);

Single Blog Title

This is a single blog caption

2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI KARAYOLU TAŞIMA KANUNU (4925) Madde 26

Hukuk Bölümü         2008/221 E.  ,  2008/253 K.

  • 2247 SAYILI YASA’NIN 14. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
  • KARAYOLU TAŞIMA KANUNU (4925) Madde 26

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : A.U.

Davalı            : Zonguldak Valiliği

O  L  A  Y       : Devrek Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği’nin 23.12.2007 gün ve 408108 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu idari para cezası tutanağı ile, davacının yetki belgesiz taşıma yaptığının tespit edildiğinden bahisle 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26. maddesinin (a) bendi gereğince para cezası verilmiştir.

Davacı, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ZONGULDAK İDARE MAHKEMESİ; 27.2.2008 gün ve E:2008/43, K:2008/248 sayı ile, davanın, 34 VU 420 plakalı taşıt sahibi olan davacının yetki belgesi olmaksızın yolcu taşımacılığı yaptığından bahisle 4925 sayılı Karayolları Taşıma Kanunu’nun 26. maddesinin (a) fıkrası uyarınca 5.000,00YTL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Devrek Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliğinin 23.12.2007 tarih ve 408108 seri numaralı idari para cezası tutanağının iptali istemiyle açıldığı, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14 ve 15. maddeleri ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3 ve 27. maddelerinden söz ederek, yukarıda yer verilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca kesilen idari para cezalarına karşı yapılacak itirazların Kanunda idare mahkemesinde yapılacağına ilişkin açık hüküm bulunması halinde ancak idare mahkemesine yapılabileceği, aksi halde sulh ceza mahkemesine itiraz edilebileceği sonucuna varıldığı, 8.2.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 520. maddesi ile 4925 sayılı Kanun’un 30. maddesinin başlığıyla birlikte değiştirildiği ve verilen idari para cezasına karşı idare mahkemesine itiraz edilebileceğine ilişkin hükmün bulunduğu 4925 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 1. fıkrasının kaldırıldığı ve maddenin yeni halinde bu Kanun uyarınca verilen idari para cezalarına karşı hangi mercie itiraz edileceğine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediği, dava dosyasının incelenmesinden; 34 VU 420 plakalı otobüsün 23.12.2007 günü Bölge Trafik İstasyon Amirliği ekiplerince durdurulduğu, belgelerinin kontrol edilmesi için taşıt sürücüsü davacıya yolcu taşıma belgesi olup olmadığının sorulduğu, yetki belgesi olmadığının tespit edilmesi üzerine de 4925 sayılı Kanun’un 26. maddesinin (a) fıkrası uyarınca 5.000,00YTL idari para cezası kesildiği ve bu cezanın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda; 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 5728 sayılı Kanun’la değişik yeni halinde bu Kanun uyarınca verilen idari para cezalarına karşı idare mahkemesinde itiraz edileceğine ilişkin açık bir hükme yer verilmemiş olması sebebiyle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27. maddeleri uyarınca sulh ceza mahkemelerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 13.10.2008 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Davacının istemi üzerine Mahkememize gönderilen İdare Mahkemesi dosyasının incelenmesinden, davacı adına verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açılmış ve İdare Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ise de, İdare Mahkemesince uyuşmazlığı çözümlemek konusunda görevli olduğu belirtilen adli yargı yerinde açılmış dava sonucunda verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 13.10.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.