);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Davacılara ait taşınmaz üzerinde bulunan binanın, davalı Belediye Başkanlığı tarafından, herhangi bir karar olmaksızın yıkılması nedeni ile davacıların uğradığı zararın tazmini istemi ile açılan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümleri çerçevesinde, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2015 / 69

KARAR NO  : 2015 / 37

KARAR TR   : 26.01.2015

ÖZET : Davacılara ait taşınmaz üzerinde bulunan binanın, davalı Belediye Başkanlığı tarafından, herhangi bir karar olmaksızın yıkılması nedeni ile davacıların uğradığı zararın tazmini istemi ile açılan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümleri çerçevesinde, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

Davacılar         : Z.Y. & İ.Y.

Vekili               : Av. G. Z.

Davalı             : Melikgazi Belediye Başkanlığı

Vekilleri          : Av. M.Ü.& Av.T.B.

O L A Y       : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri İli, Melikgazi ilçesi, Demirciyazısı mevki 1099 ada,77 parsel sayılı taşınmazda, davacılar Zafer Yıkın 1935/10421 hisse ve diğer müvekkilim İnan Yıkın ise annesi Mürüvvet  Akten’den intikal eden 1934/10421 hisse ve babası Abdullah Akten’den intikal eden 1000/10421 olmak üzere toplam  1934/10421 hisse sahibi olduğunu; taşınmaz üzerinde davacılara ait, bir adet kadastro kayıtlarında 350 m² betonarme yapı özelliğinde idare binası ve imalathanesi olan içerisi boş ve müştemilatı olmayan sabun fabrikası bulunmakta iken; davalı Melikgazi Belediyesi tarafından hiçbir kamulaştırma işlemi yapılmadan iş bu fabrikanın yıkıldığını ve  enkazının da  dava dilekçesine ekli fotoğraflarda görüldüğü şekilde Melikgazi Belediyesine ait iş makineleri ile götürüldüğünü; yıkım işleminin Melikgazi Belediyesi tarafından yapıldığına dair fotoğrafların dilekçe ekinde yer aldığını; taşınmaz üzerindeki bu binanın tespiti açısından Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/2 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını ve dosyaya sunulduğunu, bu şekilde davacıların zarara uğradıklarını belirterek;  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000 TL’nin dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi: 27.11.2012 gün ve 2012/33 Esas, 2012/648 Karar sayılı kararında özetle; davacılara ait sabun fabrikasının davalı belediye tarafından, herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmaksızın yıkıldığını, davalı idarenin bu eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğunu belirterek; davanın kabulüne karar vermiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi;  01.04.2013 gün ve 2013/2959 Esas, 2013/5929 Karar sayılı kararında özetle;  davalı Belediyenin sorumluluğuna esas alınan olguların kamu hizmeti ile ilgili ve hizmet kusuruna ilişkin olduğu; bu nedenle açılan davanın 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.

               Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi; Bozma ilamına uyulmak sureti ile verdiği; 22.10.2013 gün ve 2013/436 Esas, 2013/104 Karar sayılı kararı ile, davaya konu olguların, davalı idarenin hizmet kusuruna ilişkin olduğunu, bu nedenle 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesi gereğince davaya  idari yargıda bakılması gerektiğini belirterek, davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar vermiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz  edilmiş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin  20.01.2014 gün ve 2013/18936 Esas, 2014/586 Karar sayılı kararı ile kararın onanmasına hükmetmiş, 1086 sayılı Yasa’nın Geçici 2. ve 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 sayılı Yasa’nın 440.maddesi gereğince verilen karar 14.02.2014 tarihinde kesinleşmiş ve bu şekilde karara şerh edilmiştir.

            Davacılar vekili bu kez aynı istemlerle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            Kayseri 2. İdare Mahkemesi; 20.11.2014 gün ve 2014/304 Esas sayılı kararında aynen; “…..davalı Belediyenin kamulaştırma işlemi tesis etmeden, yıkıma ilişkin herhangi bir encümen kararı almadan ve hiçbir tebligat yapmadan hisseli maliki oldukları Kayseri ili, Melikgazi İlçesi, Demirciyazısı Mevkii, 1099 ada, 77 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan fabrika binasını yıktığını ve enkazını da iş makineleri ile götürdüğünü ileri suren davacılar taralından uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, davalı Belediyenin yürüttüğü kamu hizmeti sırasındaki idari eyleminden kaynaklanmadığı anlaşıldığından Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekeceği, uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesine hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” şeklindeki gerekçesi ile; dosyanın görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Kanun’un 19. Maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 26.01.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, herhangi bir idari karara dayanmaksızın davacıların taşınmazlarına el atarak, taşınmaz üzerinde bulunan ve sabun fabrikası olarak yapılan ve maliklerince bir süre kiralanmak suretiyle kullanılan binanın davalı Belediye Başkanlığı tarafından yıkıldığından bahisle, uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

İdare, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişilere verdiği za­rarları tazminle sorumlu olup, tazmini istenilen zararın idari eylem ve işler­den doğması halinde bu zararlar idari yargıda açılacak tam yargı davası ile istenebilir.

İdari usul ve esaslar dışında idarece yapılan eylemler, “haksız fiil” niteliğinde olup, idarilik karakteri taşımayan bu eylemlerden dolayı, an­cak adli yargıda dava açılması mümkündür. İdarenin bir kamu hukuku kuralına, yasa, tüzük, yönetmelik gibi bir kural işlem veya bir idari işleme, ya da bir yargı yeri kararına dayanmadan kendiliğinden “haksız fiil” niteli­ğinde eylemde bulunması mahkeme içtihatları ve doktrinde ‘fiili yol” ola­rak nitelendirilmekte ve idarilik karakteri taşımayan bu eylemlerden do­layı idarenin alelade bir fert durumuna geleceği, sonuçta özel hukuk hü­kümlerine göre çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklara yol açılacağı kabul edilmektedir.

Konuya ilişkin olarak Davalı İdarece Asliye Hukuk Mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle;  Dava konusu taşınmazın çok hissedarlı, kadastro parseli niteliğinde bir taşınmaz olduğunu; İfraz ve tevhit işlemi yapılmamış ve imar parseli haline dönüşmediğini; İmar parseli olmayan bir taşınmaz üzerine ruhsatlı yapı yapılması mümkün olmadığını, taşınmaz üzerinde bulunan yapının ruhsatsız bir yapı olduğunu ve kaçak yapı hükmünde bulunduğunu; Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından bu tür yapıların yıkımına ilişkin davaların idari yargıda görüleceği yönünde karar bulunduğunu; bu nedenle davanın idari yargının görev alanına girdiğini; ayrıca, dava konusu edilen taşınmazın Melikgazi Belediyesi tarafından yıkılmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Davalı vekili, idare mahkemesinde sunduğu cevap dilekçesinde de benzer iddialarını tekrarlamıştır.

Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, dava konusu alanda Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 22.06.2012 tarihinde keşif icra edildiği, yapılan keşif sonrası aldırılan fen bilirkişisi Ö.Alper Kekeç’e ait raporda aynen “ Yaptığım inceleme neticesinde 11.06.1959 tarihli ölçü krokisinden anlaşılacağı üzere zeminde evin mevcut olduğu ve yine dosya ile birleştirilmiş Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/2 D.İş dosyasında mevcut 24.08.2011 tarihli Muhammed Güngör’e ait raporda da görüleceği üzere zeminde yıkılan evin mevcut olduğunu ancak ne zaman yıkıldığının tam olarak bilinemediği tanıkları ifadesinden anlaşıldığının, yıkılan evin yüzölçümünün 350m² olduğunu;/Davalı taşınmaz Kayseri ili Melikgazi ilçesi Demirciyazısı mahallesi 164 pafta 1099 ada 77 nolu Binalı Tarla vasıflı 10421.00m² yüzölçümlü parseldir.” denilmek sureti ile davaya konu yerde bina bulunduğu ancak yıkıldığı belirtilmiş, yıkım işleminin kimin tarafından gerçekleştirildiğine dair bir tespite yer verilmemiştir.

Dava konusu parsele ilişkin olarak davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben verilen 01.02.2012 gün ve 630 sayılı yazı cevabında aynen; “İlgi yazınıza konu edilen Melikgazi ilçesi Demirciyazısı Mahallesi, 1099 ada, 77 parsel nolu taşınmazın bulunduğu alan ve eivarını gösterir mevcut uygulama imar planı A4 kısmi fotokopisi yazımız ekinde gönderilmektedir. Söz konusu parsel imar planında. 15 metre genişliğinde ana arter niteliği taşımayan yol, konut alanı, yeşil alan, yaya yolu, bakım akaryakıt ve LPG ikmal istasyonu alanı olarak planlıdır. İlgili parselin bir kısmından enerji nakil hattı geçmektedir. Söz konusu parselin denk geldiği yeşil alanların büyüklüğü 30.000 m² den küçüktür ve kullanımların hiçbirinin yetki ve sorumluluğu belediyemize ait değildir. “ denilmek sureti ile taşınmazın imar planındaki durumu belirtilmiş, aynı tarih ve 854 sayılı yazısında ise; “İlgi müzekkerenizde bahsi geçen Demirciyazısı Mahallesi 1099 ada, 77 parsel numaralı taşınmaz ilk olarak imara 27.10.1987 tarihinde alınarak, kesinlik kazanmıştır. Yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 4 katlı konut alanı, konut dışı kentsel çalışma alanı, Bakım Akaryakıt ve LPG İkmal İstasyonu alanı, 30 000 m² den küçük park alanında ve ana arter niteliğinde olmayan yolda kalan kadastro parselidir. Parsel in yapı adasında kalan kısımlarının imar paftasından okunarak elde edilmiş yaklaşık koordinatları ekte gönderilmektedir./ Ayrıca bahsedilen taşınmazın bir kısmına asfalt yanılmak suretiyle kısmen el atılmış olup. Emlak ve Gelir Müdürlüğü tarafından ise adı geçen taşınmazın 2011 yılı emlak vergisine esas arsa m² rayiç değerinin 46.73 TL olduğu bildirilmiştir. Dava konusu taşınmazla ilgili herhangi bir kamulaştırma işlemi de yapılmamıştır.” şeklindeki açıklamaları ile dava konusu taşınmaza el atıldığı belirtilmiştir.

            Tüm bu bilgi ve belgeler ışığında dava konusu dosya incelendiğinde, davacılar tarafından davalı İdarece verilmiş bir yıkım kararı olmadığı halde, maliki oldukları taşınmazdaki binanın idarece yıkıldığını iddia etmekte, davalı idare tarafından ise, binanın kaçak ve ruhsatsız olduğu belirtilmekte ve binanın yıkımı konusunda kendileri tarafından yapılan herhangi bir işlem olmadığı ifade edilmektedir. Bu haliyle uyuşmazlık bir idari eylemden değil haksız fiil iddiasından kaynak­lanmakta olup,  bilirkişi raporları ile tespit edilen yıkım işleminin; kim tarafından yapıldığı, usulüne uygun olup olmadığı konularında inceleme yaparak karar verme görevinin haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümleri gereğince adli yargının görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda haksız fiil niteliğindeki eylem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan; Kayseri 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Kayseri 2.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Kayseri 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2013 gün ve 2013/436 Esas, 2013/104 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.01.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Mehmet Ali

DURAN

 

        Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT