);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2015 / 96

KARAR NO  : 2015 / 113

KARAR TR   : 2.3.2015

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

            Davacı             : A.S.A.Ş.

Vekili              : Av. M. Z.D.

Davalı             : Konyaaltı Belediye Başkanlığı

O L A Y         :  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko sigortalısı bulunan 07 NFM 15 plaka sayılı aracın 17.12.2013 tarihinde saat 13:15 sularında Hurma Mah. 200. Sokak’tan 206. Sokak’a dönüş yapmak istediği sırada yolların bozuk ve çukurlu olması sebebiyle şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Corner Park Luxury Sitesi önünde park halinde bulunan araca çarparak yol kenarındaki kanala yan yatmak suretiyle devrildiğini ve bunun sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 17.12.2013 tarihinde tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında kazanın yolun yapısından kaynaklandığı ve araç sürücüsünün KTK madde 29/8 uyarınca dönemeçlere girişlerde aracın hızını azaltmak kuralını ihlal ettiğinden dolayı tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesinde trafik kaza tespit tutanağı doğrultusunda dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı’nın %75 asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu kaza nedeni ile müvekkili şirketin sigortalısı araçta ağır hasar meydana geldiğini, ekspertiz sonucunda araçta meydana gelen hasar bedeli 125.008,41 TL ‘nin 26.2.2014 tarihinde müvekkili şirket sigorta poliçesi teminatından ödendiğini, trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın belediyelerin görevleri arasında sayıldığını, davalı tarafın kazanın meydana gelmesindeki %75 asli kusuru nedeniyle 93.756,31 TL rücuen alacağın tahsili amacıyla Antalya 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/2895 Esas sayılı dava ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın 16.4.2014 tarihinde haksız itirazı sonucu icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili şirket tarafından ödenen 93.756,31 TL rücuen tazminat alacağının davalı taraftan ödeme tarihi olan 26.2.2014 tarihinden itibaren banka reeskont faizi ile birlikte tahsiline ve davalı taraf aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 9 ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 30.6.2014 gün ve E:2014/272, K:2014/284 sayı ile, davanın, İİK’nun 67 vd. maddeleri uyarınca açılmış itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan 07 NFM 15 plaka sayılı aracın kaza yaptığı yolun bakım ve onarımının iyi yapılmadığı, bu yolun sorumluluğunun Konyaaltı Belediye Başkanlığına ait olduğu ileri sürülerek idarenin  “hizmet kusuru” nedeniyle sigortalıya ödenen bedelin idarenin %75 kusuru oranında tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu; bilindiği üzere; bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya korunmasındaki kusurdan doğan zararların idari işlem ve eylemlerden doğan zarar niteliğinde olup, dava niteliği itibariyle, 2577 İYUK’nun 2/b maddesi uyarınca idari yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle davada mahkemelerinin değil idare mahkemelerinin görevli olduğu, yargı yolu caiz bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez davalı tarafın kazanın meydana gelmesindeki %75 asli kusuru nedeniyle 93.756,31 TL rücuen alacağın tahsili amacıyla Antalya 14.İcra Müdürlüğü 2014/2895 E. Sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatılmış olup davalı tarafın 16.4.2014 tarihinde haksız itirazı sonucu icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bu nedenle, davalı tarafın %75 asli kusurunu karşılayan 93.756,31 TL’nın ödenmesi için Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/272 E., 2014/284 K. sayılı dosyada itirazın iptali davası açmışsalar da, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi ile idari yargının görevli olduğuna dair karar verildiği, anılan mahkeme kararının temyiz edilmemesi sebebi ile 8.9.2014 tarihinde kesinleşmiş oluğu, İYUK madde 9/1 uyarınca, idari dava açma zorunluluğu doğduğu, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından ödenen 93.756,31 TL rücuen tazminat alacağının davalı tarafından ödeme tarihi olan 26.2.2014 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 3. İDARE MAHKEMESİ: 10.10.2014 gün ve E:2014/1463, K:2014/1190 sayı ile, konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle adli yargının görev alanına giren davanın 2577 sayılı Yasa’nın 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, adli ve idari yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu öne sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.3.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, adli yargı kararının kesinleşme şerhli örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.6.2014 gün ve E:2014/272, K:2014/284 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2015  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT