GÖÇMEN VE MÜLTECİLER ESAS DEFTERİNDEKİ HATAYA DAYALI HATALI TESCİLİN İPTALİ TALEBİ MÜBADELEYLE YERLEŞTİRİLEN AİLEYE İSKANEN TAHSİS EDİLEN TAŞINMAZ TESCİL İŞLEMİNİN İPTALİ TALEBİ 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 935 ] 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK… [ Madde 19 ]
Hukuk Bölümü 1999/31 E., 2000/2 K.
- GÖÇMEN VE MÜLTECİLER ESAS DEFTERİNDEKİ HATAYA DAYALI HATALI TESCİLİN İPTALİ TALEBİ
- MÜBADELEYLE YERLEŞTİRİLEN AİLEYE İSKANEN TAHSİS EDİLEN TAŞINMAZ
- TESCİL İŞLEMİNİN İPTALİ TALEBİ
- 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 935 ]
- 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK… [ Madde 19 ]
“İçtihat Metni”
OLAY : Mübadele sırasında göçmen olarak gelen H. oğlu İ.’ın beş nüfuslu ailesine, Kemerburgaz Köyü’nde (İstanbul-Eyüp İlçesi) iskanen tahsis edilen 315 ve 380 parsel sayılı taşınmazlar, aile reisi sıfatıyla H. oğlu İ.(Ö.) adına 18.3.1934 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Davacı H.Y. (1944), 1934 yılında adlarına iskanen tahsis yapılan beş nüfuslu aile efradının, babası İ.(Ö.), annesi P. ile kardeşleri H. (1928), Rıfat (1931) ve R. (1934)’den oluştuğunu; ancak, 315 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, halası A.Ş. ile bunun kızı M.’in malikler arasında göründüğünü; oysa, halası A.Ş.’ın kocası H. ile birlikte iskan edildiğini ve bunun kızı M.’in ise, iskan tarihinden önce 1926 yılında ölmüş olduğunu; her nasılsa, babası İ.’ın beş nüfuslu aile efradından sayılmış olan A.Ş. ile kızı M. adına tapuya yapılan hatalı kaydın düzeltilmesi istemiyle 15.7.1998 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.
EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 29.12.1998 gün ve E: 1998/427, K: 1998/793 sayı ile, konuya ilişkin olarak yazılan müzekkere üzerine Eyüp Tapu Sicil Müdürlüğünün cevabı ile getirtilen iskan kaydından, 315 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına esas olan iskan kaydında A. ve M.’in, H. oğlu İ.’ın aile fertleri arasında sayıldığının ve tapuya buna göre tescil yapıldığının anlaşıldığı; bu durumda davanın konusunun, yanlış oluşturulan iskan kaydının düzeltilmesi olarak ortaya çıktığı; iskan kayıtları ile buna göre tapu sicil müdürlüğünce yapılan işlemler idari nitelikte olduğundan, davanın görülmesinde Mahkemelerinin görevli olmadığı; idarenin bu işlemlerine karşı idari yargı yerine başvurulması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı, aynı istemle .22.2.1999 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır. İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ; 31.5.1999 gün ve E: 1999/146, K: 1999/561 sayı ile, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların idare mahkemesince çözümleneceğinin kurala bağlandığı; Medeni Kanun’un 935. maddesine göre, ilgililerin yazılı muvafakatları dışında tapu sicilinde tashih yapılmasının, adli yargı yerinin kararı ile mümkün olduğu; dosyanın incelenmesinden, davacının murisi İ. Ö. ve ailesi efradı adına tapuya yapılan tescil işleminin, Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğü Toprak ve İskan I. Bölge Müdürlüğünün 9.8.1977 tarihli işlemi ile Göçmen ve Mülteciler Esas Defterindeki kayda dayandığının ve davacının, tapu kaydındaki sözkonusu yanlışlığın düzeltilmesi istemiyle daha önce adli yargı yerinde açtığı davanın idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddedilmesi ve bu kararın kesinleşmesi üzerine, Mahkemelerine de aynı istemle dava açtığının anlaşıldığı; bu durumda, tapu kaydının düzeltilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olmak üzere Toprak ve İskan Genel Müdürlüğü işlemlerinin iptaline yönelik bir iddia ve istemi içermeyen tapu kaydının düzeltilmesi davasının görüm ve çözümünün, idari yargı yerinin değil, daha önce görevsizlik kararı veren adli yargı yerinin görevine girdiği kanaatine varıldığından bahisle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına ve Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir karar verilinceye değin davanın incelenmesinin ertelenmesine karar vermiş; bu karar gereğince de, idari yargı dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Başkanlık yazısı ile getirilen adli yargı dosyası da incelemeye alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL’ın katılımlarıyla yapılan 27.3.2000 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
USULE İLİŞKİN İNCELEME:
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
ESASA İLİŞKİN İNCELEME:
Dava, iskanen tahsis edilen taşınmazın tapuya tescili sırasında, sözkonusu tahsisin muhatabı beş nüfuslu aile efradından olmayan kişiler adına hatalı yapıldığı ileri sürülen kaydın düzeltilmesi istemiyle açılmış ise de; olayda mülkiyetin tesisi,” Göçmen ve Mülteciler Esas Defteri”ndeki aile efradı kaydını esas alan idari tescile dayandığından, davacının düzeltme isteğinin, sözkonusu idari işlemlerin iptaline yönelik olduğu kabul edilmelidir. Çünkü, Medeni Kanun’un 935. maddesindeki “Alakadarlar tahriren muvafakatlerini beyan etmedikleri halde mahkeme kararı olmadıkça tapu sicil memuru, hiç bir tashih icra edemez. “hükmüne göre, ilgililerin yazılı muvafakati olmaması durumunda açılacak kayıt düzeltme davasında, adli yargı yerince, sözkonusu tapu kaydının dayanağı olan idari işlem ortada durdukça çözüme varılmasına olanak yoktur. Bu durumda, adli yargı yeri, görevsizlik kararı vermek yerine, idari işlemi bir ön sorun yaparak idari yargı yerinden bu idari işlem hakkında alınacak kararın sonucuna göre davayı çözüme kavuşturma olanağına da sahip bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Medeni Kanun’un anılan hükmünden, ilgililerin yazılı muvafakatleri olması halinde tapu sicilinde idarece tashih yapılabileceği anlaşılmaktadır. Tapu kaydı idari tescil yoluyla re’sen yapıldığına göre, sözkonusu tescile esas alınan aile efradına ilişkin hatalı kaydın, idari yargı yerine açılan bir dava sonunda iptaline karar verilmesi halinde, idari tescilin dayanaksız kalması nedeniyle, tapu idaresince re’sen tashih yapılması da mümkün bulunduğundan uyuşmazlık sadece idari yargı kararıyla çözüme kavuşturulacak; bunun yanısıra, idari yargı yerinden iptal kararı alınmak suretiyle, sonradan adli yargıda açılacak terkin ya da tashih davasının ön koşulu da yerine getirilmiş olacaktır.
Belirtilen duruma göre ve olayda, aile efradına ilişkin kaydın hukuka ve gerçeğe aykırılığının ileri sürülmesi karşısında, uyuşmazlığa konu edilen davanın, tapu kaydının dayanağı olan idari işlemlerin iptaline yönelik olduğunun kabulü ile idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nce 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre yapılan başvurunun reddi gerekmektedir.
SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nce yapılan başvurunun REDDİNE, 27.3.2000 gününde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.