İMAR UYGULAMASININ İDARE MAHKEMESINCE IPTALI ÜZERINE UĞRANILAN ZARARIN TAZMINI ISTEMI UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
Hukuk Bölümü 2004/100 E. , 2005/11 K.
- İMAR UYGULAMASININ İDARE MAHKEMESINCE IPTALI ÜZERINE UĞRANILAN ZARARIN TAZMINI ISTEMI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : N.Y.
Vekili : Av.D.D.
Davalı : B.B.B.
Vekili : Av.İ.Ü.
O L A Y : İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Mahmutbey Köyü, Pandoniçe Çiftliği mevkiinde bulunan 12 pafta, 748 parsel sayılı taşınmazda Belediyece 2981-3290 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 201 ada, 20 parsel sayılı 114 m2 alanlı taşınmazın ½ hissesi Fatma Yücel, ½ hissesi de Ruşen Ünlü adına tescil edilmiş, Ruşen Ünlü’ye ait hisse davacı tarafından satın alınmıştır.
Tapuya da tescil edilen imar uygulamasına karşı diğer hissedar F.Y. tarafından idari yargı yerinde açılan iptal davasında, İstanbul 6. İdare Mahkemesinin E: 1992/1127; K: 1993/794 sayılı kararıyla imar uygulaması işleminin iptaline karar verilmesi üzerine Fatma Yücel bu kez Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptal ve tescil davası açmış, anılan Mahkemece 16.11.2000 günlü, E: 1998/14; K: 2000/2142 sayı ile davanın kabulüne, davacı N.Y. adına tescil edilen tapunun iptaline karar verilmiştir.
Davacı, R.Ü.’den satın aldığı ve adına kaydedilen taşınmaza ilişkin olarak, Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan kararı ile tapunun iptal edilmesi nedeniyle uğradığı hissesi karşılığı 9.062.000.000.-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle B.B.B.na karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı B.B.B. vekilince, birinci savunma dilekçesinde davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesince anılan dilekçenin Danıştay Başsavcılığına gönderilmesi üzerine anılan Başsavcılıkça 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılarak dosya Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 18.11.2002 günlü, E: 2002/90; K: 2002/77 sayılı kararıyla, Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesince göreve ilişkin bir karar verilmediğinden 2247 sayılı Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun bulunmayan başvurunun aynı Yasanın 27. maddesine göre reddine karar verilmiştir.
BAĞCILAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 21.10 2004 günlü, E: 2001/2786 sayılı kararıyla; imar uygulamasına yönelik parayla ilgili uyuşmazlıkların Kamulaştırma Kanunu ilkeleri ile asliye hukuk mahkemesinde çözümlendiği, olayda imar uygulamasından dolayı davacının arazisinin elinden çıktığı, bir başkasına verildiği ileri sürülerek imar uygulaması ya da kamulaştırmasız el atma gibi bir durumun söz konusu olduğu, bu nedenle davalı vekilinin görev itirazının reddine, davada Mahkemelerinin görevli olduğuna, uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI; her ne kadar, daha önce Uyuşmazlık Mahkemesinin 18.11.2002 günlü ve 2002/77 sayılı kararı ile, usulüne uygun alınmış bir görevlilik kararı bulunmadığı gerekçesiyle davalının uyuşmazlık çıkarma isteminin reddi üzerine, 21.10.2004 gününde alınan görevlilik kararından sonra istemde bulunan tarafça, 2247 sayılı Kanunun 12’inci maddesi uyarınca uyuşmazlık çıkarma istemine dair mahkemesine yeni bir dilekçe sunulmamış ise de, evvelce 7.4.2002 günlü dilekçe ile uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunulduğu, bu dilekçesinin davacıya gönderildiği ve daha sonra sözü edilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararı üzerine, mahkemece görevlilik kararı verilerek dosyanın re’sen Başsavcılıklarına gönderildiği, bu durumda, artık süresinde verilme olanağı bulunmayan yeni bir uyuşmazlık çıkarma istem dilekçesinin aranmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşılarak işin esasının incelendiği, Anayasanın 125’inci maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’inci maddesinde idari dava türlerinin sayıldığı, bu maddenin (1-b) bendinde de idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümü idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında gösterildiği, dosyanın incelenmesinden, Bağcılar Mahmutbey Köyü Pandoniçe Çiftliği mevkiinde bulunan 12 pafta 784 parsel sayılı taşınmazda Belediyece 2981/3290 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 201 ada,20 parsel sayılı114 m2alanlı taşınmazın ½ hissesinin F.Y., ½ hissesinin de R.Ü. adına tescil edildiğinin; davacının R.Ü.’nün hissesini satın aldığının, tapuya da tescil edilen imar uygulamasına karşı diğer hissedar tarafından idari yargıda açılan iptal davası sonucunda, idari yargı yerince imar uygulaması işleminin iptali üzerine davacıya ait hissenin iptal edilerek F.Y. adına tesciline karar verilmesi sonucu, iptal edilen hissenin karşılığı 9.962.000.000.-TL tutarındaki maddi zararın, idarece yapılan hukuka aykırı işlemler sonucu oluştuğundan bahisle tazmini istemiyle bakılmakta olan bu davanın açıldığının anlaşıldığı bu haliyle, temelinde davalı Belediye Başkanlığının kamu gücünü kullanarak tesis ettiği bir idari işlem bulunan dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla, görevli olan idari yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinden istemiştir.
Başkanlıkça 2247 sayılı Yasanın 13.maddesinin 3. fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Bakırköy Belediye Başkanlığının 17.02.1992 tarih ve 1075 sayılı Encümen kararı ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Hakkında Kanun uyarınca, İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Mahmutbey Köyü, Pandoniçe Çiftliği mevkiinde pafta12, parsel 784’de kayıtlı 115/2340 hisseli taşınmazın ifrazı sonucunda; Mahmutbey Köyü 245 DT 1 b pafta, 201 ada, 20 parsel sayılı 114 metrekarelik taşınmazın ½ hissesinin maliki R.Ü. adına tescilinin yapıldığının ve bu taşınmazı davacının satın alarak 11.08.1992 tarihinde adına tescil edildiğinin, tüm hissenin kendisine ait olduğunu ileri süren F.Y.’in, Bakırköy Belediye Başkanlığının 17.02.1992 tarih ve 1075 sayılı Encümen kararının iptali istemiyle idari yargı yerine dava açtığının, İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 1992/1227 esas ve 1993/794 sayılı kararıyla, taşınmazın ½ sinin R.Ü.’ye verilmesine neden olan idari işlemin iptaline karar verildiğinin, F.Y.’in bu kararı gerekçe göstererek Bağcılar Asliye Hukuk mahkemesine tapu iptal ve tescil davası açtığının, anılan mahkemenin 16.11.2000 tarih, 1998/14 esas ve 2000/2142 sayılı kararında; davanın kabulüne karar verilerek davacı N.Y. adına tescil edilen tapunun iptaline ve F.Y. adına tesciline karar verildiğinin, Davanın R.Ü.’den satın aldığı ve üzerinde kayıtlı bulunan taşınmazın tapusunun, Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesince iptaline karar verilmesi nedeniyle hissesi karşılığı 9.962.000.000.-TL miktarında maddi zararının yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınıp davacıya ödenmesi için Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığının ve davalı belediye tarafından görev itirazında bulunulduğunun anlaşıldığı, Anayasa’nın 125/son madde ve fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 5. maddesinin (b) bendinde ise, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derece Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki tam yargı davalarını idare mahkemelerinin çözümleyeceğinin belirtildiği, davacının, satın alarak maliki olduğu hisseye ilişkin tapu kaydının, önceki maliki Ruşen Ünlü adına Belediyece yapılan tescilin dayanağı encümen kararının idari yargı yerinde iptal edilmesi nedeniyle, Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinin de bu karara dayanarak davacı adına kayıtlı taşınmazın başkası adına tescil edilmesi üzerine, uğradığını ileri sürdüğü zararın tazmini istemiyle açılan davada, gayrı menkulün aynına yönelik olmayıp, idari işlemin iptal edilmesi sonucu zararının tazminine ilişkin dava açması karşısında; davacıya bir bedel ödenip ödenmeyeceği hususunun incelenerek bir sonuca varılması gerekeceğinden, idarenin kamu gücünü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği bu işleme karşı açılan davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait bulunduğu, bu nedenle Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/2786 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün Cafer ŞAT’ın Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 7.3.2005 günlü toplantısında,
I- İLK İNCELEME : Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı B.B.B. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II- ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Murat H. YURDAKÖK’ün davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Danıştay Başsavcısının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davada idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün yazılı düşünceleri doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Olayda, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Mahmutbey Köyü, Pandoniçe Çiftliği mevkiinde bulunan 12 pafta, 748 parsel sayılı taşınmazda Belediyece 2981sayılı İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile bu Yasada değişiklik yapan 3290 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 201 ada,20 parsel sayılı 114 m2alanlı ½ hissesi F.Y., ½ hissesi de R.Ü adına tescil edilmiş, R.Ü.’ye ait hisse davacı tarafından satın alınmıştır. Tapuya da tescil edilen imar uygulamasına karşı diğer hissedar F.Y. tarafından idari yargı yerinde açılan iptal davasında, İstanbul 6. İdare Mahkemesinin E: 1992/1127; K: 1993/794 sayılı kararıyla imar uygulaması işleminin iptaline karar verilmesi üzerine F.Y. bu kez Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptal ve tescil davası açmış, anılan Mahkemece 16.11.2000 günlü, E: 1998/14; K: 2000/2142 sayı ile davanın kabulüne, davacı N.Y. adına tescil edilen tapunun iptaline karar verilmiştir. Davacı, R.Ü.’den satın aldığı ve adına kaydedilen taşınmaza ilişkin olarak, Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan kararı ile tapunun iptal edilmesi nedeniyle uğradığı hissesi karşılığı 9.062.000.000.-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle B.B.B.na karşı bakılmakta olan davayı açmıştır.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, yönetimin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, buna göre yönetim, hukuka aykırılığı saptanan işlem ve eylemlerinden doğan hak ihlâlini tam olarak gidermek; diğer bir anlatımla hakları ihlâl edilenlerin uğradığı gerçek zararları tazmin etmekle yükümlü bulunmaktadır.
Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; dolayısıyla, olayda hizmet kusuru ya da başka bir nedenle yönetimin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.
Bu durumda, yönetimin üstün ve tek yanlı kamu gücü kullanarak kurduğu yönetsel işlemin yargı kararıyla iptali sonucunda uğranıldığı öne sürülen zararın giderilmesi istemiyle açılmış olan davanın, yukarıda sözüedilen Anayasa ve Yasa hükümleri uyarınca görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcılığının başvurusunun kabulü ile Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerekmektedir.
SONUÇ : Davanın çözümünde, İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığının BAŞVURUSUNUN KABULÜNE, 7.3.2005 tarihinde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.