);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Davacı hakkında 5607 sayılı Kanun’un 3/9.maddesi gereğince Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tesis edilen idari para cezasının, 5607 sayılı Kanun’un 3/9.maddesinde 6455 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik nedeni ile iptaline karar verilmesi istemi ile davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin kararın iptali istemi ile açılan davanın incelenmesi neticesinde;     İptal istemine konu işlemin dayanağını teşkil eden idari para cezasının 5607 sayılı Kanun ve 5326 sayılı Kanun kapsamında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tesis edildiği ve itiraz üzerine Kayseri 2.Sulh Ceza Mahkemesi ile Kayseri 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nin red kararları üzerine kesinleştiği anlaşılmakla;     5607 sayılı Kanun’nda 6455 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik nedeni ile idari para cezasının iptali gerektiği yönündeki değerlendirmenin ancak 5326 sayılı Kanun’un 5.maddesi ile yapılan atıf gereğince 5237 sayılı Kanun’un 7.maddeleri çerçevelerinde Adli Yargı yerinde yapılabileceği sonucuna ulaşılmakla;    Açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

          T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2014 / 1111

KARAR NO  : 2015 / 83

KARAR TR   : 2.3.2015

 

ÖZET : Davacı hakkında 5607 sayılı Kanun’un 3/9.maddesi gereğince Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tesis edilen idari para cezasının, 5607 sayılı Kanun’un 3/9.maddesinde 6455 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik nedeni ile iptaline karar verilmesi istemi ile davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin kararın iptali istemi ile açılan davanın incelenmesi neticesinde;

İptal istemine konu işlemin dayanağını teşkil eden idari para cezasının 5607 sayılı Kanun ve 5326 sayılı Kanun kapsamında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tesis edildiği ve itiraz üzerine Kayseri 2.Sulh Ceza Mahkemesi ile Kayseri 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nin red kararları üzerine kesinleştiği anlaşılmakla;

5607 sayılı Kanun’nda 6455 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik nedeni ile idari para cezasının iptali gerektiği yönündeki değerlendirmenin ancak 5326 sayılı Kanun’un 5.maddesi ile yapılan atıf gereğince 5237 sayılı Kanun’un 7.maddeleri çerçevelerinde Adli Yargı yerinde yapılabileceği sonucuna ulaşılmakla;

Açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı           :M.K.

Vekili            :Av. S.T.

Davalı            :Kayseri Gümrük Müdürlüğü (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı)

Temsilen        :Kayseri Gümrük Müdürü K.K.

O L A Y        : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Akın Plastik Boru San A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığını,  Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2011 gün ve 2011/3103 sayılı kararı ile davacı hakkında 5607 saydı kanunun 3/9 maddesi gereğince 887.859,38 TL idari para cezası uygulandığını; davacının, cezasının geri alınması ve iptali istemi ile davalı kuruma müracaat edildiğini, fakat müvekkilin bu başvurusunun Kayseri Gümrük Müdürlüğü’nün 01.08.2013 gün ve 639-589-3431 sayılı kararı ile reddedildiğini, söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğunu;

Zira, dava konusu işleme dayanak teşkil eden 5607 sayılı Kanun’un 3/9. maddesinin 6455 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırıldığını ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5 maddesinin birinci fıkrasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulanmasına ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtildiğini, maddede gönderme yapılan 5237 sayılı Kanunun “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasına göre de; işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna güre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimsenin cezalandırılamayacağının ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamayacağının düzenlendiğini, böyle bir cezanın veya güvenlik tedbirinin hükmolunması halinde infazının ve kanuni neticelerinin kendiliğinden kalkacağının belirtildiğini, yine aynı maddenin ikinci fıkrası ile de suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümlerinin farklı olması halinde, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağının hükme bağlandığını,

Konuya ilişkin olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün  09.07.2013 Tarih ve  12950 Sayılı Genelgesi ile, 6111 sayılı Kanun kapsamında borçların yeniden yapılandırılması suretiyle işlem tesis edilen ve  6455  sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 11.04.2013 tarihinden öncesi söz konusu kabahat nedeniyle 5607 sayılı Kanun kapsamında idari yaptırım uygulanması amacıyla konunun Savcılığa intikal ettirildiği durumlarda, yeni bir delil elde edilmedikçe daha önce cezalandırılmış bir fiil için yükümlünün 5607 sayılı Kanunun mülga 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında göre cezalandırılmasının veya yeniden 4458 sayılı Kanunun yürürlükteki 238 maddesinin uygulanması mümkün bulunmadığı  hususlarının açıkça belirtildiğini;

Tüm bu düzenleme ve belirlemelerden hareketle, 5607 sayılı kanunun 3/9 maddesi kapsamında kabahat unsuru taşıyan bir durum var olsa dahi 6111 sayılı yasa kapsamından yararlanan ve bu yasadan doğan yükümlülüklerini yerine getiren kimseler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmaması gerektiğini, ayrıca lehe kanun düzenlemesi olan 6455 sayılı yasa ile de 6111 sayılı yasa ile daha önce cezalandırılmış bir fiilin tekrar cezalandırılmasının mümkün olmadığını, nitekim davacı şirket tarafından Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 09.07.2013 Tarih 12950  sayılı genelge ve 6455 sayılı Yasa  hükümleri gereğince cezalı olarak müvekkilin yöneticisi olduğu Akın Plastik Buru San.A.Ş tarafından kapatılan Dahilde İşleme Rejimi Belgesi kapsamında ithal edilen bütün eşyanın vergi ve cezalarının 6111 Yasa hükümlerinden faydalanmak suretiyle ödenmekte olduğunu,   aynı belge kapsamında ithal edilen eşya sebebiyle İkinci kez idari yaptırım kararı verilebilmesi mümkün  olmadığını belirterek; davalı idarenin 01.08.2013 Tarih, 639-589-3431 sayılı işleminin ve müvekkil hakkında davalı idarenin başvurusu neticesi düzenlenen 887.859,38 TL bedelli idari para cezasının iptaline karar verilmesi   istemi ile idari yargıda  dava açmıştır.

Davalı Kayseri Gümrük Müdürlüğü tarafından süresi içinde verilen cevap dilekçesinde özetle,  davaya konu, iptali istenen işlemin Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tesis edilmesi nedeni ile davanın adli yargıda görülmesi gerektiğini belirterek; görev itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.

Kayseri 1. İdare Mahkemesi;  29.04.2014 gün ve 2013/738 Esas sayılı kararında aynen; “Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına verilen para cezasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin Kayseri Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 01.08.2013 tarih ve 3430 (Mahkemece sehven yazıldığı düşünülmekle) sayılı işlemin idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re-sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerden olduğu açık olup, bu işlemin iptali istemi ile açılan iş bu davanın görüm ve çözüm yeri idari yargıdır” şeklindeki gerekçesi ile davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

 Davalı Kayseri Gümrük Müdürlüğü vekili, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosyasının onaylı bir örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; 15.10.2014  gün ve 2014/298831 sayılı kararında aynen; “…..idari para cezasına esas alınan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun, 3. Maddesinin 28/03/2013 günlü 6455 sayılı Yasanın 54. Maddesi ile değiştirilmesi üzerine  davacı vekilinin, Kayseri Gümrük Müdürlüğüne başvurarak, idari para cezasına esas alınan işlemlerin ve idari para cezasının iptalini talep ettiği, davalı idare tarafından ise, 01/08/2013 gün ve 3431 sayılı yazı ile bu talebin reddedildiği, davacı vekilinin ise redde ilişkin bu işlemin iptali, talebi ile idari yargı yerinde dava açtığı anlaşılmaktadır.

Davanın konusunun ve amacının, davacı yukarıda açıklandığı şekilde, 5607 sayılı yasanın mülga 3/9 maddesi uyarınca verilip kesinleşerek infazına başlanan idari para cezasının, dayanağı olan yasada meydana gelen değişiklikler nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

5607 sayılı Yasanın mülga 3/9 maddesi “Geçici ithalat dahilinde işletme ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi çerçevesinde ülkeye getirilen eşyayı, gümrük işlemlerini gerçekleştirilmeksizin serbest dolaşıma sokan kişiye, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir.” hükmü ile idari para cezasının dayanağını oluşturmaktadır. Yine idari para cezasının uygulandığı tarihte yürürlükte bulunan 5607 sayılı yasanın 17/1 fıkrasına göre bu Kanun hükümlerine göre idari para cezasını vermeye Cumhuriyet Savsısı yetkilendirilmiş, itiraz usulü ise Kabahatler Kanunu’na göre düzenlenmiştir. 28/03/2013 tarihinde yapılan değişiklikler ile anılan eyleme ilişkin suçun unsurlarında yeniden düzenleme yapılarak “hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi” bakımından, yaptırımının ise hapis cezasına dönüştürüldüğü görülmektedir. (5607 sayılı yasanın 28/03/2013-6455 S.K./54. ve 28/06/2014 tarih ve 29044 S.R.G. de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı kanunun 89 md ile değişik hali: 4) Belli bir a