);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET :Davacının 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsis belgesi bulunduğu ve bu belgenin tanıdığı hak sahipliği nedeniyle davalı belediye adına kayıtlı taşınmazın davacı adına tescili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 71

            KARAR NO             : 2015 / 38

KARAR TR  : 26.1.2015

ÖZET :Davacının 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsis belgesi bulunduğu ve bu belgenin tanıdığı hak sahipliği nedeniyle davalı belediye adına kayıtlı taşınmazın davacı adına tescili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

Davacı            : H. Ö.

Vekili              : Av. H. Y.

            Davalılar        : 1- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ)

            Vekili              : Av. H. B.

                                     2- Maliye Bakanlığı

Vekili              : Av. H. Ö.

  O  L  A  Y      :  Davacı vekili dava dilekçesinde; “Dava konusu taşınmaz İstanbul İli Ataşehir ilçesi Örnek Mah. 1511 ada 24 parselde (eski 82/1 pafta, 1511 ada 1 parsel) kayıtlı olup, davalı TOKİ adına kayıtlıdır. Taşınmaz 24.02.1984 tarih ve 2981 sayılı kanuna göre üzerinde müvekkile ait bina olduğu halde 18.04.1985 tarihli tapu tahsis belgesi ile müvekkile özgülenmiştir. Müvekkil tapu tahsis belgesinde üzerine düşen tüm hukuki ve mali mükellefiyetleri yerine getirmesine rağmen ıslah imar planlarının daha geç yapılması ve idari sorunlar sebebiyle şimdiye kadar tapusunu alamamıştır. Davacının yan komşuları aynı statüde olduğu halde tapularını almışlardır.

Müvekkil 3290 sayılı kanuna göre idareye 27.09.1984 tarihinde tarihli müracaat formu ile başvuruda bulunmuştur. Müvekkil istenen tüm edimleri yerine getirmiştir. Nitekim “27.09.1984 tarihli 209050 sayılı makbuzla Doğancılar Emlak Vergi Dairesine vergilerin yattığı, 27.09.1984 tarih ve 65 sayı ile başvuru dilekçesi formunun kabul edildiği, 27.09.1984 tarih ve 950676 sayı ile 2.000,00 TL’lik makbuzun Ziraat Bankasına ödendiği, 18.04.1985 tarih ve 2816 sayılı Tapu Tahsis Belgesinde tek tek gösterilmiştir. Müvekkil istenen tüm resmi işlemleri yerine getirdiği gibi tüm ödemeleri de eksiksiz yapmıştır.

Tapu tahsis belgesine ve müvekkil başvurusuna istinaden Maliye ve Gümrük Bakanlığı (Hazine) İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü’nün 18.03.1987 tarih ve 6942 ile 23.10.1987 tarih ve 33216 sayılı yazılarında dava konusu taşınmazın nitelikleri belirtilerek taşınmaz için takdir edilen toplam 201.600,00 TL’ nin yatırılmasına karar verilmiştir. Müvekkil ekli 18.03.1987 tarihli dekontla 16.800,00 TL, 07.10.1987 tarihli dekontla 16.800,00 TL, 23.10.1987 tarihli dekontla 16.800,00 TL, 23.10.1987        tarihli dekontla 151.200,00 TL ki takdir edilen toplam 201.600.00 TL’yi de Emlak Kredi Bankası Çemberlitaş Şubesine yatırmıştır. Müvekkil idarece takdir edilen tüm bedeli yatırmış olup hiçbir borcu bulunmamaktadır.

Taşınmaz önce 82 pafta 1511 ada, 1 parsel sayılı ve 4.690.00m2 alanlı Maliye Hazinesine ait iken sonradan yapılan ıslah imar uygulaması sonucunda 1511 ada 24 nolu bağımsız parsel haline getirilmiştir. Başka bir ifade ile 07.08.1991 tarihinde Belediye tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda müstakil parsellere dönüştürülmüştür. Taşınmaz öncesinde 2 nolu davalı maliye hazinesine ait arsa iken tüm hak ve mükellefiyetleri ile birlikte Kamu Kurumlan arası bedelsiz devri ile 1 nolu davalı adına tescil edilmiştir.

Malumunuz olduğu ve Yüksek Mahkemenin ( T.C.YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E.2004/2166 K.2004/3824 T. 10.5.2004, YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1998/14-524 K. 1998/560 T. 1.7.1998 ) pek çok kararında belirtildiği üzere tapu tahsis belgesinin tapuya dönüşebilmesi ve tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için aşağıdaki şartlar gerekir.

Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesi bulunması (18.04.1985 tarihli tapu tahsis belgesi ektedir)

Tahsise konu yerde 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar plan» veya 3290 Sayılı Yasa ile değişik 2981 Sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması, (07.08.1991 tarihinde Belediye tarafından imar uygulaması yapılmış ve taşınmaz bağımsız parsel haline dönüşmüştür)

İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması, (müvekkile başkaca bir taşınmaz tahsis edilmemiştir)

Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması, (ekteki Ataşehir imar Müdürlüğü internet çıktısından da anlaşılacağı üzere taşınmaz konut alanında kalmakta olup kamu hizmeti alanında da bulunmamaktadır)

Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması (Yapılacak keşifle tapu tahsis belgesindeki taşınmazın dava konusu taşınmazla aynı niteliklere haiz olduğu görülecektir)

Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması gerekir. (Taşınmazın takdir edilen toplam 201.600,00 TL bedeli ekli makbuzlarla Emlak Kredi Bankası Çemberlitaş Şubesine yatırılmıştır.)

Müvekkil yukarıdaki istenen şartların tamamını yerine getirmiştir. Taşınmazda imar uygulaması da yapılmış olduğundan ve Hazine’ye ait taşınmaz imar görerek müstakil imar parsellerine bölünmüş ve tapuya da işlenmiş olduğundan davacıya şahsi hak doğuran bu tapu tahsis belgesine dayanarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep ediyoruz.

Açıklanan nedenlerle; Evvelemirde tensiple beraber Ataşehir ilçesi Örnek Mah. İstanbul ili Ataşehir İlçesi Örnek Mah. 1511 ada 24 parsel (eski 82/1 pafta, 1511 ada 1 parsel )kayıtlı taşınmazın 3.şahıslara devir ve temlik edilmesinin önlenmesi için üzerine teminatsız İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE,

Davalı adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline” karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) vekilince süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde özetle, davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi; 02.09.2014 gün ve E:2013/280 sayılı kararı ile, davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı TOKİ vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyasının onaylı örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; “2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun tespit ve değerlendirme işlemleri başlıklı 8. maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14.maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 10. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre, hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verileceği; tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceği; aynı Yasanın 13. Maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde; hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği; gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükme bağlanmış; 14. maddesinde ise bu kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Anılan yasa hükümlerine göre, idarenin, hak sahibi olduğu saptanan kişilere tapu vermek, şartları taşımayanların tapularını resen iptal etmek konusundaki yetkisi idari nitelik taşıyan  uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmakta ve bu yolla kurulan mülkiyet de Medeni Kanun hükümleri dışında idari bir işlemin icrası niteliğini taşımaktadır.

Olayda hazineye ait olup sonradan davalı idarelerden Toplu Konut İdaresi Başkanlığına bedelsiz devredilen taşınmaz üzerinde davacı tarafından yapılan gecekondu için 2981 sayılı Yasadan yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun kabul edilerek tapu tahsis belgesi verildiği, gecekondunun bulunduğu arsanın bedelinin ödendiği, daha sonra 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah imar planı uygulama çalışmalarının da yapıldığı, yasal şartların yerine getirilmesine karşın gecekondu nedeniyle tapu verilmemesi üzerine taşınmazın davalı TOKİ adına olan tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescili istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, davacının dava açmaktaki asıl amacı, taşınmazın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adına tescilini sağlamak değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazın tescilinin gerçekleştirilmesi olduğundan, davacının talebinin 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde İdari Yargı yerleri görevli bulunmaktadır.” şeklindeki gerekçesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane Topuz, Mehmet Ali DURAN, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 26.1.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca davalı TOKİ bakımından 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 18.04.1985 tarih 1758 yevmiye nolu tapu tahsis belgesine dayanılarak 1511 ada, 24 parselin (eski 82/1 pafta, 1551 ada, 1 parsel) tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemiyle açılmıştır.

Uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun,imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.

Nitekim, anılan Yasa’nın “Tapu Verme” başlıklı 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a) bendi, “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder.           (Ek: 18/5/1987-3366/4 md.) Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir” denilmektedir.

Buna göre, Yasa’da öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak arsa veya hisse tahsis edilmekte ve gerekli düzenlemeler tamamlandıktan sonra da, yapılmış olan tahsis esas alınarak idarece hak sahiplerine tapu verilmektedir.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre,  idarenin hak sahiplerine “tapu vermek” ya da 10. maddesinin b bendinde belirtildiği gibi hak sahibi olmadıkları anlaşı­lanlara verilmiş olan “tapuları resen iptal etmek” şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygu­lama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gere­keceği açıktır.

Davacı vekili dava dilekçesinde, 2981 sayılı yasanın aradığı tüm koşulların oluştuğunu, buna karşın tapu verilmesi gerektiği halde verilmediğini belirterek, davacıya tahsis edilen yerin tapusunun verilmesi için söz konusu yerin davacı adına tescili istemiyle söz konusu davayı açtığını belirtmiştir.

Bu duruma göre, davacının taşınmaz üzerindeki iddiası, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği göz önüne alındığında, uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı Yasa’ya dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile, davalı TOKİ vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalı TOKİ vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN İstanbul Anadolu 28.Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.09.2014 gün ve E:2013/280 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 26.1.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Mehmet Ali

DURAN

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT