);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Davacının taşınmazının Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca “Riskli Alan” ilan edilmesi üzerine, davacının taşınmazının bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar haklan ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesi nedeniyle davacının tasarruf hakkının kaldırıldığından bahisle  tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 843

            KARAR NO : 2014 / 1070

KARAR TR  : 29.12.2014

ÖZET: Davacının taşınmazının Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca “Riskli Alan” ilan edilmesi üzerine, davacının taşınmazının bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar haklan ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesi nedeniyle davacının tasarruf hakkının kaldırıldığından bahisle  tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı           : S. T.

Vekilleri         : Av. Ö. T.Y.& Av. A. Ş.Y.

Davalı            : T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Vekili              : Av. F.S.Ö.

            O L A Y           : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilin Ankara İli Çankaya İlçesi Dikmen Akpınar Mah. 26026 Ada, 5 Parseldeki 15 Kapı numaralı Güneş Apartmanının 10 nolu bağımsız bölümünün ve eklenti olarak 10 nolu deponun malikidir. Arsa 1030 m2 olup müvekkilin 110/1030 arsa payı mevcuttur.

            Apartman inşaatı sırasında yapılan projeye bağlı alınan Ruhsat ve tamamlanmasında alınan Yapı Kullanma İzin Belgesine göre inşaatın toplam alanı 2.270 m2’dir.

            Müvekkilin mülkiyetinde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm ve eklentileri ile apartmandaki ortak alanlarla birlikte 2.270 m2 / 1030 m2 X 110 = 242,427 m2 toplam mülkiyet hakkı vardır.

            İmarın Ankara İli, Çankaya İlçesi, Akpınar Mahallesi, 26026 Ada, 5 Parsel üzerinde kurulu bulunan Güneş Apartmanı ve içerisinde bulunduğu ada 2011 yılı Haziran ayı sonlarında trotuar çökmeleri ve bahçe duvar kaplamalarında dökülmeler meydana gelmiştir. İlgili ve yetkili yerlere önlem alınması istemiyle başvurular yapılmıştır.

            Çankaya Belediyesi tarafından yapılan inceleme neticesinde durum Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yansımıştır. Olayın gelişim sürecinde Ankara Valiliği devreye girmiş ve Ankara Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü duruma el koymuştur. Yerinde yapılan jeolojik incelemeler sonucunda; 15.08.2011 tarihli (Tarih sanıyoruz 25.08.2011 yazılması gerekirken 15 yazılmıştır. Çünkü yazının ilk bölümünde 19.08.2011 de olay yerine gidildiğinden bahsedilmektedir.) “Teknik Rapor” hazırlanmıştır. Raporda aynen, son cümle “Fakat binanın mevcut halinin sağlıklı ve ekonomik bir şekilde düzeltilmesine imkân bulunmadığından bina için Ağır Hasarlı-Oturulamaz değerlendirilmesinin yapılması uygun görülmüştür.” denilmek suretiyle binanın boşaltılması karara bağlanmıştır. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü 18.08.2011 tarihli Jeolojik Etüd Raporu düzenlemiştir. Teknik raporla birlikte Çankaya Kaymakamlığına ve Çankaya Belediye Başkanlığı’na gönderilmiştir. İncelemeler sırasında da toprak kayması, ayrılmalar ve çatlamalar devam etmiştir. Çankaya Belediyesi, İl Afet Kurulunun Raporuna dayanarak binayı 08.08.2011 tarihinde tahliye etmiştir. Ancak müvekkillere yazılı bir bildirimde bulunulmamış olup Bizzat Belediye Başkanının binayı derhal boşaltın talimatına uyulmuştur. Binanın bulunduğu bölge geçici olarak afet bölgesi ilan edilmiş yapılaşma durdurulmuştur.

            Arsanın bulunduğu bölgede daha önce heyelan olması nedeniyle yapılan bir inceleme sonucu hazırlanan 18.05.1987 yılında İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yerbilimi çalışmalarına göre söz konusu alan “Gr4” olarak tanımlanmış ve Yerleşim bakımından elverişli olmayan alanlar olarak nitelenmiş ve bu bölgede yerleşime gidilmemesi belirtilmiştir. Ancak zorunlu hallerde yerleşime gidilmesi halinde ise 4 başlık halinde hangi önlemlerin alınması gerekeceği belirtilmiştir.

            ARSANIN İMAR GEÇMİŞİ İNCELENDİĞİNDE; 09.02.1995 gün ve 115 sayı ile onaylı 1/5000 ölçekli nazım imar planı doğrultusunda Konya yolu kenarındaki 28051 adanın bulunduğu söz konusu alanın K.Ç.A. alanı, E:1.45, Hmax:Serbest yapılaşma koşullarına ilişkin 1/1000 ölçekli “Konya Yolu Kenarı Akpınar Mah. İlave İmar Planı” Çankaya Belediye Meclisinin 02.02.1998 gün ve 30 sayılı kararı ile uygun görülmüş ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 26.09.1998 tarihinde onaylanmıştır.

            26026 adada bulunan kat maliklerinin ortaya çıkan zararlarının karşılanacağı hem Çankaya Belediyesince hem de Ankara Büyük Şehir Belediyesince tüm kat maliklerine defalarca söylenmiştir. Davaya konu 26026 adada oluşan heyelan nedeniyle Çankaya Belediye Başkanlığınca, 26026 adada bulunan hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla imar planı değişikliği hazırlanmıştır.

            Plan değişikliği sürecinde; 26026 ada ve çevresinde meydana gelen heyelan nedeniyle oluşan riskli durumların giderilmesine yönelik tedbirlerle ilgili olarak, Çankaya Belediyesi İmar Müdürlüğü tarafından 26026, 28025, 28026, 27997 sayılı parselleri kapsayan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği hazırlanmıştır. Söz konusu plan Çankaya Belediye Meclisinin 10.02.2012 tarih ve 168 sayılı kararı ile uygun görülmüştür.

            Ancak            Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.03.2012 tarih ve 318 sayılı kararı ile ; “…Park, Lise ve Pazar alanlarının mevcut imar durumlarının korunması, 26026 adanın tamamının bedelsiz terkinine binaen yeşil alan yapılması, karşılığında takasen Büyükesat 26695 ada 3 no’lu kamu parselinin tahsisi, ticari kullanımı kaldırarak sadece konut kullanımı verilmesi, toplam inşaat alanının 27000m2 olması, yapı yüksekliğinin Serbest bırakılması, yapılaşmaya yönelik 26695/3 parsel mevcut plan notlarına uyulması suretiyle..” tadilen onaylanmıştır. Bu karara göre Çankaya Belediyesinin mülkiyetinde bulunan 26695 ada 3 sayılı parselin plan notları ile 26026 adada bulunan hak sahiplerine tahsisi yapılmıştır. Zararın tamamı karşılanacağı bu kararla belirtildiğinden müvekkil ve diğer hak sahipleri idareye güven ilkesi gereğince tam yargı davası açmamışlardır.

            26026 Adadaki maliklerin bedelsiz terkini karşılığında takasen tahsis edilen arsayla ilgili hukuki işlemler yürütülürken,Akpınar mahallesi 26026 adada meydana gelen heyelandan dolayı, 06.02.2013 gün ve 28551 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2013/4251 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında 26026 adanın tümü 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesine göre “Riskli Alan” ilan edilmiştir. Arsanın üzerine yapılaşmayı ve temliki tasarrufları önleyici şerh konulmuştur.

            Ankara Büyükşehir Belediyesinin yıkım kararı alması üzerine Çankaya Belediyesi tarafından 10 Ağustos 2012 tarihinde, müvekkilin dairesinin bulunduğu Dikmen Apartmanı Çankaya Belediyesi tarafından yıkılmıştır.

            Ankara Büyük Şehir Belediyesinin 02.01.2013 tarih ve 22875 sayılı yazısı ile 26026 nolu imar adasının 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan olarak belirlenmesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığından talep edilmiştir. Bunun üzerine söz konusu alan, 28.01.2013 tarih ve 2013/4251 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 2. Maddesi gereğince “Riskli Alan” ilan edilmesi kararlaştırılmış ve 06.02.2013 tarih ve 28851 sayılı Resmi Gazetede ilan edilerek yürürlüğe girmiştir. Bakanlar Kurulunca 06.02.2013 tarihinde “Riskli Alan” ilan edilmesi üzerine hukuki olarak 26026 adaya ilişkin karar alma ve çözme yetkisi T.C.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçmiştir.

            Bu tarihten sonra bakanlık yetkilileri, önce Akpınar Mahallesinde hak sahipleriyle mahallinde toplantı yapmış ve bölgenin boşaltılmasını istemiş ve Acele Kamulaştırma İşlemi yapacaklarını duyurmuştur. Buna bağlı olarak hem kendi bünyelerinde hem de dışarıdan hizmet alım yöntemiyle kıymet taktir işlemleri yapmış ve fakat müvekkillere tebliğ etmediği gibi toplantılara da çağırmamıştır.

            Bu tarihten sonra hem Çankaya Belediyesi hem de Ankara Büyük Şehir Belediyesi tarafından yetkinin bakanlığa geçtiğinden bahisle yapabilecekleri bir şey olmadığı yolunda görüşler kat maliklerine bildirilmiştir. Halbuki, yukarıda açıkladığımız üzere Büyükesat 26695 ada 3 no’lu kamu parselinin takasen tahsisi işlemiyle ada içerisinde bulunan tüm kat maliklerinin ve hak sahiplerinin zararların karşılanması işlemi yürütülmekteyken çıkan 6306 sayılı yasa gereğince bu alanın bakanlığın önerisiyle Bakanlar Kurulunca “Rezerv alan” olarak ilan edilmesi ve hak sahiplerine tahsis edilerek işlemin bitirilmesi gerekmektedir.

            Bakanlık yasa gereği elinde bulunan bu yetkiyi kullanmamış, Ankara BŞB, ve Çankaya Belediyesi’ni yasa gereği yetkilendirmeye çalışmıştır. Belediyelerin yetkilendirmeye yanaşmaması üzerine sürüncemede bırakmıştır.

            26026 adadaki hak sahiplerine tahsis edilen Büyükesat 26695 ada 3 no’lu kamu parselinin maliki olan Çankaya Belediyesi ile arsa karşılığında Bakanlığa bağlı İller Bankası mülkiyetindeki Maltepe Pazarında yapılan çarşıdaki hisselerin takası işlemi yapılarak müvekkillere tahsis edilen arsanın mülkiyeti İller Bankasına geçmiştir. İller Bankası da arsayı duyumlarımıza göre 60.000.000,00 TL bedelle satmıştır. Bakanlık, 26026 adadaki hak sahiplerine tahsis edilmiş arsayı, rezerv alan ilan edilmesi için gerekli işlemleri yapması gerekirken bile bile arsayı satarak 60.000.000,00 TL gelir elde etmiştir.

            Çankaya Belediyesine, Ankara BŞB. Başkanlığına ve Davalı Bakanlığa ekte sunduğumuz dilekçelerle başvurulmuştur. Ekte sunduğumuz cevabi yazılarda Belediyeler, 6306 sayılı yasa gereği yetkinin Bakanlıkta olduğunu beyan etmişleridir. Bakanlık ise belediyelerin yetki istemediklerini beyan etmiştir. Ancak şu anda Çankaya Belediyesi tarafından, yeni rezerv alan tespit yapılarak Bakanlığa sunulmuştur. Bu alanla ilgili Bakanlık çalışmalarını yürütmektedir. Sonucu hakkında ise tarafımıza bilgi verilmemektedir.

            Yukarıda açıkladığımız üzere, yasalara uygun olarak kazanılmış, yasalarla güvence altına alınmış müvekkil mülkiyetindeki arsa ve bağlı konuta fiilen el konulmuş ve müvekkilin tasarrufta bulunma hakkı davalı bakanlıkça ortadan kaldırılmıştır. ‘’ demek suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi: 21.04.2014 gün ve E:2014/47 sayı ile, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

            Danıştay Başsavcısı; “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir”; 2. maddesinde; “İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini; Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya idarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları; TOKİ: Toplu Konut idaresi Başkanlığını, ifade eder”; 3. maddesinin 1. fıkrasında; “Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya idareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya idarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek idareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya idarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır…”, 8. maddesinin 7. fıkrasında; “Riskli yapıların tespit edilmesine veya ettirilmesine dair usul ve esaslar, risklilik kriterleri, riskli yapıların tespitinde ve itirazların değerlendirilmesinde görev alacak teknik heyet ve diğer komisyonlar ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer usul ve esaslar, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikler ile düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiş bulunmaktadır.

            15.12.2012 günlü, 28498 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 3. maddesinin (c) bendinde; “ilgili kurum: Uygulama alanında dönüşüm projesi gerçekleştirecek olan Bakanlığı, idareyi ve Toplu Konut idaresi Başkanlığını”, aynı maddenin (e) bendinde; “Rezerv yapı alanı: Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, Toplu Konut idaresi Başkanlığının veya idarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları, ifade eder”; 4. maddesinin 2. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde; “(2) Rezerv yapı alanı:a)….., b) TOKİ veya İdare, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan rezerv yapı alanı belirlenmesi talebinde bulunabilir; c) Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan rezerv yapı alanı belirlenmesi talebinde bulunabilir. Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince rezerv yapı alanı belirlenmesi talebinde bulunulabilmesi için; bu talebin, talebe konu taşınmazların maliklerinin tamamının muvafakati ile yapılması ve bu taşınmazların yüzölçümlerinin yüzde yirmibeşinin mülkiyetinin, geliri dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilmek üzere, Bakanlığın uygun gördüğü, bağlı veya ilgili kuruluşuna veyahut da idareye veya TOKİ’ye devrine muvafakat edilmesi gerekir.” 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde; “(1) Riskli alan;) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,… , ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur”, 5. maddesinin 3. Fıkrasında; “Riskli alan belirlenmesi için bu alanda taşınmaz maliki olan gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosya ile birlikte Bakanlık veya idareden riskli alan tespit talebinde bulunabilir, idareye yapılacak talepler Bakanlığa iletilir. Bakanlıkça yapılacak inceleme neticesinde uygun görülen talepler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak, teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.” kuralına yer verilmiş bulunmaktadır.

            Dosyanın incelenmesinden; davacıya ait taşınmazın bulunduğu adada meydana gelen heyelan sonrasında alanın “Afete Maruz Bölge (Yeni Yapılaşmaya Yasaklanmış Afet Bölgesi)” olarak belirlendiği, Çankaya Belediyesi tarafından tahliye ve yıkım işlemlerinin yapıldığı, söz konusu alan imar planında yapı yasağı uygulanacak alan olarak belirlenerek, detaylı jeolojik etütlere bağlı olarak daha sonra yapılacak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile “pazar yeri, park ve spor alanı olarak düzenlenmek üzere rezerv alanı olarak bırakılmıştır” şeklinde plan kararı alındığı, daha sonra 28.01.2013 günlü, 2013/4251 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca “Riskli Alan” ilan edildiği, davacının taşınmazının bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar hakları ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesine karar verildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 28.02.2014 günlü, 1506 sayılı oluru ile bu alanın “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlendiği, 2942 sayılı Kamulaştırma kanuna göre herhangi bir işlem yapılmadığı, davacı tarafından 6306 sayılı Kanun uyarınca taşınmazına davalı Bakanlıkça el konularak tasarrufta bulunma hakkının ortadan kaldırıldığı, herhangi bir ödeme yapılmadığından bahisle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

            Uygulama ve öğreti’de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, “idari işlem”; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, “idari eylem” olarak tanımlanmaktadır.

            İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakımı ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan İdari Yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Bu bilgiler karşısında; davanın, davacının taşınmazın Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca “Riskli Alan” ilan edildiği, davacının taşınmazının bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar haklan ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesi nedeniyle davacının tasarruf hakkının kaldırıldığından bahisle tazminat istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,” hükmü gereğince idari Yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

            Nitekim, 11.06.2013 günlü, 28674 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6487 sayılı Kanun’un 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6’ncı maddesinde değişiklik yapan 2l’inci maddesinde “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulanmasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir.” hükmüne yer verilmek suretiyle “hukuki el atma” olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat davalarının görüm ve çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğu öngörülmüş bulunmaktadır.” demek suretiyle, 2247 sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı: “Davacının, Ankara ili, Çankaya ilçesi, Akpınar Mahallesi, 26026 Ada, 5 Parsel üzerinde kurulu bulunan Güneş Apartmanı ve içerisinde bulunduğu ada 2011 yılı Haziran ayı sonlarında tretuar çökmeleri ve bahçe duvar kaplamalarında dökülmeler meydana gelmesi sonucu, Çankaya Belediyesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, Ankara Valiliği II Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından duruma el koymuştur. Yapılan jeolojik incelemeler sonucunda; 15.08.2011 tarihli “Teknik Rapor” ile binanın mevcut halinin sağlıklı ve ekonomik bir şekilde düzeltilmesine imkân bulunmadığından bina için Ağır Hasarlı-Oturulamaz değerlendirilmesinin yapılması uygun görülmüştür.

Davaya konu taşınmazın bulunduğu mevkide, meydana gelen heyelan nedeniyle Çankaya Belediyesi tarafından başlatılan işlemler sonucunda, binanın bulunduğu yerin “Afete Maruz Bölge (Yeni Yapılaşmaya Yasaklanmış Afet Bölgesi)” olarak belirlendiği, Çankaya Belediyesi tarafından tahliye edilerek binanın yıkıldığı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile “pazar yeri, park ve spor alanı olarak düzenlenmek üzere rezerv alanı olarak bırakılmıştır” şeklinde plan kararı alındığı, 28.01.2013 günlü, 2013/4251 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca “Riskli Alan” ilan edildiği, böylece taşınmazın bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar hakları ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesine karar verilerek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 28.02.2014 günlü, 1506 sayılı oluru ile bu alanın “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlenmesine rağmen davacıya takas yolu ile yeni bir alan gösterilmemesi ve kamulaştırma işlemlerinin de yapılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi ile adli yargı yerinde dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Davanın konusunun, davacının mülkiyetinde bulunan arsa ve üzerindeki konut’un bölgede meydana gelen heyelan sonucu kullanılması olanaksız hale gelmesi donucu, ilgili Belediye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6306 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılarak, yıkım, yeni imar düzenlemesi ve bölgenin rezerv alan olarak ilanı ile yapılaşmaya yasaklandığı ancak buna karşılık kamulaştırma işlemi yapılmadığı, davacıya takas yolu ile de zarar giderim yoluna gidilmediği, davacının da bu işlemlerden doğan zararının tazminini talep ettiği anlaşılmaktadır.

Anayasa’nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1 -b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Uyuşmazlık konusu işlem, 6306 sayılı Yasa ve imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/47 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane Topuz, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca,davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından 2247 sayılı Yasa’nın 10.maddesinde öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Olayda, davacıya ait taşınmazın bulunduğu adada meydana gelen heyelan sonrasında alanın “Afete Maruz Bölge (Yeni Yapılaşmaya Yasaklanmış Afet Bölgesi)” olarak belirlendiği, Çankaya Belediyesi tarafından tahliye ve yıkım işlemlerinin yapıldığı, söz konusu alanın imar planında; yapı yasağı uygulanacak alan olarak belirlenerek, detaylı jeolojik etütlere bağlı olarak daha sonra yapılacak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile “pazar yeri, park ve spor alanı olarak düzenlenmek üzere rezerv alanı olarak bırakılmıştır” şeklinde plan kararı alındığı, daha sonra 28.01.2013 günlü, 2013/4251 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca “Riskli Alan” ilan edildiği, davacının taşınmazının bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar hakları ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesine karar verildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 28.02.2014 günlü, 1506 sayılı oluru ile bu alanın “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlendiği, buna karşın davacı tarafından 6306 sayılı Kanun uyarınca taşınmazına davalı idarece el konularak tasarrufta bulunma hakkının ortadan kaldırıldığı ve dahi herhangi bir ödeme yapılmadığı iddiasıyla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

            6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1.maddesinde; ” Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir.” hükmü, 2.maddesinin 1.fıkrasının b bendinde; ” İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini’’ , c bendinde; ‘’ Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya idarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları’’ , e bendinde ‘’ TOKİ: Toplu Konut idaresi Başkanlığını ifade eder.” hükmü, 3. maddesinin 1. fıkrasında; ” Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya idareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya idarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek idareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya idarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır…” hükmü, 8. maddesinin 7. fıkrasında; ” Riskli yapıların tespit edilmesine veya ettirilmesine dair usul ve esaslar, risklilik kriterleri, riskli yapıların tespitinde ve itirazların değerlendirilmesinde görev alacak teknik heyet ve diğer komisyonlar ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer usul ve esaslar, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikler ile düzenlenir. ” hükümlerine yer verilmiş bulunmaktadır.

            Ayrıca, 15.12.2012 günlü, 28498 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 3. maddesinin (c) bendinde; ” İlgili kurum: Uygulama alanında dönüşüm projesi gerçekleştirecek olan Bakanlığı, idareyi ve Toplu Konut idaresi Başkanlığını “, aynı maddenin (e) bendinde; ” Rezerv yapı alanı: Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, Toplu Konut idaresi Başkanlığının veya idarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları, ifade eder ” , 4. maddesinin 2. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde; ” b) TOKİ veya İdare, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan rezerv yapı alanı belirlenmesi talebinde bulunabilir; c) Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan rezerv yapı alanı belirlenmesi talebinde bulunabilir. Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince rezerv yapı alanı belirlenmesi talebinde bulunulabilmesi için; bu talebin, talebe konu taşınmazların maliklerinin tamamının muvafakati ile yapılması ve bu taşınmazların yüzölçümlerinin yüzde yirmibeşinin mülkiyetinin, geliri dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilmek üzere, Bakanlığın uygun gördüğü, bağlı veya ilgili kuruluşuna veyahut da idareye veya TOKİ’ye devrine muvafakat edilmesi gerekir.” 5. maddesinin Riskli Alan başlıklı 1. fıkrasının (e) bendinde; ” Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,… , ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur” , 5. maddesinin 3. Fıkrasında ise; ” Riskli alan belirlenmesi için bu alanda taşınmaz maliki olan gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosya ile birlikte Bakanlık veya idareden riskli alan tespit talebinde bulunabilir, idareye yapılacak talepler Bakanlığa iletilir. Bakanlıkça yapılacak inceleme neticesinde uygun görülen talepler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak, teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.” kuralına yer verilmiş bulunmaktadır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacıya ait taşınmazın bulunduğu yerde meydana gelen heyelan sonrasında bu yerin ” Afete Maruz Bölge ” olarak belirlendiği, Çankaya Belediyesi tarafından tahliye ve yıkım işlemlerinin yapıldığı, söz konusu alanın imar planında yapı yasağı uygulanacak alan olarak belirlenerek, detaylı jeolojik etütlere bağlı olarak daha sonra yapılacak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile ” pazar yeri, park ve spor alanı olarak düzenlenmek üzere rezerv alanı olarak bırakılmıştır ” şeklinde plan kararı alındığı, 28.01.2013 günlü, 2013/4251 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca ” Riskli Alan ” ilan edildiği, davacının taşınmazının bulunduğu adadaki her türlü mülkiyet, imar hakları ve yapılaşmaya ilişkin her türlü konunun 6306 sayılı kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesine karar verildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 28.02