ÖZET : Davacının, hissedarı olduğu, Hatay İli, Dörtyol İlçesi, Yeşilköy, 364 parsel sayılı taşınmazın, kamulaştırılması işleminin, taşınmaz bedelinin belirlenmesi unsuru yönünden iptali istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 178 KARAR NO : 2015 / 194 KARAR TR : 6.4.2015 | ÖZET : Davacının, hissedarı olduğu, Hatay İli, Dörtyol İlçesi, Yeşilköy, 364 parsel sayılı taşınmazın, kamulaştırılması işleminin, taşınmaz bedelinin belirlenmesi unsuru yönünden iptali istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : M.A.
Vekili : Av.Ö.İ.
Davalı : Adli Yargıda
Devlet Su İşleri VI. Bölge Müdürlüğü ( Emlak ve Kamulaştırma
Komisyon Başkanlığı)
Vekili : Av.A.E.K.
İdari Yargıda
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
O L A Y : Davacı dava dilekçesinde özetle, Hatay İli, Dörtyol İlçesi, Yeşilköy İcadiye Mahallesi 364 parsel iken ifrazdan sonra 1942 parsel nosunu alan taşınmazın hissedarı olduğunu; 40 seneden beri bahçe olarak kullandığını, aynı zamanda da sulu bahçe olduğunu, davalı tarafından sulama kanalı yapılarak kamulaştırıldığını, değerlendirilmesinin tarla olarak yapıldığını belirterek kamulaştırmanın iptali ile tarla olarak yapılan değerlendirmenin bahçe olarak yapılmasını talep ederek adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı İdare vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafça Devlet Su İşleri 6.Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan kamulaştırma işleminin iptali istenilmekte olup, bununla bir idari işlemin iptalinin talep edildiği, dolayısıyla sözkonusu davanın konusu itibariyle, idari yargının görev alanına girdiği ve İdare Mahkemelerinin görevli olduğu yönünde savunma vermiş, görev itirazında bulunmuştur.
DÖRTYOL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 1.12.2011 gün ve E:2011/462, K:2011/909 sayı ile, davacının talebinin kamulaştırma işleminin iptali kapsamında olduğu, bu yönden yargılamanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez müvekkilinin anlaşma yolu ile Hatay İli, Dörtyol İlçesi, Yeşilköy tapuda kayıtlı 364 parseldeki hissesini hazine adına 26.11.2010 tarihinde Dörtyol Tapu Müdürlüğünde devrettiğini, ancak sözkonusu arazinin bahçe vasfında olduğunu müvekkiline ise tarla vasfında bedel ödendiğini, oysa kırsal kesimlerde genelde hemen her yerde tarla olarak tapu kayıtlarında gözüken yerlerin bahçe niteliğinde olduğunu, bu durumun alışılagelmiş bulunmakla hak kayıplarının bulunduğunu, davalı idarenin kamulaştırma işleminin kamulaştırma bedeli yönünden iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
Hatay İdare Mahkemesi: 18.10.2012 gün ve E:2012/1209, K:2012/1368 sayı ile, Hatay İli, Dörtyol İlçesi, Yeşilköy 364 parsel numarasında mülkiyeti hisseli olarak davacı adına kayıtlı taşınmazın davalı idarece 2942 sayılı Yasanın 8.maddesi uyarınca satın alma usulüyle kamulaştırıldığı, davacının taşınmazı 26.11.2010 tarihinde devrettiği, fakat sonradan bedelin düşük olduğundan bahisle sözkonusu kamulaştırma işleminin bedeli yönünden iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmış ise de; 2942 sayılı Yasanın 8.maddesi kapsamında satın alma yoluyla kamulaştırılan taşınmazın maliki tarafından bu kamulaştırmaya veya bedeline dava açılamayacağının açık hükme bağlandığı görülmekle, davacının anılan Yasa maddesi uyarınca kamulaştırılan taşınmazın bedeli yönünden kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açtığı iş bu davanın da Mahkemelerince incelenebilmesine hukuken olanak bulunmadığı sonucu varıldığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b bendi uyarınca; davanın incelenmeksizin reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Danıştay 6.Dairesi: 4.12.2013 gün ve E:2013/1919, K:2013/7889 sayı ile, 2942 sayılı yasanın 8.maddesinin, kamulaştırmayı yapacak idareye taşınmaz malın tahmini bedelini 11.maddede yer alan unsurlara göre belirleme görevi verdiği ve bu maddeye göre taşınmaz değerinin tespiti açısından objektif unsurlardan olan tarla, bahçe vb. olmasının önem taşıdığı; aksine yapılacak bir yaklaşımın taşınmazın objektif vasıfları dışında doğuracağı kamulaştırma işleminin koruma görmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, olayda, davacı tarafından taşınmazın satın alma usulüyle kamulaştırılmasında ihtilaf bulunmadığı, taşınmazı vasıflandırmadaki hata nedeniyle bu hatanın düzeltilmesine dönük olarak kamulaştırma kararının iptalinin istenildiği görülmekte olup, bu haliyle kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılan davanın 2942 sayılı Yasanın 8.maddesinin 7.fıkrasında sayılan dava açma yasağı kapsamında bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda davanın esasının incelenmesi gerekirken, aksi yönde yapılan değerlendirmeye dayanılarak verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.
HATAY İDARE MAHKEMESİ: 22.12.2014 gün ve E:2014/446 sayı ile, davacının hissedar olduğu taşınmazın vasıflandırılmasında hataya düşüldüğü ve bedelin düşük takdir edildiği belirtilerek kamulaştırma işleminin bedel yönünden iptalinin istenildiği, taşınmazın bedelinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlıkların Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, bu durumun kamu düzenine ilişkin olduğu, doktrin ve yargı kararlarıyla sabit görülen görev kurallarına aykırılık oluşturacağı hususları birlikte gözetildiğinde, uyuşmazlığın görüm ve çözümü Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca adli yargı yerine ait olduğundan, işin esasının Mahkemelerince incelenme olanağının bulunmadığı, Nitekim taşınmaza hissedar olan diğer malik tarafından Kamulaştırma bedel tespiti ve tescili talebiyle açtığı davanın Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.12.2012 tarih ve E:2011/760, K:2012/668 sayılı kararı ile hükme bağlandığı, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 14.11.2013 tarih ve E:2013/11564, K:2013/15409 sayılı kararı ile Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, düzenlenen raporun hüküm kurmaya yeterli olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine Dörtyol 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2014/106 sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği gerekçesiyle Mahkemelerinin uyuşmazlığa bakmakla görevli olmaması ve görevli yargı yerinin adli yargı mahkemeleri olması sebebiyle, uyuşmazlığın Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01.12.2011 tarih ve E:2011/462, K:2011/1909 sayılı görevsizlik kararı üzerine uyuşmazlığa karşı Mahkemelerinde dava açıldığı anlaşıldığından, hangi Mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına, dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kararına kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.4.2015 günlü toplantısında;
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının hissedarı olduğu, Hatay İli, Dörtyol İlçesi, Yeşilköy, 364 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması işleminin taşınmaz bedelinin belirlenmesi unsuru yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 8. maddesinin 2. fıkrasında: “Kamulaştırma kararının alınmasından sonra kamulaştırmayı yapacak idare, bu Kanunun 11 inci maddesindeki esaslara göre ve konuyla ilgili uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan da rapor alarak, gerektiğinde Sanayi ve Ticaret Odalarından ve mahalli emlak alım satım bürolarından alacağı bilgilerden de faydalanarak taşınmaz malın tahmini bedelini tespit etmek üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden bir veya birden fazla kıymet takdir komisyonunu görevlendirir.”; 7. fıkrasında ise: “Bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz.” kuralları yer almıştır.
Anılan Yasanın 11. maddesinde: “15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.” kuralı bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu davacının hissedarı olduğu taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmasına karar verildiği, 2942 sayılı Yasanın 11. maddesinde belirlenen esaslara göre tarla olarak vasıflandırdığı, davalı idarenin Tapu Sicil Müdürlüğüne muhatap bila günlü, 752 sayılı yazı ile taşınmaz malikinin tapuda rızai ferağ muamelesi ikmal ettireceği beyanına dayanılarak Hazine adına tescilinin istenildiği, davacı tarafından davalı idareye verilen 18.5.2011 günlü dilekçede, maliki olduğu taşınmazın bahçe olmasına karşın değerinin buna göre değil tarla vasfı esas olarak belirlendiği ileri sürülerek taşınmaz bedelinin yeniden belirlenip buna göre kamulaştırma yapılması talebinde bulunulduğu, davacı isteminin kabul edilmemesi üzerine kamulaştırma işleminin iptali ile bahçe vasfı ile kamulaştırma işleminin yapılması gerektiği talebiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacı ile davalı idarenin 2942 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşma sağlayarak satın alma usulüyle kamulaştırılan taşınmazın anılan Yasanın 11. maddesine göre vasıflandırılmasında hataya düşüldüğü ileri sürülerek, bu nedenle kamulaştırma işleminin iptali isteminden kaynaklanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2.maddesinde, idari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Olayda, davacı tarafından taşınmazı vasıflandırmadaki hata nedeniyle bu hatanın düzeltilmesine dönük olarak kamulaştırma kararının iptalinin istenildiğinin görüldüğü, buna göre, kamu mevzuatları hükümleri çerçevesinde ve kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri soncunda oluşan hatanın giderilip giderilemeyeceği, dolayısıyla kamulaştırmanın usulüne uygun yapılıp yapılmadığından doğan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde yer alan “İdari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Hatay İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Hatay İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 6.4.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
| Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
| Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU | Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |