ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2014 / 741 KARAR NO : 2014 / 796 KARAR TR : 14.07.2014 | ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Adli Yargıda
Davacı : F.Ş.’ü temsilen Memursen Konfederasyonu Belediye ve Özel
İdare Çalışanları Birliği Sendikası Bem Birsen
Vekili : Av.G.G.
İdari Yargıda
Davacı : F.Ş.
Vekili : Av.G.B.
Davalı :Tatvan Belediye Başkanlığı
Vekili : Av.M.Ö.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının Tatvan İcra Müdürlüğünün E:2010/669 esas sayılı asıl alacak, gecikme bedeli, işlemiş faiz, vekalet ücreti, icra masrafı olmak üzere toplam 7.872,79 TL (Takip tarihi itibariyle) ve (bu alacağa işleyecek faiz, yargılama ve icra giderleri, vekalet ücreti ile birlikte hüküm altına alınmasına) ve (fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile) alacağa dayalı takibe vaki haksız ve kötü niyetli bütün itirazlarının iptali ile, takibin devamı %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
TATVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 6.9.2011 gün ve E:2010/494, K:2011/689 sayı ile, meydana geldiği öne sürülen zararın ödetilmesi isteminin bir idari işlem ile reddedildiği anlaşıldığından ve 2577 sayılı İYUK md.2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından, ilgili idareye karşı açılan tam yargı davalarının idari yargı yerinde görülmesi gerekeceğinden; öncelikle kamu düzenine ilişkin olan görev bakımından dava dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, dava konusu uyuşmazlığın, idari yargının görev alanında kaldığı anlaşıldığından Mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez davalı idarenin, Tatvan İcra Müdürlüğünün 2010/669 Esas sayılı dosyası ile tasarruf teşvik ve bunlara ait nemaların ödenmesine dair göndermiş olduğu ödeme emrine karşı yapmış olduğu 14.10.2010 tarihli itiraz (ret) işleminin iptaline, tasarruf kesintisi ve nemalarının müvekkilin davalıya ilk yazılı başvuru tarihi olan 17.7.2006 tarihinden itibaren aksi halde ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, ödeme tarihindeki nema oranı üzerinden hesap edilerek davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
VAN 2.İDARE MAHKEMESİ: 21.3.2013 gün ve E:2013/143, K:2013/253 sayı ile, 2004 sayılı Yasa’nın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur.” denilmekte olduğu, 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinin görev alanına girdiği, davanın, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin kısmı yönünden görev yönünden reddi gerektiği; dava dosyası ile Van İdare Mahkemesinin E:2006/3725 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden, davacının bakılan davadaki istemlerle aynı yönde yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Van İdare Mahkemesinin E:2006/3725 esasına kayden açtığı dava sonucunda, 13.04.2007 tarih ve K:2007/848 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptali ile kesinti ve katkı paylarıyla bunlara yönelik nemanın toplamının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği, söz konusu kararın temyizi sonucu onama kararı üzerine kesinleştiği, bakılan davanın da, davacının, yukarıda belirtilen Mahkemeleri kararındaki istem doğrultusunda aynı istemle açıldığı anlaşıldığından, yukarıda anılan ödenmeyen alacaklarının ödenmesine yönelik kısmı yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesi gereğince, davanın, icra takibine itiraz işleminin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden görev yönünden reddine, ödenmeyen tasarrufu teşvik kesintileri, idare katkıları ve bunların nemalarının idareye başvuru tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin kısmı yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar vermiş, bu karara davacı vekilince itiraz edilmiştir.
Van Bölge İdare Mahkemesi 20.2.2014 gün ve E:2013/486, K:2014/234 sayı ile, dilekçede ileri sürülen itiraz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden itiraz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘un katılımlarıyla yapılan 14.07.2014 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında davalı Tatvan Belediyesi aleyhine açılan davalarda, icra takibine yapılan itirazın iptali yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.
İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.
İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.
Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.
Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinin ”itirazın iptali” kısmına ilişkin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinin ”itirazın iptali” kısmına ilişkin 6.9.2011 gün ve E:2010/494, K:2011/689 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.07.2014 gününde Üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
| Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
| Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU | Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |