);

Single Blog Title

This is a single blog caption

ASKER KIŞI SANIK HAKKINDA, ASKERI SUÇ OLMAYAN, ASKER KIŞIYE KARŞI VEYA ASKERI MAHALDE YAHUT ASKERLIK HIZMET VE GÖREVLERI ILE ILGILI OLARAK DA IŞLENMEYEN “GÖREVLI MEMURA HAKARET” SUÇU TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 266

Ceza Bölümü         2001/69 E.  ,  2001/87 K.

  • : ASKER KIŞI SANIK HAKKINDA, ASKERI SUÇ OLMAYAN, ASKER KIŞIYE KARŞI VEYA ASKERI MAHALDE YAHUT ASKERLIK HIZMET VE GÖREVLERI ILE ILGILI OLARAK DA IŞLENMEYEN “GÖREVLI MEMURA HAKARET” SUÇU
  • TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 266

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           Davacı           : K.H.

Yakınanlar    : 1-M.A.

2-İ.A.

Sanık              : E.Ö.

O L A Y          :Şirinyer/İzmir Merkez Komutanlığı emrinde görevli Mu. Yb. E.Ö.’ın, 6.5.1998 günü, sivil olarak yürüyüş yaptığı sırada, Nato Komutan Yardımcısının evinin önünde, nöbet tutmakta olan askerlere bağırıp, kimlik istediği, binanın dış korumasını yapan yakınanlar, polis memurları M.A. ve İ.A.’ın, ikaz etmesi üzerine, yarbay olduğunu söyleyip “siz bana karışamazsınız” diyerek yakınanları ittiği, kimlik istemeleri üzerine “Ben size kimlik göstermem. Bir avuç aynasızsınız, size güven olmaz” gibi sözler söyleyerek görevli memura hakaret suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 266/1. maddesi uyarınca iki kez cezalandırılması istemiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.5.1998 gün ve E:1998/9213, K:1998/8511 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

İZMİR 7. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 8.6.1999 gün ve E:1998/780, K:1999/647 sayıyla; asker kişi sanığı, askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlediği ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek dava dosyası, Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

EGE ORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 7.7.1999 gün ve 1999/885, K:1999/543 sayıyla; olay sırasında sanığın sivil olduğu ve kimliğini ibraz etmemekte direndiği, yakınanların kendi merkezlerinden yardım istemeleri üzerine, yarbay olduğunu beyan ettiği ve bu andan itibaren asker kişi sıfatını kazanacağı, emniyet mensuplarının, sanığın sivil kişi olduğunu sandıkları sırada,  asker kişilere karşı olumsuz tavırlarını önlemek maksadıyla müdahalede bulundukları  ve sanığın emniyet mensuplarına hakarette bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine dava dosyası, Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ’ın katılımlarıyla yapılan 9.7.2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Atilla POYRAZ’ın, davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa’nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu’nun  “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan “Genel Görev” başlıklı 9. maddesinde; “Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” denilmektedir.

“Askeri suç” ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu’nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu’nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu’na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, sanığın, yüklenen eylemi askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işlediği gerekçesine yer verilmiş ise de; dosya içinde mevcut tanık beyanlarından, olay günü, sivil kıyafetli olarak yürüyüş yaptığı sırada, Nato Komutan Yardımcısının evinin önünde nöbet değişimi sırasında, nöbet tutacak olan erlerin disiplinsiz davranışlarını gören sanığın, erlere müdahale ettiği, bu arada kendisine müdahale eden yakınanlara, karakola götürülmek istenene kadar, ısrarla kimlik göstermediği anlaşılmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 24. maddesinde, “Disipline aykırı gördüğü her hale müdahaleye ve emir vermeye her üst görevlidir.” denilmekte, 19. maddesinde ise, “Emrin üniforma ile verilmesi lâzımdır. Üniformasız olan bir âmirin verdiği emirleri onu tanıyanlar yapmaya mecburdur.” hükmü yer almakta olup, bir üst, astın kanunlara, nizamlara veya emirlere aykırı bir tutum ve davranışını görürse disipline aykırı bu davranışını düzeltmesi için emir vermeye görevli ve yetkili kılınmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği’nin 28. maddesinde de, “Üniformasız iken emir vermek lüzumunu gören (ve kanuna göre emir vermek yetkisinde bulunan) üstler, ast tarafından tanınmıyorsa, kimlik kartları ile kendilerini tanıtırlar. Bu ahvalde astlar tarafından emirleri yapılır.” hükmü düzenlenmiş olup, sivil kıyafetli olduğu sırada, kendisini tanımayan asker kişilere kimlik göstermeyen sanığı, yakınan emniyet mensuplarına hakaret ettiği ve böylece müsnet suçu işlediği sırada görevli kabul etmek mümkün değildir.

Açıklanan  nedenlerle, sanığa yüklenen suç, askeri suç olmadığından, asker kişiye karşı veya askeri mahalde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlendiğinin kabulü de mümkün görülmediğinden, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 8.6.1999 günlü, E:1998/780, K:1999/647 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 9.7.2001 günü kesin olarak oybirliği ile karar verildi.