);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Davacının askerlik hizmetini yaptığı sırada bir başka askerin silahının ateş alması sebebiyle yaralandığı gerekçesiyle, vazife malullüğü aylığı bağlanması başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyleaçtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

 

T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/442

KARAR NO   : 2019/503

KARAR TR    : 08/07/2019

 

ÖZET: Davacının askerlik hizmetini yaptığı sırada bir başka askerin silahının ateş alması sebebiyle yaralandığı gerekçesiyle, vazife malullüğü aylığı bağlanması başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyleaçtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

K A R A R

          Davacı                           : M. M.

          Vekili                             : Av. K. B.

          Davalı                           : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

          Vekili                             : Av. M. A. G.

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının Hakkari Şemdinli 34 üncü Hudut Tugayı’nda Yedek Subay olarak askerlik hizmetini yaptığı sırada 18.10.2016 tarihinde bölük deposundan silah alırken, bir başka askerin silahının ateş alması sebebiyle yaralandığı gerekçesiyle, vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle yapmış olduğu 10.07.2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle 13/10/2017 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ANKARA 17. İDARE MAHKEMESİ: 18.07.2018 gün, E:2017/2963, K:2018/1548 sayılı dosyasında “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 3.maddesinin 30.fıkrasında “vazife malullüğü” tanımlanmış, 25.maddesinde malul sayılmanın şartları, 26. maddesinde malûllük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları, 27.maddesinde malûllük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması ile 47.maddesinde vazife malullüğü, şartları, sağlanan haklar, tespiti süreçleri ve benzeri hususlar düzenlenmiş olup, “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101.maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmüne ve “Kurumca verilecek İdarî para cezalan” başlıklı 102.maddesinin 4.fıkrasmda; “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. ” hükmüne yer verilmiştir.

          Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Hakkâri Şemdinli 34 üncü Hudut Tugayı’nda Yedek Subay olarak askerlik hizmetini yaptığı, askerlik görevini yaptığı birliğe 14.11.2015 tarihinde katıldığı, 12.11.2016 tarihinde terhis edildiği, 18.10.2016 tarihinde bölük deposundan silah alırken bir başka askerin silahının ateş alması sebebiyle yaralandığı gerekçesiyle vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle yapmış olduğu 10.07.2017 tarihli başvurunun davalı idarece reddedilmesi üzerine iş bu davayı açtığı, ancak 5510 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinin 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacının askerlik hizmetine başladığı ve görev dönemini müteakiben ilişiğinin kesildiği dönemler itibariyle 5510 sayılı Kanun’un geçiş hükümleri kapsamında olduğu ve olayda 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığı, anılan Kanun’da uygulanmasına devam olunan 5434 sayılı Kanun’un hükümleri dışında yalnıza idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların idari yargıda dava konusu edilebileceğinin düzenlendiği görülmektedir.

          Bu itibarla, uyuşmazlığın davacının vazife malulü sayılması talebinden ve söz konusu talebinin zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminden kaynaklandığı görüldüğünden, davanın görüm ve çözümünün anılan Kanun’un 101. maddesi uyarınca iş mahkemelerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

          Açıklanan nedenlerle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine” dair verdiği kararın, istinaf başvurusunun Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesinin 07/02/2019 gün, E:2019/103, K:2019/904 sayılı kararıyla reddi üzerine kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Davacı vekili aynı taleple tarihli dilekçe ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

          ANKARA 25. İŞ MAHKEMESİ: 04.04.2019 gün ve E:2019/87, K:2019/79 sayılı dosyada, “Davacı Mehmet Manap’ ın olay tarihinde askerlik vazifesini yapmakta olduğu bu sebeple kamu görevlisi sayıldığı, SGK’ya yapılan başvurunun reddinin İdari işlem ve İdari eylem mahiyetinde kaldığı 2577 Sayılı kanunun 2/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlığın İdari bir uyuşmazlık olması sebebiyle davaya bakmakla görevli mahkeme İdare Mahkemeleridir.

          2247 Sayılı kanunun 19. Maddesi uyarınca Ankara 17. İdare Mahkemesiyle mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş, bu uyuşmazlığın çözümü ile görevli merciin tespiti amacıyla dosyanın Uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine” karar vererek 31.05.2019 tarih ve 2019/87 E. sayılı üst yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 18.06.2019 tarihinde kaydedilmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ’un katılımlarıyla yapılan 08/07/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İş Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli yargı dosyasının, ekindeki idari yargı dosyası örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava; davacının askerlik hizmetini yaptığı sırada bir başka askerin silahının ateş alması sebebiyle yaralandığı gerekçesiyle, vazife malullüğü aylığı bağlanması başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

          5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanununun:

          Tanımlar başlıklı 3/30 maddesinde; Vazife malûllüğü: Bu Kanunun 47 nci maddesinde tarif edilen vazife ve/veya harp malûllüğü hallerini…

          İfade eder.

          Malul Sayılma başlıklı 25. Maddesinde; …Yedek subay, yedek astsubay veya erbaş ve er olarak ya da talim, manevra, seferberlik veya harp dolayısıyla görevleri ile ilgileri kesilmeksizin silâh altına alındıkları dönemde malûl olup, bu malûllükleri asıl görevlerini veya işlerini yapmaya mani olmayanlar hakkında, bu hastalık veya engellilik hâlleri sebebiyle malûllük sigortasına ilişkin hükümler uygulanmaz….

          …4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan, vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanlar, hastalıkları kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam etmesi halinde, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre birinci fıkra uyarınca malûl veya 47 nci madde hükümlerine göre vazife malûlü sayılırlar.

          Vazife Malullüğü başlıklı 47. Maddesinde; Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir.

          Hükümleri bulunmaktadır.

          Yukarıda yer verilen mevzuat ve tüm bu açıklamalar ışığında; davacının durumunun 5510 sayılı Yasanın anılan hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği nazara alındığında adli yargı yerinin görevli olacağı anlaşılmaktadır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Ankara 25. İş Mahkemesinin başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 25. İş MahkemesininBAŞVURUSUNUN REDDİNE, 08/07/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER

                                                  Üye                                Üye                              Üye

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