DAVACIYA AIT RUHSATSIZ/KAÇAK OLDUĞU ILERI SÜRÜLEN GECEKONDU ILE MÜŞTEMILATININ, 3194 VE 775 SAYILI YASALAR UYARINCA YIKTIRILMASINDAN DOLAYI UĞRANILAN ZARARIN TAZMINI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
Hukuk Bölümü 2013/1033 E. , 2013/1410 K.
- DAVACIYA AIT RUHSATSIZ/KAÇAK OLDUĞU ILERI SÜRÜLEN GECEKONDU ILE MÜŞTEMILATININ, 3194 VE 775 SAYILI YASALAR UYARINCA YIKTIRILMASINDAN DOLAYI UĞRANILAN ZARARIN TAZMINI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : C.Ö.
Vekili : Av.T.K.
Davalı : Altındağ Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. A.A.
O L A Y : Altındağ Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü Gecekondu ve Sosyal Konutlar Şube Müdürlüğünce davacıya gönderilen 31.5.2012 gün ve M.06.6.ALT.0.11.02.03.01-390 .14-13…. sayılı Tebligatta; davacının Beşikkaya mahallesinde bulunan …. numaralı konutunun ve eklentisi olan (bahçe duvarı, garaj, kömürlük, ağaçlarının) belediyelerince uygulanması planlanan köy parkı (Doğa) projesi kapsamı alanında kaldığından, anılan konutun belediyelerince koruma altına alınmış olduğu; tebliğ edildiği tarihten itibaren konutunu 20 (yirmi) gün içerisinde tahliye etmesi ve anahtarını belediyenin Çevre Koruma Müdürlüğüne teslim etmesinin gerektiği; söz konusu konutla ilgili imar affı müracaatı, tapu ve ruhsat gibi tüm belgelerin fotokopileriyle birlikte Belediyelerinin Emlak ve İsTekelak Müdürlüğüne müracaatının gerektiği; aksi takdirde konuta ait elektrik, su, doğalgaz vb.gibi aboneliklerinin süre bitiminde ilgili kurumlar tarafından iptal ettirileceği; ayrıca 3194 sayılı İmar Kanunu ve 775 sayılı Gecekondu Yasasının ilgili maddeleri gereğince belediyeleri ekipleri tarafından gecekondunun tasfiyesinin yapılacağı; yıkım masraflarının %20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edileceği bildirilmiş; bu tebligata ekli, 4.1.2012 tarih ve 10 sayılı Genel nitelikli Belediye Encümen kararı da davacıya gönderilmiştir.
Davacı -vekili dava açıldıktan sonra vekaletname ibraz etmiştir-, dava dilekçesinde; Ankara, Altındağ Beşikkaya Mah. 2000 sk no-…. Altındağ Ankara adresindeki taşınmazıyla ilgili Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde değer ve delil tespiti yaptırdığını, adına kayıtlı taşınmazın bedelinin toplam olarak 31.194.92 TL olduğunun tespit edildiğini; davalı Belediyenin, kendisine 31.05.2012 tarihinde bu taşınmazın boşaltılması hususunda bildirimde bulunduğunu, kendisinin bu süre içinde karara uygun hareket ettiğini, ancak belediyenin söz konusu bedeli tarafına ödemediğini, daha düşük bedeli de kendisi kabul etmediğinden yaklaşık 10 gün önce evinin yıkıldığını, bütün müştemilatın yerle bir edildiğini, mağdur olduğunu, zarara uğradığını ifade ederek; toplam zararı olan 31.194.92 TL’nin dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsili ile tarafına ödenmesi istemiyle 6.8.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı vekili, süresinde verdiği birinci cevap dilekçesinde, idari bir karar ve işlemden kaynaklanan zararın tazmini talebinin idare mahkeme lerinde açılacak tam yargı davası ile talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek görev itirazında bulunmuş; davanın esasına ilişkin olarak da; 2981 Sayılı Yasa hükümleri açısından, davacının dava konusu gecekondu ile ilgili imar affı müracaatının bulunmadığını, yani 2981 sayılı Yasanın 9. maddesinin ( c ) bendine göre gerekli harçların yattırılmadığını, 15. maddeye göre de Yapı Kullanma İzin Belgesi alınmadığını, bu nedenle her ne kadar davacının gecekondunun bulunduğu yerde hissesi bulunsa da İmar Affı Kanununa göre, söz konusu bina ile ilgili işlemler tamamlanmadığı ve bina ruhsata bağlanmadığı için, davacıya ait binanın KAÇAK YAPI konumunda olduğunu; zira davacının inşa ettiği zeminde davacıya ait belli bir yer bulunmadığından diğer hissedarların hisselerine tecavüzlü durumda bulunduğunu, bu durumda davacıya ait gecekondunun başkasının arsasına yapılan yapı olarak değerlendirileceğini; zira yasa gereğince hisseli arazi üzerine tüm hissedarların arazinin her zerresinde hakkı olduğunu; aynı şekilde davacının da hisseli arazinin tüm zerreleri üzerinde hakkı bulunduğundan tüm hissedarların arazinin belli bir bölümünün davacıya ait olduğuna dair oybirliği ile muvafakatlarının olması halinde kendisine ait tapulu arazisi üzerinde gecekondu inşa ettiğinin kabul edilebileceğini; dava konusu yapının ise davacı tarafından diğer hissedarların muvafakati alınmadan yapıldığından (arazinin her zerresinde tüm hissedarların hissesi bulunduğundan) başkasının arazisi üzerine izinsiz yapılmış kaçak yapı konumunda olduğunu; davacı tarafından yasa ile bertilen şartların hiçbirinin yerine getirilmediğini; dava konusu gecekondunun, gerek 2981 sayılı yasa gerek İmar Kanunu gerekse de 775 sayılı Yasanın 2, 18 ve 23. maddeleri hükmü uyarınca herhangi bir karar ya da işleme gerek kalmaksızın mevzuata uygun olarak yıkılması gereken yapılardan olduğunu savunmuştur.
ANKARA 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 7.3.2013 gün ve E:2012/438 sayı ile, davalı tarafın yargı yolu itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde; idari dava türleri, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı; dosyanın incelenmesinden, davacıya ait ruhsatsız yapılan binanın, eklentilerin ve müştemilatın, imar planında yolda kalması nedeniyle; ruhsatsız yapının, 3194 sayılı ve 775 sayılı Yasalar uyarınca yıktırılacağının davacıya tebliğ edildiği; yapıların ise, idarece yıktırıldığı; davacı tarafından kamulaştırılmasız el atıldığı ileri sürülerek, bina, eklentiler ve müştemilat ile ilgili olarak, 31.194,92 TL. zararın faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, davacıya ait ve ruhsatsız olan yapıların imar planında yol alanında kalması nedeniyle yıkım kararı uyarınca yıktırılmasından dolayı bir bedel ödenip ödenmeyeceğine ve, sonuçta, bir idari işlem olan imar planına ve yıkım kararına dayanılarak sözü edilen yapıların yıktırılması sebebiyle doğacak zararın tazminine ilişkin bulunan dava, kamu mevzuatı hükümleri çerçevesinde ve kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemin icrasından ve idari eylemden kaynaklanan bir uyuşmazlığı konu edinmiş olduğundan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1 ‘inci fıkrasının (b) bendinde yer alan, “idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği, bu bakımdan, imar planının uygulanması sonucunda uğranıldığı öne sürülen zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; açıklanan nedenlerle, 2247 Sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi ‘ne gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Bahri AYDOĞAN, Abdullah ERGİN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 7.10.2013 günlü toplantısında;
l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının Ankara İli, Altındağ İlçesi, Beşikkaya Mahallesi, 2000 Sokak, …. Numarada bulunan ve ruhsatsız/kaçak olduğu ileri sürülen gecekondusu ile müştemilatının, 3194 ve 775 sayılı Yasalar uyarınca yıktırılmasından dolayı uğranılan zararına karşılık 31.194.92 TL’nin faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Dava dosyanın incelenmesinden; davacıya ait ruhsatsız yapının ve eklentilerinin imar planının uygulanması amacıyla 3194 ve 775 sayılı yasalar uyarınca yıktırılacağı hususunun (ve konuya ilişkin alınan genel bir Encümen Kararı dayanak gösterilmek suretiyle) davacıya tebliğ edildiği, yapıların idarece yıktırıldığı, davacı tarafından, yapıların değer tesbitinin yaptırıldığı, uğranılan zararın tazmini istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, her ne kadar davacı tarafından, Mahkeme de açılan tespit dosyasında bedel tespiti yaptırılmış ve bu bedel dava konusu edilmiş ise de, ortada idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmadığı, davanın anılan Yasanın 14. maddesinde işaret edilen bedel arttırma davası niteliğinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Olayda, davacıya ait ruhsatsız yapının ve eklentilerinin imar planının uygulanmasına başlanılması nedeniyle yıktırılmasından dolayı maddi tazminat istemiyle dava açıldığı; buna göre, kamu mevzuatı hükümleri çerçevesinde ve kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda davacıya ait yapı için bir bedel ödenip ödenmeyeceğine, uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın giderilip giderilmeyeceğine, dolayısıyla bir idari işlem olan imar planına dayanılarak ruhsatsız yapının yıktırılmasından doğan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı idare vekilinin görev itirazının, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idare vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ’nin 7.3.2013 gün ve E:2012/438 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 7.10.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.