);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ÖZET: 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda, dava konusu taşınmaza karşılıkeksik verildiği ileri sürülen miktara ilişkin tazminat isteminin İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/38

KARAR NO   : 2019/56

KARAR TR    : 28/01/2019

 

ÖZET: 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda, dava konusu taşınmaza karşılıkeksik verildiği ileri sürülen miktara ilişkin tazminat isteminin İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

K A R A R

Davacı                                                   : E. C.

          Vekili                                                      : Av. İ. K.

          Davalı                                                  : İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı

          Vekiller i                                                : Av. N. A. Y. Av. A. K. S.

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının murisinin paydaşı olduğu İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, Gümüşpala mevkii 2037 ada, 37 parsel sayılıtaşınmazın da içinde bulunduğu alanda yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda kendilerine eksik yer verildiğinden bahisle şimdilik 10.000,00-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle14/06/2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

          Davalı belediye vekilince verilen cevap dilekçesinde davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

          İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 08.11.2018 gün ve E:2017/281 sayı ile; “Davanın 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümlerine göre açılmamış olduğu, Medeni Kanun hükümlerine göre açılmış olduğu dikkate alınarak görev itirazının reddine karar vermiştir.

          Davalı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki 13.11.2018 tarihli dilekçesi üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

          DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “…2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 3290 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde, “İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir.” hükmü yer almıştır.

          2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” idari dava türleri arasında sayılmıştır.

          Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, murisinin Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, Gümüşpala mevkii 2037 ada, 37 parsel sayılı taşınmazdan 300/53010 pay satın aldığı, 1987 yılında davalı belediye tarafından yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda taşınmazdaki paylarına karşılık 36940 ada, 5 parsel sayılı taşınmazdan yer verildiği, taşınmazdaki 2744 m2 paylarından düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra 1784 m2 yer verilmesi gerekirken sadece 118 m2’lik yer tahsis edildiği öne sürülerek, eksik verildiği belirtilen miktarın bedelinin ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı; davalı idare tarafından ise, davacının taşınmazda sahip olduğunu öne sürdüğü payın ve bu paya ilişkin taşınmaz miktarının hatalı olduğu, bölgede uyuşmazlığa konu taşınmaz ve 2051 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda 1954 yılından itibaren yapılan hisseli satışlar sırasında hisse oranlarında hatalar yapıldığı, bu konunun Tapu Kadastro Genel Müdürlük Müfettişlerince düzenlenen raporda da belirtildiği, anılan raporda belirtilen hisse oranları dikkate alınarak yapılan ıslah imar planı uygulamasının hukuka uygun olduğunun öne sürüldüğü anlaşılmaktadır.

          Olayda, uyuşmazlık, davacıların uygulama öncesinde hak sahibi oldukları paya karşılık ıslah imar planı uygulaması sonucunda yapılan tahsisin 2981 sayılı Yasaya uygun olup olmadığının ve bu işlem nedeniyle zararlarının bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olup, hatalı düzenlendiği belirtilen tapu kayıtlarının düzeltilmesi de istenilmediğinden, uyuşmazlığın 2981 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen parselasyon işleminden kaynaklandığı açıktır.

          Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, tek yanlı biçimde yapılan uygulama sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1 -b maddesinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Yasanın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

          Benzer dosyalarda verilen emsal kararlar ile Yargıtay Başsavcılığının bu dosyalardaki görüşleri nazara alınarak, Başkanlıkça 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yazılı düşüncesi alınmasına gerek görülmemiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ’un katılımlarıyla yapılan 28/01/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı İzmir Büyükşehir Belediyesi vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde Davalı vekilince başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, Gümüşpala mevkii 2037 ada, 37 parsel sayılı davacıların murisinin paydaşı olduğu taşınmazın da bulunduğu alanda yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda eksik yer verilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle eksik verilen miktara karşılık şimdilik 10.000,00-TL bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2981 sayılı “İmar Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6780 sayılı imar Kanunu’nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un “Tapu verme” başlıklı 10. maddesinde;

  1. a) Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir.

          Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder.

          Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir.

  1. b) Üzerinde imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa veya arazilerde, kişilerin hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak valilik veya belediyelerin talebi üzerine:
  2. Henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde, kadastro müdürlüklerince bu Kanunda belirtilen mülkiyet tespitine dair hükümler de uygulanarak,
  3. Kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış yerlerde ise bu Kanunla verilen yetkiler kadastro müdürlüklerince kullanılarak,

          Islah imar planlarının yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın: onayların alınmasına ve ilanların yapılmasına (askı ilanları hariç), komisyonların kurulmasına lüzum kalmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri veya 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre hak sahipleri tespit veya yeniden tayin edilerek adlarına tescil edilir.

          Bu tespit sırasında özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisseler bedelsiz olarak resen tapudan terkin; okul, ibadet yeri ve benzer kamu hizmetlerine ayrılan yerler ise, bedelsiz olarak ilgili idareler adına tespit ve tescil edilir.

          Hazine, belediye veya il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya arazileri üzerinde yapıldığı tespit edilen gecekondular hakkında da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.

          Belediye, hazine, özel idare veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa ve araziler üzerine gecekondu yapıldıktan sonra tespit edilerek kira kontratı düzenlenmiş gecekondu hak sahiplerine tapu tahsis belgesi ve tapuları verilir.

          Hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapuları resen iptal edilir.

  1. c) İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.

          Bu gibi arazilerde hisse sahiplerinin malik olduğu hisse üzerindeki temliki tasarruflar ve bunlarla ilgili takyitler 11/6/1945 tarih ve 4753, 19/7/1943 tarih ve 4486 sayılı Kanunlar, 775 sayılı Gecekondu Kanunundaki hükümler dahil, uygulamayı durdurmaz. Bu gibi işlemlerde takyitler hisse sahibine isabet edecek müstakil parsele aynen nakledilir ve yapılan işlem Medeni Kanunun 927 nci maddesine göre hak sahibine bildirilir. Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir.

          Bu gibi yerlere ait yapılmış olan özel parselasyon planı, ıslah imar planı olabilecek nitelikte olduğu belediye veya valiliklerce uygun görüldüğü takdirde aynen kabul edilerek tescil edilir.

          Üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler valiliğin talebi üzerine, belediye veya özel idareler adına resen tapuya tescil edilir. Islah imar planlarında genel bütçeye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan veya ayrılacak olan veya bir kamu hizmeti için lüzumlu görülen arsa veya araziler eski sahibi kamu idarelerine veya o işe tahsil edilmek üzere hazineye aynı şartlarla geri verilir.

          Islah imar planı yapılmış ve yapılacak bölgelerde bu Kanun kapsamına giren ve tapu tahsis belgesi verilen hazine arsa ve arazileri, iktisap tarihine bakılmaksızın aynı amaçta kullanılmak üzere ilgili belediyelere devredilir.” hükmüne yer vermiştir.

          Dosyanın incelenmesinden, davalı Belediye Başkanlığı tarafından yapılan ıslah-imar planı uygulaması sonucunda davacıların murisi E.Ü.A’nın 15/02/1956 tarihinde, İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, 2037 ada, 37 parselde kayıtlı 4684.885 M2 yüzölçümlü taşınmazdan 300/53010 hisse satın aldığını, murisin satın aldığı hissenin toplamının 2.744 M2 ye tekabül ettiğini, davalı idarenin 1987 yılında imar affı yasasının 3290 sayılı Yasayla değişik 10/c maddesine göre ıslah-imar plan uygulaması yaptığını, murisin 2.744 M2 lik hissesine karşılık Bayraklı İlçesi, Gümüşpala Mahallesi 36940 ada 5 parselde 118 m2 lik hisse verildiğini, 1.666 M2 hissesinin verilmemiş olduğunu ileri sürerek, bu nedenle şimdilik eksik yer bedeli olarak 10.000,00-TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

          Dolayısıyla, davacının taşınmaz üzerindeki temel iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı; hak sahipliğinin tespitinin ise idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği açıktır.

          Bu durumda, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca dava konusu taşınmazın yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda eksik verilen miktara karşılık şimdilik 10.000,00-TL bedelin yasal faiziyle tazmini isteminin, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde, idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

          Mahkememizin emsal nitelikteki 28/05/2018 gün ve 2018/57 Esas, 2018/336 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.

          Belirtilen nedenlerle Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.11.2018 tarih ve E:2017/281 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

          S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle,Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.11.2018 tarih ve E:2017/281 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 28/01/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER

                                                  Üye                                Üye                              Üye

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