);

Single Blog Title

This is a single blog caption

2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27 UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

Hukuk Bölümü         2013/1503 E.  ,  2013/1788 K.

  • 2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : H.B.

Vekili      : Av. B.Y.

Davalı      : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili      : Av. M.E.

O L A Y  : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 27.6.2006 tarihinde Ulaştırma Bakanlığı emrine atanmıştır.

Davacı vekili, davalı kurumdan geçiş yapan müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin 4046 sayılı yasanın 22. Maddesi ve 406 sayılı yasanın Ek 29. Maddesine uygun düzenlenmemesi nedeniyle yeniden tesbiti ile maaşına esas net ücretine söz konusu tespit doğrultusunda zamların eklenerek davalı kurumda çalıştığı 27.6.2006 tarihine kadar hak ettiği, ancak kendisine ödenmeyen, yıllar itibari ile değişen ek ödeme ve denge tazminatlarının ve buna bağlı olarak değişen maaş tutarına uygulanan ikramiye tutarları farkının fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kaydıyla şimdilik 40,00- TL alacağın ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ilavesi ile birlikte ödenmesi istemiyle 31.3.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 15.İş Mahkemesi:14.2.2012 gün ve E:2011/365, K:2012/261 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek, davanın kabulüne karar vermiş; bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9.Hukuk Dairesi; 27.4.2012 gün ve E:2012/15006, K:2012/14862 sayı ile; eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararını bozmuştur.

ANKARA 15.İŞ MAHKEMESİ:26.3.2013 gün ve E:2012/425, K:2013/197 sayı ile, davacının Mahkemelerine sunduğu dava dilekçesi ile 31.03.2006 tarih ve 26125 sayılı resmi gazetede yayınlanan 5423 sayılı değişik adlar altında ödemesi bulunmayan memurlar ve sözleşmeli personele ek ödeme yapılması ve bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkındaki kanuna göre ek ödeme ve maaş nakil bildiriminin bu yasaya göre düzenlenmesi talebinde bulunduğu;  davacının davalı şirket ile imzaladığı 2 tip iş sözleşmesini imzaladığı, bu sözleşmede ücretlerde yapılacak artış oranı, kamudaki memur artış oranında olacaktır, ibaresinin bulunduğunu belirttiği, bu durum çerçevesinde uyuşmazlık incelendiğinde talep konusu uyuşmazlıkların kapsadığı dönem açısından davacının memur olarak 657 sayılı yasaya tabi olmak üzere çalıştığı ve statü hukukuna tabi olduğu; bu durumda uyuşmazlık konusu dönem gözetildiğinde davacının statü hukukuna tabi memur olması bakımından mahkemeleri açısından yargı yerinin caiz olmadığı;  zira uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu, benzer uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.12.2012 tarih, 2012/9-1518 Esas, 2012/1388 Karar sayılı ilamında da; Yargı yerinin adli yargı olmayıp idari yargı olduğunun belirtildiği gözetilmekle, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesinde belirtilen dava şartı eksikliği göz önüne alınarak aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar vermenin gerektiği belirtilerek; bu itibarla;  Uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu, mahkemeleri açısından yargı yolu caiz olmadığından, HMK 114/1-b maddesi göz önüne alınarak aynı Yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildikten sonra, hükmün sonunda; (…)   “Davacı vekiline tefhimden, davalı tarafa tebliğden itibaren 8 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usülen anlatıldı.” denilmiştir.

Ankara 15.İş Mahkemesinin dava dosyasının incelenmesinden;  görevsizlik kararının davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı; dolayısıyla Mahkeme kararının davalı yönünden kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Davacı vekili bu kez,  müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin 4046 sayılı yasanın 22. Maddesi ve 406 sayılı yasanın Ek 29. Maddesine uygun düzenlenmemesi nedeniyle maaş nakil bildiriminin iptal edilerek yeniden tespiti ile iş mahkemesi yargılamasında toplanan kanıtlar ve belgeler çerçevesinde maaşına esas net ücretine söz konusu tespit doğrultusunda zamların eklenerek kendisine ödenmeyen, yıllar itibari ile değişen ek ödeme ve denge tazminatlarının ve buna bağlı olarak değişen maaş tutarına uygulanan ikramiye tutarları farkının fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek faizi ilavesi ile birlikte ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 11.İDARE MAHKEMESİ: 8.5.2013 gün ve E:2013/734, K:2013/709 sayı ile, Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hâzineye ait bulunan hisselerden % 55’inin 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satıldığı; olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde sözleşmeli personel statüsünde çalışan ve 2006 yılında 406 sayılı Kanun’un ek 29 ve 4046 sayılı Kanun’un 22.maddesi çerçevesinde başka kuruma atanan davacı tarafından, maaş nakil ilmühaberinin 4046 sayılı Yasanın 22.maddesine uygun düzenlenmemesi sonucunda hak kaybına uğradığını ileri sürerek maaş nakil ilmühaberinin iptali ile alamadığı ödemelerin tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı;  buna göre, idare aleyhine dava açılmayıp, işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel hukuk tüzel kişisi Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında tesis edilmiş bir idari işlem bulunduğundan söz edilemeyeceğinden uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargının görevinde bulunduğu gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1 -a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili tarafından, adli ve idari yargı yerleri arasında oluştuğu ileri sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için başvuruda bulunmuş; İdare Mahkemesince, idari yargı ile adli yargı dosyalarının asılları, talep doğrultusunda Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Davacı vekilinin istemi üzerine, Mahkememize gönderilen Ankara 15.İş Mahkemesinin dava dosyasının incelenmesinden; görevsizlik kararının, duruşmaya gelen Davacı vekiline sözlü olarak bildirilmesi suretiyle tebliğinin sağlandığı; anılan kararın davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin evrakın dosyada bulunmadığı, bu nedenle;  söz konusu kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen kararlardan, Ankara 15.İş Mahkemesi kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun,  aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.