL zararın 24.11.2011 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bunun üzerine Antalya 7.İcra Dairesinin 2012/4257 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalı idarenin Antalya 7.İcra Dairesinin 2012/4257 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, davalı idarenin kusur oranına isabet eden 2.670.79 TL asıl alacak ile temerrüt tarihinden takip tarihine kadar asıl alacağa işlemiş 281,84 TL faiz olmak üzere toplam 2.952,63 TL’nin tahsili ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2013 gün, E:2013/391, K:2013/310 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT