);

Single Blog Title

This is a single blog caption

89/14490 SAYILI KARARNAME ÇERÇEVESINDE ÖDENMESI GEREKEN KAYNAK KULLANIMINI DESTEKLEME PRIMI ALACAĞINDAN DOĞAN DAVANIN, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESININ GEREKTIĞI HK. 1982 ANAYASASI (2709) Madde 167 UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

Hukuk Bölümü         1992/33 E.  ,  1992/36 K.

  • 89/14490 SAYILI KARARNAME ÇERÇEVESINDE ÖDENMESI GEREKEN KAYNAK KULLANIMINI DESTEKLEME PRIMI ALACAĞINDAN DOĞAN DAVANIN, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESININ GEREKTIĞI HK.
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 167
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           :T.K.M Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Karşı Taraf    :Türkiye Kalkınma Bankası

O L A Y          :Davacı, 1989 yılında, emniyet camı, rafine vinterize ayçiçek yağı, sabun, gliserin, bisküvi ve gofret fabrikaları kurmak üzere %100 özkaynaklı, %40 Kaynak Kullanımını Destekleme Primi Teşvik belgeleri ve eklerini aldığını; teşvik tedbirlerinin Devlet Planlama Teşkilatının Bankaya yazmış olduğu talimat ile Bakanlar Kurulu kararına dayanan 1990/2 ve 1989/1 sayılı tebliğlere göre uygulanması gerektiğini belirtip, bedeli peşin ödenerek alınmış bulunan fabrika bina ve arsasının tapu ve vergi beyanname değeri üzerinden Kaynak Kullanımı Destekleme Primi ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; 5 Milyar 855 Milyon lira K.K.D. pirim alacaklarının (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere) tahsili ile davalı Bankanın şirketlerine kullandırdığı kredi faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi istemiyle 8.6.1992 tarihinde adli yargı yerinde alacak davası açmıştır.

Davalı ek savunmasında görev itirazında bulunmuş, ÇANKIRI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (6.7.1992 gün ve 1992/348 sayılı keşif zaptına) davalı vekilinin görev itirazının reddine ve mahkemenin görevli olduğuna karar vermiş, davalı vekilinin Danıştay Başsavcılığına hitaben verdiği 21.7.1992 günlü itiraz dilekçesiyle dosyayı Danıştay Başsavcılığına göndermiştir.

Danıştay Başsavcılığı 2247 sayılı Kanunun 10 ve devamı maddeleri uyarınca 5.8.1992 gün ve 8 sayılı düşünce yazısıyla olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış; Yargıtay Başsavcılığının, davanın çözümünün idari yargının görevine girdiği yolundaki 16.9.1992 gün ve 2096-75576 sayılı düşünce yazıları da alınarak dosyaya konulmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE           :

Türk Milleti adına karar veren Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Mustafa ŞAHİN’in Başkanlığı’nda: Şükrü Kaya EROL, Dr.Ekrem SERİM, Ahmet ÇOLAKOĞLU, Nurşen ÇATAL, İrfan ERDİNÇ ve Osman ŞİMŞEK’ in  katılmaları ile yaptığı  26.10.1992  günlü toplantıda, Raportör- Hakim Ayten ANIL’ın raporu ile  Danıştay ve Yargıtay Başsavcılıklarının anlaşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yolundaki düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet GÖKALP ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan DİNÇ’in yazılı düşünceler doğrultusundaki sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Bakanlar Kurulu kararı ve buna bağlı tebliğlere göre hak kazanılan Kaynak Kullanımını Destekleme Primi ödenmesinin noksan yapıldığı ileri sürülerek tamamının tahsili istemiyle açılmıştır.

84/8860 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kurulmasına karar verilmiş ve bu karar 15.12.1984 gün ve 18606 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararda fonun, TC. Merkez Bankası nezdinde kurulduğu, fonun amacı, kaynakları, fondan yapılacak destekleme prim ödemelerinin şekli, Merkez Bankasının, görev ve yetkileri belirtilmiş olup, kararın yürürlük tarihinden bu yana TC. Merkez Bankasının Devlet Planlama Teşkilatının da görüşünü almak suretiyle çıkardığı tebliğlerle ödeme oranları işlemlerdeki usul ve esaslar belli edilerek uygulama yapılmıştır.

Dava konusu olayda uygulanmakta olan 88/12944 sayılı “Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar”, 7.6.1988 gün ve 19835 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve yukarda sözü edilen 84/8860 sayılı kararı ek ve değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırarak fon hakkında yeni esaslar getirilmiştir.

Kararın ilk uygulamaları böyleyken, 26.8.1989 gün ve 20264 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 89/14410 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 88/12944 sayılı kararda yapılan  değişikler sonucu, fon kaynaklarının TC. Merkez Bankası’nda toplanması kabul edilirken, 89/14490 sayılı kararnamenin fondan yapılacak ödemeleri düzenleyen 6. maddesinde: Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan yatırımlara ödenecek destekleme primleri dışında yapılacak ödemelerin esas ve şartları ile ödeme oranlarının TC. Merkez Bankası’nca yayımlanacak tebliğlerle düzenleneceği ve bu Bankaca uygulanıp yürütüleceği; yatırımlar için fondan yapılacak ödemelerin oranları ile bu ödemelerin esas ve şartlarının yıllık proğram kararnameleri çerçevesinde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının yayımlayacağı tebliğlerle belirleneceği, uygulama ve yürütmenin Türkiye Kalkınma Bankası’nca yapılacağı öngörülmüş, geçici 1. madde ile kararın yürürlük tarihinden itibaren prim başvurularının Türkiye Kalkınma Bankasına yapılacağı hükmü getirilmiştir.

Türkiye Kalkınma Bankası, 165 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş ve bu Kanun Hükmünde Kararnamede düzenlenen hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi ve anonim şirket şeklinde, tüzel kişiliğe sahip, bir yatırım ve Kalkınma Bankası olduğu belirtilmiştir. Bankanın amacı; Türkiye’nin kalkınması için anonim şirket statüsündeki teşebbüslere karlılık ve verimlilik anlayışı içinde kredi vermek, iştirak suretiyle finansman ve işletme desteği sağlamak, yurtiçi ve yurtdışı tasarrufları kalkınmaya dönük yatırımlara yöneltmek, serbest piyasanın gelişmesine katkıda bulunmak, yurtiçi, yurt- dışı ve uluslar arası ortak yatırımları finanse etmek ve her türlü yatırım bankacılığı işlemlerini yapmaktır.

Banka, Anayasa’nın 167. maddesi uyarınca Türkiye’nin kalkınmasına yönelik fon, kredi, iştirak gibi desteklerle serbest piyasanın gelişmesine katkıda bulunmak, yatırımları finanse etmek amacıyla kurulmuş bir kamu kurumu olduğuna göre, yaptığı hizmette kuşkusuz kamu hizmetidir. Bankanın, Başbakanlığa bağlı olması ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun gözetim ve denetimine tabi bulunması da, onun bir kamu kurum olduğunun diğer bir kanıtıdır. Görevinin özel hukuk alanındaki tüzel kişilerin desteklemesine ilişkin olması, yaptığı hizmetin kamu hizmeti olma niteliğini değiştirmez. Zira, bugün artık özel hukuktakinden ayrı, kamu hukuku usulleri ile görülmesi zorunluluğu kamu hizmetinin değişmez bir karakteri ve unsuru olmaktan çıkmıştır. Faaliyet konularının gereklerine göre, değişik nispetlerde kamu ve özel hukuktan oluşan karma bir yöntem ile yürütülen sinai ve ekonomik ağırlıklı bir çok kamu hizmet alanı vardır.

Davada, kararnameye dayanılarak istenilen kaynak kullanımını destekleme primi alacağının noksan ödendiği ileri sürülmektedir. Anlaşmazlık Bankanın “idari” nitelikteki eylem ve işlemlerinden kaynaklanmıştır. Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanun ve kararnameye aykırı olduklarından bahisle açılan davaların amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.

Olayda Banka, ödenmesi istenilen destekleme priminin borçlusu olmayıp Hazine adına yapılacak ödemelerde görev , yetki ve sorumluluğu Kararname ile düzenlenmiş bir kamu kurumudur. Fonla ilgili düzenlemelerin kaynağını Bankalar Kurulu Kararı oluşturmaktadır. Diğer bir ifadeyle ortada Bankalar Kurulu Kararına dayalı idari işlemler vardır. Bu durumda olayın özel hukuk hükümleriyle çözülmesi mümkün bulunmadığından davanın idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

SONUÇ         :Anlaşmazlığın, niteliğine göre davanın çözümü İDARİ YARGININ görev alanına girdiğinden Danıştay Başsavcılığının başvurusunun kabulüyle Çankırı asliye Hukuk Mahkemesinin 6.7.1992  günlü, 1992/348 sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına, 26.10.1992 gününde  KESİN OLARAK  OYBİRLİĞİ  ile karar verildi.