);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: Davacı şirket ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü’nün imzaladığı su kullanım anlaşması çerçevesinde, işletmeye alınan projenin devamı sırasında, davalı idare tarafından hazırlanan ek sözleşmenin, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt ile imzalanması sonrasında, genel koşulları içeren sözleşme maddelerinin yazılmamış sayılmasına ve muarazanın men’ine karar verilmesi istemiyle açılan davanın; ek sözleşmenin, tek taraflı olarak idareye tanıdığı denetim ve sözleşmeyi fesih yetkileri dikkate alındığında idari nitelik taşıdığından, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2014 / 807

KARAR NO : 2014 / 1066

KARAR TR   : 29.12.2014

 

ÖZET: Davacı şirket ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü’nün imzaladığı su kullanım anlaşması çerçevesinde, işletmeye alınan projenin devamı sırasında, davalı idare tarafından hazırlanan ek sözleşmenin, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt ile imzalanması sonrasında, genel koşulları içeren sözleşme maddelerinin yazılmamış sayılmasına ve muarazanın men’ine karar verilmesi istemiyle açılan davanın; ek sözleşmenin, tek taraflı olarak idareye tanıdığı denetim ve sözleşmeyi fesih yetkileri dikkate alındığında idari nitelik taşıdığından, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          :  P.Enerji Üretim A.Ş.

Vekili             : Av. R.Y.

Davalı            :  Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekili            : Av.G.Ç.& Av. N.T.

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 35 MW kurulu gücündeki Sefaköy HES Projesi’ni gerçekleştirmek üzere Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği kapsamında lisans başvurusunda bulunduğunu; başvuru süresi içerisinde, davacı şirketin DSİ tarafından onaylanan fizibilite raporunu davalı DSİ Genel Müdürlüğü’ne sunarak, davalı ile 28.08.2007 tarihli “Su Kullanım Anlaşması” imzaladığı ve devamında EPDK’ndan üretim lisansı alınarak projenin tamamlanması ile işletmeye alındığını ancak işletmeye alınan projenin devamı sırasında davalı DSİ tarafından tek taraflı olarak hazırlanan “DSİ Genel Müdürlüğü adına DSİ 24. Bölge Müdürlüğü ile Aralık İlçesi ve Köyleri Sulama Birliği Kiti HES ve P.Enerji Üretim A.Ş. arasında Düzenlenen Sefaköy Barajı ve HES işletmesiyle ilgili Ek Sözleşme” davacı şirketin imzalaması hususu ile ilgili olarak, DSİ 24. Bölge Müdürü tarafından Kars 3. Noterliği’nin 16.08.2012 gün ve 05963 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete gönderildiğini; davacı şirket tarafından DSİ 24. Bölge Müdürlüğü’ne gönderilen cevabi ihtarname ile ek yükümlülükler içeren Ek Sözleşmenin imzalanamayacağının bildirildiği; konunun çözümü için DSİ Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvuru sonucu 12.09.2012 tarihli yazı ile, Ek Sözleşmenin imzalanmaması halinde Su Kullanım Hakkı Sözleşmesi’nin feshedileceğinin bildirildiğini; bunun üzerine söz konusu Ek Sözleşme’nin ihtirazi kayıtla imzalanarak 28.09.2012 tarihinde DSİ Genel Müdürlüğü İşletme Bakım Dairesi Başkanlığı’na teslim edildiğini; Ek sözleşme ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan fizibilite raporunun aksine hareket edilerek davacı şirket tarafından öngörülemeyecek zararlara yol açıldığı ve tek taraflı düzenlemeler içeren sözleşmenin davacı şirkete ağır yükümlülükler yüklediğini; davacı şirketin sözleşmenin feshedilmemesi için ihtirazi kayıtla imzaladığını belirterek; Genel İşlem Koşulları içeren sözleşme maddelerinin yazılmamış sayılmak suretiyle muarazanın men’i ile dava sonuna kadar, davacı şirket tarafından müzayaka halinde imzalanan Ek Sözleşmenin uygulanmaması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmanın idari sözleşme olduğundan idari yargının görevli olduğu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 20.03.2013 gün ve E:2012/564 K:2013/134 sayılı kararında “…davaya konu taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, konusu ve süresi ile idareye tanınan denetim ve sözleşmenin feshi yetileri açısından idari nitelikte bir sözleşme olduğu ve idari nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın İdari Yargı mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği hususu nazara alınarak…” şeklindeki gerekçe ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ: 12.12.2013 gün ve E:2013/28031 K:2013/31261 sayılı BOZMA İLAMINDA “…Uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında düzenlenen özel hukuk hükümlerine tabi su kullanımı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu değildir. Bu nedenle somut olayda, özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerekli olup, davanın adli yargı yeri mahkemelerinde görülmesi gerekir…” gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermiştir.

Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili bozma sonrası görev itirazını yenilemiştir.

ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 10.04.2014 gün ve E:2014/115 sayılı kararı ile bozma ilamına uyarak davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “…Anayasa’nın 168. maddesi gereği, doğal zenginlikler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete ait bulunmakta ve Devlet bu hakkını belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebilmektedir. Kamu hizmetinin kurulması ve/veya işletilmesi için yapılan idari sözleşmeler, gerek hizmetin yürütülmesini sağlamak için hizmeti yapanlara kamu gücüne dayanan bazı yetkiler tanıması, gerekse idarenin, hizmetin düzenli ve istikrarlı biçimde yürütülmesini sağlamak için denetim ve gözetim yetkisine sahip olması yönünden özel hukuk sözleşmelerinden ayrılmaktadır.

628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yürürlüğe konulan Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca DSİ Genel Müdürlüğü ile davacı şirket arasında 28.08.2007 tarihinde imzalanan Su Kullanım Hakkı Anlaşması ve Bu anlaşmanın bazı maddeleri ile bu anlaşmaya dayanılarak 28.09.2012 tarihinde imzalanan Ek Protokol, gerek konusu ve süresi gerekse idareye tanınan denetim ve sözleşme feshi yetkileri açısından idari nitelikte ve idare hukuku alanına ilişkin olduğundan, açılan dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümü, idari yargının görev alanında bulunmaktadır…” şeklindeki gerekçe ile, 2247 sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan yazılı düşünce istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: “…Dava dilekçesi ve dosyanın incelenmesi sonucunda, davanın konusunun davalı idare ile davacı Şirket arasında 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca, Hidro Elektrik Santrali (HES) kurma ve işleterek elektrik enerjisi üretmek amaçlı olarak düzenlenen su kullanım hakkı anlaşmasına bağlı olarak ana sözleşme sonrası düzenlenen ek sözleşmenin iptali amacı taşıdığı anlaşılmaktadır. İhale sonucu düzenlenen kiralama, işletme hakkı gibi sözleşmelerin kendisi ve eki şartnamelerin uygulanmasından kaynaklanan sorunların çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna dair yerleşik yargısal içtihatlar bulunduğu tartışmasızdır. Ancak davaya konu sözleşme eki niteliğinde bulunan ve davalı Şirkete ek yükümlülükler getiren bu nedenle işin devamı bakımından zorunlu olarak ihtirazi kayıtla imzalanan davaya konu sözleşme ve şartnamelerin niteliği ile bu tür sözleşmelerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında klasik ihale mevzuatına uygun olarak mı yoksa özel düzenlemelere göre ve kamuya üstün hak ve yetkiler veren idari sözleşme şartlarına uygun olarak mı yapıldığı hususunun ilgili mevzuat uyarınca incelenmesi gerekmektedir.

26/06/2003 günlü 25150 sayılı RG yayımlanan ve dayanağını 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun, 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümlerinden alarak hazırlanan “Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 1. maddesinde düzenlenen “Bu Yönetmeliğin amacı, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde halen piyasada faaliyet gösteren veya gösterecek tüzel kişiler tarafından hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulması ve işletilmesine ilişkin üretim, otoprodüktör, otoprodiiktör grubu lisansları için DSİ ve tüzel kişiler arasında düzenlenecek Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalanması işlemlerinde uygulanacak usul ve esasları belirlemektir.” hükmü ile Kanunun, HES’lerin kurulması, işletilmesi ile bu konudaki teknik detayları düzenlemeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.

İlgili Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan Yönetmelik hükümleri ile esasında kamusal alana ilişkin ve DSİ Genel Müdürlüğü ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve EÜAŞ sorumluluğunda olan enerji üretim tesislerinin kurulumu ve işletilmesinde özel sektöre yönelik proje geliştirilmesi, verimlilik esaslı fizibilite çalışmalarının yapılması ve Yönetmelik hükümlerine uygunluğu belirlenen başvuru sahiplerine HES projesini yapma ve su kullanım hakkı sağlanması ile üretim yapma ve kamu katılım payı ödeme yükümlülükleri belirlenmiş bulunmaktadır.

Yönetmeliğin 5. maddesine göre DSİ ve mülga EİE (Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü) tarafından geliştirilen ve bu Yönetmelik kapsamında müracaat edilebilecek hidroelektrik enerji projelerine ilişkin listeler, proje safhalarına göre DSİ’nin internet sayfasında sürekli olarak yayımlanır ve güncellenerek ilanı yapılır ve bu projelere Yönetmelikte belirlenen usullere göre başvurular yapılmaktadır. Yönetmelik hükümlerine göre, başvuranlar arasında fizibilite raporlarında yapılan değerlendirme usulüne göre başvurular kabul edilerek anlaşma imzalanması aşamasına geçilmektedir. Yönetmeliğin 9. Maddesinde bu husus “Madde 9 – Fizibilite raporunun değerlendirilmesi safhasında genel olarak; projenin DSİ’ nin mevcut, inşa halinde ve mutasavver projelerine olan etkisi ve ilişkisi, hidrolojisi, optimizasyonu, teknik ve ekonomik yönden yapılabilirliği incelenir. Ancak, şirket tarafından hazırlanan fizibilite raporu kapsamında olabilecek yetersiz etüt ve değerlendirmelerden dolayı ilerideki safhalarda hidrolojik, jeolojik, teknik, çevresel, sosyal ve ekonomik yönden oluşabilecek her türlü olumsuz sonuçtan yalnız şirket sorumludur./ Şirket tarafından DSİ’ye teslim edilen fizibilite raporu, DSİ’ce en fazla doksan gün içerisinde değerlendirilerek DSİ görüşü oluşturulur. (Mülga cümle: 04/07/2012-28343 S.R.G Yön/5.md.)/ (Değişik fıkra: 08/02/2007-26428S.R.G. Yön/3.mad) Değerlendirme sonucunda fizibilite raporu kabul edilebilir bulunmayan şirket veya şirketlere durum gerekçeleri ile birlikte eş zamanlı ve yazılı olarak bildirilir. Aynı projeye birden fazla şirketin başvurması halinde, şirketlerin tamamının fizibilite raporlarının kabul edilmemesi veya projeye tek şirketin başvurması ve fizibilite raporlarının kabul edilmemesi durumunda proje yeniden müracaata açılır. / On rapor ve fizibilite hazırlanması ile müracaat ve fizibilite değerlendirilmesine ilişkin bütün süreler projenin özelliğine göre DSİ tarafından en fazla bir katı kadar artırılabilir ve bu durum şirketlere eş zamanlı ve yazılı olarak bildirilir.” şeklinde düzenlenirken, başvuran ve anlaşma imzalamaya hak kazanan Şirketlerin, sonradan ortaya çıkacak ve ek yükümlülükler getirebilecek ve sözleşmeye ek şartlardan da kendilerinin sorumlu olduğu da açıkça belirlenmiştir.

