ÖZET: Davacının taşınmazı üzerinde konulan kısıtlamanın (hukuki el atmanın) yol açtığı öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın imar planından kaynaklanan tazminat davaları kapsamında İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2014 / 1157 KARAR NO : 2015 / 87 KARAR TR : 2.3.2015 | ÖZET: Davacının taşınmazı üzerinde konulan kısıtlamanın (hukuki el atmanın) yol açtığı öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın imar planından kaynaklanan tazminat davaları kapsamında İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : B. Ö.
Vekilleri : Av.M. E., Av.Ş. Ö.
Davalılar : 1-Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. B.Ç.
2-Melikgazi Belediye Başkanlığı
Vekilleri : Av.A.D., Av.M. Ü.
O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Germir Mahallesi, 11359 ada, 27 ve aynı yer 28 parselde kayıtlı bulunan taşınmazlarda hak sahibi olduğunu; dava tarihinden geriye doğru 5 yıldan daha uzun süre önce onanmış ve kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre; her iki taşınmazın da kısmen 25 metre genişliğinde tali nitelikteki yol ile 30.000 m2’den büyük yeşil alanda kaldığını; dolayısıyla taşınmazlarla ilgili husumetin her iki idareye de düşmekte olduğunu; belirtilen imar durumlarına göre, taşınmazlardan fiilen ve hukuken tasarruf imkanının mümkün gözükmediğini; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 tarih, 2010/5-662 Esas ve 2010/551 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; 3194 Sayılı Yasa’nın 10.maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı belediyece dava konusu taşınmazların ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve taşınmaz malikinin süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartları oluştuğundan, taşınmazların bedelinin ödenmesi gerektiğini; yukarıda açıklanan işlemler tesis edilirken, davalıca herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi taşınmazın bedeli ödenmemiş ve sözkonusu olaylarda müvekkilinin de rızası alınmadığından, dava konusu taşınmaza el atılmış olduğunu; taşınmaza hukuken el atılması sonucunda müvekkilinin çok büyük zarara uğradığını, anayasal hakkı olan “mülkiyet hakkı” engellendiğinden yapılan işlem hukuka ve özellikle mülkiyet hakkına aykırılık teşkil ettiğini; taşınmazın her türlü kamu hizmetlerinden yararlandığını, cazibe merkezi olmasından dolayı arsa değerinin fazla olduğunu; dava konusu taşınmazların 2981 Sayılı Yasa’nın 10/b maddesi uygulaması ile oluşmuş olmaları durumunda, Yargıtay kararlarına göre belirlenen bedelden DOP indirimi yapılmaması gerektiğini; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5999 Sayılı Kanun’un Geçici 6.maddesi hükmü ile 6111 Sayılı Kanun’un geçici 2.maddesi hükmü gereğince, davalı idare ile uzlaşma talepleri bulunmadığından, taşınmazın değerinin mahkemece tespiti ile tespit edilen bu bedelin kendilerine ödenmesini istediklerini ifade ederek; dava konusu Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Germir Mahallesi, 11359 ada, parsel 27 ve 28 parsel’de kayıtlı bulunan taşınmazlara kamulaştırmasız el atılmasından dolayı fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
KAYSERİ 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:1.7.2013 gün ve E:2011/602, K:2013/432 sayı ile, dava dilekçesinin özetine yer verdikten sonra, aynen; “ Davalı Melikgazi Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın öncelikle uzlaşma yoluna başvurmadan dava açtığını, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu parkın 30.000 m2’den daha büyük olduğunu, yapım ve bakım sorumluluğunun Büyükşehir Belediyesinde olduğunu, açılan davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Büyükşehir Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idareye karşı uzlaşma başvurusunda bulunulmadığını, dava konusu taşınmaza hiçbir fiili müdahalede bulunulmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1/1000’lik uygulama imar planında ve 1/5000’lik nazım imar planında 5 yıldan daha öncesinden beri kamusal alan olarak belirlendiğini, müvekkilinin uzlaşmak istemediğini, mahkemece belirlenecek tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafın husumet itirazlarını kabul etmediklerini, davalı tarafın dilekçelerini kabul etmediklerini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kayseri Büyükşehir Belediye vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın her ne kadar imar planında kamuya tahsis edilmiş ise de hiçbir fiili müdahalede bulunulmadığını, davanın öncelikle sorumlu tüm idareler yönünden uzlaşma yolunun tüketilmediği ve taşınmaza fiilen el atılmadığı gerekçesiyle diğer halden de husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu taşınmaza ve emsal sayılı taşınmazlara ilişkin tapu kaydı ve kroki celp edilmiştir.
İlgili Belediyelerden dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların imar durumları ve emlak beyanına esas değerleri celp edilmiştir. Kayseri Melikgazi Belediyesi’nin 13/01/2012 tarihli cevabı yakısında bahse konu olan taşınmaz üzerinde herhangi bir çalışma yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Mahallinde 03/10/2012 tarihinde keşif yapılmıştır. Keşifte yapılan gözlemde dava konusu taşınmaz üzerinde Belediyelerce yapılan herhangi bir yol, park vs olmadığı gözlemlenmiştir.
Keşiften sonra kadastro bilirkişi Özgür Alper Kekeç 11/10/2012 tarihli raporunu sunmuştur. Raporunda, dava konusu parselin yol olarak görüldüğü ve arter niteliğinde olmadığı, imar planında otopark alanında kaldığı, bu durumunda kadastro krokisinde gösterildiği görülmüştür.
Keşiften sonra diğer bilirkişiler M. Ç., H. H. B. ve A.D. U. 30/04/2013 tarihli raporlarında; dava konusu taşınmazların toprak yola isabet eden kısımlarına fiilen el atıldığı bildirilmiş ise de, yolun stabilize veya asfalt kaplamalı olmadığının anlaşıldığı, fiili el atma olup olmadığı hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, Kayseri ili Melikgazi ilçesi Germir köyü Kayabağı mevkii 11359 ada 27 parselde kayıtlı 4245,43 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmazın tamamına hukuken el atılmış olmakla, davacı lehine Kayseri Büyükşehir Belediyesi aleyhine oluşan tazminat miktarının dava tarihi olan 30/12/2011 itibariyle 368.234,54 TL olacağı, davalı lehine Kayseri Melikgazi Belediyesi aleyhine oluşan tazminat miktarının dava tarihi olan 30/12/2011 itibariyle 496.899,19 TL olacağı, Kayseri ili Melikgazi ilçesi Germir köyü Kayabağı mevkii 11359 ada 28 parselde kayıtlı 2419,79 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmazın tamamına hukuken el atılmış olmakla, davacı lehine Kayseri Büyükşehir Belediyesi aleyhine oluşan tazminat miktarının dava tarihi olan 30/12/2011 itibariyle 290.909,19 TL olacağı, davalı lehine Kayseri Melikgazi Belediyesi aleyhine oluşan tazminat miktarının dava tarihi olan 30/12/2011 itibariyle 228.135,77 TL olacağı, davacıya ödenebilecek tazminat miktarının talep ile bağlı kalınarak 20.000 TL olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davalı Melikgazi Belediye vekili rapora karşı dilekçesinde özetle; rapora itiraz ettiklerini, davanın görev yönünden reddini, aksi halde itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını ve davanın husumet, usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kayseri Büyükşehir Belediye vekili rapora karşı dilekçesinde özetle; raporu kabul etmediklerini davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 01/07/2013 tarihli celsede, itirazları kabul etmediklerini ve davanın kabulüne karar verilmesini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu denetim ve karar vermeye elverişlidir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yolun toprak yol olduğu, Belediyelerce yapılan asfalt ya da stabilize yol olmadığı, keşifte yapılan gözlemde de bu şekilde gözlem yapıldığı anlaşılmakla dava konusu taşınmaza fiili el atmanın mevcut olmadığı sabit olmakla, Uyuşmazlık mahkemesinin 24/12/2012 tarih 2012/297 E-306 K. Sayılı ilamı ve kararları ile Yargıtay 18 H.D’nin 25/03/2013 tarih 2013/2274 E-4757 K. Sayılı içtihadı nazara alındığında davaya bakmaya görevli mahkemenin idari yargı olması nedeniyle mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine…” demek suretiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, davacı vekilinin 21.11.2013 havale tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden vazgeçtiklerini bildirmesi üzerine Yargıtay 18.Hukuk Dairesi; 5.12.2013 gün ve E:2013/16115, K:2013/17285 sayı ile, vaki feragat nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermiş; Mahkemenin görevsizlik kararı kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Germir Mahallesi, 11359 Ada, 28 Parselde kayıtlı bulunan taşınmaza kamulaştırmasız el atılmasından dolayı fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte aynı davalılardan tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
KAYSERİ 1.İDARE MAHKEMESİ: 26.11.2014 gün ve E:2014/747 sayı ile, aynen “(…)2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun “Yargı Merciilerinin Uyuşmazlık Mahkemesine Başvurmaları” başlıklı 19. maddesinde; “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik fıkra: 21/01/1982 – 2592/6 md.; Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./9.mad) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükmü yer almaktadır.
Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Kayseri İli Melikgazi İlçesi Germir Mahallesi 11359 Ada, 28 Parselde kayıtlı bulunan taşınmazın 70,28 metrekarelik kısmına asfalt yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığının Kayseri 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2011/602 sayılı dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporla anlaşılması karşısında, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü, adli yargı yerinin görevine girmektedir.
Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 02.06.2014 tarih E:20124/612, K:2014/662 sayılı karanda bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi gereğince, Kayseri 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1.7.2013 tarih ve E:2011/602 K:2013/432 sayılı kararı ile görev yönünden reddedilen ve Mahkememizde açılmış bulunan işbu davanın adli yargının görev alanına girdiği kanaatine varılmış olduğundan, dava dosyası ve ekleri ile dosyanın görevli merciin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nce görevli merciin belirlenmesine ilişkin karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’n