);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Davacılara ait olup, baraj kamulaştırmasından sonra 300 mt mutlak koruma bandı içinde kalan taşınmazın, kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından bahisle, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında kamulaştırılması, taşınmaz ve üzerindeki ağaçların bedelinin tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO       : 2016 / 370

KARAR NO  : 2016 / 542

KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET: Davacılara ait olup, baraj kamulaştırmasından sonra 300 mt mutlak koruma bandı içinde kalan taşınmazın, kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından bahisle, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında kamulaştırılması, taşınmaz ve üzerindeki ağaçların bedelinin tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacılar      : 1-B.B. (TC.235…..134)

  2-B.B. (TC.234…..644)

Vekilleri        : Av. E. K., Av. H.K.

Davalı           : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

O L A Y        : İlk davacının vekili dilekçesinde, Şanlıurfa İli, Birecik İlçesi, Keskince Köyü, Bozyer mevkiinde 808 parsel nolu taşınmaz ve fıstık ağaçlarının müvekkiline ait olduğunu; taşınmazın Birecik Barajı ve HES gölalanı kıyısında, su havzasına bitişik bulunduğunu, büyük kısmının daha önce kamulaştırıldığını; Çevre Bakanlığı, Çevre Koruma Genel Müdürlüğünün 6.8.2002 tarih ve 2240/12162 sayılı yazısına göre;  içme ve kullanma suyu temin edilen kıta içi yüzeysel su kaynaklarının, 2872 sayılı Çevre Kanununa dayanılarak çıkartılan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 16-20 inci maddelerinde belirtilen hükümler çerçevesinde korunmakta ve kullanılmakta olduğunu; Birecik Barajı Gölünün de içme ve kullanma suyu temin edilen barajlarımızdan birisi olduğu, bu nedenle sağlıklı içme ve kullanma suyu temin etmek amacı ile korunması gerektiğinin belirtildiğini; Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 17. maddesinde; mutlak koruma alanı getirildiğini, içme-kullanma suyu rezervuarlarının, maksimum su seviyesinden itibaren 300 m genişlikteki şeridin mutlak koruma alanı olduğunun belirtildiğini; anılan maddede, a) Mutlak koruma alanı içinde kalan bölge su tutma yapısını hâlihazırda yapan veya yapacak idarece kamulaştırılır., b) İçme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerine ait mecburi teknik tesisler hariç olmak üzere, bu alanda hiçbir yapı yapılamaz. Bu alanda mevcut yapılar dondurulmuştur., denildiğini; Yönetmeliğinin 18. maddesinde; Kısa mesafeli koruma alanı getirildiğini, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının mutlak koruma alanı sınırından itibaren 900 m genişliğindeki şerit olduğunun belirtildiğini; Kısa mesafeli koruma alanı içinde; a) Turizm, iskan ve sanayi yerleşmelerine izin verilemez, c) Bu yönetmeliğin 17 nci maddesinin (b) bendinde anılan mecburi teknik tesisler ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına giren uygulamalar dışında hafriyat yapılamaz., d)… Bu alanda kalan mevcut yapılar dondurulmuştur. Dondurulan binalarda mevcut oturma alanında değişiklik yapmamak, kullanım maksadını değiştirmemek ve dış cephede mimari değişiklik yapmamak şartıyla gerekli tadilat ve bakım yapılabilir., h) Suni gübre ve tarım ilaçları kullanmamak şartıyla, hayvancılık ile ilgili yapılar hariç olmak üzere kontrollü otlatmaya ve diğer tarımsal faaliyetlere Tarım ve Köyişleri Bakanlığının kontrol ve denetiminde izin verilir., i) Zorunlu hallerde, imar planı gereği yapılacak yolların bu alandan geçecek kısımlarında sadece ulaşımla ilgili işlevlerin gerekli tedbirlerin alınması şartı ile izin verilir….hükümlerine yer verildiğini; bu nedenle kısmi kamulaştırma nedeniyle değerinin tamamını yitiren dava konusu taşınmazın, kamulaştırma dışı kalan alanına ulaşımın da imkansızlaştığını;  2942 sayılı Yasanın 12. maddesi ve Mücavir alan mevzuatı gereğince bedelini davalı idareden talep etmek zorunluluğunun hâsıl olduğunu ifade ederek; Şanlıurfa İli Birecik İlçesi Keskince Köyü Bozyer mevkiinde 808 parsel nolu taşınmazın ve üzerinde bulunan ağaçların kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından (Arazi daha önce kısmi kamulaştırma görmüştür) 2942 Sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında taşınmaz ve ağaçlar için 1.000.TL (mevzuat nedeniyle dava, talep ve diğer fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle 28.11.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davacı vekili, dava dosyasında bulunan bila tarihli dilekçe ile, aynı taşınmazın hissedarı olan B.B.(TC.234…..644)’un da davada davacı olarak yer alması için gereğini talep etmiştir.

BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 12.10.2015 gün ve E:2014/815, K:2015/623 sayı ile, “(…)

Dava kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat isteminden ibarettir.

Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden: Dava konusu taşınmaza fiilen el atılmamakla birlikte, taşınmazın Fırat nehri mücavir alanında kaldığı anlaşılmıştır.

11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da: “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller itibariyle; dava konusu taşınmazın Fırat nehri kıyısı mücavir alanında kalmakla birlikte taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atılma gerçekleşmediğinden öte yandan kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasının idari yargıda açılması gerektiği kanaatiyle davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve Türk Milleti adına karar vermeye yetkili Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından aşağıdaki şekilde hükiim tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın yargı yolu caiz olmadığından usulden REDDİNE,…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez; Şanlıurfa İli Birecik İlçesi Keskince Köyü Bozyer mevkiinde 808 parsel nolu taşınmazın, çevre tarlaların kamulaştırılması sonucu ulaşım yönünden, Fırat havzasının genişlemesi nedeniyle iklimde meydana gelen değişiklik sonucu verimlilik yönünden değerinin tamamını kaybettiğini,  kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından 2942 Sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında taşınmazların kamulaştırılmasını, taşınmaz ve ağaçlar için 1.000.TL (mevzuat nedeniyle dava, talep ve diğer fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) bedelin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle 30.3.2016 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA 1.İDARE MAHKEMESİ: 15.4.2016 gün ve E:2016/341 sayı ile, “(…)

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Kısmen kamulaştırma” başlıklı 12.maddesinin altıncı fıkrasında, “Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması hallerinde, sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur. Bu hususları düzenleyen yönetmelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca; İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Tarım ve Orman, Köyişleri ve Kooperatifler bakanlıklarının görüşü de alınmak suretiyle hazırlanır. Bu yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulur ve Resmi Gazete’de yayımlanır. Bu suretle kamulaştırılan mücavir taşınmaz mallar hakkında 22 ve 23 üncü maddeler hükmü uygulanmaz. İdare, bu taşınmaz mallar üzerinde imar mevzuatı hükümlerini de göz önünde tutarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir ve gerektiğinde Hâzineye bedelsiz olarak devredebilir.” hükmüne; aynı maddenin son fıkrasında da “Bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar adli yargıda çözümlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı vekili tarafından, Şanlıurfa İli, Birecik İlçesi, Keskince Köyü, Bozyer Mevkiinde bulunan 808 parsel sayılı taşınmazın ve üzerinde bulunan çeşitli ağaçların, kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında taşınmaz ve ağaçlar için 2.000,00-TL(1.000 TL olacak!) tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle ilk olarak Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/815 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, anılan Mahkemece davanın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirilerek 12.10.2015 tarih ve K:2015/623 sayılı kararla görev yönünden reddedildiği, bu kararın temyiz edilmemek suretiyle 29.01.2016 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından bu kez yukarıda belirtilen istemle Mahkememizde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, her ne kadar Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nce dava, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirilmiş ise de; dava dilekçesinde belirtildiği gibi davacıların talebinin Birecik Barajı’ndan dolayı yapılan kamulaştırma sonrasında çevresindeki pek çok taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle ekonomik değeri kalmayan dava konusu 808 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kanun’un 12. maddesi kapsamında kamulaştırılması talebinden ibaret olduğu, nitekim Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi olarak seçilen jeodezi ve fotoğrametri mühendisi tarafından düzenlenen 25.06.2015 tarihli raporda da dava konusu 808 nolu parselin 346 nolu parselin Birecik Barajı kamulaştırmasından sonra kalan miktarı olduğunun tespit edildiği, bu tespitin de davanın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası değil, 2942 sayılı Kanun’un 12. maddesi kapsamında, baraj kamulaştırmasından arta kalan ve ekonomik değeri kalmayan taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin bir dava olduğu hususunu teyit ettiği, bu durumda, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlığın, anılan Kanun maddesinin son fıkrasının açık hükmü karşısında adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varıldığından, görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma zarureti hasıl olmuştur.

