);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2014 / 1025

KARAR NO : 2014 / 1060

KARAR TR   : 17.11.2014

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

            Davacı           : M.G. S. A.Ş.

Vekili              : Av. S.A.

Davalı            : Çiğli Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. C. Z.

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketine sigortalanmış bulunan 35 AR 6064 plakalı aracın, 6/6/2012 tarihinde aracın maliki ve sürücüsü P. Ç. sevk ve idaresindeyken 6841 sokakta seyrederken, yolda hiçbir işaretleme ve levha olmadığından dolayı dikey kesilmiş çukura ön araç tekerleğinin girip çıkmasından dolayı meydana gelen tek taraflı trafik kazasında oluşan 1.891,61 TL hasarın sigortalıya ödendiğini, kazanın oluşumunda trafik kaza tespit tutanağında belirtildiği üzere kusurun yol bakımı ile ilgili olarak davalı belediyenin kusurlu bulunduğunu, bedelin tahsili için talepte bulunulduğunu ancak davalı belediyenin ödeme yapmadığını, davalı belediye aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2013/14288 E. sayılı dosyasından alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, ancak davalının takibe itiraz ederek takibin durmasını sağladığını ifade ederek;  davalı borçlunun İzmir 13. İcra Müdürlüğünün E: 2013/14288 sayılı takip dosyasında ileri sürdüğü itirazlarının iptaline ve duran takibinin devamına; davalının % 20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 11.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:19.3.2014 gün ve E:2014/121, K:2014/131 sayı ile, İYUK.nun  2/b maddesinde; “idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idare mahkemelerinde görülür”. Hükmünün bulunduğu; Karayolları Genel Müdürlüğünün kamu hizmeti görmekle yükümlü olduğu,  karayollarının bakım ve onarımı sırasında verdiği zararların özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, hizmet kusurundan kaynaklanan davaların idari yargıda görülmesinin gerektiği;  davacının sigortalısının, idarenin hizmeti düzenlemesindeki kusuru nedeni ile duçar olduğu zarara ait davanın çözümü taraflar arasındaki ilişkinin idare hukuku alanına girmesi nedeni ile idari yargıda görülmesinin gerektiği; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkemece davanın her safhasında kendiliğinden göz önüne alınacağı;  görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vereceği;  görev itirazı yapılmış olsun olmasın mahkemenin ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlaması gerektiği, çünkü görevin dava şartlarından olduğu;  açıklanan nedenlerle davaya bakmanın, delilleri takdir etmenin İdare Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle; dava dilekçesinin yargı yolu bakımından, Mahkemelerinin görevsiz oluşu nedeni ile reddine karar vermiş, karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 5.İDARE MAHKEMESİ:4.9.2014 gün ve E:2014/886 sayı ile, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde idare mahkemelerinin vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derece Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki; a)iptal davalarını, b) tam yargı davalarını, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları, d) Diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceğinin kural altına alınmış olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1.maddesinde de, idari dava türleri olarak a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı haklan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olduğunun belirtildiği, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14.maddesiyle değişik 110.maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafık kazalarında da bu Kanun hükümlerinin uygulandığı, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birbirinde açabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açabilir”; Geçici 21.maddesinde de “Bu Kanunun 110.maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek idare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanamaz” denildiği, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik karan üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükmünün yer aldığının belirtildiği, dosyanın davacı şirket tarafından sigortalanan bir aracın trafik kazası sonucunda hasara uğramasında yolun kusurlu olduğu tespitinin yapılarak davacı şirket tarafından araç sahibine hasar bedeli olarak ödenen 1.891,61 TL’nın Çiğli Belediyesinden tahsili amacıyla Çiğli Belediyesi aleyhine İzmir 13.icra Müdürlüğü’nde icra takibine başlanıldığı, ancak Çiğli Belediyesi’nin ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulması nedeniyle Çiğli Belediyesinin İcra Müdürlüğü tarafından yürütülen icra takibine yaptığı itirazın iptali istemiyle davacı şirket tarafından İzmir 11.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın anılan Mahkemenin 19.03.2014 tarih ve E:2014/121, K:2014/131 sayılı kararıyla görev yönünden reddi üzerine Mahkemeleri kaydına 11.07.2014 tarihinde giren dilekçe ile borçlunun icra müdürlüğünde hakkında yapılan takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlunun % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmakla yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına giren dava türlerinden olmadığı, adli yargı yerine ait bulunduğu, Uyuşmazlık Mahkemesinin 12 Şubat 2013 günlü ve 28557(mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24.12.2012 tarih ve E:2012/523, K:2012/422 sayılı kararının da aynı yönde olduğu gerekçesiyle görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilene değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İzmir 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  İzmir 5.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İzmir 11.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.3.2014 gün ve E:2014/121, K:2014/131 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014  gününde  OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT