ÖZET : Davacı vekili tarafından, İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.12.2011 gün ve 2009/854 Esas 2011/758 Karar sayılı kararı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/1372 Esas 2014/1375 Karar sayılı kararı arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğu iddiası ile yapılan başvurunun incelenmesi neticesinde; Davacı vekili tarafından davacı adına düzenlenen 17.12.1992 tarih ve 1680 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuka uygun olduğu ve iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek bu belgenin iptaline ilişkin işlemin iptali istemi ile açılan dava neticesinde verilen İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin davanın esastan reddine ve tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin 2014/1372 Esas 2014/1375 Karar sayılı kararı ile; Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından, K.S. ve istirakçileri adına düzenlenen 17.12.1992 gün ve 1678 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığından, ilgililerin dava konusu taşınmazdaki vaki müdahalelerinin men’i ile taşınmazın kal’ine karar verilmesi istemi ile açılan davada İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davanın esastan reddine dair 22.12.2011 gün ve 2009/854 Esas 2011/758 Kararı arasında; İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının sebebini, P.S. adına düzenlenen 17.12.1992 gün ve 1680 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuken 2981 sayılı Kanun hükümlerine uygun şekilde verilip verilmediği ve bu suretler usulüne uygun olup olmadığı; konusunu, P.S. adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliği oluşturmakta iken, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının sebebini K.S. ve istirakçileri adına düzenlenen 17.12.1992 gün ve 1678 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliği ve bu belgeye istinaden K.S.’in söz konusu taşınmazdaki fiili durumunun haksız müdahale olarak nitelenip nitelenemeyeceği; konusunu, K.S. adına düzenlenen 17.12.1992 tarih ve 1678 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliği hususlarının oluşturduğu ve bu itibarla her iki kararın dava konusu ve sebebinin aynı olmadığı, Ayrıca, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararı ile P.S.’in taşınmazdan yararlanma hakkına ilişkin durumu ortadan kaldırılırken, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile K.S. ve iştirakçilerinin taşınmazdan yararlanma hakkının korunduğu anlaşılmakla; ‘kararlar arasındaki çelişki nedeni ile hakkın yerine getirilmesinin imkansız olması’ şartının da gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmakla; İdari ve adli yargı kararları arasında 2247 sayılı Kanun’un 24. Maddesinde öngörülen aynı sebebe, aynı konuya ilişkin olması ve kararlar arasında bulunan çelişki nedeni ile hakkın yerine getirilmesinin mümkün olmaması şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla; BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 58 KARAR NO : 2015 / 564 KARAR TR : 28.09.2015 | ÖZET : Davacı vekili tarafından, İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.12.2011 gün ve 2009/854 Esas 2011/758 Karar sayılı kararı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/1372 Esas 2014/1375 Karar sayılı kararı arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğu iddiası ile yapılan başvurunun incelenmesi neticesinde; Davacı vekili tarafından davacı adına düzenlenen 17.12.1992 tarih ve 1680 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuka uygun olduğu ve iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek bu belgenin iptaline ilişkin işlemin iptali istemi ile açılan dava neticesinde verilen İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin davanın esastan reddine ve tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin 2014/1372 Esas 2014/1375 Karar sayılı kararı ile; Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından, K.S. ve istirakçileri adına düzenlenen 17.12.1992 gün ve 1678 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığından, ilgililerin dava konusu taşınmazdaki vaki müdahalelerinin men’i ile taşınmazın kal’ine karar verilmesi istemi ile açılan davada İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davanın esastan reddine dair 22.12.2011 gün ve 2009/854 Esas 2011/758 Kararı arasında; İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının sebebini, P.S. adına düzenlenen 17.12.1992 gün ve 1680 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuken 2981 sayılı Kanun hükümlerine uygun şekilde verilip verilmediği ve bu suretler usulüne uygun olup olmadığı; konusunu, P.S. adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliği oluşturmakta iken, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının sebebini K.S. ve istirakçileri adına düzenlenen 17.12.1992 gün ve 1678 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliği ve bu belgeye istinaden K.S.’in söz konusu taşınmazdaki fiili durumunun haksız müdahale olarak nitelenip nitelenemeyeceği; konusunu, K.S. adına düzenlenen 17.12.1992 tarih ve 1678 sayılı tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliği hususlarının oluşturduğu ve bu itibarla her iki kararın dava konusu ve sebebinin aynı olmadığı, Ayrıca, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararı ile P.S.’in taşınmazdan yararlanma hakkına ilişkin durumu ortadan kaldırılırken, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile K.S. ve iştirakçilerinin taşınmazdan yararlanma hakkının korunduğu anlaşılmakla; ‘kararlar arasındaki çelişki nedeni ile hakkın yerine getirilmesinin imkansız olması’ şartının da gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmakla; İdari ve adli yargı kararları arasında 2247 sayılı Kanun’un 24. Maddesinde öngörülen aynı sebebe, aynı konuya ilişkin olması ve kararlar arasında bulunan çelişki nedeni ile hakkın yerine getirilmesinin mümkün olmaması şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla; BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Hüküm Uyuşmazlığının Giderilmesi
İsteminde Bulunan(Davacı) :P.S.
Vekili :Av. B.K.
Karşı Taraf (Davalı) :Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne izafeten İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü
Vekili :Av. H.K.S.
O L A Y :
1-HÜKÜM UYUŞMAZLIĞI’NIN GİDERİLMESİ TALEBİNDE BULUNAN PAKİZE SEZMİŞ VEKİLİ 10.09.2014 TARİHLİ DİLEKÇESİNDE ÖZETLE;
Müvekkili P.S.’in, İstanbul İli, Şişli İlçesi, İnönü Mahallesi, Üftade Sokak, Numara 46′ da bulunan taşınmazın tapu tahsis belgesi ile hak sahibi olduğunu, ancak davaya konu tapu tahsis belgesinin davalı idarenin 08.09.2008 tarihli işlemi ile iptaline karar verildiğini, bu işlemin iptali istemi ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nde dava açıldığını, Mahkemenin 2008/1655 Esas. 2009/994 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve işlemin iptaline hükmettiğini, karara karşı davalı tarafça temyiz isteminde bulunulduğunu, bunun üzerine dosyayı inceleyen Danıştay 14. Dairesi’nin; 2011/16012 Esas ve 2013/1346 Karar sayılı ilamı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin kararının onadığını ancak davalının karar düzeltme başvurusu üzerine bu yöndeki ilamından döndüğünü ve 2013/5287 Esas, 2013/8046 Karar sayılı ilamında “2981 sayılı Kanun hükümlerine göre tek gecekondu için üç ayrı tapu tahsis belgesi düzenlenmesi olanaklı olmadığından, 400 metrekarelik kısım için davacı adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından…” şeklindeki gerekçesi ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına hükmettiğini,
Bu defa davalı idare tarafından, davacının müteveffa eşi K.S. aleyhine İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Kapan Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi) El atmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım talepli dava ikame açıldığını; Mahkemenin 2009/854 Esas 2011/758 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini ve kararın 26/09/2012 tarihinde kesinleştiğini;
Davalı idarenin daha önce de davaya konu tapu tahsis belgesinin 01.09.1998 tarih ve t.t.br. 11081 sayılı işlem ile de iptaline karar verdiğini, bu iptal işlemine karşı idare mahkemesinde açılan davanın İstanbul 4.İdare Mahkemesi’nin 30.03.2000 tarih ve 1998/1227 E, 2000/350 K sayılı ilamı ile kabul edildiğini ve kararın temyiz üzerine onanmak sureti ile kesinleştiğini, yine aynı taşınmaz üzerinde bulunup, davacının eşi K.S. adına bulunan ve 48 kapı numarası ile kayıtlı olan taşınmaza ilişkin olarak da tapu tahsis belgesi bulunduğunu, bu belgenin de davalı idarece iptal edildiğini, bu işleme karşı idare mahkemesinde açılan davanın da kabul edildiği ve işlemin İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 1998/1190 Esas 1999/1633 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini ve kesinleştiğini, yine aynı şekilde davalı idare tarafından yine tapu tahsis işleminin iptaline ilişkin diğer bir işlemin de İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin 2008/1759 Esas 2009/2087 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini ve bu kararın da kesinleştiğini;tüm bu kararlara rağmen davalı idarenin 08.09.2008 tarihli işlemi ile tapu tahsis belgesinin iptaline hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu; dava dilekçesine ekli tapu tahsis belgelerinden de anlaşılacağı üzere, tapu tahsis belgelerinin aynı ada ve parsele ilişkin ve fakat farklı bağımsız bölümlere ilişkin olduğunu; nitekim taşınmaz üzerinde tapu tahsis belgeleri sahiplerinden dava tarihine kadar tüm vergi ve benzeri giderlerin de ayrı ayrı tahsil edildiğini; dava konusu parsel üzerinde davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 22.07.1998 tarihli keşif tespitinden de anlaşılacağı üzere ev, bir dükkan, iki mağaza, ahır ve samanlık bulunduğunu; yine davalıya ait 08.05.1963, 06.08.1968, 17.02.1969 tarihli vakıflar tahsilat resmi makbuzlarında 44-46-48 kapı numaralı taşınmazların varlığının kabul edildiğini, ayrıca, yine İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Kapan Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi) 2009/854 E. 2011/758 Karar sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde arazi üzerinde yer alan taşınmazda yer alan bağımsız bölümlerde farklı kapı numaralarının bulunduğunun tespit edildiğini belirterek; verilen kararlar nedeni ile ortaya çıkan hüküm uyuşmalığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi istemi ile müracaat edilmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 02.02.2015 tarihli ek dilekçe ile de; İstanbul 4. İdare Mahkemesi kararına dayalı olarak verilen Sisli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararı arasında ortaya çıkan hüküm uyuşmazlığının giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ’NİN 2014/1372 ESAS, 2014/1375 KARAR SAYILI DOSYASINDA YAPILAN İNCELEME NETİCESİNDE;
2-a)Davacı P.S. vekilinin mahkemeye sunduğu 23.09.2008 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı P.S.’in, İstanbul İli, Şişli İlçesi, İnönü Mahallesi, Üftade Sokak, Numara 46′ da bulunan taşınmazda 17.12.1992 tarihli, 1680 numaralı tapu tahsis belgesi ile hak sahibi olduğunu, bahsi geçen tapu tahsis belgesinin davalı idarenin 08.09.2008 tarihli işlemi ile iptal edildiğini; yapılan bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, zira yine davalı tarafından aynı taşınmaza ilişkin olarak gerçekleştirilen 01.09.1998 tarihli ve t.t.br. 11081 sayılı iptal işleminin İstanbul 4.İdare Mahkemesi’nin 30.03.2000 tarihli, 1998 / 1227 Esas, 2000 / 350 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalı idarenin iş bu ilamın kesinleşmesinin ardından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu ancak talebin yine İstanbul 4.İdare Mahkemesi’nce reddedildiğini, ve Danıştay 6.Daire Başkanlığı’nın 2007 /2941 E, 2008 / 4953 K sayılı ilamı ile yargı yolu denetiminden geçerek nihai şekilde sonuçlandığını, netice itibari ile hakkında kesinleşmiş Mahkeme kararı olmasına rağmen, sebep göstermeksizin bu kararı yok sayarak ikinci kez aynı tapu tahsis belgesinin iptal edilmesinin aykırı olduğunu belirterek; davalı idarenin 08.09.2008 tarihli B.02.1.VGM. 1.13.00.(13)/T.T.Br. sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır.
2-b)Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili mahkemeye sunduğu çeşitli cevap dilekçelerinde özetle; Şişli, İnönü Mahallesi’nin Üftade Sokağı’nda bulunan 53 pafta, 613 ada, 3 parsel sayılı, 900,00 m2 yüzölçümlü, tamamı Sultan Beyazıt vakfı adına kayıtlı arsa üzerindeki gecekonduya İmar Affı Yasaları gereğince taşınmazın 400,00 m² lik kısmı için 17/12/1992 tarih, 6088 yevmiye ile verilen tapu tahsis belgesinin, davacı idarece 01/09/1998 tarih, 11081 sayılı yazı ile iptal edildiğini, tapu kütüğünden de 07/09/1998 tarih, 4713 yevmiye ile terkin edildiğini, bu konu ile ilgili olarak kendileri aleyhine açılan dava sonucunda; İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 30/03/2000 tarih, 1998/1227 E, 2000/350 K, sayılı kesinleşmiş ilamı ile işlemin iptali üzerine tapu tahsis belgesinin tekrar geçerli hale geldiğini ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine bu durumun şerh edildiğini, daha sonra davacı tarafından, taşınmazın tapusunun verilmesi istemi ile yapılan başvuru sırasında yapılan inceleme neticesinde, taşınmaz üzerinde bulunan yaklaşık toplam 120 – 125,00 m2 miktarındaki tek çatı altındaki yapının bölümlerinin üç ayrı gecekondu varmış gibi gösterilmek sureti ile 400,00 m2’lik kısmının E.S. varisleri K.S., F.G., M.A.S., B.S., A.D.’e ve 100.00 m² lik kısmının da Osman ve Orhan Sezgin’e tahsis edildiğinin, bu tahsis işlemi esnasında dosyaları tertip eden Y.Ö.T.B tarafından şahıslara ait komşu parsel tecavüzlerinin yok sayılarak belirtilmediğinin, taşınmazın boş alanlarının da üzerinde yapı varmış gibi veya işgal altındaymış gibi gösterilerek İdarenin yanıltıldığının ve 2981 Sayılı Yasa gereğince düzenlenen Müracaat Formu’nun usulüne uygun olarak düzenlenmediğinin tespit edildiğini, bu nedenle, 19/06/2003 tarih, 5274 yevmiye ile kütüğe yeniden işlenen tahsis şerhinin iptal edildiğini ve bu durumun davacı tarafa 08/09/2008 tarih, 633 sayılı yazı ile bildirildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-c) Dosyanın geçirdiği safahat incelendiğinde;
İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 29.05.2009 gün ve 2008/1655 Esas, 2009/994 Karar sayılı kararında aynen; “2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Hakkında Kanun, imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılarla gecekonduları kapsamına almaktadır. Kanunun “Tespit ve Değerlendirme İşlemleri” başlıklı 8. maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü nün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki, inşaatına Kanunun 14. maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden (10.11.1985) önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun un 10. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi verileceği; tapu tahsis belgesinin. ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği öngörülmüştür.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıya 2981 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Şişli İlçesi, İnönü Mahallesi. 53 pafta. 613 ada, 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 400m2’lik yığma konut için 17.12.1992 gün ve 6088 sayılı tapu tahsis belgesinin verildiği; söz konusu tapu tahsis belgesinin, davacının yapmış olduğu gecekondunun 17.01.1957 tarihinden önce yapılmış olması nedeniyle ve imar affı kanunlarının yürürlüğe girmesinden önce davacının mezkur taşınmazın kiracı durumunda bulunduğu gerekçesiyle 01.09.1998 gün ve 11081 sayılı davalı idare işlemiyle iptal edildiği; davacı tarafından söz konusu işlemin iptali istemiyle dava açıldığı; İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 30.03.2000 gün ve E. 1998/1227, K.2000/350 sayılı kararıyla “…53 pafta, 613 ada, 3 parselin 400 m2’si için davacı adına tapu tahsis belgesi düzenlendiği görülmekte olup; davacıya 10.11.1985 tarihinden önce yaptığı gecekonduyla ilgili olarak tapu tahsis belgesi verilmesi mevzuata uygun olup. iptali yolundaki davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı…” gerekçesiyle, tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin 01.09.1998 gün ve 11081 sayılı davalı idare işleminin iptaline karar verildiği; anılan iptal kararına karşı yapılan temyiz ve karar düzeltme başvurularının Danıştay 6. Dairesi nin 12.12.2001 günlü, K.2001/6326 sayılı ve 17.03.2003 günlü, K.2003/1749 sayılı kararlarıyla reddedilerek iptal kararının kesinleştiği; Davalı idarenin 25.07.2003 tarihinde İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak, tapu ta