);

Single Blog Title

This is a single blog caption

DICLE ELEKTRIK DAĞITIM AŞ,TÜRKIYE ELEKTRIK İLETIM ANONIM ŞIRKETI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, IDARECE KAMU GÜCÜNE DAYALI RESEN VE TEK YANLI OLARAK TESIS EDILMIŞ BIR IŞLEMIN SÖZ KONUSU OLMADIĞI HUSUSLARI GÖZETILDIĞINDE ADLİ YARGI YERİNDE GÖRÜLMESI GEREKTIĞI UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

Hukuk Bölümü         2012/129 E.  ,  2013/621 K.

  • DICLE ELEKTRIK DAĞITIM AŞ,TÜRKIYE ELEKTRIK İLETIM ANONIM ŞIRKETI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, IDARECE KAMU GÜCÜNE DAYALI RESEN VE TEK YANLI OLARAK TESIS EDILMIŞ BIR IŞLEMIN SÖZ KONUSU OLMADIĞI HUSUSLARI GÖZETILDIĞINDE ADLİ YARGI YERİNDE GÖRÜLMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı        : Dicle Elektrik Dağıtım AŞ.

Vekili         : Av. N.Ü., Av. İ.H.B.

Davalı        : TEİAŞ Genel Müdürlüğü

Vekili         : Av. E.A.

O L A Y    : Davacı vekili 06.09.2011 tarihli dilekçesinde özetle;‘’Dicle Elektrik Dağıtım AŞ. 233 Sayılı K.H.K. hükümlerine göre kurulmuş, Tüzel kişiliğine haiz, TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün bir kuruluşudur. Şirketimizin amacı, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak il sınırları dahilinde elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini “karlılık ve verimlilik” ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek, ayrıca yasaların kendisine vermiş olduğu diğer görevleri de yapmak ve yükümlülüklerini yerine getirmektir.

Şirketimizin bir kamu kuruluşu olması ve kuruluş amacında da belirtildiği gibi, asli görevi satın almış olduğu enerjiyi, kamu adına kurmuş olduğu dağım sistemi üzerinden abonelerine sağlıklı bir şekilde dağıtmak ve dağıttığı enerji bedelini tahsil etmektir.

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından 22.08.2011 tarih, 850-3927 sayılı yazısında özetle; Kuruluşumuzla 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu kapsamında Sistem Kullanım Anlaşması imzalayan kullanıcılar ile İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde belirtilen ‘Kullanıcının bağlı olduğu fidere arıza intikal ederek kesicinin açması’ durumunda cezai hükümlerin uygulanması zorunluluğu bulunduğu, bu kapsamda Aralık 2010 döneminde aylık olarak bağlı olduğu fidere “arıza intikal ederek kesicinin açması” nedeniyle Sistem Kullanım Anlaşmasının 10. Maddesi ve Yöntem Bildiriminin 1.5 gereğince ceza faturası düzenlenerek muhteviyatı ile birlikte Şirket Müdürlüğümüze 25.08.2011 tarihinde tebellüğ edilmiştir. TEİAŞ tarafından şirketimize gönderilen yazı ekindeki ceza faturasının toplam miktarı 2.667.772,71 TL’dir.

TEİAŞ ile aramızda her hangi bir anlaşma olmamasına rağmen ve 10. Maddede öngörülen ihlal, uyarı ve süre kurallarına uyulmayarak TEMMUZ – 2011 ayına ait ceza faturası düzenlenmek suretiyle şirketimize gönderilmiştir.

Türkiye Elektrik İletim AŞ. tarafından Sistem Kullanım Anlaşması tesis edilirken, TEİAŞ tarafından kullanıcı tarafların talep, istek ve sorunları dikkate alınmadan yürürlüğe konulmuştur.

TEİAŞ tarafından Şirketimize gönderilen ceza faturasının dayanağı Sistem Kullanım Anlaşmasının madde 10. Cezai şartlar hükmüne dayandırılmaktadır. 10. Maddesi ‘’Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin her hangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali TEİAŞ’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda, TEİAŞ aşağıda belirlenen ceza şartlarını uygulayacaktır.” hükmünü içermektedir.

Şirketimiz ile TEİAŞ arasında Sistem Kullanım Bağlantı Anlaşmaları imzalanmamış olup, hukuken yürürlükte değildir.

TEİAŞ tarafından gönderilen Sistem Kullanım Anlaşması şirketimiz tarafından fiili imkansızlık nedeniyle (teminat mektubunu tedarik edemediğimizden dolayı) imzalanamadığından, EPDK tarafından 24.11.2010 tarihinde şirketimize 286.160 TL İdari Para cezası verilmiştir.

EPDK tarafından 21.12.2006 tarih, 1029 sayılı Kurul kararı ile onaylanan Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesi uyarınca “Bir kullanıcı TEİAŞ ile Sistem Kullanım Anlaşması imzalamamış olmasına rağmen iletim sistemine bağlı olarak faaliyet göstermesi dolayısı ile iletim sistemini kullanması halinde, iletim sisteminde arz güvenilirliği ve kalitesinin sağlanması amacıyla Yöntem Bildirim’ in 1.5 maddesinde yer alan ihlallerle karşılaşılması halinde ilgilinin cezai işleme tabi tutulacağı karar altına alınmıştır.” denilmektedir.

Bir yandan söz konusu anlaşmaların imzalanıp, yürürlüğe konulmamış olması nedeniyle EPDK tarafından şirketimize idari para cezası uygulanmak suretiyle bu anlaşmaların yürürlükte olmadığının alenen kabulü ile diğer taraftan yukarıda belirtilen Kurul kararına istinaden anlaşma maddelerinin tatbikine cevaz verilmiş olması hususu hukuksal bir çelişki teşkil etmektedir. Taraflarca imza altına alınıp icap kabul şartı gerçekleştirilmemiş bir sözleşmenin hukuki değeri bulunmadığı gibi, hükümlerinin tek taraflı olarak uygulanmasına imkan bulunmamaktadır. Söz konusu çelişkinin ortadan kaldırılması için, EPDK tarafından ihdas edilen 21.12.2006 tarih, 1029 sayılı Kurul kararının iptali için Danıştay nezdinde dava açılacaktır. ” demek suretiyle Türkiye Elektrik İletim AŞ.nin 22.08.2011 tarih, 850-3927 sayılı yazı ve 29.07.2011 tarihli 579052 nolu, 2.667.772,71 TL tutarındaki caza faturasının yürütmesinin durdurulmasına ve idari işlemin ve faturanın iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ. vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 8. İdare Mahkemesi; 28.11.2011 gün ve E:2011/1952 sayı ile özetle, davanın, davalı idarenin idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak resen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere yönelik olduğunu belirterek, davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ. vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ. vekilinin, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; ”233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 3.maddesine ve 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak çıkarılan ve 02.03.2001 tarihinde yürürlüğe giren 05.92.2001 tarih ye 2001/2026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca TEAŞ;Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ) unvanlarında, anonim şirket statüsünde, üç ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmıştır. TEİAŞ Devletin genel enerji politikasına uygun olarak, ülkedeki tüm iletim tesislerini devralmak, elektrik iletimi, yük tevzi ve işletme planlaması hizmetlerini yürütmek üzere 01.10.2001 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. TEİAŞ, 233 sayılı KHK sistemi içinde, iktisadi devlet teşekkülü olarak ve mevcut mevzuat ve ana statüsü hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) 13.03.2003 tarihinde aldığı iletim lisansı çerçevesinde, yeni piyasa yapısına uygun olarak faaliyetlerini yürütmektedir. Yüksek Planlama Kurulunun (YPK) 11.06.2001 tarih ve 2001/T-19 sayılı kararı ile onaylanmış,29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren TEİAŞ ana statüsünün 3.maddesinde “Bu Anastatü ile teşkil olunan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.” hükmü, 21. maddesinde ise, “Bu Anastatüde bulunmayan hususlarda K.H.K. hükümleri uygulanır” hükmü bulunmaktadır. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesindeki “1. Teşebbüsler tüzel kişiliğe sahiptir. /2. Teşebbüsler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. /3. Tesebbüsler, Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve denetimine tabi değildir. /4. Teşebbüslerin sorumlulukları sermayeleri ile sınırlıdır. Teşebbüslerin sermayesi, ilgili bakanlığın talebi üzerine Koordinasyon Kurulunca tespit edilir.” hükmü ile teşebbüslerin faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olacağı belirlenmiştir. Diğer taraftan, Bakanlar Kurulunun 12.08.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim AŞ (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmıştır. 1994 yılında TEAŞ ve TEDAŞ tüzel kişiliklerine kavuşmuşlardır. Bugün Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen dağıtım bölgeleri baz alınarak Kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır. Bu kapsamda DEDAŞ kurumu da özelleştirme kapsamında 233 sayılı KHK tabi bir teşebbüs olup yukarıda açıklanan hükümler davacı taraf içinde geçerlidir. Davaya konu işlem ise, davalı tarafın sözleşmeye dayalı cezai şart uygulamasından kaynaklanan bir işlem olmakla, yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde davaya konu cezai şartın faturalandırılmasından ibaret işlemin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görüm ve çözümü gerektiği anlaşılmaktadır.” demek suretiyle 2247 sayılı Kanun’un 10. ve 13.maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; ”Türkiye Elektrik İletim A.Ş. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ekindeki listede bir kamu iktisadi kuruluşu olarak gösterilmiştir. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 ‘inci maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarının ve bunların müesseselerinin bağlı ortaklıklarının kurulmasını, iştiraklerinin teşkilini, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak yönetilmelerini ve amaçlarına ulaşabilmelerini sağlamak için denetlenmelerini, kamu iktisadi kuruluşlarının kendilerine verilen görev ve kamu hizmetlerini ekonomik ve sosyal gereklere uygun olarak verimlilik ilkesi doğrultusunda yürütmelerini düzenlemek amacı taşıdığına işaret edilmiş;2’inci maddesinde, “Kamu iktisadi kuruluşu: sermayesinin tamamı Devlete ait olup tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan kamu iktisadi teşebbüsüdür.” şeklinde tanımlanmış; 4’üncü maddesinde, teşebbüslerin tüzel kişiliğe sahip ve bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulundukları, Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi olmadıkları hükmüne yer verilmiştir.233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine dayanılarak çıkarılan 5.2.2001 tarihli ve 2001/2026 sayılı Kararnamenin Eki Kararın 1’inci maddesinde, elektrik iletimi,yük tevzi ve işletme planlaması hizmetlerini yürütmek üzere “Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi” unvanıyla iktisadi devlet teşekkülü kurulduğu belirtilmiştir. Buna göre, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TElAŞ), ekonominin kurallarına uygun olarak faaliyette bulunmak üzere kurulan sermayesinin tamamı Devlete ait tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşudur. 29.6.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Ana Statüsünün 3’üncü maddesinde de, Türkiye Elektrik İletim A.Ş’nin tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu; 4’üncü maddesinde, Devletin genel enerji ve ekonomi politikasına uygun olarak elektrik iletim faaliyetlerinde bulunmak amacıyla teşkil olunan teşekkülün, tüm iletim tesislerini devralmak, mülkiyetindeki tesislerde tüm iletim faaliyetlerini yürütmek, mevcut ve kurulacak tesisleri işletmek, bakım-onarım ve rehabilitasyonunu yapmak, gerektiğinde bu fonksiyonlarını yerine getirmek üzere hizmet satın almak; elektrik iletim tesislerinin yapılmasında ve işletilmesinde diğer gerçek tüzel kişilerle işbirliği yapmak; iletim tesislerinin yapılması, işletilmesi ve genişletilmesi ile ilgili her türlü mal ve hizmetleri yurt içinden tedarik etmek veya yurt dışından ithal veya ihraç etmek; iletim faaliyeti ile ilgili olarak gerekli tesis ve makineleri bulundurmak, bu maksatla kurulmuş tesis ve makinelerin kapasiteleri ile insan kaynaklarını değerlendirmek; tüm iletim tesislerini işletmek, sistem yük dağıtım ve frekans kontrolü yapmak, sistem kontrolü sağlamak, gerçek zamanlı sistem güvenilirliğini izlemek ve yapılan yan hizmetler anlaşmaları ile yan hizmetleri sağlamak faaliyet konuları arasında sayılmıştır.Yukarıda açıklanan hükümlerden, elektrik iletim tesislerini işletme görevinin, elektrik enerjisi iletim faaliyetleri kapsamında Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketine ait olduğu, anılan şirketin iletim faaliyeti dışında herhangi bir faaliyetle iştigal edemeyeceği, kamu tüzel kişileri tarafından Yürütülmesi gereken bu hizmetin, özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzel kişilere yaptırılmasına yasal olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır. 12.8.1993 gün ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de Türkiye Elektrik Üretim İletim AŞ ve Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ)’ın iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü olarak yapılandırıldığı, 2.4.2004 gün ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin dağıtım bölgelerine ayrıldığı, davacı Dicle Elektrik Dağıtım AŞ’nin de Diyarbakır Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak il sınırları dahilinde elektrik enerjisinin dağıtımı ve perakende satış hizmetini yapmak üzere görevlendirildiği ve bu dağıtım şirketlerinin Türkiye Elektrik İletim AŞ ile aralarında imzalanan Sistem Kullanım ve Bağlantı Anlaşmaları çerçevesinde faaliyet göstereceği görülmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta ise, elektriği iletmekle görevli davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ ile bu elektriği dağıtmakla görevlendirilen ve iletim sistemini kullanan davacı Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi arasında henüz bir sistem kullanım anlaşması imzalanmamıştır. Buna karşın Sistem Kullanım Anlaşmasının 10’uncu maddesi gereğince “anlaşma hükümlerinin ihlal edilmesinden” dolayı 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve ilgili Tebliğlere dayanılarak hazırlanan ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı ile onaylanıp yürürlüğe giren İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin 1.5’inci maddesindeki “arıza intikal ederek kesicinin açması” şeklinde tanımlanan ihlal gerçekleştiğinden dolayı dava konusu sistem kullanım ceza ücreti tahakkuk ettirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, düzenleyici bir idari işlem olan, İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntemi Bildiriminin ilgili maddesi uyarınca “sistem kullanım ceza ücreti” tahakkuku, kullanıcı ile TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim AŞ.) arasında usulüne göre akdedilmiş bir anlaşmanın bulunması; bu anlaşma hükümlerinin de Bildirimin ilgili maddelerinde tipi gösterilen biçimde ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Oysa; yine yukarıda açıklandığı üzere DEDAŞ ile TEİAŞ arasında bu şekilde akdedilmiş bir sistem kullanım anlaşması bulunmamaktadır. Başka anlatımla, DEDAŞ fiili kullanıcı niteliğini taşımaktadır. Dolayısıyla hukuka uygun olarak imzalanıp yürürlüğe konulmuş bir anlaşma olmaksızın sistemi kullanan DEDAŞ hakkında, TEİAŞ tarafından, Borçlar Kanunu ile diğer mevzuat hükümlerine göre gerekli takibatın yapılması yerine, Yöntem Bildiriminin anlaşmalı kullanıcı ihlallerine uygulanması olanaklı düzenlemeleri uyarınca işlem tesisi, tesis edilen işlemi unsurları yönünden hukuka aykırı kılmakta ise de; kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade açıklamasıyla tesis edilen işlemlerin içerdikleri bu hukuka aykırılıklar sebebiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde tanımı yapılan dava kalıbı içerisinde iptallerine hükmetme görev ve yetkisi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilen İdari Yargı Düzenine dahil yargı yerlerine aittir. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı düşünülmektedir.” demiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 13.5.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ. vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ. bakımından 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın ise 2247 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yönündeki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak il sınırlan dahilinde elektrik enerjisinin dağıtımı, satışı ve perakende satışı hizmetlerini yürüten davacı şirketin Aralık 2010 döneminde aylık olarak bağlı olduğu fidere arıza intikal ederek kesicinin açtığının ilgili iletim tesis ve işletme grup müdürlüğünden gelen bilgiler doğrultusunda tespit edilmesi üzerine Sistem Kullanım Anlaşmasının 10. maddesi ve Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesi uyarıca ceza faturası düzenlenerek bunların bildirimine ilişkin Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü’nün 22.08.2011 tarih ve 850-3927 sayılı işlemi ile aynı yazı ekinde yer alan 29.07.2011 tarih ve 579052 numaralı toplam 2.667.772,71 TL tutarındaki ceza faturasının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü’nün, Dicle Elektrik Dağıtım AŞ.ye hitaben yazmış olduğu, 22.08.2011 günlü yazıda, Sistem Kullanım Anlaşmasının 10.maddesi ve Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesi gereğince Temmuz 2011 döneminde aylık olarak bağlı olduğu fidere arıza intikal ederek kesicinin açması şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili ceza faturası düzenlendiği belirtilmiş olup, yazı ekinde söz konusu cezaya ilişkin olarak TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından 29.07.2011 tarihinde düzenlenmiş olan 2.667.772,71 TL tutarındaki ceza faturası yer almaktadır.

İptale konu cezai işlemin dayanağı olan dosya kapsamındaki Sistem Kullanım Anlaşmasında yapılan incelemede, taraflardan birinin TEİAŞ, diğerinin ise ”KULLANICI (Üretim faaliyeti gösteren şirket, ithalat ve/veya ihracat yapan tüzel kişi veya tüketici) ” olarak belirtildiği, ancak kullanıcı şirket veya kuruluşun adının yazmadığı, söz konusu anlaşmada tarafların imzalarının yer almadığı anlaşılmış olup, bu anlaşmanın ”Cezai Şartlar” başlıklı 10.maddesinde; ”Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali TEİAŞ ‘ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda, TEİAŞ aşağıda belirtilen cezai şartları uygulayacaktır. TEİAŞ ‘ın uğradığı zararlar ayrıca tazmin edilecektir.” hükmü yer almakta olup, İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde de; ”Bir kullanıcının TEİAŞ ile Sistem Kullanım Anlaşması imzalamamış olmasına rağmen iletim sistemine bağlı olarak faaliyet göstermesi, dolayısıyla iletim sistemini kullanması halinde, Elektrik Piyasasında İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğin geçici 3.maddesi uyarınca Kullanıcıların lisans almamış olmaları ve/veya sistem kullanım anlaşmalarının yapılmamış olması halinde dahi bu kullanıcıların Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği doğrultusunda onaylanan sistem kullanım bedelini ve/veya sistem işletim bedelini ödeme yükümlülükleri bulunmaktadır. Sistem Kullanım Anlaşması bulunmaksızın iletim sistemini kullanmakta olan kullanıcılar, iletim sisteminde arz güvenilirliği ve kalitesinin sağlanması amacıyla aşağıda yer alan ihlallerle karşılaşılması halinde ilgili cezai işleme tabi olacaktır.” denilmiş olup, davacı şirketin dağıtım şirketi olarak alt yapı tesislerinin eksik ve bölgesindeki kaçak elektrik düzeyinin fazla olmasından dolayı bu madde hükmüne göre cezai işleme muhatap olduğu belirtilmiştir.

Elektrik sektöründeki dağınık yapıyı ortadan kaldırmak ve işletme bütünlüğünü sağlamak amacıyla Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, imtiyazlı şirketlerin görev bölgeleri ve belediye sınırları dışında tüm yurtta elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve satış hizmetleri TEK bünyesinde toplanmıştır. Hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve çağdaş bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla ve özelleştirme politikaları çerçevesinde TEK, Bakanlar Kurulunun 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmıştır.

233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 3.maddesine ve 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak çıkarılan ve 02.03.2001 tarihinde yürürlüğe giren 05.92.2001 tarih ye 2001/2026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca TEAŞ;Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ) unvanlarında, anonim şirket statüsünde, üç ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmıştır.

TEİAŞ Devletin genel enerji politikasına uygun olarak, ülkedeki tüm iletim tesislerini devralmak, elektrik iletimi, yük tevzi ve işletme planlaması hizmetlerini yürütmek üzere 01.10.2001 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. TEİAŞ, 233 sayılı KHK sistemi içinde, iktisadi devlet teşekkülü olarak ve mevcut mevzuat ve ana statüsü hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) 13.03.2003 tarihinde aldığı iletim lisansı çerçevesinde, yeni piyasa yapısına uygun olarak faaliyetlerini yürütmektedir.

Yüksek Planlama Kurulunun (YPK) 11.06.2001 tarih ve 2001/T-19 sayılı kararı ile onaylanmış, 29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren TEİAŞ ana statüsünün 3.maddesinde “Bu Anastatü ile teşkil olunan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.” hükmü,21 maddesinde ise, “Bu Anastatüde bulunmayan hususlarda K.H.K. hükümleri uygulanır” hükmü bulunmaktadır.233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesindeki “1. Teşebbüsler tüzel kişiliğe sahiptir. /2. Teşebbüsler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. /3. Tesebbüsler, Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve denetimine tabi değildir. /4. Teşebbüslerin sorumlulukları sermayeleri ile sınırlıdır. Teşebbüslerin sermayesi, ilgili bakanlığın talebi üzerine Koordinasyon Kurulunca tespit edilir.” hükmü ile teşebbüslerin faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olacağı belirlenmiştir.

Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen dağıtım bölgeleri baz alınarak kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 2.4.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan TEDAŞ; özelleştirme sürecinde bulunan ve sermayesinin tamamı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kuruluştur.

Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın ve buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır.

Davacı Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş., 11.4.2011 gün ve 2011/27 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca,228.000.000 ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren Karavil Dağıtım Tüketim Malları İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. – Ceylan İnşaat ve Tic. A.Ş. Ortak girişim grubuna satılmış ve böylece özelleşmiş ve böylece özel hukuk tüzel kişisi niteliği kazandığı anlaşılmıştır.

Bununla birlikte, iptale konu cezai işlemin dayanağı olan Sistem Kullanım Anlaşması TEİAŞ ile kullanıcı firma arasında akdedilmekte olup, bu anlaşma tarafların özgür iradeleri ile imzalanan bir anlaşma mahiyetinde olmakla birlikte, her ne kadar davacı Dicle Elektrik Dağıtım AŞ söz konusu anlaşmayı imzalamamış ise de, İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesi dikkate alındığında Sistem Kullanım Anlaşması olmadan iletim sistemini kullanan kullanıcıların da ihlal ile karşılaşılması halinde ilgili cezai işleme tabi olacakları belirtilmiştir.

Bu duruma göre, görülmekte olan davanın, taraflar arasında akdedilmiş bir anlaşma olmaksızın davacı şirkete uygulanan Sistem Kullanım Anlaşmasından kaynaklı cezai şartın iptaline ilişkin olduğu,cezai şartın yer aldığı Sistem Kullanım Anlaşmasının ise kamu hukuku ağırlıklı ve tek yanlı değil, tarafların serbest iradeleri ile imzalanarak vücut bulacak bir anlaşma olduğu, dolayısıyla olayda idarece kamu gücüne dayalı resen ve tek yanlı olarak tesis edilmiş bir işlemin söz konusu olmadığı hususları gözetildiğinde, uyuşmazlığın çözüm yerinin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yeri olacağı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ. Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının Ankara 8. İdare Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin 28.11.2011 gün ve E:2011/1952 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 13.5.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.