Açıklanan nedenlerle; görevli merciin belirtilmesi için bu dava dosyasının ve Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/815 esas sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nden 2014/815 esas sayılı dosyanın istenilmesine, bu davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görevli yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararını vermesine dek ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacılara ait taşınmazın, kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından bahisle,  2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında kamulaştırılması, taşınmaz ve üzerindeki ağaçlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL’nin faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “Kısmen kamulaştırma” başlıklı 12.maddesinde; “Kısmen kamulaştırılan taşınmaz malın değeri;

  1. a) Kamulaştırılmayan kısmın değerinde, kamulaştırma sebebiyle bir değişiklik olmadığı takdirde, o malın 11 inci maddede belirtilen esaslara göre takdir edilen bedelinden kamulaştırılan kısma düşen miktarıdır.
  2. b) Kamulaştırma dışında kalan kısmın kıymetinde, kamulaştırma nedeniyle eksilme meydana geldiği takdirde; bu eksilen değer miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın (a) bendinde belirtilen esaslar dairesinde tayin olunan kamulaştırma bedeline eksilen değerin eklenmesiyle bulunan miktardır.
  3. c) Kamulaştırma dışında kalan kısmın bedelinde kamulaştırma nedeniyle artış meydana geldiği takdirde ise, artış miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın (a) bendinde belirtilen esaslar dairesinde tayin edilen bedelinden artan değerin çıkarılmasıyla bulunan miktardır.

Şu kadar ki, (c) bendi gereğince yapılacak indirme, kamulaştırma bedelinin yüzde ellisinden fazla olamaz.

(b) ve (c) bentlerinde sözü edilen bedelin düşüş ve artış miktarları, 11 inci maddede belirtilen esaslara göre bedel takdiri suretiyle tespit olunur.

Kamulaştırma dışında kalan kısım, imar mevzuatına göre yararlanmaya elverişli olduğu takdirde; kesilen bina, ihata duvarı, kanalizasyon, su, elektrik, havagazı kanalları, makine gibi tesislerden mal sahiplerine kalacak olanlarının eski nitelikleri dairesinde kullanılabilecek duruma getirilebilmeleri için gereken gider ve bedel, belirlenerek kamulaştırma bedeline ilave olunur. Bu masraf ve bedeller (b) bendinde yazılı kıymet düşüklüğü miktarının belirlenmesinde gözönünde tutulmaz.

Bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmın da kamulaştırılması zorunludur.

Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması hallerinde, sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur. Bu hususları düzenleyen yönetmelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca; İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Tarım ve Orman, Köyişleri ve Kooperatifler bakanlıklarının görüşü de alınmak suretiyle hazırlanır. Bu yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulur ve Resmi Gazete’de yayımlanır. Bu suretle kamulaştırılan mücavir taşınmaz mallar hakkında 22 ve 23 üncü maddeler hükmü uygulanmaz. İdare, bu taşınmaz mallar üzerinde imar mevzuatı hükümlerini de gözönünde tutarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir ve gerektiğinde Hazineye bedelsiz olarak devredebilir.

Kısmen kamulaştırılan paylı mülkiyete konu taşınmaz mal, evvelce paydaşlar arasında fiilen bölünerek bir veya birkaç paydaşın tasarruf ve yararlanmasına bırakılmış ve yapılan kısmi kamulaştırma bu yerin tamamını veya bir kısmını kapsıyor ise, bu durumda kamulaştırmaya ilişkin işlemler sadece bu paydaş veya paydaşlar hakkında yürütülerek kamulaştırma bedeli payları oranında kendilerine ödenir. Pay veya paydaşların sadece bu kısım için dava hakları vardır. Taşınmaz malın kamulaştırılmayan kısmı üzerinde hakları kalmaz ve adları paydaşlar arasından çıkarılır. Kamulaştırılan bu yerler tapu sicilinde idare adına tescil olunur.

Bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar adli yargıda çözümlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyalarının incelenmesinden; davanın, davacılara ait Şanlıurfa İli, Birecik İlçesi, Keskince Köyü, Bozyer Mevkiinde bulunan 808 parsel sayılı taşınmazın ve üzerinde bulunan çeşitli ağaçların, kamulaştırma nedeniyle ekonomik değeri kalmadığından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesi gereğince mücavir alan kamulaştırması kapsamında, taşınmaz ve ağaçlar için 1.000 TL tazminatın tahsili istemiyle açıldığı; adli yargı yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, Bilirkişi olarak seçilen Jeodezi ve Fotoğrametri Mühendisi tarafından düzenlenen 25.06.2015 tarihli krokili raporda;  “Dava konusu 808 nolu parselin 11.437,88 m2 miktarında olup 346 nolu parselin Birecik Baraj kamulaştırmasından sonra kalan miktardır. Dava konusu yer 300 mt mutlak koruma bandı içinde kalmaktadır.” tespitine yer verildiği; dava dilekçesinde de, arazinin daha önce kısmi kamulaştırma gördüğünün ifade edildiği; açılan davada, 2942 sayılı Kanunun 12.maddesi kapsamında karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

Somut olay ve mevzuat hükmü birlikte irdelendiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesi kapsamında bulunan ve maddenin uygulanmasıyla çözüme kavuşturulacak uyuşmazlığın, anılan Kanun maddesinin son fıkrasının açık hükmü karşısında adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Şanlıurfa 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2015 gün ve E:2014/815, K:2015/623 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa 1.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2015 gün ve E:2014/815, K:2015/623 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.11.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN