ÖZET : Davacı ile İl Özel İdaresi arasında imzalanan “Su Kaynağı Kira Sözleşmesi”nin iptal edilmesine ilişkin işleminin iptali/fesih işlemi nedeniyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi /istemiyle açılan davada; kira sözleşmesinin kamu ağırlıklı olmadığı, sözleşme imzalanmasından sonra sözleşme hükmüne aykırılık saptandığı gerekçesiyle sözleşmenin iptal edildiği gözetilerek; uyuşmazlığın, sözleşme hükümleri ve özel hukuk kuralları uyarınca, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 559 KARAR NO : 2015 / 681 KARAR TR : 26.10.2015 | ÖZET : Davacı ile İl Özel İdaresi arasında imzalanan “Su Kaynağı Kira Sözleşmesi”nin iptal edilmesine ilişkin işleminin iptali/fesih işlemi nedeniyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi /istemiyle açılan davada; kira sözleşmesinin kamu ağırlıklı olmadığı, sözleşme imzalanmasından sonra sözleşme hükmüne aykırılık saptandığı gerekçesiyle sözleşmenin iptal edildiği gözetilerek; uyuşmazlığın, sözleşme hükümleri ve özel hukuk kuralları uyarınca, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : A. K.
Vekili : Av.H.B. A.
Davalı : Antalya B.Şehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü
O L A Y : Davacı vekili, müvekkilinin, Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Zeytinada Köyü 182, 183, 184, 200, 201, 202 seri ve bölme numaralı bölümleri (550.000 m2), tüm yasal prosedürü yerine getirerek badem ağaçlandırması yapmak üzere kiraladığını, konuya ilişkin olarak, 25.02.2011 ve 27.07.2011 tarihli Noter/ Taahhüt Senetlerini verdiğini; 550 dönümlük bu alanın, müvekkilinin çabaları ile 20.000 civarında badem ağacı ile donatıldığını, büyük bir yeşil alana dönüştüğünü, kamunun menfaatine yapılan ağaçlandırma işlemleri için müvekkilinin büyük masraflar yaptığını; akabinde tüm bu alanın ve ağaçların sulanması ile ilgili olarak; yine tüm yasal, resmi prosedür ve izin işlemleri yerine getirilerek, İl Genel Meclisinin 09.09.2011 tarih ve 560 sayılı, Antalya İl Özel İdaresi İl Encümenliğinin 06.10.2011 tarih ve 535 sayılı kararları ile, Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Zeytinada Köyü, Mercimekbükü mevkiinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan su kaynağından çıkan suyun kiralanmasının, en iyi teklifi veren müvekkiline ihale olunduğunu; bahse konu suyun, Antalya İl Özel İdaresi ile müvekkili arasında, Antalya 2. Noterliğinin 08.03.2012 tarih ve 5881 yevmiye numaralı Su Kaynağı Kira Sözleşmesi ile müvekkile 10 yıllığına kiralandığını; sulama işlemi için yine yüklü miktarlarda harcama yapıldığını;
17.07.2014 tarihinde Gazipaşa Tarım İlçe Müdürlüğü tarafından bir tutanak tutulduğunu; bu tutanakta “ Zeytinada, Güneyköy ve Göçük Mahallelerinin sınır noktasında olduğu, Güneyköy azası H. Ö. ve G. sakinleri Y. K. ile O. G.’den öğrenmiş olduğumuz su kaynağına gelindi. Yapılan incelemede su kaynağının betonla kapalı ve kapalı hazne oluşturularak 2 ½ lik boru ile boru hattının 1850 metre uzaklıktaki havuza kendi cazibesi ile akıtıldığı tespit edildi. Fazla suyun farklı yollarla dereye taştığı (Yukarıboğaz delice Çayı) R. D. tarafından beyan edildi. 550 Dekar sulama yapılan badem bahçesinde 17000 adet fidan olduğu beyan edildi. Logar içerisindeki alıcı borunun su dışında kaldığı ve sıkça hava yaptığı görüldüğünden suyun debisinin tahminen 1’lik boru cazibeli akacak şekilde olduğu görüldü. Bu kaynağın bulunduğu yerden aşağısında yüzey akışlı su bulunmadığı ve kaynaktan yaklaşık 80 metre aşağısında 7 adet hortumun su almak üzere derenin içerisine yerleştirilmiş olduğu görüldü.” beyanlarının yer almış olduğunu; bu tutanağın akabinde Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğünün, 22.8.2014 tarih ve 20073 sayılı yazısı ile “Kira sözleşmesinin 20. Maddesini, suyun tamamı 2 1/2 çelik boru ile alındığı ve su kaynağının tamamını metal saç kapak ile kapattığınızdan dolayı akar durumda su bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi gereği su kaynağından 1/3 oranındaki suyun doğal hayata bırakılması, kaynakta yapılan imalatların tarafınızdan kaldırılması aksi halde sözleşme gereği hakkınızda yasal işlem yapılacağı hususu” bildiriminde bulunulduğunu; bu bildirim üzerine müvekkilinin, ASAT Genel Müdürlüğüne 29.08.2014 tarih ve 21439 sayılı dilekçesi ile “Yasal Prosedür ve Olur yazılarının ancak tamamlanabilmesi neticesinde suyu 2014 yılında kullanmaya başlayabildiğini, kurak geçen yıl sebebiyle kullanma hakkı olan 6 lt/sn suyu kiraladığı kaynaktan karşılama imkanının olmadığını, buna rağmen gerek suyu kullandığı sırada yan borulardan gerekse kullanmadığı zamanlarda doğaya bırakılan suyun 1/3 oranından fazla olduğunu, 17.07.2014 tarihli tutanakta zaten suyun fazla kısmının doğaya bırakıldığının belirlendiğini, kaynağın metal saçla kapatılmasının sadece güvenlik amaçlı olduğunu ve bu kapağın 1/3 oranında suyun doğaya salınmasını engellemeyeceğini, buna rağmen de idarenin isteği ve talebi doğrultusunda derhal işlem yapacağını” bildirdiğini; müvekkilinin, idarenin talebini hemen yerine getirdiğini, yerine getirme eyleminin, 4.9.2014 tarihlinde, “su kaynağına gidilmiş olup, beton koptajın saç kapağının söküldüğü, suyun tamamının dışarıya (doğaya) verildiği tespit edilmiştir.” şeklinde tutanak altına alındığını; bu defa 15.10.2014 tarihinde “ Abit Kaya tarafından kiralanmış su kaynağının kaynak gözünde debi ölçümü yapılmıştır. Su kaynağının Q=3,00 lt/sn miktarında debisi olup galvanizli çelik boruya alınmış olarak özel ağaçlandırma sahasına götürülmektedir. Dereye tahliye edilen su miktarı ise Q=0,350 lt/sn miktarındadır.” şeklinde bir tespitle tutanak tutulduğunu; 15.10.2014 tarihli iş bu tutanak dayanak yapılarak ASAT Genel Müdürlüğü tarafından 24.10.2014 tarih ve 27904 sayılı karar ile “Doğal hayata bırakılacak su miktarı; kira sözleşmesinin 20. Maddesi gereğince asgari mevsimde tespit edilen kaynak miktarının 1/3’ü olan 1,00 lt/sn miktarda bırakmadığınız tespit edilmiştir. Bu durumda sözleşme şartlarına uymamanız nedeniyle Mülga İl Özel İdaresinin 06.10.2011 tarih ve 535 sayılı kararı ile kiralamış olduğunuz su kaynağının tahsis ve kira sözleşmeniz iptal edilmiştir.” bildiriminde bulunulduğunu; yapılan işlemlerin ve tutulan tutanakların tamamen eksik olduğunu, ölçümlerin hangi teknik imkan ve aletlerle yapıldığı hususlarının şüpheden uzak ve kesin bir şekilde ortaya konulması gerektiğini; davalı İdarenin, eksikliklerin müvekkilince tamamen, iyi niyetli olarak hemen giderildiği hususunu yok saydığını; kaldı ki sözleşmenin 18. Maddesinin 2. Fıkrasında “İdarece yapılacak denetimler sonucunda tespit edilen eksiklikler yine idarece belirlenecek süre içerisinde giderilmediği takdirde sözleşme tek taraflı olarak feshedilir” hükmünün bulunduğunu, davaya konu ettikleri idari kararın, sözleşmenin bu madde hükmüne de açıkça aykırılık teşkil ettiğini; özel ağaçlandırma alanlarının; ağaçlandırma, rehabilitasyon, erozyon ve sel kontrolü, çığ ve heyelanların önlenmesi, mera ıslahı, ağaç ıslahı, orman ağaç ağaççık ve florasına ait tohum ve fidan üretimi, fidanlık ve imar-ihya çalışmaları yapılmasının, 6831 Sayılı Orman Kanununa göre belirlendiğini; müvekkilinin bu kanun kapsamında orman florasına katkıda bulunduğunu, Orman Bölge Müdürlüğü gözetiminde tüm izinlerini alarak özel ağaçlandırma işlemini yaptığının ortada olduğunu; su kira sözleşmesinin iptalinin, 20.000 civarında ağacın kurumasına yol açacağını, bu yönüyle de Orman Kanununa aykırılık teşkil edeceğinin aşikar olduğunu; su hakkının, gıda ve barınma hakkı gibi yeterli bir yaşam düzeyi için gerekli haklardan olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ötürü kendisinin su hakkının kullandırılmamasının, insan haklarına aykırılık oluşturacağını ifade ederek; Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü Su Şebeke ve Arıtma Tesisleri Dairesi Başkanlığı’nın 24.10.2014 tarih ve BD4509079713-27904 sayılı su kaynağı tahsis ve kira sözleşmesinin iptali kararının iptaline karar verilmesi istemiyle 1.12.2014 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANTALYA 1.İDARE MAHKEMESİ: 16.12.2014 gün ve E:2014/1814, K:2014/1559 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesiyle tanımlanan iptal davasına, idarenin tek taraflı irade beyanıyla, kişilerin hukuksal durumlarında değişiklik meydana getiren kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin konu edilebileceği; Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay’ın yerleşik kararlarına göre, idarelerce yapılan ihalelerde sözleşme aşamasına kadar olan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargının, sözleşmenin yapılmasından sonra ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünün ise adlî yargının görev alanına girdiğinin kabul edildiği; dava dosyasının incelenmesinden; Antalya İli, Gazipaşa ilçesi, Zeytinada Köyü Mercimek Bükü mevkiinde bulunan su kaynağını ihale sonucu kiralayan davacının, kira sözleşmesinin 20. maddesine uymadığı (sözleşme şartlarına uymadığı) gerekçesiyle idarece kira sözleşmesinin 24.10.2014 tarihli, 27904 sayılı işlemle feshedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda; 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu hükümleri uyarınca yapılan ihalenin kesinleşmesi üzerine düzenlenen sözleşmenin uygulanması aşamasında, sözleşme hükümlerinin ihlâl edildiğinden bahisle tesis edilen, sözleşmenin feshedilmesine ilişkin işlemden doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, adlî yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu defa, hukuka aykırı fesih işlemi karşısında taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmesi istemiyle 28.1.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
ANTALYA 3.SULH HUKUK MAHKEMESİ: 29.1.2015 gün ve E:2015/141, K:2015/148 sayı ile, dava dilekçesinin özetine yer verdikten sonra; davacı ile davalı idare arasında 06.10.2011 tarihli bir kira sözleşmesi yapılmış olduğu; ancak ASAT Genel Müdürlüğünün, su kaynağının tahsis ve sözleşmesinin iptal edildiğini davacıya bildirdiği; idare ile yapılan sözleşmenin idarenin tek taraflı fesh edildiğini belirterek; oluşan ihtilaf nedeni ile bu ihtilafın giderilmesi ve haksız fesih işleminin iptalinin istenildiği; görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmesinin gerektiği, talebin mahkemelerinin görev alanı dışında olduğu, görevli mahkemenin idare Mahkemesi olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2015 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.
Davacı vekilinin, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla adli yargı yerine verdiği dilekçenin sehven Yargıtay’a gönderilmesi üzerine YARGITAY 20.HUKUK DAİRESİ: 8.5.2015 gün ve E:2015/4622, K:2015/3871 sayı ile, Antalya 1. İdare Mahkemesi ile Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yolunun belirlenmesi görevinin 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanunun 14. maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesine ait bulunduğu, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesinin gerekmekte olduğu gerekçesiyle; bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere mahalline gönderilmesine karar vermiş; bunun üzerine adli yargı dosyası Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.
Ancak, adli yargı dosyasının; davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece 15. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği görülmekte ise de; Başkanlıkça idari yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Zeytinada Köyü Mercimek Bükü mevkiinde bulunan su kaynağına ait davacı ile Antalya İl Özel İdaresi arasında imzalanan “Su Kaynağı Kira Sözleşmesi”nin iptal edilmesine ilişkin Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü Su Şebeke ve Arıtma Tesisleri Dairesi Başkanlığı’nın 24.10.2014 tarih ve BD4509079713-27904 sayılı işleminin iptali/fesih işlemi nedeniyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi /istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Davacının, Devlet Ormanı sayılan/Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde ve sahipli arazilerde yapılacak özel ağaçlandırma/ özel imar-ihya/özel erozyon kontrolü için hazırlanan taahhütnameleri vererek kiraladığı ve badem ağaçları ekmek suretiyle kullandığı Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Zeytinada Köyü 182, 183, 184, 200, 201, 202 seri ve bölme numaralı, 550.000 m2’lik arazinin sulanmasına ilişkin olarak; Antalya İl Genel Meclisinin 09.09.2011 tarih ve 560 sayılı kararıyla, Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Zeytinada Köyü, Mercimekbükü mevkiinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan su kaynağından çıkan suyun, 10 yıl süre ile tarımsal amaçlı olarak kiralanması için 2886 sayılı Kanunun 51/g maddesi uyarınca ihale edilmesi hususunda İl Encümenine yetki verildiği; Antalya İl Özel İdaresi İl Encümeninin 06.10.2011 tarih ve 535 sayılı kararına göre; 6.10.2011 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 51/g maddesi(Pazarlık usulüyle yapılacak işler: Madde 51 – Aşağıda yazılı işlerin ihalesi, pazarlık usulüyle yapılabilir;(…) g) Kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi,) uyarınca yapılan ihaleye, tek talipli, müracaatçı davacının katıldığı, yapılan teklif, müzakere ve değerlendirme sonucunda, komisyonun, su kaynağını 10 yıl süre ile davacıya kiralamaya karar verdiği; Antalya İl Özel İdaresi ile davacı arasında Antalya 2. Noterliğinin 08.03.2012 tarih ve 5881 yevmiye numaralı Su Kaynağı Kira Sözleşmesi imzalandığı; 22 maddelik sözleşmede, işin tanımı, bedeli, sözleşmenin süresi, su kaynağının koordinatları, teminat, kira bedelinin tahsili gibi hususlara yer verildikten sonra; Sözleşmenin 18. maddesinde “Su kaynağının amacında ve sözleşmede belirtilen şekilde kullanılıp kullanılmadığını idare her zaman denetleyebilir. Ayrıca imzalanan kira sözleşmesi yer teslimi yerine geçecek ayrıca yer teslim tutanağı düzenlenmeyecektir. / İdarece yapılacak denetimler sonucunda tespit edilen eksiklikler yine idarece belirlenecek süre içerisinde giderilmediği takdirde sözleşme tek taraflı olarak feshedilir. ”, 20.maddesinde “Su kaynağını kiralama işlemi kadim hak oluşturmaz. Su kaynağından doğal kullanılan su hakkı saklı kalacak ve su kaynağının en az 1/3 oranında su doğaya bırakılacaktır.” ve 22. maddesinde ise “ Yukarıdaki maddelere ve bu maddelerde yazılı hususlara kiracı tarafından uyulmadığı takdirde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 62.maddesine göre işlem yapılacaktır.” hükümlerine yer verildiği( 2886 sayılı yasanın Müteahhit veya müşterinin sözleşmenin bozulmasına neden olması başlıklı 62.maddesi “Sözleşme yapıldıktan sonra 63 üncü maddede yazılı hükümler dışında müteahhit veya müşterinin taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü, şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi üzerine, idarenin en az 10 gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Gelir kaydedilen kesin teminat, müteahhit veya müşterinin borcuna mahsup edilemez.”) görülmüştür.
