);

Single Blog Title

This is a single blog caption

İCRA VE İFLAS KANUNU?NUN 67. MADDESINE GÖRE AÇILAN ITIRAZIN IPTALI DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI HK. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

Hukuk Bölümü         2013/134 E.  ,  2013/507 K.

  • İCRA VE İFLAS KANUNU?NUN 67. MADDESINE GÖRE AÇILAN ITIRAZIN IPTALI DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI HK.
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : A. Sigorta A.Ş.

Vekili      : Av. O.D.

Davalı      : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. M.G.

OLAY  : Davacı şirket vekili, dava dilekçesinde, sürücü H.Ö.’ın idaresindeki 06 K ….. plakalı aracın karayolu üzerinde seyir halinde iken, kendi şeridi üzerinde bulunan çukura düşmemek için karşı yönden gelen şeride geçtiğini ve sürücü İ.E.B.’in idaresindeki ve davacı şirketçe sigortalanmış 06 AN ….. plakalı araç ile çarpıştığını; yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; tutulan kaza tespit tutanağında H.Ö.’ın asli kusurlu olduğunun, İ.E.B.’in kusurunun bulunmadığının ayrıca yol üzerinde mevcut olan çukurun trafik güvenliğini olumsuz yönde etkilediği ve yol çalışması yapan ilgili kurumun da sorumluluğu olduğunun belirtildiğini; söz konusu olaya sebebiyet veren çukurun bulunduğu yolun yapım ve bakım işleri yönünden Ulaştırma Bakanlığı – Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı olduğunu; aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi’nin “şehir içi yol yapım – bakım – onarım” kapsamında da sorumluluğu dahilinde olduğunu; A. Oyak A.Ş. tarafından saptanan kusur oranında ilgili kuruma düşen miktarın 2.621.63 TL olduğunu, borçlunun itirazında iddia ettiği gibi borcun varlığına rastlanmaması durumunun bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ve faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün E:2009/22834 sayılı takip dosyasında ileri sürdüğü itirazlarının iptaline ve duran icra takibinin devamına, davalının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi: 28.6.2010 gün ve E:2010/520, K:2010/1520 sayı ile, davacının davasının kısmen kabulü ile davalı borçlunun Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2009/22834 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.914,65 TL üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermiş, bu karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 5.4.2011 gün ve E:2010/9821, K:2011/3068 sayı ile, bilirkişi raporu ile davalı belediye başkanlığının hizmet kusurunun bulunduğu tespit edilmiş olmakla idari karar ve eylemlerden doğan zarar niteliğinde bulunduğundan zararın ödetilmesinin tam yargı davasının konusunu oluşturduğu ve bu davanın ise idari yargı yerinde açılması gerektiği gerekçesiyle bozmuştur.

ANKARA 6. SULH HUKUK MAHKEMESİ: 20.7.2011 gün ve E:2011/1366, K:2011/1745 sayı ile, bozma kararına uyarak, davacının dava dilekçesinin içeriğine göre; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulünün 2. maddesi hükmünce idari yargı çevresinde açması gerektiğinden dava dilekçesinin yargı yeri yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı şirket vekili, bu kez oluşan trafik kazası sonucu meydana gelen 2.621,36 TL maddi zararın ödeme tarihi olan 5.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 5. İDARE  MAHKEMESİ: 12.10.2011 gün ve E:2011/2079, K:2011/1391 sayı ile, 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu’nun 110. maddesinden söz ederek, kendilerine verilen görevleri yerine getirmeyerek zarara sebebiyet iddiasıyla açılan tazminat davalarının adli yargının görevine verildiğini, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı anlaşılan işbu davada mahkemelerinin görevsiz bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davacı vekilince itiraz edilmiş, karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin 9.5.2012 gün ve E:2012/1336, K:2012/5135 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

Davacı A. Sigorta A.Ş. vekili, oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 8.4.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 – 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 – 34…… md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi buluN.” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20.7.2011 gün ve E:2011/1366, K:2011/1745 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 8.4.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.