2918 SAYILI YASA’NIN 116. MADDESI HK KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 116
Hukuk Bölümü 2007/385 E. , 2008/186 K.
- 2918 SAYILI YASA’NIN 116. MADDESI HK
- KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 116
“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : T.C Ziraat Bankası A.Ş Ladik Şubesi
Vekili : Av. T.K.
Davalı : İstanbul Valiliği (İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Çevre Yolları Trafik Denetleme Ekipler Amirliği)
O L A Y :Davacı vekili, trafik zabıtasınca 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesi uyarınca araç tescil plakasına göre düzenlenen ve aynı Yasa’nın 51/2-a maddesine aykırılık nedeniyle verilen 83.100.000.- lira tutarındaki para cezasına karşı, 17.1.2005 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
ÜSKÜDAR 1.SULH CEZA MAHKEMESİ; 31.1.2005 gün ve D.İş:2005/73 sayı ile, 2918 Sayılı Yasanın 51 maddesine aykırılıktan uygulanan cezanın, idare tarafından uygulanan idari para cezası niteliğinde ve trafik para cezasına itirazın incelenmesi görevinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez, aynı istekle, 8.3.2005 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.
İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ; 31.10.2006 gün ve E:2005/718, K:2006/2534 sayı ile, dava dosyasının incelenmesinden, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekiplerinin 01-Kuzey Yol Tem katılımında yapılan radar uygulaması ve hız kontrolü sonucunda yapılan radar uygulaması ve hız kontrolü sonucunda davacıya ait olduğu ileri sürülen aracın hız ihlali yaptığı gerekçesiyle dava konusu edilen işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 51./ A maddesinde, hız sınırını aşan sürücülere uygulanacak yaptırımların sıralandığı; Yasanın 112., 115. ve 116. maddelerinden bahisle; 2918 Sayılı Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak bahsi geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle, bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu; ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adlî yargının yetkili ve görevli kılındığının anlaşıldığı; nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 01.04.2002 gün ve 24713 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanmış bulunan; 24.12.2001 gün ve E:2001/104, K;2001/112 sayılı
kararının da bu doğrultu olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı vekilinin dilekçesi üzerine, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nce; 12.3.2007 gün ve E:2005/718, K:2006/2534 sayılı karar ekinde dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 7.7.2008 günlü toplantısında;
I-İLK İNCELEME : Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın Çelik’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, trafik kural ve yasaklarına uyulmadığı nedeniyle trafik zabıtasınca 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesi uyarınca araç tescil plakasına göre verilen para cezasına karşı yapılan itirazdan ibarettir.
Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.
13.10.1983tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan fiiller, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.
Anılan Yasa’nın yürürlüğe girdiği ilk dönem itibariyle, Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esası benimsenmiş iken, yasa koyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman kaybını önlemek amacıyla çıkarılan3.11.1988 tarih
ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı kanunların ( 6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanı sıra 2918 sayılı Yasa’da daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülerek yönetim tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalarda da getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasa’da aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.
İdarenin organları eliyle idari usullere göre uygulanması ve idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle, idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak, idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Ancak, yasa koyucu tarafından, idari cezalara karşı ilgililerin sadece yapılan tespitin gerçeğe aykırılığı ile maddi ağır yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürerek yapacakları itirazlarda, haklı neden ve kamu yararı bulunması halinde adli yargı yerinin görevli kılınması olanaklı olup; bu durumda, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir.
2918 sayılı Yasa’nın “ Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Kanun’daki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanun’daki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.
“Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu(30.01.2008 gün ve 26772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2007 gün ve E:2003/105, K:2007/98 sayılı kararı ile, 13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3493 sayılı Yasa ile değiştirilen 115. maddesinin son fıkrasının; “…para cezaları ile…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal edilen ibare nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan “116 ncı maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere…” bölümünün de 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince iptaline karar verilmiştir); 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü belirlenemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın bildiriminden başlayarak yedi gün içinde “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.
Yapılan açıklamalara ve anılan düzenlemelere göre, Yasa’da adli ceza kapsamındaki suçlarla ilgili davalara 112. maddede belirtilen trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde; trafik zabıtasınca verilen idari para cezalarına ise idare mahkemelerinde bakılacaktır.
Ancak, yine idari ceza kapsamına girmekle birlikte, Yasa’nın 116. maddesinde öngörülen şekilde sürücüsü tespit edilemediği için trafik zabıtasınca araç tescil plakasına göre düzenlenen para cezalarına karşı, Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten beri bu şekilde verilen idari para cezaları ile ilgili ve sınırlı olarak, tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde yapılacak olan itirazları incelemekle adli yargı yeri görevli kılınmıştır.
Olayda, uyuşmazlığa konu edilen idari para cezasının 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesine göre düzenlenmiş bulunması karşısında, bu cezaya karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Üsküdar 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 31.01.2005 gün ve D.İş:2005/73 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 07.07.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.