Olay kısmında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; idarenin elemanları tarafından düzenlenen tutanaklar, taraflar arasındaki karşılıklı yazışmaların sonucunda; Antalya B.Şehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü Su Şebeke Ve Arıtma Tesisleri Dairesi Başkanlığınca davacıya gönderilen 24.10.2014 gün ve: 35477450-045.01 sayılı yazıda, “İlgi yazımızda, Gazipaşa İlçesi, Zeytinada Mahallesi, Mercimekbükü Mevkilide bulunan tarımsal amaçlı kiralamış olduğunuz su kaynağının 1/3’ünün doğal hayata bırakılması gerektiği belirtilmiş, aksi takdirde hakkınızda yasal işlem yapılacağı bildirilmesine rağmen en son 15.10.2014 tarihinde İdaremiz teknik elemanlarınca yerinde yapılan incelemede kaynak debisi ölçümü yapılmış ve asgari mevsim zamanında 3.00Lt/sn kaynak verimi ve doğaya bırakılan kısmının da 0,350Lt/sn olduğu tespit edilmiştir.
Ancak doğal hayata bırakılacak su miktarı; kira sözleşmesinin 20. Maddesi gereğince asgari mevsimde tespit edilen kaynak miktarının 1/3’ü olan 1.00Lt/sn miktarda bırakmadığınız tespit edilmiştir. Bu durumda sözleşme şartlarına uymamanız nedeniyle Mülga İl Özel İdaresinden 06.10.2011 tarih ve 535 sayılı kararı ile kiralamış olduğunuz su kaynağının tahsis ve kira sözleşmeniz iptal edilmiştir.” denilmesi üzerine; davacının vekili tarafından su kaynağı tahsis ve kira sözleşmesinin iptali kararının iptali/ fesih işlemi nedeniyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi /istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bir kamu hizmetinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan mal ve hizmet temini ya da dava konusunu oluşturan su kaynağının kiralanması sırasında, “idarede kanunilik” ilkesi gereğince idarenin yasal düzenlemelere, belirli usul ve esaslara uyması zorunludur.
Uyuşmazlık Mahkemesinin yerleşik içtihatlarına göre; sözleşme aşamasına kadar yasaya dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmekte ise de, sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak veya alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan veya bu nitelikteki idarî işlemler nedeniyle doğan tazminat istemleri nedeniyle açılan davaların da idarî yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
İdari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmelerin ise; idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlendiği kuşkusuzdur.
Öte yandan, idarelerce mal veya hizmet alımı, kiralanması için ihaleye çıkılması safhasında ihalenin sonuçlanıp kesinleşmesine kadar geçen aşamada tesis edilen işlemlerin idari nitelikte olduğu kabul edilmekte ve bu aşamada ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünün idari yargı yerlerine, ihalenin kesinleşmesi ve sözleşmenin akdedilmesinden sonraki aşamada idare ile yüklenici veya kiracı arasındaki sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerine ait olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Dava konusu olayda, İl Özel İdaresi tarafından temsil edilen İdarece, su kaynağının 10 yıl süresince 2886 sayılı yasa uyarınca davacıya kiralandığı, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin kamu ağırlıklı değil, tarafların serbest iradesine daha yakın oluştuğu; kira sözleşmesi imzalanmasından sonra ve kiralama süresi içerisinde, sözleşme hükmüne aykırılık saptandığı gerekçesiyle su kaynağının tahsis ve kira sözleşmesinin iptal edildiği; davacının da yine, kira sözleşmesinin 18. maddesi kapsamında, kendisine eksiklikleri gidermesi hususunda istekte bulunulmadığından bahisle dava açtığı gözetildiğinde, doğan uyuşmazlığın, anılan sözleşme hükümleri ve özel hukuk kuralları uyarınca, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Antalya 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.1.2015 gün ve E:2015/141, K:2015/148 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
| Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN | Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT | Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |