);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ADAM ÖLDÜRMEK ASKER KİŞİNİN ASKER KİŞİYE KARŞI İŞLEDİĞİ SUÇ FAİLİ GAYRİMUAYYEN OLACAK TARZDA ADAM ÖLDÜRMEK ÖLDÜRME SUÇU 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K… [ Madde 9 ] 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K… [ Madde 17 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 448 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 463 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 50 ]

Ceza Bölümü 1996/48 E., 1996/48 K.

 

  • ADAM ÖLDÜRMEK
  • ASKER KİŞİNİN ASKER KİŞİYE KARŞI İŞLEDİĞİ SUÇ
  • FAİLİ GAYRİMUAYYEN OLACAK TARZDA ADAM ÖLDÜRMEK
  • ÖLDÜRME SUÇU
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K… [ Madde 9 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K… [ Madde 17 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 448 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 463 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 50 ]

 

“İçtihat Metni”

OLAY : 4.4.1994 günü saat 21 civarında Y. K. Sorumluluk alanında termal kamera ile mayınlı sahada 5-6 kişi görüldüğü, durumun karakol komutanı sanık Ö. A.’a telefonla bildirdiği, verilen görev gereği sanık M. A.’un olay yerine gidip gerekli tertibatı aldığı, bu arada araçla Yavuz Karakoluna gelen P.Ütğm. M. S. A.’ın, aracını bırakıp er D. A. Y. ve er F. B. alıp yanlarında lav silahı ve aydınlatma fişeği ile gece görüş dürbünü olduğu halde tarla içinde mayınlı yerde görüldüğü belirtilen kişilerle, mevzideki askerler arasında kalan sahada yürümeleri sırasında sanıkların, bunları sınırı geçmek isteyen kişiler zannederek P. Ütğm. M. S. A.’un ölümüne neden oldukları ileri sürülerek, sanıkların Görevin İfası Sırasında Faili Gayri Muayyen Olacak Şekilde Kanunun Tayin Ettiği Sınırları Aşarak Adam Öldürme Suçunu işledikleri bu suça uyan TCK. 448, 50, 463. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle, Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığınca 9.9.1994 gün ve 738-778 sayılı iddianame ile kamu davası açılmıştır.

GAZİANTEP 5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ:

14.11.1994 gün ve 1339-810 sayıyla: sanıklara isnat edilen suçun askeri bir suç olmadığı ve askeri bir suça da bağlı bulunmadığı, sanık Ö. A.’un terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesildiği, 353 sayılı Yasanın 12. maddesine göre: sanığa atılı suç, askeri bir suç olmadığından yargılamanın adliye mahkemesinin görevine girdiği, suçun asker olmayan şahısla birlikte işlenmiş olması nedeni ile davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

ŞANLIURFA 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 11.4.1996 gün ve 42-51 sayıyla; Olay tarihinde, tamamı asker olan kişilerin, askerlik görevi olan bir hizmetin yerine getirilmesi sırasında, askeri mahalde işledikleri suç’un, 353 sayılı Yasanın 9. maddesine uyan ve çözümü askeri mahkemenin görevine giren bir suç olduğu, Askeri Ceza Yasasının Ek-6 maddesinde, askeri mahalde, askerlere müessir fiilde bulunanlara TCK.da yazılı maddelerin tatbik edileceğinin açıkca belirtildiği gerekçesiyle davanın çözümünün askeri mahkemenin görevine girdiğine, meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Böylece askeri ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörüldüğü şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş, dosya Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.1996 gün ve 42; Yargıtay C. Başsavcılığının 10507 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü, Selçuk Tüzün’ün Başkanlığında, İrfan Kılınç, Teoman Üneri, Seydi Yetkin, Fahrettin Demirağ, Dr. Ferhat Ferhanoğlu, A. Necmi Özler’in katılmaları ile yaptığı 20.12.1996 günlü toplantıda, raportör Hakim Ayten Anıl’ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı Erdoğan Güneş ile Askeri Yargıtay Başsavcısı yerine katılan Hava Hakim Yarbay A. Fahir Kayacan’ın davanın çözümünün askeri yargı yerinin görevine girdiği yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusunda, sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasasının “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığını taşıyan 9. maddesinde: Askeri Mahkemelerin Görevleri: asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalar olarak sayılmıştır.

Askeri suç ise, öğretide ve uygulamada:

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Yasasında yazılı olan, diğer bir ifadeyle, Askeri Ceza Yasası dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Yasasında, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Yasasına atıf suretiyle askeri suç haline getirilen suçlar, Olmak üzere, üç grupta mütalaa edilmektedir.

Tamamı Asker olan sanıkların ve maktulün, olay mahallinde askeri görevi ifa etmek maksadıyla bulundukları ve öldürme olayının da, mayınlı sahada görülen kişilerin görev gereği takibi sırasında meydana geldiği böylelikle olayda, asker kişinin, askere karşı askeri mahalde askerlik hizmet ve görevinin ifası sırasında bir askerin ölümüne sebep oldukları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu niteliği ve unsurları itibariyle suç 353 sayılı Yasanın Askeri Mahkemelerin görevlerini belirleyen 9. madde kapsamına girmektedir.

Askeri yargının görevli olduğu bu davada, sanıklardan Ö. A.’un terhis edilmiş olmasına dayanılarak görevsizlik kararı verilmesine, 353 sayılı Kanunun 9.10.1996 tarih ve 4191 sayılı Kanunla değişik 17 nci maddesi engeldir.

Açıklanan nedenlerle davanın askeri mahkemede çözümlenmesi, Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Askeri Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın Askeri yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 14.11.1994 gün ve 1339-810 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına 20.12.1996 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.