);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET : Dava konusu taşınmaza plan doğrultusunda tel örgü çekilmek suretiyle fiilen el konulduğu iddiasıyla ve taşınmazın bedelinin tazmini istemiyle açılan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2015 / 68

KARAR NO  : 2015 / 92

KARAR TR   : 2.3.2015

ÖZET : Dava konusu taşınmaza plan doğrultusunda tel örgü çekilmek suretiyle fiilen el konulduğu iddiasıyla ve taşınmazın bedelinin tazmini istemiyle açılan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı        : İ.Y.

Vekili          : Av. B.G.

Davalı        : Orman Genel Müdürlüğüne İzafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü

    Vekili          : Av.N.S.T.

    O L A Y      : Davacı vekili dava dilekçesinde, Yalova İli,  Çınarcık İlçesi, Esenköy Mahallesi, Çınarlı mevkii, 164 ada, 39 ve 40 parselde bulunan gayrimenkullerin 31.8.1989 dan beri maliki olduğunu, Yalova Orman İşletme Müdürlüğünün müvekkiline ait gayrimenkuller üzerinde usulüne uygun bir kamulaştırma kararı almadan 16.1.1995 tarihinden itibaren taşınmazların tel örgülerle çevirdiğini, taşınmazlara fiilen el koyduğunu, ve el koyma neticesinde müvekkilinin maliki olduğu taşınmazlar üzerinde mülkiyet hakkından kaynaklanan tasarruf imkanının kesintiye uğradığını ileri sürerek, müvekkile ait gayrimenkullerin Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından yapılan kamulaştırmasız el atma neticesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin kamulaştırmasız el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili süresi içerisinde verdiği dilekçe ile taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında orman kadastrosu yapıldığı ve taşınmazın bu çalışmalarda orman sınırı dahilinde kaldığı halde, yolsuz olarak tapu kaydı oluşturulduğu ve taşınmazın satış yolu ile davacıya geçtiğini; 6831 sayılı Yasanın herhangi bir kamulaştırma usulü öngörmediğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

YALOVA 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 27.3.2014 gün ve E:2013/608, K:2014/187 sayı ile, 11.6.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6.maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir.Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır” hükmünün getirildiğini, öte yandan Anayasa Mahkemesinin 25.9.2013 gün, 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiğini; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığını, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

BURSA 2.İDARE MAHKEMESİ: 4.9.2014 gün ve E:2014/645, K:2014/918 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14.maddesinin 3.bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceğini; aynı Kanunun 15.maddesinin 1/a bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünden reddine karar verileceğinin belirtildiğini, uyuşmazlığa konu olayda, davacıya ait söz konusu taşınmazın meri imar planında konut alanında kaldığı ancak davalı idare tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın 1995 tarihinden beri tel örgülerle çevrilerek fiilen davacının tasarruf hakkının engellendiğini, uyuşmazlığın hukuki el atmadan değil, haksız fiil niteliğindeki fiili el atma nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin olduğu ve uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.3.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,  davacıların taşınmazına idarece tel örgü çekilmek suretiyle  fiilen müdahalede bulunulduğu;  ancak bu güne kadar herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi bir bedel de ödenmediğinden bahisle ve taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedeniyle; taşınmazın bedelinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,000.00 TL.sinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Yalova İli,  Çınarcık İlçesi, Esenköy Mahallesi, Çınarlı mevkii, 164 ada, 39 ve 40 parsel sayılı, mülkiyeti davacıya ait taşınmazların tel örgü çekilmek suretiyle fiilen tasarruf hakkının elinden alındığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 10.000,00 TL zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kamulaştırmasız el atma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı, Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.12.2013 günlü Çınarcık Belediye Başkanlığı’na yazdığı yazı ile, dava konusu taşınmazlara fiilen el atma tarihi olan 16.1.1995 tarihindeki imar durumunun çıkarılarak mahkemelerine gönderilmesi rica edilmiş; Esenköy Belediye Başkanlığı imar işleminin 18.12.2014 gün ve 177 sayılı cevabi yazısında taşınmazların, 16.1.1995 tarihi itibariyle o tarihteki uygulama planında Konut Alanında Ön Bahçeli Ayrık Nizam 4 Kat Taks: 0.30 Kaks:1.20 olacak imarlı bulunduğu bildirilmiştir.

Diğer yandan, davacı vekilince, dava dilekçesinde taşınmazlara tel örgülerle çevrilmek suretiyle fiilen el atıldığı; bu el koyma neticesinde müvekkilinin maliki olduğu taşınmazlar üzerinde mülkiyet hakkından kaynaklanan tasarruf imkanının kesintiye uğradığı belirtilmekle buna mukabil davalı idare vekilinin cevap dilekçesinde taşınmazın bulunduğu yerde, 1945 yılında yapılan orman kadastrosunda taşınmazın orman sınırı dahilinde kaldığı halde tapu kaydı oluşturularak satış yolu ile de davacıya geçtiği; hatalı tapu kaydı oluşturulmasında idarelerin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı ve kamulaştırma yükümlülüğünün olmadığı da savunulmak suretiyle, “taşınmazlara tel örgü çekilmesi” fiilinin gerçekleştirildiğinin zımnen de olsa kabul edildiği anlamı taşıdığı sonucuna varılmış, zira davalı idarece taşınmazlara tel örgü çekilmediği şeklinde bir savunmada bulunulmamıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda,  dava konusu taşınmazın imar planında konut alanı olarak düzenlendiği, buna karşılık, davacı vekili tarafından ısrarlı bir biçimde, davalı Orman Genel Müdürlüğü tarafından, taşınmaza tel örgü çekilmek suretiyle fiilen el konulduğunun iddia edildiği;  bu bağlamda, taşınmaz üzerindeki mülkiyete ilişkin sorun çözülmeden taşınmaza el atılması nedeniyle, taşınmazın bedelinin tazmini istemiyle dava açıldığı ve bu iddianın aksinin de ispat edilmediği gözetildiğinde; davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün,  adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Öte yandan, davalılardan Orman Genel Müdürlüğünün savunma dilekçesinde,  taşınmazın orman sınırları içerisinde olduğu, bu alanda imar planı yapılamayacağı, açılan davanın, orman kadastrosuna itiraz süresini kaçıran davacıya maddi anlamda yeni bir hak tanımayacağı ifade edilmekte ise de, bakılan davanın, söz konusu işlem ya da işlemlere karşı açılmadığı esasen bir başka davanın konusunu oluşturabileceği açık olduğundan; bu hususun, mevcut uyuşmazlığa ilişkin yargı yolunu değiştirici bir etkisinin bulunmayacağı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Adli Yargı yerinin görevli olduğu ve Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.3.2014 gün ve E:2013/608, K:2014/187 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2015  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT