);

Single Blog Title

This is a single blog caption

3285 SAYILI HAYVAN SAĞLIĞI VE ZABITASI KANUNU’NUN 47. MADDESI GEREĞINCE IDARI PARA CEZASI HAYVAN SAĞLIĞI VE ZABITASI KANUNU(MÜLGA) (3285) Madde 47

Hukuk Bölümü         2008/262 E.  ,  2009/203 K.

  • 3285 SAYILI HAYVAN SAĞLIĞI VE ZABITASI KANUNU’NUN 47. MADDESI GEREĞINCE IDARI PARA CEZASI
  • HAYVAN SAĞLIĞI VE ZABITASI KANUNU(MÜLGA) (3285) Madde 47

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı         : O.G.

            Davalı          : Akyaka Kaymakamlığı

O L A Y : Akyaka Kaymakamlığı İlçe Tarım Müdürlüğü’nün 10.12.2007 gün ve 1198 sayılı işlemi ile, menşe şahadetnamesiz ve veteriner sağlık raporsuz hayvan sevk etmekten dolayı 3285 sayılı Kanun’un 47. maddesinin b bendi gereğince 2.662.-YTL idari para cezası verilmesine ve 47. maddesinin f bendi gereğince 36 EC 337 plakalı aracın üç ay süre ile trafikten men edilmesine karar verilmiştir.

Davacı, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ERZURUM 2. İDARE MAHKEMESİ; 12.3.2008 gün ve E:2007/1776, K:2008/163 sayı ile, davanın, davacının 3285 sayılı Kanun’a muhalefet ettiğinden bahisle 2.662,00YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına ve aracının 3 ay süreyle trafikten men edilmesine ilişkin 10.12.2007 gün ve 1198 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açıldığı, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte bulunan 56. maddesinin 2. fıkrasında, “Bu Kanunda yazılı olan idari para cezaları o yerin en büyük mülki amiri tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz, itiraz üzerine verilen karar kesindir” kuralı bulunmaktayken; anılan hükmün 8.2.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 456. maddesiyle, “Bu Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara mahallî mülkî amir tarafından karar verilir” şeklinde değiştirildiği ve bu hüküm haricinde de idari para cezalarına yapılacak itirazlara bakmakla görevli yargı yerine ilişkin herhangi bir kural konulmadığı, diğer taraftan; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. ve 27. maddelerinden söz ederek, aktarılan hükümlere göre, idari para cezalarına karşı yapılacak itirazlarda özel bir görev kuralının bulunmaması halinde görevli mahkemenin sulh ceza mahkemeleri olacağının açık olduğu, öte yandan, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere; görev kuralları kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı, bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağının bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu, böylece, davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair geçiş hükümlerinin varlığı halinde mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği, bu durumda; 3285 sayılı Kanun’un 47. maddesine istinaden verilen idari para cezasına karşı yapılacak itiraza bakmakla görevli olan idare mahkemelerinin, var olan görev kuralının 5728 sayılı Kanun’un 456. maddesiyle kaldırılmış olması ve anılan Kanunda, görev konusundaki düzenlemenin değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair bir hüküm

bulunmaması, öte yandan, yürürlükteki mevzuatta da idare mahkemelerinin görevli olduğuna yönelik başkaca özel bir düzenlemenin yer almaması karşısında, uyuşmazlığın çözümünde 5326 sayılı Kanun’un 3. ve 27/1 maddeleri gereği sulh ceza mahkemelerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı, bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

AKYAKA SULH CEZA MAHKEMESİ; 8.5.2008 gün ve D.İş E:2008/32, D. İş K:2008/32 sayı ile, itiraz eden O.G. dilekçesinde, Akyaka Kaymakamlığı Akyaka İlçe Tarım Müdürlüğü’nün 10.10.2007 gün ve 1198 sayılı idari yaptırım kararı ile, veteriner sağlık raporu olmadığından dolayı adına kesilen 2.662,00YTL para cezası ile adına kayıtlı bulunan 36 EC 337 plakalı araca 3 ay süre ile trafikten men cezası verildiğini, bu karara karşı 17.12.2007 tarihinde Erzurum İdare Mahkemesine cezanın iptali için dava açtığını, Erzurum 2. İdare Mahkemesi’nin 12.3.2008 gün ve 2007/1766 Esas, 2008/163 Karar sayılı kararı ile, sulh ceza mahkemesinin görevi kapsamında olması sebebi ile görevsizlik kararı verildiğini, hakkında verilen 2.662,00YTL idari para cezası ile 36 EC plakalı vasıtanın 3 ay süre ile trafikten menine ilişkin yapılan işlemin iptaline karar verilmesi için iş bu davayı açtığını, Akyaka İlçe Tarım Müdürlüğü’nün 10.10.2007 gün ve 198 sayılı işleminin iptal edilmesini talep ettiği, Erzurum 2. İdare Mahkemesine müzekkere yazılarak 12.3.2008 tarih ve 2007/1766 Esas, 2008/163 Karar sayılı dosyanın getirtildiği, dosyanın fotokopisinin dosyaya eklendiği, Akyaka Kaymakamlığı’nın savunmasında, davacının menşe-i şahadetnamesiz ve veteriner sağlık raporsuz hayvan sevk etmesi sebebi ile 3285 sayılı Kanun’un 47. maddesinin b ve f bendi uyarınca verilmiş olan idari para cezasında kanuna aykırı bir durum bulunmadığından davacının itirazının reddine karar verilmesini talep ettiği, başvuru dosyasının ve toplanan delillerin incelenmesinden, Akyaka Kaymakamlığı tarafından 3285 sayılı Kanun’un 47. maddesinin b bendi gereğince 2.662,00YTL idari para cezası ve aynı Kanunun 47. maddesinin f bendi gereğince 36 EC 337 plakalı aracın 3 ay süre ile trafikten men edildiği, bu karara karşı başvuru sahibi O.G.’nun Erzurum İdare Mahkemesine itirazda bulunduğu, Erzurum 2. İdare Mahkemesi’nin 3285 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’un 456. maddesi ile değişik 56. maddesinde, “Bu kanunda yazılı olan idari yaptırımlara mahalli mülki amir tarafından karar verilir” hükmü gereğince görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olması sebebi ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, ancak, Kabahatler Kanunu’nda idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin sulh ceza mahkemesine başvuru yolunun düzenlendiği, Kabahatler Kanunu’nun 27/8. fıkrasında, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararlarında verilmiş olması halinde idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebi ile birlikte idari yargı merciinde görülür hükmünü taşıdığı, söz konusu idari yaptırım kararında belirtilen 3 ay süre ile trafikten men cezasının 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre idari yargıda görülmesi gereken bir uyuşmazlık olduğu, her ne kadar 5728 sayılı Yasa ile 3285 sayılı Kanun’un 47-f maddesi de değiştirilmiş olsa da ortada trafikten men cezası işlemi bulunduğu, Kanun değişikliğinin idari işlem üzerindeki etkisini ya da idari işlemin sıhhatini tartışma yetkisinin Erzurum İdare Mahkemesine ait bulunduğu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28/1-b maddesi gereğince idari yaptırım kararı sulh ceza mahkemesinin inceleyebileceği kararlardan olmadığı, bu nedenle, Akyaka Kaymakamlığı’nın 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nun 47/b ve 47/f maddesi gereğince verdiği idari para cezası ve 36 EC 337 plakalı aracın 3 ay süre ile trafikten men cezasını inceleme görevi 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27/8 ve 28/1-b maddesine göre sulh ceza mahkemesinin görevine girmediğinden başvurunun reddine, Erzurum 2. İdare Mahkemesi 12.3.2008 gün ve 2007/1776 Esas ve 2008/163 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verdiğinden görevli yargı merciinin belirlenmesi ve olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın karar kesinleştiğinde Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 5.10.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesindeki “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, adli yargı yerince, öncelikle görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve görevli merciin belirtilmesi için re’sen Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına da karar verilmiştir.

Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Akyaka Sulh Ceza Mahkemesi’nce re’sen yapılan başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın 19.  maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olacağından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 3285 sayılı Kanun’un 47. maddesinin b bendi gereğince idari para cezası verilmesine ve 47. maddesinin f bendi gereğince aracın üç ay süre ile trafikten men edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

8.5.1986 tarih ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nun 19.4.2001 tarih ve 4648 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile değişik 47. maddesinde, “Bu Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrası ile 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak şartıyla;

a) Hayvan park, pazar ve panayırlarından başka yerlerde canlı hayvan satanlara ikiyüz elli milyon lira,

b) 22 nci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen menşe şahadetnamesiz ve veteriner sağlık raporsuz olup menşei ile menşeinde salgın hastalık olmadığı tespit edilen hayvanları naklederken veya naklettirirken 23 üncü maddede belirtilen görevliler tarafından yakalanan veya ele geçirilen hayvan sahiplerine yedi yüz elli milyon lira,

c) Menşei tespit edilemeyen veya menşeinde salgın hastalık tespit edilen hayvanlardan 22 nci maddenin dördüncü fıkrasına göre alıkonularak masrafları hayvan sahipleri tarafından karşılanmak üzere karantinaya alınan ve karantina sonunda hastalıksız olduğu anlaşıldığı için veteriner sağlık raporu verilerek serbest bırakılan hayvan sahiplerine bir milyar lira,

d) Veteriner sağlık raporsuz sevk edildikleri ve menşeinde hastalık bulunmadığı anlaşılan ve 22 nci maddenin dördüncü fıkrasına göre veteriner sağlık raporu verilerek serbest bırakılan hayvan maddelerinin sahiplerine beş yüz milyon lira,

e) Menşe şahadetnamesi ve veteriner sağlık raporu olmayan hayvanların kesiminin yapıldığı mezbaha, kombina ve kesim yerlerinin sahiplerine iki milyar lira,

f) Menşe şahadetnamesi veya veteriner sağlık raporu olmayan hayvan ve hayvan maddelerini taşıyan nakil vasıtaları üç ay süre ile trafikten men edilerek nakil vasıtalarının sahiplerine beş yüz milyon lira,

İdarî para cezası verilir.

Ayrıca hayvan ve hayvan maddelerini, Bakanlık tarafından belirlenen şartlara uygun olmayan vasıtalarla ve uygun olmayan şekilde taşıyanların nakil vasıtaları bir ay süre ile trafikten men edilir.

(Mülga fıkra: 24/04/2003-4854 S.K./6.md.)” hükmü yer almış; 56. maddesinin 4854 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında, bu Kanunda yazılı olan idari para cezalarının o yerin en büyük mülki amiri tarafından verileceği, verilen idarî para cezalarına dair kararların ilgililere 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edileceği, bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği, itirazın, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağı, itiraz üzerine verilen kararın kesin olduğu, itirazın, zaruret görülmeyen hâllerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılacağı, bu Kanuna göre verilen idarî para cezalarının 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunacağı öngörülmüşken; 56. madde, 23.1.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun’un 456. maddesiyle, “Bu Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara mahallî mülkî amir tarafından karar verilir” şeklinde değiştirilmiştir. 5728 sayılı Kanun hükümleri 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3285 sayılı Kanun’un 47. maddesi ise, 23.1.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun’un 447. maddesiyle değiştirilmiş olup, maddede mevcut haliyle trafikten men yaptırımına yer verilmemiştir. 5728 sayılı Kanun’un gerekçesinde ise, “Fıkranın (c) bendiyle, 3285 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde yer alan idarî para cezaları, 5083 sayılı Kanun hükümleriyle uyumlu hâle getirilmiştir. Ayrıca, maddede geçen “belirli süreli olarak trafikten men” yaptırımına, 5326 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi hükmü dikkate alınarak madde metninde yer verilmemiştir” açıklamasına yer verilmiştir.

3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nda bu haliyle trafikten men ve idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde ise, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;

a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,

b) İşyerinin kapatılması,

c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,

d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,

Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır” hükmü yer almıştır.

Bu durumda, aracın üç ay süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kararın, idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari bir işlem olduğu ve 5326 sayılı Kanun’un 19. maddesinde, diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için kara nakil aracının trafikten alıkonulmasına ilişkin hükümlerin geçici istisnalar içinde sayıldığı ve “belirli süreli olarak trafikten men” yaptırımına, 5326 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi hükmü dikkate alınarak madde metninde yer verilmediği yolundaki 5728 sayılı Kanun’un gerekçesi de dikkate alındığında; aracın üç ay süre ile trafikten men edilmesine ilişkin davaya bakma görevi idare mahkemesine ait olmaktadır.

Para cezasına gelince:

30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, ” (1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,