);

Single Blog Title

This is a single blog caption

SUÇ GÜNÜNDE ASKERLİĞE ELVERİŞLİ OLMADIĞI TESBİT EDİLEN ASKER SANIK ASKER KİŞİLERE KARŞI İNZİBAT GÖREVİNİ İFA ETMELERİNDEN DOLAYI İŞLENEN MÜESSİR GÖREVLİ İNZİBAT ERLERİNE KARŞI İŞLENEN MÜESSİR FİİL İNZİBAT ERLERİNE KARŞI GÖREVLERİNİ İFA ETTİKLERİ SIRADA İŞLENEN MÜESSİR FİİL MÜESSİR FİİL SUÇU 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K… [ Madde 11 ] 1632 S. ASKERİ CEZA KANUNU [ Madde 6 ]

Ceza Bölümü 1998/50 E., 1998/50 K.

 

  • SUÇ GÜNÜNDE ASKERLİĞE ELVERİŞLİ OLMADIĞI TESBİT EDİLEN ASKER SANIK
  • ASKER KİŞİLERE KARŞI İNZİBAT GÖREVİNİ İFA ETMELERİNDEN DOLAYI İŞLENEN MÜESSİR
  • GÖREVLİ İNZİBAT ERLERİNE KARŞI İŞLENEN MÜESSİR FİİL
  • İNZİBAT ERLERİNE KARŞI GÖREVLERİNİ İFA ETTİKLERİ SIRADA İŞLENEN MÜESSİR FİİL
  • MÜESSİR FİİL SUÇU
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K… [ Madde 11 ]
  • 1632 S. ASKERİ CEZA KANUNU [ Madde 6 ]

 

“İçtihat Metni”

OLAY : Gaziantep 5.Zh.Tug.Kşf.Tb.Kh.Bl. Komutanlığı emrinde görevli Tnk.Er. sanık İ.P.’nın aynı Komutanlık emrinde görevli Tnk.Er. A.Y. ile birlikte çarşı izninde oldukları 8/6/1991 günü, şehir içinde gezdikleri sırada Gaziantep Merkez Komutanlığı emrinde görevli İnz. Erler M.E. ve M.Ş.B. tarafından alkollü oldukları görülerek Karakol’a götürülmek istendikleri, sanığın bu duruma sinirlenerek üzerinde bulunan falçatayı çekip İnz. Erlere saldırdığı, falçatanın M.Ş.B.’in pantolonuna isabet ettiği daha sonra yakalanarak jeep aracına bindirildiği, burada da İnz. Erlere jilet çektiği ileri sürülerek eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası’nın 106. maddesi delaletiyle aynı Yasa’nın 91/2, Türk Ceza Yasası’nın 80 ve 71. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle, 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 14/10/1991 gün ve 1006-730 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 6/11/1992 gün ve 275-581 sayıyla; olay bölümünde açıklanan sanığa yüklenen eylemi tekrarlayarak, sanık hakkında Diyarbakır Askeri Hastanesi Sağlık Kurulunca 15/5/1992 gün ve 1315 sayıyla düzenlenen raporda; sanığın suç gününde ve halen askerliğe elverişli olmadığının belirlenmiş olması nedeniyle yüklenen eylemin üste fiilen taarruz suçunu oluşturmayacağı, eylemin askeri suç olmayan askeri bir suça da bağlı bulunmayan Türk Ceza Yasası’nın 271. maddesinde düzenlenen görevli memura müessir fiil suçunu oluşturacağı, bu nedenle yargılama görevinin adli yargıya ait bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir.

GAZİANTEP 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 2/6/1998 gün ve 1993/882 – 1998/377 sayıyla; 353 sayılı Yasa’nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi uyarınca, asker kişi sanıklar hakkında asker kişiye karşı işledikleri ileri sürülen suçlarından dolayı açılan kamu davasında, yargılama sırasında terhis edilseler dahi yargılama görevinin askeri mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Böylece, askeri ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Yasa’nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş, dosya, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23/9/1998 gün ve 98082822 sayılı yazısı ile Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Mustafa Bumin’in Başkanlığında, Üyeler; Teoman Üneri, Zeki Aslan, Nedim Baran, Fahrettin Demirağ, Dr. Ferhat Ferhanoğlu ve A. Necmi Özler’in katılımlarıyla yapılan 27/11/1998 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma Büyükeren’in davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ekinci ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Gürcan Gürdal’ın davanın çözümünün askeri yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasası’nın “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan “Genel Görev” başlıklı 9. maddesinde; “Askeri Mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” denilmektedir.

“Askeri suç” ise öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Yasası’nda yazılı olan, başka bir anlatımla Askeri Ceza Yasası dışında hiç bir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Yasası’nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Yasası’na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Askeri Mahkemenin görevsizlik kararında bahsettiği Diyarbakır Askeri Hastanesi Sağlık Kurulu raporu dosya içinde bulunmamakla beraber, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Diyarbakır Askeri Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Tbp.Atğm. E.M. tarafından 25/5/1992 gün ve 48 sayıyla düzenlenen ve onaylı raporda” Diyarbakır Askeri Hastanesi Sağlık Kurulunun 15/5/1992 gün ve 1315 sayılı raporu ile sanığın anti-sosyal kişilik bozukluğu teşhisiyle halen ve suç tarihlerinde askerliğe elverişli olmadığının” saptandığı ve yine dosya içinde mevcut “Hasta kabul ve taburcu tezkeresi”nde sanığın halen ve suç tarihlerinde askerliğe elverişli olmadığının, belirtildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda sanığın suç gününde “asker kişi” sıfatı kendiliğinden kalkacağından 353 sayılı Yasa’nın 9. maddesi anlamında “asker kişi” olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Askeri mahkemenin görevsizlik kararında sanığın suç gününde “asker kişi” kapsamında olmadığı bu nedenle yüklenen eylemin görevli memura müessir fiil suçunu oluşturacağı ve yargılama görevinin adli yargıya ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de; 353 sayılı Yasa’nın asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen 11. maddesi ve 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası’nın (25/5/1972 gün ve 1590 sayılı Yasa ile eklenen) Ek-6. maddesi yönünden değerlendirilme yapılması gerekmektedir. Anılan Yasa’nın 11. maddesi B ve C fıkraları ve benzer düzenlemenin yer aldığı 1632 sayılı Yasa’nın Ek-6. maddesinde;

“Birinci askeri yasak bölgeler içinde veya nöbet yerlerinde, karakollarda, kışlalarda, karargahlarda, askeri kurumlarda, yerleşme veya konaklama amacıyla kullanılan bina veya mahaller içinde; askerlere fiilen taarruzda bulunanlar, sövenler veya hakaret edenler veyahut askerlik görevlerine ilişkin işleri yapmaya veya yapmamaya zorlamak için şiddet veya tehdide başvuranlar Türk Ceza Kanununun bu fiillere ilişkin 188, 190, 191, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 266, 267, 268, 269, 271, 272 ve 273 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılırlar. Nöbetçi, devriye, karakol, inzibat, askeri trafik, kolluk veya kurtarma ve yardım görevi yapan askerlere karşı görevleri yaptıkları sırada yukarıdaki fıkrada yazılı suçları işleyenler aynı kanun maddeleri ile cezalandırılırlar” denilmektedir.

Gerek 1632 sayılı Yasa’nın Ek-6. ve gerek 353 sayılı Yasa’nın 11/B-C madde ve fıkralarında Türk Ceza Yasası’nın 271. maddesi yer almaktadır. Açıklanan nedenlerle, açılan kamu davasına askeri yargı yerinde bakılması ve 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın Askeri Yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 6/11/1992 gün ve 275-581 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 27/11/1998 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.