);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET :Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının, davanın idareye karşı açılması gerektiğine ilişkin olması ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı mahiyetini taşımaması karşısında; 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen; “ adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmelerine” ilişkin koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk..

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS NO      : 2014 / 902

KARAR NO : 2014 / 967

KARAR TR   : 17.11.2014

 

ÖZET :Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının, davanın idareye karşı açılması gerektiğine ilişkin olması ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı mahiyetini taşımaması karşısında; 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen; “ adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmelerine” ilişkin koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk..

 

 

K  A  R  A  R

Davacı           : Y. T.

Vekili              : Av. H. A.

Davalı            : M. T. K.

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Venezulla/Karakas Büyükelçiliği’nde güvenlik ataşesi koruma amiri olarak görevli olduğu sırada, aynı yerin Büyükelçisi olan davalı M. T. K.’ın hakaret ve küfürleri nedeniyle kişilik haklarına ağır saldırıya maruz kaldığı iddiası ile, uğramış olduğu 50.000TL manevi zararın davalı M. T. K.’dan  tahsili istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

            ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:  07.11.2013 gün ve E:2013/486 K:2013/657 sayılı kararında özetle; davanın, kamu görevlisi olan davalının bu görevini yaparken ve yetkilerini kullanırken, işlediği iddia edilen kusurlarından kaynaklanan tazminat davası olduğunu bu nedenle davanın, davalının bağlı olduğu idare aleyhine açılması gerektiği gerekçesiyle HMK.nun 114/1-d, 115/1 ve 2. maddeleri gereği davanın husumet nedeniyle  reddine karar vermiştir.

            Davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

            YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ: 17.03.2014 gün ve E:2014/2417 K:2014/4504 sayılı kararında özetle; dosyadaki yazılar ve kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermiş ve bu kararın ardından yerel mahkemenin hükmü kesinleşmiştir.

            Davacı vekili bu kez aynı istemle yine Muhsin Tuğrul Kılıçaslan aleyhine  idari yargıda dava açmıştır.

            ANKARA 1. İDARE MAHKEMESİ: 24.04.2014 gün ve E:2014/762 K:2014/592 sayılı kararında özetle; davacının tazminat isteminin, idare personelinin hizmet kusuru teşkil eden işlem ve eylemlerine değil de personelin görev kusurundan ayrılabilir nitelikteki kasıtlı ve husumet besleyerek hareket ettiği işlem ve eylemlerine dayandırılması nedeniyle idare mahkemesinin görev alanına girmediği, adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Anayasa’nın 158. Maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. Maddesinde, “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ela görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”, 14. maddesinde,  “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.” denilmiştir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

            Olayda, adli ve idari yargı yerlerinde, Venezulla/Karakas Büyükelçiliği’nde güvenlik ataşesi koruma amiri olarak görev yapan davacının, aynı yerde Büyükelçi olarak görev yapan davalının hakaret ve küfürleri nedeniyle kişilik haklarına ağır saldırıya maruz kalması sonucunda uğramış olduğu manevi zararın tahsili amacıyla açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde; görev uyuşmazlığına konu Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.11.2013 gün ve E:2013/486 K:2013/657 sayılı kararında “ Davanın, HMK.nun 114/1-d, 115/1 ve 2. md.leri gereği husumetten reddine” karar verildiği ve verilen bu kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 17.03.2014 gün ve E:2014/2417 K:2014/4504 sayılı onama kararı ile kesinleştiği; bu kararın ardından açılan dava sonucu Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin 24.04.2014 gün ve E:2014/762 K.2014/592 sayılı kararında ise “ davanın 2577 sayıl İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine” karar verildiği anlaşılmaktadır.

 Görüldüğü üzere, Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı, davanın idareye karşı açılması gerektiğine ilişkin bulunduğu,  “yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından”, adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı yasanın aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

S O N U Ç      : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 17.11.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

Üye