Yönetmeliğin 10. maddesinde ayrıca, anlaşma yapılabilmesi için ilgili firmanın EPDK dan elektrik üretim lisansı alma zorunluluğu da getirerek anlaşma şarlan belirlenmektedir.

Yönetmelik 11. maddede “Ek-l de verilen taslakta belirtilen hükümler çerçevesinde imzalanan anlaşmanın bir örneği yazı ile EPDK ya gönderilir./ Ek-l de yer alan Su Kullanım Hakkı Anlaşmasına, projenin özelliğine bağlı olarak özel hükümler eklenebilir./ Başvurulan projenin ortak tesis kullanımının bulunmaması, depolama tesisi olmaması ve kaynak katkı payı ihtiva etmemesi durumlarında, Ek-l de yer alan Su Kullanım Hakkı Anlaşması metninden ilgili hükümler DSİ tarafından çıkarılır. / Su Kullanım Hakkı Anlaşması, lisans süresince ve lisansın yürürlükte olduğu sürece geçerli olur ve Lisansın yenilenmesi, sona ermesi, iptali halinde Su Kullanım Hakkı Anlaşması hükümsüz kalır. Lisansın yenilenmesi halinde, mevcut Su Kullanım Hakkı Anlaşması eski hak ve mükellefiyetleri ile yenilenir.” hükümleri ile anlaşmanın yönetmelik ekindeki taslakta belirlenen şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmekte, sonradan gelişen durumlara göre de idareye, bu sözleşmeye ek şartlar getirme hakkı tanımaktadır.

Yukarıda incelendiği hali ile, HES kurarak elektrik kullanım işlerinin, genel ihale mevzuatından ayrı bir düzenleme ile yürütüldüğü, kamusal bir faaliyetin, özel düzenlemeler ile ve idareye anlaşmaların hazırlanmasında uygulanması ve denetiminde, kanun ve yönetmelikte belirlenen kamusal güç ve yetki kullanma hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.

Doktrin ve uygulamada, idarenin kamusal faaliyeti yürütürken, tamamen özel hukuk hükümlerine uygun olarak ve tarafların serbest iradeleri ile hak ve yetkileri belirleyen anlaşmalar yapabileceği bu anlaşmalardan doğan sorunlarında adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği kabul edilmiş iken, idareye üstün hak ve yetkiler tanıyan, sözleşmenin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesinde, mevzuat hükümlerinin ağır bastığı ve kamu yararının üstün tutulduğu durumlarda düzenlene sözleşmelerin ise idari sözleşme olarak tanımlanması gerektiği kabul edilmiştir. Bu hususta, doktrinde de “İdarî sözleşmelerin, iki taraf arasında imzalanmış olduğu için “sözleşme” adını aldığı, aslında idari sözleşmelerin bir “katılma-işlem” olduğu, “karma işlem” niteliği taşıdığı, hükümlerinin büyük bir bölümünün “düzenleyici genel işlem-kural”lardan oluştuğu, sadece “malî hükümler” in tarafların anlaşması ile saptandığı görüşündeki gerçek ve ağırlık da aşikârdır” (Özay, İl Han: İkinci Bine Kavuşurken Günışığında Yönetim, İstanbul 1994, /s.478;Özay, İl Han: Günışığında Yönetim, İstanbul 1996, s.414. Den aktaran “Genel Olarak İdarenin Sözleşmeleri” prof. Dr. Zehra Odyakmaz* http://webftp.gazi.edu.tr/hukukjdergi/2_l2.pdf’) tanımlaması ile savunduğumuz görüşe bilimsel bir yorumda katılmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar ve incelenen mevzuat hükümlerine göre, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yürürlüğe konulan Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca DSİ Genel Müdürlüğü ile davacı şirket arasında 28.08.2007 tarihinde imzalanan Su Kullanım Hakkı Anlaşması ve 28.09.2012 tarihinde imzalanan Ek Protokol, gerek konusu ve süresi gerekse idareye tanınan denetim ve sözleşme feshi yetkileri açısından idari nitelikte ve idare hukuku alanına ilişkin olduğundan, açılan dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümü, idari yargının görev alanında bulunduğu düşünülmektedir…”demek suretiyle Danıştay Başsavcılığı’nın 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/115 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

 

 

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, davacı P.Enerji Üretim A.Ş. ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü’nün imzaladığı su kullanım anlaşması çerçevesinde, işletmeye alınan projenin devamı sırasında, davalı idare tarafından hazırlanan, DSİ Genel Müdürlüğü Adına DSİ 24. Bölge Müdürlüğü ile Aralık İlçesi ve Köyleri Sulama Birliği Kiti HES ve P.Enerji Üretim A.Ş Arasında Düzenlenen Sefaköy Barajı ve HES işletmesiyle ilgili EK Sözleşme’nin, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt ile imzalanması sonrasında, genel koşulları içeren sözleşme maddelerinin yazılmamış sayılmasına ve muarazanın men’ine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

            Anayasa’nın 168. maddesinde; “ Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.” denilmek suretiyle devletin doğal kaynakların aranması ve işletilmesi hakkını kanunla belli esaslar ve süreler için gerçek ve tüzel kişilere devredilebileceği kabul edilmiştir.

            18.12.1953 tarih 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Umumi hükümler” başlıklı 1. maddesinde;“ (Değişik: 11/10/2011 – KHK – 662/49 md.) Bu Kanunun amacı; yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek ve/veya bunlardan çeşitli yönlerden faydalanmak maksadıyla bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere; Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip, merkezi Ankara’da bulunan özel bütçeli bir kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemektir…”

                “Vazife ve salahiyetleri “ başlıklı maddesinin  2. maddesinde “…     r) (Ek : 11/10/2011 – KHK – 662/50 md.) İşletmeye açılan hidroelektrik santrallerin su kullanım hakkı anlaşmalarına uygun olarak işletilip işletilmediğini kontrol etmek, bunlarla ilgili her türlü hesap ve tahsilât işlemlerini yapmak,

  1. s) (Ek : 11/10/2011 – KHK – 662/50 md.)Sınıraşan ve sınır oluşturan sular konusunda görev alanı ile ilgili çalışmalar yapmak,

          Ek 6. maddesinde de “ (Ek : 10/9/2014 –  6552/88 md.)

          14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve su kullanım hakkı anlaşması çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek amacıyla yapılacak olan hidroelektrik tesislerinin baraj, regülatör, yükleme havuzu, tünel, kanal, borulu isale hattı gibi su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacak baraj, gölet ve regülatör gibi su yapılarının inşasının inceleme ve denetimi zorunludur; diğer su yapılarından sulama tesisi, isale hattı, kolektör, arıtma tesisi, taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi su yapılarının da denetim masrafları ilgililerine ait olmak üzere denetim hizmeti DSİ tarafından yapılır veya DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlerden DSİ’ce müşavirlik hizmeti satın alınarak yaptırılır. Su yapıları yapmak üzere görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş kamu kurum ve kuruluşları ile mahallî idareler, mevzuatı çerçevesinde talep etmeleri hâlinde su yapılarının denetim hizmetleri bu madde kapsamında yapılır…” hükümleri yer almaktadır.

          14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde ; “ Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.

  “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; “Bu Kanun; elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan veya perakende satışı, ithalat ve ihracatı, piyasa işletimi ile bu faaliyetlerle ilişkili tüm gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini kapsar.”şeklinde düzenlenmiştir.

6446 sayılı Kanundan önce yürürlükte olan 20.01.2001 tarih  4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 6446 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 4628 sayılı Kanunun başlığı “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” şeklinde değiştirilmiş, 31. maddesinde de; “1) Diğer mevzuatta, 4628 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır.

(2) Bu Kanun kapsamında düzenlenmesi gereken ve süre belirtilmeyen yönetmelikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır. Bu yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmelik, tebliğ, Kurul kararı gibi bütün genel düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükümleri yer almıştır.

19.02.1985 tarih ve 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ‘un “Amaç “ başlıklı 1. maddesinde; “ Bu Kanunun amacı, enerji ve tabii kaynaklarla ilgili hedef ve politikaların, ülkenin savunması, güvenliği ve refahı, milli ekonominin gelişmesi ve güçlenmesi doğrultusunda tespitine yardımcı olmak, enerji ve tabii kaynakların bu hedef ve politikalara uygun olarak araştırılmasını, geliştirilmesini, üretilmesini ve tüketilmesini sağlamak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir.” denilmiştir.

 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun, 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanan “Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”  26.06.2003 tarih ve 25150 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

            Söz konusu Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde halen piyasada faaliyet gösteren veya gösterecek tüzel kişiler tarafından hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulması ve işletilmesine ilişkin üretim, otoprodüktör, otoprodüktör grubu lisansları için DSİ ve tüzel kişiler arasında düzenlenecek Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalanması işlemlerinde uygulanacak usul ve esasları belirlemektir.”

            “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “ Bu Yönetmelik, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde halen piyasada faaliyet gösteren veya gösterecek tüzel kişiler tarafından, hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulması ve işletilmesine ilişkin üretim, otoprodüktör, otoprodüktör grubu lisansları için DSİ ve tüzel kişiler arasında imzalanacak Su Kullanım Hakkı Anlaşmasında yer alması gereken hükümler, Su Kullanım Hakkı Anlaşması’nın imzalanmasına, yenilenmesine, tadiline ve sona ermesine ilişkin usul ve esaslar ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalayacak tüzel kişilerin yükümlülüklerini kapsar.”

            “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde ; “Bu Yönetmelik’te geçen;…d) DSİ: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünü,

  1. l) Su Kullanım Hakkı Anlaşması: Hidroelektrik enerji üretim tesislerinin su kullanımına ilişkin işletme esaslarını ve DSİ’ye ödenecek bedellerin ödeme şeklini belirleyen yazılı hükümlere ve şartlara göre DSİ ile şirket arasında akdedilen anlaşmayı,.. ifade eder.”

            “Su Kullanım Hakkı Anlaşması Hakkında Hükümler” başlıklı 11. maddesinde; “Ek-1’de verilen taslakta belirtilen hükümler çerçevesinde imzalanan anlaşmanın bir örneği yazı ile EPDK’ya gönderilir.

Ek-1’de yer alan Su Kullanım Hakkı Anlaşmasına, projenin özelliğine bağlı olarak özel hükümler eklenebilir.

Su Kullanım Hakkı Anlaşması, lisans süresince ve lisansın yürürlükte olduğu sürece geçerli olur ve Lisansın yenilenmesi, devredilmesi, sona ermesi, iptali halinde Su Kullanım Hakkı Anlaşması hükümsüz kalır.

Lisansın sona ermesi, iptali veya Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının feshi hallerinde mevcut tesislerin durumuna ilişkin hususlar DSİ ve EPDK tarafından ayrıca düzenlenir.” şeklindeki düzenlemelerinden sonra yönetmeliğin ekinde örnek anlaşma metni yer almaktadır.

            Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı şirket ile davalı idare arasında 28.08.2011 tarihinde, “Sefaköy HES Hidroelektrik Enerji Üretim Tesislerinin Su Kullanımı Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşma” nın imzalandığı; davalı tarafından Kars 3. Noteri aracılığıyla 16.08.2012 gün ve 05963 yevmiye no’lu ihtarname ile sözleşmeye eklenen bazı maddelerin imzalanmaması halinde su kullanım hakkına ilişkin anlaşmanın feshedileceği bildirilmesi üzerine davacı şirket tarafından ihtirazi kayıtla 28.0