);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Davacının belirsiz süreli iş akdi ile usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin hiçbir gerekçe gösterilmeden fesh edildiği nedeniyle maddi alacağın faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO       : 2015 / 590

KARAR  NO             : 2015 / 602

KARAR TR   : 28.09.2015

ÖZET : Davacının belirsiz süreli iş akdi ile usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin hiçbir gerekçe gösterilmeden fesh edildiği nedeniyle maddi alacağın faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı             : M. B.

            Vekili              : Av.İ. D.

            Davalı             : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili              : Av.I.Y.

O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının Şanlıurfa Otelcilik Turizm Meslek Lisesi Uygulama Otelinde belirsiz süreli iş akdi ile usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin hiçbir gerekçe gösterilmeden fesh edildiğini; davacının davalı bakanlığa bağlı iş yerinde 01/04/2010’dan 05/04/2013 tarihine kadar aralıksız çalıştığını; davacının çalıştığı sürede iş yasasında ön görülen süreden daha fazla çalıştırılmasına rağmen fazla mesai ücretinin ödenmediğini, iş yerinin çalışma şeklinin vardiyalı olduğunu;  07:00-19:00,  19:00-23:00 olarak  12 saatlik vardiyalar halinde çalışma yapıldığını; fakat iş yoğunluğu özel yemekler vs. nedenlerle vardiyası biten personelin bir sonraki vardiyada bazen 1-2 saat bazen de vardiya bitene kadar çalışmak zorunda kaldığını, bu şekilde sürekli fazla mesai yapan müvekkiline fazla mesaisinin ödenmediğini; acil durumlar dışında haftalık izin ve yıllık izin kullandırılmadığını; bayram, genel tatil ücretlerinin ödenmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatil ücreti ve yıllık izin ücreti olmak üzere toplam 600,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA 3. İŞ MAHKEMESI:  17.2.2014 gün ve E:2013/70 K:2014/51 sayılı kararı ile, davacının 22/10/2010-30/04/2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığı; davalı tarafın, davacının okuttuğu ders alanına ihtiyaç kalmadığı gerekçesi ile bildirimsiz olarak sözleşmenin fesh edildiği; bu bakımdan iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti işverene ait olduğu gözetildiğinde feshin haksız olduğu kanaatine varıldığı; diğer taraftan davacının yıllık izin kullandığına dair dosyaya yazılı bir belge sunulmadığı, dosya kapsamına göre yıllık izin alacağının subut bulunduğu, tüm dosya kapsamından davacının üç vardiya düzeninde çalıştığının anlaşıldığı; bu nedenle yerleşik Yargıtay uygulaması da nazara alınarak fazla mesai talebinin reddi gerektiği; hafta tatili, genel tatil ve bayram tatili alacakları yönünden ise bu taleplere yönelik kayıtların resmi kurum olan davalı kayıtlarında yer almayışı göz önünde bulundurularak subut bulmadığı kanaatine varıldığı; Mahkemelerince alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetlemeye elverişli olduğu, bu bakımdan hükme esas alınabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiş; verilen karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ: 09.12.2014   gün ve E:2014/11180 K:2014/37693 sayılı kararı ile, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğu; davacının dışarıdan ücretli usta öğretici olarak görevlendirildiği, davacıya ücretlerinin 657 Sayılı Devlet Memurları kanununun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği; davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında gösterilmesinin iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermeyeceği; davacının 657 sayılı yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde görevlendirildiği; davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmadığı; taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerektiği; aradaki hukuki ilişkinin iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemeyeceği; bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, Mahkemece “dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddine” karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

ŞANLIURFA 3. İŞ MAHKEMESİ: 30.3.2015 gün ve E:2015/70 K:2015/120 sayılı kararı ile,  Yargıtay bozma ilamına uyularak dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA 2. İDARE MAHKEMESİ: 13.7.2015 gün ve E:2015/845 sayılı ile, davacının 657 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen istihdam şekillerinden biri ile çalıştırılmadığı, ayrıca davacının 657 sayılı Kanunun 89.maddesine dayanılarak çalıştırılmasının davacıyı kamu personeli yapmayacağı, davacının, mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, imzaladığı iş sözleşmesine (Ek Ders Görevi Verilerek Görevlendirilen Usta Öğretici Ferdi Hizmet Sözleşmesi) istinaden idareyle arasında hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, milli ve dini bayram, resmi tatil çalışmasından kaynaklanan alacakları ile yıllık izin ücreti alacağının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesi ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. Maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar vererek, dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının belirsiz süreli iş akdi ile usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin hiçbir gerekçe gösterilmeden fesh edildiği nedeniyle maddi alacağın faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı  Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan  Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

  1. A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)
  2. B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının Şanlıurfa Otelcilik Turizm Meslek Lisesi Uygulama Otelinde belirsiz süreli iş akdi ile usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin hiçbir gerekçe gösterilmeden fesh edildiğini, davacının davalı bakanlığa bağlı iş yerinde 01/04/2010’dan 05/04/2013 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, davacının çalıştığı sürede iş yasasında ön görülen süreden daha fazla çalıştırılmasına rağmen fazla mesai ücretinin ödenmediğini, iş yerinin çalışma şeklinin vardiya olduğunu, fakat iş yoğunluğu özel yemekler vs. nedenlerle vardiyası biten personelin bir sonraki vardiyada bazen 5-6 saat bazen de vardiya bitene kadar çalışmak zorunda kaldığını, bu şekilde sürekli fazla mesai yapan müvekkiline fazla mesaisinin ödenmediğini, acil durumlar dışında haftalık izin ve yıllık izin kullandırılmadığını, bayram, genel tatil ücretlerinin ödenmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının  faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 Davacının, 5510 ve 4857 sayılı Kanunlar uyarınca mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen ihbar ve kıdem tazminatları ile diğer taleplerin iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa 3. İş Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa 3. İş Mahkemesi’nin 30.3.2015 gün ve E:2015/70 K:2015/120 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.09.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

  Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN