);

Single Blog Title

This is a single blog caption

İCRA VE İFLAS KANUNU’NUN 67. MADDESINE GÖRE AÇILAN ITIRAZIN IPTALI DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 42

Hukuk Bölümü         2009/170 E.  ,  2010/71 K.

  • İCRA VE İFLAS KANUNU’NUN 67. MADDESINE GÖRE AÇILAN ITIRAZIN IPTALI DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 42

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı)

Vekili               : Av. N. H.Ç.

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. Ü.E.

 O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, Kurumları sigortalılarından İ.Ö.’in 23.7.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle Kurumlarınca hastane ve tedavi masrafı olmak üzere 751,75YTL masraf ve ödemede bulunulduğunu, kaza ile ilgili olarak düzenlenen 23.7.2005 tarihli trafik kaza raporunda, kazanın meydana gelmesinde yol üzerindeki çukurların da etkisi olması nedeniyle yolun yapım, bakım ve onarımından sorumlu kurum ve kuruluşun 6/8 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden, kusur oranına tekabül eden 563,81YTL ve 53,38YTL faiz(15.7.2006 tarihine kadar) olmak üzere toplam 617,19YTL nin ödenmesinin davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nden talep edildiğini, verilen cevapta, kazanın meydana gelmesinde Kuruluşlarının herhangi bir sorumluluğunun olmadığının belirtildiğini, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 6/8 kusur oranına tekabül eden 563,81YTL tedavi masrafı ve 73,26YTL faiz(5.12.2006 tarihine kadar) olmak üzere toplam 637,07YTL nin tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2006/11526 sayılı dosyası ile Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak, davalı bu takibe itiraz ettiğinden, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü için 563,81YTL asıl ve 73,26YTL faiz(5.12.2006’ya kadar) yönünden itirazın iptali ve takibin devamını teminen iş bu davanın açılması gerektiğini, bu nedenlerle, Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2006/11526 sayılı dosyasına yapılan itirazın; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü için 563,81YTL asıl ve 73,26 YTL(5.12.2006’ya kadar) yönünden iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

            ANKARA ONİKİNCİ İŞ MAHKEMESİ; 4.7.2007 gün ve E:2007/120, K:2007/429 sayı ile, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum sigortalısı İ.Ö.’in 23.7.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığını, kendisine masraf ve ödemelerde bulunulduğunu, yapılan ödemeler için Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istediği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı idareye hizmet kusuru atfedilmiş olup, davanın esasını hizmet kusuru oluşturduğundan ve hizmet kusuru iddiasına dayanılarak açılan tazminat davalarında görevli yargı yeri idari yargı olduğundan, davanın görev yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini istediği, tarafların gösterdiği delillerin toplandığı, 23. İcra Müdürlüğü’nün 2006/11526 Esas sayılı dosyasının celp edildiği, tüm delillerin birlikte değerlendirildiği, dava, 506 sayılı Yasa’nın 39. maddesinden kaynaklanmakta ise de; karayolunun bozuk olması nedeni ile kamu hizmetinin eksik şekilde ifa edildiği, yolun kusurlu olmasından dolayı sigortalının zarara uğradığı ileri sürülmekle hizmet kusuru nedeni ile açılacak alacak davasının adli yargıda değil idari yargıda görülmesi gerektiği, bu nedenle, dava dilekçesinin HUMK’nun 27. maddesi uyarınca yargı yolu nedeni ile reddine karar vermenin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu kararın temyizi üzerine YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ; 22.1.2009 gün ve E:2007/20757, K:2009/407 sayılı kararı ile, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle kesinliği nedeniyle reddine karar vermiştir.

            Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİ; 5.5.2009 gün ve E:2009/587 sayı ile, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili Av. N. H.Ç. tarafından, Kurum sigortalısı İ.Ö.’in 23.7.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle Kurumca kendisine hastane ve tedavi masrafı olarak ödenen 751,75TL’nin 617,19TL’sinin trafik kazasında yaralanmasında 6/8 oranında kusurlu bulunması nedeniyle 506 sayılı Kanun’un 39. maddesi uyarınca ödenmesi istemiyle 11.07.2006 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı dava açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari dava türleri arasında, idari eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının sayıldığı, öte yandan, işlem, olay ve başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 39. maddesinde, kasdı veya suç sayılır hareketi ile sigortalının, eşinin veya çocuğunun hastalanmasına sebep olan kimseye, bu Kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderlerin tazmin ettirileceği, 134. maddesinde de, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği hükmüne yer verildiği, 2577 sayılı Kanun uyarınca idari eylemlerden kaynaklanan tam yargı davalarının idari yargı yerlerinde görüleceği, ancak, görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan ve kanun ile düzenlendiğinden, idari eylemden kaynaklansa bile Kanun ile başka bir yargı merciinin görevinde olduğu belirtilmiş ise, belirlenen yargı merciinin görevli bulunacağı, dosyanın incelenmesinden; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili Av. N.H.Ç. tarafından, Kurum sigortalısı İ.Ö.’in 23.7.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle Kurumca kendisine hastane ve tedavi masrafı olarak ödenen 751,75TL’nin 617,19TL’sinin trafik kazasında yaralanmasında 6/8 oranında kusurlu bulunması nedeniyle 506 sayılı Kanun’un 39. maddesi uyarınca tahsili amacıyla Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi yapıldığı, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün icra takibine itirazı üzerine davacı Kurum tarafından Ankara 12. İş Mahkemesi’nde açılan davada, Mahkemenin 4.7.2007 tarih ve E:2007/120, K:2007/429 sayılı kararıyla, dava, 506 sayılı Yasa’nın 39. maddesinden kaynaklanmakta ise de, karayolunun bozuk olması nedeni ile kamu hizmetinin istenilen şekilde ya da eksik şekilde ifa edildiği, yolun kusurlu olmasından dolayı sigortalının zarara uğradığı ileri sürülmekle, hizmet kusuru nedeni ile açılacak davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden reddi üzerine Mahkemelerinde davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, alacağın tahsilinin dayanağının 506 sayılı Kanun’un 39. maddesi olduğu, maddede ise alacağın tahsili için kasıt veya suç sayılır hareket unsurlarının arandığı, buna göre alacağın tahsilinde 506 sayılı Kanun’un 39. maddesindeki koşullar esas alınacağından, 134. madde uyarınca da 506 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklara bakmakla iş mahkemelerinin görevli olduğu açıkça hükme bağlandığından, zarar idari eylemden doğsa bile, 506 sayılı Kanun’un 39. maddesinin uygulanmasından doğan dava konusu alacağın görüm ve çözümünün adli yargının (iş mahkemelerinin) görev alanı içinde bulunduğu, bu nedenlerle; Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 5.4.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu,  her iki yargı yerinde de icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmış olduğundan, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı sonucuna varılarak, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Sözkonusu 67. madde(Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahküm edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

            Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Ankara Onikinci İş  Mahkemesi’nin 4.7.2007 gün ve E:2007/120, K:2007/429 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.4.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.